İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada mahkeme heyeti başkanı kararı okudu.
Buna göre, kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, 76 kez uygulanmak üzere "haberleşmenin gizliliğini ihlal", 166 kez "resmi belgede sahtecilik" ve 91 kez "iftira" suçlarından 1406 yıl hapisle cezalandırıldı.
FETÖ'nün "futbolda şike" soruşturma sürecini başlattığı iddiasıyla yargılanan eski polis memuru Lokman Yanık, "silahlı terör örgütüne yardım etmek", 91 kez uygulanmak üzere "iftira" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 161 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, 74 kez "haberleşmenin gizliliğini ihlal", 86 kez "iftira" ve 148 kez "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 1972 yıl 10 ay hapse mahkum edildi.
Davada, diğer sanıklara da çeşitli suçlardan hapis cezaları verilirken bazıları da beraat etti.
KOÇ'UN AÇIKLAMALARI..
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumlarının karşısındaki binada yapılan duruşmaya, Ali Koç'un yanı sıra sarı-lacivertli kulübün yönetim kurulu üyeleri ile avukatları katıldı.
Ali Koç, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Üzülerek söylüyorum. Fenerbahçe açısından tarihi bir gün, keşke bugünleri yaşamasaydık. Bir pazar sabahı başlayan ve Fenerbahçe'yi bugüne kadar maddi ve manevi çok büyük zarara uğratan bu davada çok önemli bir dönüm noktasına geldik. Hukuken süreç tamamlanmadı. Yargıtay'dan kararı bekliyoruz. İnşallah karar adli tatilden önce çıkar. Bir şey değişeceğini sanmıyorum." ifadelerini kullandı.
"Fenerbahçe'ye yaşatılanlar hiçbir kelimeyle ve hukuki sonuçla ölçülemez." diyen Başkan Koç, şöyle devam etti:
"Maddi ve manevi zararlar, kolay karşılanabilecek konular değiller. Hukuken hakkımızı arama safhasındayız. Daha gidecek çok yol var. Bunun hesabını sormamız gerek, çok kurum ve kişiler var. Biz olalım ya da başkaları olsun. Aziz Başkan, zamanında mücadelesini verdi. Biz de şimdi mücadelesini veriyoruz. İstisnasız bu görevde kimler olursa olsun sonuna kadar mücadele vereceğiz. Mutlu değiliz. Zafer çığlıkları içinde değiliz. Çok kızgınız ve kırgınız. Bu kızgınlık ve kırgınlık, bu camia hakkını alana kadar devam edecektir."
Fenerbahçe'ye iftira atan bütün kişi ve kurumlarla hesaplaşacaklarının altını çizen Ali Koç, şunları kaydetti:
"Bu terör örgütünün (FETÖ) en önemli ayağı medyasıydı. Bugün hiç utanmadan bu örgüte lanet okuyanlar, o süreçte isteyerek bunların maşası oldular. Bunlarla da hesaplaşmalıyız. Gücümüz milyonlarca taraftardan gelmektedir. Bunları yaptıklarına pişman edeceğiz. Kulübün zararlarını bir şekilde telafi etmemiz lazım. Bu, işin Fenerbahçe ayağı. Bizim kadar hatta bizden daha çok mağdur olmuş insanlar ve kurumlar var. Türkiye Cumhuriyeti, bunların en sonuncusunu temizleyene kadar bu bilinçle üstüne gitmelidir. Yeterince ders alınması lazım. Bu ders alındı mı, alınmadı mı emin değilim. Bunun ülkemizde hiçbir zaman yaşanmaması için yaşananlardan Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak derslerimizi almamız gerek. İnanın hiçbir şey bitmiş değil. Gözümüzü açık tutmalıyız. Bütün bunların temizlenmesi lazım. Temizlenmediği alanlar da var. Her alanda olabildiğince Türkiye Cumhuriyeti bunu yapabilecek muktedir bir devlettir. İçimizde buruk bir sevinç var. Keşke sizlerin önünde böyle bir konuşmayı yapıyor olmasaydım. Bunlar, Silivri'ye onlarca hapishane yapacaktı. Allahtan bu emellerine ulaşamadılar."
HAKİMDEN TEHDİT İDDİASI..
Mahkeme Heyeti Başkanı Ahmet Uğuz, sanıklar tarafından yaklaşık bir yıldır tehdit edildiklerini söyledi.
FETÖ'nün 'futbolda şike' soruşturmasında kumpas kurduğu iddia edilen 88 sanığın İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince yargılandığı dava karara bağlanmıştı. Davanın Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları karşısındaki duruşma salonunda karara bağlanmasının ardından konuşan Mahkeme Heyeti Başkanı Ahmet Uğuz, "7 Şubat MİT kumpası dosyasının yargılamasına başlamamızın ardından bu dosya da dahil olmak üzere bugüne kadar, yaklaşık bir yıldır sanıklarca sistematik bir şekilde devrin ve konjonktürün değişeceğine ve yargılanacağımıza dair, kimi zaman üstü kapalı kimi zaman açık tehdit ediliyoruz" ifadelerini kullandı.
Türk hakim ve savcılarının bu tehditlerle karar vermekte korkacak insanlar olmadığını belirten Başkan Uğuz, "Çünkü bize birilerinden farklı olarak devlete sadakatin omuzda bir yük değil, göğüste taşınacak bir şeref olduğunu öğrettiler. Çünkü bize birilerinden farklı olarak devletle hesaplaşmayı değil, ortada bir hesap varsa o hesabı devletin soracağını öğrettiler. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, varlığına kast edenleri, kimi zamanlar gardırop arkasından kimi zaman Meriç Nehri'nin kıyısından kimi zaman ise yurt dışında saklandığı çukurdan yakalayıp Türk adaletine teslim ederek hesap soruyor, sormaya da devam edecektir. Takdir yüce Türk milletinindir" diye konuştu.
İstanbul, iha- AA