SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"2. Karabağ Zaferi Tarihimizde Parlak Bir Sayfadır"

0
Güncellendi - 2021-11-09 02:12:01
A- A+ PAYLAŞ

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Karabağ zaferinin 1. yılında, Şuşa'da, Cıdır Ovası'nda düzenlenen törene katıldı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Mihriban Aliyeva, Savunma Bakanı Zakir Hasanov ve Şuşa'nın kurtarılmasında rol alan askerlerin katıldığı törende Türkiye'den Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar yer aldı.

Tören, Azerbaycan milli marşının okunması ve şehitlerin saygı duruşu ile başladı.

Cumhurbaşkanı Aliyev, "Zafer Günü" dolayısıyla askerleri ve Azerbaycan halkını kutlayarak kazandıkları zaferle toprak bütünlüğünü ve tarihi adaleti yeniden tesis ettiklerini belirtti.

"İşgale son vermek için tüm gücümüzü seferber ettik"

Düşmanı kendi topraklarından kovarak tarihi misyonlarını yerine getirdiklerini vurgulayan Aliyev, "Azerbaycan, Ermenistan'ın 30 yılda kurduğu istihkam ve mevzileri 44 günde yıkarak, Ermeni ordusunu yok ederek tarihi zafer kazandı. Bu şanlı bayramı siz ve sizin gibi on binlerce askerimiz halkımıza armağan etti. 2. Karabağ Savaşı, şanlı tarihimizde parlak bir sayfadır. Azerbaycan halkı tüm gücünü seferber etmiş ve bu şanlı görevi yerine getirmiştir. İşgal döneminde her Azerbaycan vatandaşının çalışma ve eylemleriyle bu mübarek günü daha da yakınlaştırması gerektiğini defalarca söyledim. Azerbaycan halkının işgali asla kabullenmeyeceğini söylemiştim. İşgale son vermek için tüm gücümüzü seferber ettik ve düşmanı tarihi topraklarımızdan kovduk." dedi.

Aliyev, 2003'te cumhurbaşkanı seçildiğinde ne pahasına olursa olsun toprakları düşmandan alacaklarını söylediğini hatırlatarak uzun yıllar yürütülen barış müzakerelerinden sonuç alınmadığını kaydetti.

Ermenistan ve destekçilerinin işgali ebediyen sürdürmek istediğini söyleyen Aliyev, "Topraklarımızı yaklaşık 30 yıl işgal altında tuttukları için işgali sonsuza kadar sürdüreceklerine inanıyorlardı. Fakat yanıldılar. " ifadelerini kullandı.

Aliyev, toprakların kurtarılması için yıllarca hazırlandıklarını ve ülkenin askeri potansiyelini güçlendirmeyi başlıca görev kabul ettiklerini kaydederek "En modern silah, mühimmat ve teçhizat ülkemize getirildi ve bu teçhizat ordu tarafından usulüne uygun kullanıldı. 2. Karabağ Savaşı bunun açık bir kanıtıdır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı döneminde atılan adımlar sayesinde ekonomik bağımsızlıklarını kazandıklarını bildiren Aliyev, toprakların kurtarılmasında bunun başlıca etkenlerden biri olduğunu vurguladı.

"Adil bir savaş verdik ve düşmanı savaş alanında yendik"

Aliyev, Karabağ gerçeklerini ve işgalle ilgili Ermeni mezalimini dünya kamuoyuna aktarabildiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"1. Karabağ Savaşı'ndan sonraki ilk dönemde bunu başaramadık. Dolayısıyla dünyada savaşa, Ermenistan ile Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ ihtilafına dair çarpık bir algı oluştu. Biz bu algıyı ortadan kaldırdık. Gece gündüz çalışarak dünya kamuoyunu bilgilendirdik, önde gelen uluslararası kuruluşlarda başarılı bir şekilde çalışarak bize yardımcı olacak ve gerçeği yansıtan kararlar alınmasını sağladık. Tüm bu çalışmalar, bugünün gerçekliğinin yasal dayanağıdır. Bugün düşmanı topraklarımızdan kovduğumuz için hiç kimse bizi eleştiremez. Çünkü biz kendi toprağımızda başarılı bir operasyon yürüttük, uluslararası hukuku, savaş hukukunu ihlal etmedik. Adil bir savaş verdik ve düşmanı savaş alanında yendik."

Devlet her ne kadar güçlü silahlara ve ekonomiye sahip olsa da vatandaşların vatan için güçlerini ortaya koymadığı taktirde diğer etkenlerin bir öneminin kalmayacağını bildiklerini belirten Aliyev, bunun için genç neslin yetişmesine büyük önem verdiklerini, vatanseverlik ruhuyla büyüyen gençlerin canlarını feda ederek kutsal vatan topraklarını kanları pahasına düşmandan geri aldığını vurguladı.

"Zafer Günü bizim bayramımızdır"

Aliyev, savaş öncesi yaşananlardan, Erivan yönetiminin provokatif açıklama ve adımlarından bahsederek "Ermenistan küstahça bizi yeni bir işgalle tehdit ediyordu. Buna tahammül edemezdik. Birisi onlara ders vermeliydi. Yüzlerce, on binlerce genç Azerbaycanlı, asker ve subay düşmana yerini gösterdi. Düşmanı öyle bir duruma soktu ki onlar sonsuza kadar bu durumun içinden çıkmayacak. Düşmanımız sonsuza kadar mağlup bir millet ve devletin damgasıyla yaşayacak." dedi.

Ermenilerin işgal döneminde Azerbaycan için kutsal şehir olan Şuşa'nın işgal gününü kutladıklarını hatırlatan Aliyev, "Artık bu topraklarda bu toprak ve gök için yabancı olan şarkılar seslenmeyecek. Bundan sonra tarihte olduğu gibi bu topraklara Azerbaycan dili hakim olacaktır. Şuşa Camisi'nde ezan sesi, Cıdır Ovası'nda muğam sesi, Vagif'in türbesi önünde şiirler duyuluyor. İşte gerçeklik budur. Tüm uluslararası baskılara, tüm tehditlere rağmen halkımız bir yumruk gibi kenetlendi, ordunun arkasında durdu ve bu tarihi, görkemli görevi yerine getirdik. 44 gün boyunca her gün ilerledik, geri adım atmadık. Ermenistan ordusunda 10 bin asker firar etti, Azerbaycan ordusunda ise bir asker bile savaş alanını terk etmedi. Bu bizim milli ruhumuzdur, bu Azerbaycan ruhudur." şeklinde konuştu.

Aliyev, Azerbaycan halkının ne kadar büyük bir halk olduğunu tüm dünyaya gösterdiklerini vurgulayarak konuşmasını şöyle tamamladı:

"Zafer Günü bizim bayramımızdır. Bu zafer bayramıdır, bu yiğitlik bayramıdır, bu adalet bayramıdır, bu milli gururun, milli haysiyetin bayramıdır. Onurumuzu geri kazandık. Bundan böyle muzaffer bir ülke ve muzaffer bir millet olarak sonsuza kadar yaşayacağız. Artık Karabağ'da ve Zengezur'da sonsuza kadar yaşayacağız. Ermenistan'da herhangi bir güç bizi hor görmeye kalksa, herhangi bir intikam eğilimine kalkışsa yumruğumuzu görecektir. Yumruğumuz yerindedir."

Bakü, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız