ABD Başkanı Barack Obama, sağlık reformunu incelemeye alan Yüksek Mahkeme’ye “Seçilmişlerin iradesini bozamazsınız” dedi.
ABD Başkanı Barack Obama’nın görev süresi boyunca imza attığı en iddialı proje olan sağlık reformu kanunu nedeniyle çıkan gerginlik, yargı ve siyasetin arasındaki sınırları sorgulatan bir tartışmaya dönüştü. Obama, adı ile anılacak kadar kendisi ile özdeşleşen kanunun iptalini görüşen Yüksek Mahkeme’ye sert bir çıkışta bulunarak ‘demokratik yollarla seçilmişlerin çıkardığı yasaları atanmış yargıçların geri çeviremeyeceğini’ söyledi. Demokrat Obama’nın rakipleri Cumhuriyetçiler ise ‘Yargıçlara ne yapacağını söyleyemezsin’ diye karşı çıktı.
Obama, sağlık reformu kanunu ile ABD’nin geleneksel politikalarına karşı çıkarak ülke için ilk defa sağlık sigortası sistemi oluşturmayı amaçlamıştı. Cumhuriyetçiler, 30 milyon kişiyi zorunlu sağlık sigortası kapsamına almayı planlayan bu kanunu “sosyalist” olmakla suçlamış ve iptali için ülkenin en üst yargı kurumu olan Yüksek Mahkeme’ye iptal başvurusu yapmıştı.
Haziranda açıklanacak
Mahkeme ise geçen hafta davayı görmeye başladı. Haziran ayında karara varılması beklenen dava konusundaki sessizliğini bozan Obama önceki gün yaptığı konuşmasında “Demokratik yollarla seçilmiş Kongre’nin güçlü çoğunluğu tarafından onaylanmış bir reformu geri çevirmek gibi emsali görülmemiş bir adımı atmayacağından eminim” dedi. Obama, sadece kendisinin değil farklı ideolojilerden birçok akademisyen, avukat ve hukuk uzmanının reformun anayasaya uygun olduğu şeklinde görüş bildirdiğini hatırlattı. Reform ile 2.5 milyon gencin ailelerinin sigortasından yararlanabildiğini, halkın ilaçlara daha az para ödediğini söyleyen Obama “Amerikan halkı bunun önemini anlıyor ve yargı da anlamalı. Bu sadece ekonomik veya hukuki bir konu değil, bu insani bir konu. Umarım, bu, siyasi tartışmalarda unutulmaz” dedi.
‘Başkan savaş açtı’
Cumhuriyetçilerden konuşmaya sert tepkiler gelirken partinin başkan adaylarından Rick Perry “Başkan Yüksek Mahkeme’ye savaş açamaz. Mahkemeyi alt etmeye mi çalışıyor?” diye konuştu. Ancak Obama, Cumhuriyetçilerin geçmişte her zaman atanmışların, seçilmişlerin çıkardığı kanunlarına karışmasından şikayet ettiğini hatırlatarak eleştirilere karşı çıktı. Konu sağlık reformuna gelince Cumhuriyetçilerin görüşlerinin tam tersini savunmaya başladıklarını, konuyu “siyasileştirenlerin” onlar olduğunu söyledi.
Sonucu haziran ayında belli olması beklenen dava, kasım ayında gerçekleşecek başkanlık seçimleri için de belirleyici olacak. Davanın Amerikan sistemindeki diğer bir önemli etkisi de Yüksek Mahkeme’nin siyasileşmesi konusundaki tartışmalar üzerinde olacak. Zira dokuz üyeli mahkemenin dört yargıcı Obama, beşi ise Cumhuriyetçiler döneminde atanmıştı. Eğer mahkeme süreci, Demokrat Başkan dönemlerinde atanan dört yargıcın kanun lehine, Cumhuriyetçiler döneminde atanan beş yargıcın aleyhte karar vermesiyle sonuçlanırsa, o zaman ülke mahkemenin “siyasi bir organa” mı dönüştüğü yönünde ciddi tartışmalara sürüklenecek.
ABD’nin en üst düzey temyiz mahkemesi olan ve kararlarıyla ABD Anayasası’nı yorumlayan Yüksek Mahkeme’de 9 yargıç görev yapıyor. Başkan tarafından aday gösterilen yargıçlar Senato tarafından onaylanıyor. Yargıçlar ömür boyu görev yaptığı için bağımsız kararlarına herkes güveniyor. Mahkeme’nin kararları temyiz edilemiyor. Mahkeme ırkçılıktan kürtaja kadar Amerikan toplumunun en önemli mesele-lerinde son kararı veriyor.
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.