SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Başbağlar İçin Yeni İddianame

Başbağlar İçin Yeni İddianame
A- A+ PAYLAŞ

Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde 29 yıl önce 33 sivilin teröristlerce öldürüldüğü Başbağlar Katliamı ile ilgili derinleştirilen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame, olayda yakınlarını kaybeden ve "adalet" bekleyen yöre halkını umutlandırdı.

Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993'te PKK'lı teröristlerce düzenlenen saldırıda kullanılan silahların kriminal incelemesi ve tanık ifadeleriyle Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca derinleştirilen soruşturma kapsamında, terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları tespit edilen 21 şüpheli hakkında iddianame hazırlanması, burada yaşayan vatandaşlar tarafından sevinçle karşılandı.

Uzun yıllardır katliamın faillerinin bulunup cezalandırılmasını isteyen köylüler, yeni soruşturmayla adaletin tecelli edeceğine inanıyor.

Köy muhtarı Ali Akarpınar, AA muhabirine, katliamda da köy muhtarı olduğunu söyledi.

Katliam günü yaşananları anlatan Akarpınar, şöyle konuştu:

"29 yıldır adalet istiyoruz. Bugün ise umutlarımız yeşerdi. Başbağlar ve diğer faili meçhul olayların katillerinin adalet önünde hesap vermelerini bekliyoruz. Umudumuz yeşerdi çünkü Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca konuyla ilgili bir iddianame hazırlandı. İnşallah ağır ceza mahkemesi de bu iddianameyi kabul edecek ve Başbağlar katilleri adalet önünde hesap verecektir. Bizim beklentimiz, umudumuz bu yönde. Tam 29 yıldır Başbağlar köylüleri 33 masumun hesabının sorulmasını bekliyor. Başbağlar olayı inşallah faili meçhul olmaktan çıkacak."

Vatandaşlardan Onur Aydınlı da 39 yaşında olduğunu ve katliamda babasını kaybettiğini belirterek, "29 yıl sonra gelen bu müjdeli haberden dolayı Erzincan Cumhuriyet Başsavcımıza, devlet büyüklerimize çok teşekkür ediyorum. İnşallah adalet yerini bulur ve bu olay da faili meçhul olmaktan çıkar. Yıllardır adalet bekliyoruz." dedi.

Mehmet Kaya, olayın yaşandığı yıl 12 yaşında olduğunu kaydederek, "Başbağlar Katliamı'nın yeniden soruşturmaya açılması bizi mutlu etti. İnşallah sonuçlarını takip edeceğiz. Katliamın faillerinin bulunmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz. Arkadaşım evinin içinde annesiyle yanarak can vermişti. Acımız ilk günkü gibi taze, katillerin yakalanması ve adalet önünde hesap vermesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

- Olay

Kent merkezine 220 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyüne 5 Temmuz 1993'te gelen terör örgütü mensupları, akşam namazını kılıp camiden çıkan 28 erkeği köy meydanında kurşuna dizmiş, zulme karşı çıkan 5 kişiyi de yakılan evlerde ateşe vererek toplam 33 vatandaşı şehit etmişti.

21 SANIK HAKKINDA YENİ İDDİANAME
Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde 29 yıl önce 33 sivilin teröristlerce öldürüldüğü Başbağlar Katliamı ile ilgili derinleştirilen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, 21 şüpheli hakkında "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını, devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993'te PKK'lı teröristlerce düzenlenen saldırıda kullanılan silahların kriminal incelemesi ve tanık ifadeleriyle derinleştirilen soruşturma tamamlandı.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca sürdürülen soruşturma kapsamında, 33 sivilin şehit edilmesinde sorumluluğu bulunan ve terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları tespit edilen A.Ç, A.T, C.Ş, D.K, D.S, E.M, E.K, F.Y, H.S, H.A, H.Y, İ.H.A, İ.T.Y, M.İ, M.D, M.A, N.Ö, S.Ö, S.T, Ş.Ö. ve Ü.B. hakkında hazırlanan iddianame Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

İddianamede, olay günü sabah saatlerinde Orhan İlbay (İsa Kod) adlı örgüt mensubu sorumluluğunda, Tunceli bölgesinden yaklaşık 100 teröristin silahlandırılarak Zülüfyurdu denilen ormanlık alanda bir araya getirildiği belirtildi.

Eylem harekat tarzları anlatılarak Başbağlar giriş ve çıkışına güvenlik güçlerinin gelmesini ve köy halkının kaçmasını engellemek için kadın ve erkeklerden oluşan bir grup bırakıldığı anlatılan iddianamede, köye gönderilen teröristlere evleri yakmak için kullanacakları yanıcı maddeler verildiği, hangi evde kimlerin oturduğu ve bulunduğunun öncesinden tespit edildiği bilgisi yer aldı.

