SON DAKİKA
SON DEPREMLER

2023'e Doğru Yeni Türkiye Paneli

0
Güncellendi - 2018-05-04 04:57:16
2023'e Doğru Yeni Türkiye Paneli
A- A+ PAYLAŞ

Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü Ali Osman Öztürk, "2023 ve 2071'in hayal olmadığına inanıyoruz ve gerçekleşmesi için mutabakat içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz." dedi.

Yeşilyurt Belediyesi ile Milli Türk Talebe Birliği Malatya Şubesi'nce 2023'e Doğru Yeni Türkiye Paneli düzenlendi.

Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörü Öztürk, Malatya Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen paneldeki konuşmasında, Türkiye'nin artık hem bölgesel hem de küresel anlamda aktör olduğunu belirtti.

Geçmişte vize almak için beklenilen ülkelere şu anda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının pasaport göstererek giriş yapabildiğini kaydeden Öztürk, Türkiye'nin son 15 yıllık gelişmesine bakıldığında, gelecek yıllara daha özgüvenle hazırlanılması gerektiğinin görüldüğünü söyledi.

"2023 ve 2071'in hayal olmadığına inanıyoruz ve gerçekleşmesi için mutabakat içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kendisinin potansiyeline, bölgesel anlamda neye tekabül ettiğinin farkına varmayan bir topluluk hiç kimseye fayda etmez." diyen Öztürk, şöyle devam etti:

"Dünyada her gün binlerce güzellik yaşanır ancak bunu dünya kamuoyuna açmazlar. Çünkü egemen güçler için dünya tasavvuru var, dünyanın yüzde 90 varlığını elinde tutmak isteyen güçler var ve bu varlığı hiçbir zaman paylaşmak istemeyen bir yapı var. Bu yapı artık kendi kendisini idare edemiyor, kim daha fazla alacak konusunda anlaşamıyor. O resmin içine Türkiye'yi koyduğumuzda inanın farklı bir noktadayız. Yerinden, yurdundan edilmiş yaklaşık 3 milyon 500 insanın, 200 binini biz kamplarda ağırlıyoruz. Geriye kalanlar aramızda, komşumuz, iş yerinde çalışma arkadaşımız. Afrika, Balkanlar, Orta Doğu ve Orta Asya'ya da mazlumlara kapılarımızı açtık ki verelim diye. Verdiğimizin 10 katını almak için vermedik. TİKA, Afrika'da sessiz sedasız yüzlerce, binlerce yardım yapıyor, su kuyularından, sağlık tesislerinden her şeye el atıyor."

- "Türkiye için olumsuz bir süreci tetiklediklerini görüyoruz"

Başbakan Müşaviri Mehmet Babacan ise Türkiye'nin ekonomik kalkınmasını dönemler halinde anlattı.

Türkiye'nin kırılma noktası yaşadığı dönemlerde güvenilir diye tabir ettiği ve devlet hazineleri veya kredi kuruluşlarından gerekli desteği göremediğini bildiren Babacan, şunları söyledi:

"Kırılma anlarının hepsinde hemen hemen Türkiye'nin karşısında pozisyon alarak, birileri için çıkar yaratarak, Türkiye için olumsuz bir süreci tetiklediklerini görüyoruz. En yakın örneğini dün gece yaşadık. Normalde ağustos sonu gibi not güncellemesi yapması gereken kuruluş, kredi derecelendirme kuruluşlarının önemlilerinden bir tanesi, dün pat diye değerlendirme yapma ihtiyacı duydu ve Türkiye'nin kredi notunu yabancı para cinsinden hemen pat diye bir kademe geri çekti. "

SETA Dış Politika Direktörü Prof. Dr. Muhittin Ataman da Türkiye'nin tarih boyunca birtakım yapılar tarafından yıpratılmaya ve topraklarının işgal edilmeye çalışıldığını ancak bu yapıların her seferinde mağlup olduğunu anlattı.

