Meşale Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Tamer Çalhan, “Hangi kurumda nerede olursa olsun bir yanlış varsa, hangi partiden, hangi cemaatten, hangi mezhepten, meşrepten olursa olsun cezasını çekmelidir. Ama saf ve samimi niyetlerle insanı ve ülkesi için çalışan cemaat ve sivil toplum kesimleri ayırt edilmelidir” dedi.
Dernek binasında basın toplantısı düzenleyen Çalhan, Meşale Derneği’nin birlikte ve kardeşçe hareket etmenin gücü ve önemine inanan insanların çatısı altında toplandığı; temiz, suçtan uzak durulan, nesillerin her türlü bağımlılıktan uzak olduğu, yardımlaşma ve dayanışmanın her kesime yayıldığı bir sivil toplum kuruluşu olduğunu ifade etti.
Okuyan, eğitimli, kültürlü, dürüst ve erdemli bir toplumun inşası için, kanunlar ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde ve milletin inanç değerleri doğrultusunda çalışan bir dernek olduklarını dile getiren Çalhan, “Meşale Derneği olarak çalışmalarımızın merkezine insanı yerleştiririz. Ahlaklı, edepli, vatanına ve milletine faydalı, çalışkan, üretken, sorgulayan, araştıran ve insanlık açısından bir katma değeri olan insanlar yetiştirilmesi en büyük gayemizdir. Bu gaye, ülkemizi ve dünyamızı daha yaşanabilir, daha huzurlu, daha müreffeh kılmaya matuftur, açıktır, malumdur. Cenneti ayaklarının altında gördüğümüz kadınlarımız, Yaratıcımızın bize emaneti olan çocuklarımız, enerjileri ve projeleriyle heyecan veren gençlerimiz, kamu çalışanları, işçilerimiz, esnaflarımız ve maddi manevi yardıma muhtaç tüm insanlar için oluşturduğumuz çalışma grupları ve komisyonlarda, Meşale Derneği çatısı altında projeler üretmekte, problemlere çözümler aramaktayız. Gece gündüz, yağmur kar demeden canla başla çalışmaktayız” dedi.
Çalhan, aile mefhumunun korunmasının üyelerin bir araya geliş nedenlerinden birisi olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Sağlıklı, sağlam, mutlu ve huzurlu aile ortamlarının mevcudiyeti aynı zamanda milletimizin mevcudiyetiyle ilgilidir. Bu bakımdan aile kurumunun yükseltilmesi ve teşvik edilmesine yönelik bilinçlendirme çalışmaları yürütmekteyiz. Fakir fukaranın, mazlumun, ihtiyaç sahiplerinin, zenginin maçında hakkı olduğuna inanıyoruz. Hasta olanın sağlıklı olanda hakkı olduğuna inanıyoruz. Bunun içinde paylaşmayı, yardımı, infakı, sadakayı çalışmalarında öne çıkaran; binlerce yerli ve Suriyeli muhacir kardeşimize aylık yardım yapan, hastane önlerinde hasta yakınlarına Ramazan’da iftar veren bir derneğiz. Bunlar ve daha sayamadığımız birçok faaliyetlerimizle bir sivil tolum kuruluşu olarak her zaman ve zeminde eleştiriye açık olduğumuzun bilinmesini isteriz. Açık, anlaşılır, mesnetli her eleştiriye kulak veririz. Ancak son zamanlarda çalışmalarımızı konusunda sınırlı sayıdaki asılsız ithamlarda bulunulmakta ve çalışmalarımızı millet nezdinde itibarsızlaştırmaya yönelik hilafı hakikat beyanlar ortaya atılmaktadır. Bu mesnetsiz ithamların yapmakta olduğumuz aile, gençlik ve yardım çalışmalarına milletimizin gösterdiği teveccühe, sınırlı sayıda dahi olsa isteyerek ya da istemeden zarar vermeye matuf olduğunu düşünüyoruz. Bu sınırlı sayıdaki haksız iddiaların hangi mahfiller tarafından hangi saikle ortaya atıldığını milletimiz iyi bilmekte ve Allah’ın izniyle derneğimizin yapmış olduğu pak ve temiz hizmetlere olan güveni, teveccühü her geçen gün artırmasına vesile olduğunu da görüyoruz.”
Tarihin büyük bir kırılma noktasından geçtiklerini kaydeden Çalhan, “15 Temmuz’da canlarını ortaya koyan, sala sesi ile güç ve huzur bulan millet, öz savunma yaparak, ülkemizi boğmak isteyen iç ve dış güçlerin bütün tuzaklarını boşa çıkarmıştır. Beyinlerini kiraya vermiş, yumuşak görünümlü kurşun askerler ve dini cemaat taklidi yapan terör örgütleri ile Anadolu’nun mayası ve omurgası olan dernek ve cemaatler aynı kefeye konuşmamalı, büyük oyuna fırsat verilmemelidir. Varsa bir yanlış ferdin hatasıdır, kulun hatasıdır. Hangi kurumda nerede olursa olsun bir yanlış varsa, hangi partiden, hangi cemaatten, hangi mezhepten, meşrepten olursa olsun cezasını çekmelidir. Ama saf ve samimi niyetlerle insanı ve ülkesi için çalışan cemaat ve sivil toplum kesimleri ayırt edilmelidir. Hiçbir cemaatin bankası, futbol takımı, kendilerinden olan yargı mensupları, polisi asla olmamalıdır ve buna müsaade edilmemelidir. Bizler için asıl olan önce Allah’a kulluk ve bu kullukla beraber hukuk, adalet, ahlak, vatan, devlet ve millettir. Özgür, samimi, hasbi duruşumuzun gereği olarak; yanlış yapan kim olursa olsun devlet veya şahıslar fark etmez biz her zaman bunların karşısında olduk. Doğru yapan kim olursa olsun Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Arap-Acem, AK Parti’li, CHP’li, MHP’li, BBP’li, Saadet Partili onun da yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. 28 Şubat’ta olduğu gibi halka ve onun değerlerine karşı olanların karşısında dimdik durduk, durmaya da devam edeceğiz. Politika ve siyasi partiler üstü duruşumuzu bozmadan faaliyetlerimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com