İddianamede, teröristlerin akşam ezanı okunurken köye girdikleri, iletişim ve elektrik hatlarını kestikleri, camiden başlayıp okunan ezanı yarım bıraktırarak imamı köy meydanına götürdükleri, köyde tespit ettikleri evlerden silah zoruyla vatandaşları darbedip çıkartarak köy meydanına getirdikleri ve kadınları köyün altında bulunan dere yatağında topladıkları ifade edildi.

Terör örgütü propagandası yapan teröristlerin daha sonra köyü ateşe vererek köylüleri katlettikleri aktarılan iddianamede, olay yerinde 28 kişinin kurşunlanarak öldürüldüğü, 3 kişinin yaralandığı, kayıp 5 kişinin de yanan evlerin enkazından cenazelerinin çıkarıldığı bilgisine yer verildi.

Katliamdaki silahlar, başka terör olaylarında da kullanılmış
Başbağlar'da ele geçirilen boş kovanların kriminal incelemeleri sonucu söz konusu silahların terör örgütünce 1992-1994 yıllarında Tunceli ve Bingöl'de güvenlik güçleri ve sivillere yönelik 10 farklı terör saldırısında kullanıldığının tespit edildiği bildirilen iddianamede, olayda kullanılan silahların, Tunceli'nin Pertek ilçesinde ikamet eden ve 4 dönem belediye başkanlığı yapan ANAP'lı Suphi Vural'ın evine teröristlerce ateş açılması ve Ovacık ilçesi kara yolunda teröristlerce 4 vatandaşın öldürülmesi, bir kişinin yaralanmasında kullanıldığı ifade edildi.

Mağdurların birbirleriyle örtüşen ifadelerine de yer verilen iddianamede, bazı mağdurların, terör örgütü mensuplarının isim isim köyde bulunanları evlerinden çağırdıklarını ve evlerde bulunan silahlardan dahi haberdar olduklarını anlattıkları bilgisi paylaşıldı.

Mağdur Elif Akpınar, ifadesinde, olay günü akşam saatlerinde silahlı kişilerin evlerine gelerek, "tek kırma tüfeğinizi verin" dediklerini, kendilerinin 18-20 yıl önce alınmış bir tek kırma tüfeklerinin olduğunu ancak şu an bu evde bulunmadığını söylediğini, değerli eşyalarını alarak kendilerini evden dışarıya attıklarını belirtti.

"Abdullah Öcalan'ın konuşmalarından bu eylemi onayladığını anladım"
Terörist Şemdin Sakık'ın davayla ilgili tanık olarak alınan ifadesinde, bölgede kendisinin talimat vermesinin söz konusu olmadığını ifade etti. Olayı sözde Tunceli bölge sorumlusu "Dr. Baran" kod isimli teröristten duyduğunu anlatan Sakık, olaydan daha önce haberi olmadığını öne sürdü.

Sakık, ifadesinin bir bölümünde şunları kaydetti:

"Abdullah Öcalan'ın konuşmalarından bu eylemi onayladığını anladım. Zaten Abdullah Öcalan kendilerine sık sık 'Ben size silahı savaşmanız için veriyorum' derdi. Dr. Baran'ın ölmesi üzerine 'Tunceli Bölge Sorumlusu' olarak atandım. Buradaki teröristlerden olayı kendilerinin gerçekleştirdiğini duydum."

Teröristlerden S.Z'de de ifadesinde, olaya "İsa" kod adlı terörist liderliğinde 30 kişilik grubun katıldığını ve bunların bazılarını tanıdığını belirtti. Eylemin yapılmasını "Dr. Baran" kod isimli Müslüm Durgun'un istediğini söyleyen S.Z, bu kişinin "Eylemi bölgede üstleniyoruz, uluslararası alanda üstlenmiyoruz." dediğini aktardı.

Terörist, emirle erkekleri tarayarak öldürdüklerini itiraf etti
Terörist A.T. ise ifadesinde, devlet yanlısı Başbağlar köyüne "İsa" kod adlı teröristin talimatıyla gittiklerini, 1 saat kadar propaganda yaptıklarını, emirle erkekleri öldürdüklerini, bir grubun köyü yaktığını ve olayın yaklaşık 3 saat sürdüğünü itiraf etti.

İddianamede, soruşturma aşamasında 1'i adli kontrol şartıyla serbest bırakılan ve 20'si hakkında yakalama kararı çıkarılan şüphelilerin, "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Erzincan, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız