ABD'de 1977'de başlattığı kampanyayla Anadolu'daki köy okullarına defter, kalem gibi okul malzemesi gönderen, "Türkiye hindi değildir" kampanyası için Amerikalı siyasetçilere mektuplar yazarak büyük ses getiren, Türk mutfağını tanıtan Şevkiye Sun, 50 yıldır yaşadığı New York'ta Türk toplumunun "Şevkiye teyzesi" olarak biliniyor.
ABD'ye geldiği ilk yıllardan itibaren Türkiye'nin New York'taki milli bayram kutlamalarını kaçırmayan, Türk toplumunun hemen her etkinliğine katılan, Türk Günü yürüyüşlerinde elinde Türk bayrağıyla en önlerde yerini alan Sun, sadece kendi toplumunun değil, aynı zamanda Müslüman toplumunun da sevgisini kazandı.
Sun, 1971 yılında kardeşleriyle İstanbul'un Aksaray semtinde yaşadıkları Maşallah Apartmanı'ndan New York'a taşınmasıyla başlayan yarım asırlık Amerika öyküsünü, Manhattan'da bir kafede bir araya geldiği AA muhabirine anlattı.
Sun, ABD'ye ilk olarak 1958'de doktor erkek kardeşinin, daha sonra kendisi ve diğer kardeşlerinin geldiğini belirterek "Amerika'ya gelme arzumuz olmadığı halde bazı etkenler bizi buraya gelmeye mecbur etti." dedi.
ABD'ye ilk geldiklerinde hiç İngilizce bilmediklerini, kimseyi tanımadıklarını ve çok zorluk çektiklerini söyleyen Sun, zamanla Türk toplumunun içine girdiğini söyledi.
Sun, "Geçtiğimiz eylülde 50. yılımızı bitirdik. En çok 2 sene kalır döneriz demiştik, geliş o geliş. Bir daha da olmadı. Koşullar icap etmedi. Ben hala bavulumu elime alıp hep gitmek istiyorum ama kardeşlerim burada ve tek başıma orada ne yapacağım." diye konuştu.
Anadolu'daki köy okullarına yıllarca tek başına yardım gönderdi
Maddi olarak kendilerini toparladıklarında ilk olarak 1970'lerin sonlarına doğru gemilerle Anadolu'daki köy okullarına kalem, defter gibi okul malzemesi göndermeye başladıklarını anlatan Sun, şöyle devam etti:
"Çünkü ihtiyaçları olduğunu biliyordum. Türkiye hiç aklımdan çıkmıyordu. Bir kampanya başlattık. O zamanlar telefonlar yoktu, internet yoktu. Türklerin haftada yarımşar saat haber veren radyoları vardı iki tane. 'Türkiye köy okullarına vereceğiniz bir defter, bir kalem en büyük oyuncaklardan daha makbule geçer' diye reklamlar veriyordum. Kız kardeşimle Brooklyn'e rıhtıma, ıssız yerlere gidiyorduk. Biz o ağır defterleri arabaya yüklüyorduk, belimiz kırılıyordu. Bunu öylece senelerce kendi imkanlarımla sürdürdüm."
Sun, daha sonra valiliklerle görüştüğünü, defter ve kalem alınması için para yardımı yaptığını, bir süre sonra ayakkabı yardımına da başladığını, şimdi ise her yıl Türk Kızılaya gıda yardımı yapılması için elinden geldiğince bağışta bulunduğunu ifade etti.
Türkiye'nin İngilizcesinin, bu dilde aynı zamanda "hindi" anlamına geldiği için "Turkey" kelimesinin "Türkiye" olarak değiştirilmesi için 1990'lı yıllarda "Türkiye hindi değildir'' kampanyası yaptığını belirten Sun, aralarında dönemin ABD Başkanı George W. Bush'ın eşi Barbara Bush'un da bulunduğu Amerikalı ve de Türk yetkililere mektup yazdığını, hatta Barbara Bush'un kendisine el yazısıyla mektup gönderdiğini dile getirdi.
Sun, Yahudi ve Hristiyan toplumlarının ABD'de kendi bayramlarında okuldan muaf tutulduğunu belirterek Müslümanların da bu muafiyetten yararlanması için Müslüman toplumuyla kendisinin de mücadele verdiğini anlattı. Sun, 25 yılın sonunda New York'ta Ramazan ve Kurban bayramlarında okulların tatil olması kararı alındığını vurguladı.
New York'ta her yıl geleneksel Müslüman Günü Yürüyüşü'ne de katılıp Türk bayrağı taşıdığını ifade eden Sun, 3 yıl önce New York Polis Departmanı'ndaki Müslüman polislerin kendisine plaket verdiğini söyledi.
Sun, "ABD'ye geldiğimden beri ana vatandan kopmadım, gece gündüz dimağımda. Buraya vücudum geldi ama aklım hep oradaki yoksullara neler yapabilirim diyor." dedi.
Suriye'deki iç savaşı örnek gösteren Sun, "Burada bir şey olursa biz gidip vatanımıza sığınacağız. Onun için vatanımızı sevmeli, saymalı yükselmesine yardımcı olmalıyız. Kavgalarla, şu parti bu parti diyerek olmaz, particiliği burada yurt dışında keselim diyorum. İçinizde saklayın hangi partiden olduğunuzu. Buraya geldiğinizde Türkiye Cumhuriyeti'ni sayacaksınız." şeklinde konuştu.
Şevkiye Sun, ABD'de sadece Türk toplumuna değil Azerbaycan'dan Kırım'a, Kıbrıs'tan Uygur Türklerine ve Bosna Hersek'e de her zaman destek verdiğinin altını çizdi.
"Amerikalılara irmiği, aşureyi ben tanıttım"
New York Atatürk Okuluna yardım amacıyla sokak festivallerine katıldığını ve yaptığı yemeklerin üzerine Türk bayrağını çizerek Türk mutfağını tanıtmaya çalıştığını gülümseyerek anlatan Sun, "O seneler bilmediğim İngilizcemle onlara tahtada sarma tarifi veriyordum. Türk mutfağını Amerikalılara tanıtmak için bütün yemeklerin üstüne ya Türkiye bayrağını ya da haritasını çiziyordum." şeklinde konuştu.
Yıllar önce "Türk Mutfağı" adlı bir konferansta ve Amerikalı ünlü şovmen Joe Franklin'in televizyon programında Türk yemekleri pişirerek Türk mutfağını Amerikalılara anlatmaya çalıştığını söyleyen Sun, "İrmiği, (tatlı) aşureyi ben tanıttım." diye konuştu.
Sun, "Biz Türkleri burada fazla tanımadıkları için 'burada biz de varız' diye mücadele ettim. Ben aşağı kademelerden, 'başkanlıklar, unvanlar geçicidir, yapılan işler kalıcıdır' diyerek gittim. Elimden geldiği kadar hem Türkleri yabancılara tanıtmaya, hem de buradaki Türklere biraz olsun öncü olmaya çalıştım." ifadelerini kullandı.
New York, AA