SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Malatya Türkiye'de 5'inci Sırada"

0
Güncellendi - 2016-02-24 00:39:20
A- A+ PAYLAŞ

  • Su Ürünleri Çalıştayı'nda konuşan Vali Kamçı, Malatya'nın kayısı ve konfeksiyondan sonra en fazla ihracat yaptığı 3'üncü sektörün su ürünleri ve hayvancılık olduğunu söyledi.

Malatya Valisi Süleyman Kamçı,  son yılların en fazla büyüyen ve gelişen gıda sektörlerinden birinin su ve su ürünleri sektörü olduğunu belirterek “Ülkemiz, Alabalık üretiminde Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer almaktadır.  Alabalık üretim miktarı bakımından Malatya da Türkiye’de 5. Sıradadır” dedi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (BİLSAM)  işbirliği ile düzenlenen  ‘Su Ürünleri Çalıştay’ı  gerçekleştirildi.

Çalıştayda sektörde son yıllardaki gelişmeler, yaşanan sorunlar, balıkçılığın geleceği ve çözüm önerileri, düzenlenen oturumlarda ayrıntılı olarak tartışıldı.

Pano06Çalıştay’ın açılışına Vali Süleyman Kamçı, Tarım Bakanlığı Balıkçılık ve Su ürünleri Genel Müdürlüğü Avcılık ve Kontrol Daire Başkanı Mustafa Altuğ Atalay, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ali Selvi, BİLSAM Proje Koordinatörü Prof. Dr. İbrahim Gezer, İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma,  Meyvecilik Araştırma Enstitüsü ve TARSİM yetkilileri, Su Ürünleri Fakültesi’nden akademisyenler ile yetiştiriciler katıldı.

Prof. Dr. Gezer: 2016 yılını ‘Tarım Yılı’ ilan ettik

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan BİLSAM Proje Koordinatörü Prof. Dr. İbrahim Gezer, BİLSAM’ın yaklaşık 10 yıldır eğitim, araştırma ve yayıncılık alanında faaliyetleri sürdürdüğünü hatırlatarak, bu faaliyetlerin daha sistematik bir hale getirilmesi amacıyla her yıl belli bir alana ağırlık vermeyi planladıklarını ifade etti.

a2Bu kapsamda 2016 yılını ‘Tarım Yılı’ ilan ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Gezer, bu yıl içinde ‘Su Ürünleri, Kayısı Üretimi ve Pazarlanması, Kanatlı Yetiştiriciliği, Küçük ve Büyükbaş Hayvancılık, Tarımsal Su Yönetimi ve Çiftçi Örgütlenmesi’ gibi konular üzerine odaklanılacağını belirtti.

“Potansiyelimize rağmen istenilen seviyede değiliz”

Konuşmasında Türkiye’de ve Malatya’da su ürünleri yetiştiriciliğine ilişkin kısa bir değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Gezer, “Su ürünleri üretiminde ilimiz, bölgemiz ve ülkemiz önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen üretimimiz istenilen seviyenin çok altındadır. Daha kötüsü ise son yıllarda hem ülke ve bölgemizde hem de ilimizde su ürünleri üretiminde hızlı bir düşüş yaşanmaktadır. Bizim, konuya odaklanmamıza sebep olan unsurlardan biri de yaşanan bu düşüştür ve önümüzdeki günlerde yayımlanacak araştırma raporumuzda bunun nedenleri analiz edilecektir” dedi.

Prof. Dr. Gezer,  şunları söyledi: “Ülkemizde kişi başına düşen balık tüketimi (6-7kg/yıl) Avrupa ve Kuzey Amerika ortalamasının dörtte biri (20-25 kg/yıl - 6-7 kg/yıl), dünya ortalamasının ise üçte biri mesafesindedir. Hatta Afrika ortalamasının bile %30-40 kadar altındadır. Malatya’nın tüketimi ise Türkiye ortalamasının dörtte biri dünya ortalamasının ise on beşte biri kadardır. Ülke olarak üç tarafımızın denizlerle çevrili olduğu ve daha birçok su kaynağımız düşünüldüğünde bu durum çok anlaşılır gözükmemektedir. Açıktır ki bu durum mutfak kültürümüzle yakından ilişkilidir.