ÜNİVERSİTEDE KONFERANS

Bu arada Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü tarafından İnönü Üniversitesi Naim Akman Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen "Üniversite Buluşmaları" etkinliğinde konuşan Öztürk, bu programları çok önemsediklerini söyledi.

Kamu diplomasisinin çok önemli olduğunu belirten Öztürk, iletişimden uluslararası ilişkilere, sosyolojiden tarihe kadar her alanın kamu diplomasisiyle alakalı olduğunu, bu nedenle farklı tanımların ortaya çıktığını ifade etti.

Öztürk, kamu diplomasisi konusunun henüz çok iyi anlaşılmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin saygınlığı ve itibarını artırmak üzere yapacağımız tüm faaliyetler kamu diplomasisi alanına giriyor. Saygınlık ve itibar denilince elle tutulur bir şey değil. Bir araba modeli değil. 'Bir araba, motor yapalım, yeni model çıkaralım' değil. Saygınlık ve ve itibar hepimiz, her insanoğlu için ayrı, soyut ama çok değerli bir kavram ve olgudur. Bunu sadece kamu sektörüne yüklemek yeterli değil. Esas kamu diplomasisi, saygınlık ve itibar dediğimiz şey özel sektörün de sivil toplumun da aktif olarak içinde olduğu yapılar. Biz kendimizi, saygınlık ve itibarımızı katlamak ve daha da fazla görünmek istiyorsak bunun kamuya bırakılmayacak kadar ciddi bir iş olduğunu söyleyebilirim. Kamu sektörü mutlaka her şeyin içinde olmalı ama bizim gerçekten bazı hususlarda elimizi taşın altına koymamız gerekiyor."

Kamu diplomasisinin geliştirilmesi konusunda yapılacaklar hakkında Öztürk, şunları anlattı:

"Kamu diplomasisinde başarılı olduğunu düşündüğümüz ülkelerin tavırlarına, tarzlarına, kamu diplomasisi yapma amaçlarına ve sonuçlarına bakacak olursak, kendi menfaatleri ve çıkarları adına her yolun mübah olduğunu düşünerek yalan, çarpıtmalar, terör, çatışmalar üzerine kendi ülkelerini daha iyi pozisyona taşımaya çalışan bir bakış açısıyla bunlar kamu diplomasisini yapıyor ve başarılılarsa, biz bu kamu diplomasisi perspektifinde başarısızız. Neden derseniz, 'dünya 5'ten büyüktür' dediğimizde bunu rastgele söylenmiş bir söz kabul etmiyoruz. 'Dünya 5'ten büyüktür' demenin özelliği şudur; eğer kimyasal silahın niteliği, atılan kimyasal neyse o acı tabloda, eğer birisi elini kaldırmazsa öyle bir şey yaşanmamış kabul ediliyor. Elimizde kucağımızda görünen o şeylerin hepsi o kadar acı o kadar dokunaklı şeyler ki onlara dokunmuyor. Onların elleri daha önemli. 'Dünya 5'ten büyüktür sözü' öyle boş bir söz değil."

Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğünün 2010'da kurulduğunu aktaran Öztürk, koordinatörlüğün 24 Haziran sonrası yeni bir yapıya kavuşacağını sözlerine ekledi.

SETA Dış Politika Direktörü Prof. Dr. Muhittin Ataman da "Türkiye'nin Dış Politikası" başlıklı sunum yaptı.

AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

1 yorum yapılmış

  • Hayri Dalan (6 yıl önce)
    Devletimizin önemli kuruluşları ve orada görev yapan yüksek seviyeli bürokrat ve akademisyenlerin bu programda sadece 'dış mihraklar, Türkiye'yi kıskanan güçler, 2071 hayal değil telkini, yükselmemizi istemeyenler' temasında konuşma yapması Malatya'ya ne gibi bir katkı sağladı, merak ediyorum.
    0
    0
    Yanıtla