Malatya’da ise su ürünleri üretimi son 8-10 yılda (2004-2012) 10-12 kat artarak yılda yaklaşık 5 bin tona ulaşmış ancak son iki- üç yıldır da hızlı bir düşme sürecine girmiştir. Görünen o ki eğer tedbir alınmazsa artmada yaşanan yüksek ivmenin bir benzeri bu seferde düşmede yaşanacaktır.

TÜİK verilerine göre Malatya ekonomisinin son yıllarda diğer illere göre gerileme eğiliminde olduğu da dikkate alındığında, su ürünleri üretimi şehir ekonomisi için önemli bir fırsat ve potansiyele dönüştürülebilir. Yapılan kapasite araştırmaları su ürünleri üretiminin ilimizde yılda 15 bin tona kadar yani mevcut üretimin 4-5 katına kadar çıkarılabileceğini göstermektedir ve bu potansiyel değerlendirilmelidir.”

Selvi: Alabalık üretim kapasitemiz 12 bin ton

a3Malatya’da kayısıdan sonra en temel faaliyetlerin başında gelen su ürünleri sektörünü tanıtmak, sorunları ortaya koymak, ve çözüm önerileri geliştirmek için çalıştay düzenlendiğini kaydeden Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ali Selvi, Malatya’nın yıllık 12 bin 228 ton alabalık üretim kapasitesine sahip olmasına rağmen 2015 yılı üretiminin 3 bin 500 ton olarak gerçekleştiğini belirtti.  Tarım Bakanlığı’nın su ürünleri yetiştiriciliğini de desteklediğini hatırlatan Ali Selvi,  geçen yıl Malatya’da 8 ilçede 32 adet tesisin 1.7 milyon TL destekleme aldığını kaydetti.  Ali Selvi, Malatya’daki su ürünleri yetiştiriciliğine ilişkin bazı verileri de paylaştı. Selvi “ İlimizde 1 adet Alabalık Yetiştiriciliği Üretici Birliği, 5 adet Su ürünleri Avcılık Kooperatifi bulunmaktadır.  2 adet su ürünleri denetim teknesi bulunmaktadır.  Malatya’da su ürünleri avcılığında kullanılmak üzere belgelendirilen ruhsatlı tekne sayısı 63, ticari amaçlı avcılık yapan ruhsatlı kişi sayısı 100, kayıtlı amatör balıkçı sayısı ise 1910 adettir” şeklinde bilgi verdi.

Selvi, balık yemi fiyatlarının yüksekliği başta olmak üzere, tesislerde kullanılan alet ve ekipman teminindeki zorluklar, elektrik ve ulaşım zorluğu, alabalık yavru üretiminin yetersizliği, yetişmiş eleman azlığı, sigorta maliyetleri gibi sorunların su ürünleri yetiştiriciliğinin belli başlı sorunları olduğunu aktardı.

Atalay: Avrupa’nın en çok üreten ülkesiyiz

a4Tarım Bakanlığı Balıkçılık ve Su ürünleri Genel Müdürlüğü Avcılık ve Kontrol Daire Başkanı Mustafa Altuğ Atalay ise, Türkiye olarak Avrupa’nın en çok balık üreten ülkesi olduklarını belirterek, 2003 yılında konulan teşviklerin karşılığında bugün artık yaklaşık 1 milyar dolara ulaşan ciddi bir ihracat potansiyeline ulaşıldığını söyledi.  En son teknoloji ve ekipmanlar kullanılsa bile su ürünleri üretimini arttırmanın tek yolunun avcılıktan değil  yetiştiriciliği artırmaktan geçtiğini kaydeden Atalay, şöyle konuştu: “  Handikap şu: Artık avcılıktan bütün dünyada daha fazla üretim elde etme şansınız yok. En son teknoloji, ekipman, gemi veya tekneleri de kullansanız böyle bir imkan yok. Eğer serbest bırakırsanız 3 yıl içeresinde denizlerdeki bütün balıkları toplarsınız, 5 sene sonra hiç balık kalmaz.

Türkiye’de balıkçılığı arttırmanın yolu denizlere daha fazla gemi bırakarak veya teknolojiyi arttırarak değil yetiştiriciliği teşvik ederek sağlanabilir. Bunun için de bakanlığımız 2003 yılında su ürünleri yetiştiriciliğine teşvikler koymuş. Bu teşviklerin karşılığı da alınmış. Malatya, deniz kıyısı olmayan bir il olmasına rağmen ihraç ürünleri arasında su ürünleri 3. Sırada yer almış.   Böylesine ilerleyen bir sektörde yeni açılımlar da getirmek gerekiyor.”

Su ve su ürünlerinin katma değerinin yükseltilerek satılan ürün çeşitliliğinin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Atalay, “ Yetiştiricilik sektörü her yıl artsa da, Avrupa’ya her yıl balık satan ülke olsak da bunun katma değerinin arttırılması lazım. Ürün çeşitliliğinin artırılması lazım. Bugün sattığımız balık Alabalık, Çupra ve Levrek.  Dördüncü bir türümüz yok. Halbuki teşviklere bakıldığı zaman, yeni türlere de destek var. 1 lira destek veriliyor.  Bu yeni türlerden iç sularımızda değerlendireceğimiz pek çok tür vardır. Bunun içinde hiç aklımıza gelmeyen, ticari olarak düşünülmeyen, sülüğünden, salyangozundan, kurbağasından yılan balığına kadar pek çok ürün çeşidi bulunmaktadır. Malatya’da da bunları üretme potansiyeli vardır. Sadece Alabalığa kilitli kalırsak olmaz.  Geçen sene maalesef Avrupalılar kendi ticaretini korumak için Türk ürünü alabalığa farklı bahanelerle ilave vergi koydular.  Bizim de bu tür açılımları öngörerek daha fazla balığı daha sağlıklı bir şekilde nasıl üretir ve nasıl satarız diye planlamalar yapmamız gerekiyor. Bunun için de öncelikle yasal bir takım düzenlemelerle ayarlamanız lazım. Su ürünlerinin Anayasası denilen 1380 sayılı Kanun, 1971 yılında yayınlanmış ve o günün koşullarına göre çok da güzel hazırlanmış bir yasa ama yaklaşık 50 yıl gibi bir zaman geçince günün şartlarına cevap vermemektedir.  Aşağı yukarı iki yıldır yeni Su Ürünleri Kanunu’nun hazırlanması için ciddi bir çalışma yürütülüyor.  Ciddi mesafeler alındı. Bakanlığımızdan onaylandı ve Başbakanlığa, yasalaşmasının prosedürlerinin tamamlanması için gönderildi. Meclisimizin onayından geçerse Yeni Su Ürünleri Kanunu’nun çıkmasını bekliyoruz. Bu kanunla su ürünleri sektöründeki gelişmelere daha iyi yön verme ve dünyayı yakalama imkanımız olacaktır.   Bu çalıştaylar da bize farklı ufuklar ve değerlendirmeler yapma imkanı sağlayacaktır” ifadelerine yer verdi.

Vali Kamçı:  Malatya’nın en çok ihracat yaptığı üçüncü sektör

a5Çalıştayda son olarak konuşan Vali Süleyman Kamçı da,  her geçen gün artan dünya nüfusuna paralel olarak ucuz ve sağlıklı gıdaya ulaşımın da önem kazandığını belirterek “Su ürünleri sektörü aynı zamanda üretim, ticaret ve dağıtım göz önüne alındığında, istihdam ve gelir kaynağı olması bakımından da önem taşımakta olup ekonomiye hatırı sayılır bir katkı sağlamaktadır.  Bu durum, ülkemiz için de söz konusudur. Su ürünleri üretiminde Türkiye giderek gelişme göstermektedir. Ülkemiz, alabalık üretiminde Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Alabalık üretim miktarı bakımından Malatya da Türkiye’de 5. Sıradadır.  Su ürünleri yetiştiriciliği son yıllarda en fazla büyüyen gıda sektörüdür ve bu nedenle istikbali parlaktır. 2014 yılında Malatya’da en önemli ihraç kalemleri olan kuru kayısı ve konfeksiyonun ardından ‘Su ürünleri ve hayvancılık mamulleri’  üçüncü sırayı almış ve 27 milyon TL gelir elde edilmiştir.  Ümit ediyorum ki, Malatya’mız bu sektörde çok daha üst sıralara yükselecek ve ülke ekonomisine daha üst düzeyde katkılar sunacaktır” diye konuştu.

Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız