ANMA KONSERİ.. Protest müziğin Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden biri olan Malatyalı sanatçı merhum Ahmet Kaya, ölümünün 19. yıldönümünde, Arguvan Belediyesi tarafından düzenlenen “Malatya Değerlerini Unutmadı” konseptli program kapsamındaki konserle anıldı.
Malatya Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen ve memleketinde ilk defa kapsamlı bir program ile anılan Ahmet Kaya için düzenlenen gecede, sanatçılar Eymen ve Nurcan Selçuk, salonu dolduran Ahmet Kaya sevenlerine Ahmet Kaya eserlerini seslendirdi.
Eymen ve Nurcan Selçuk’un seslendirdiği Ahmet Kaya eserleri, beğeni topladı, konser izleyicileri de Ahmet Kaya türkü ve şarkılarına kimi zaman coşkuyla kimi zaman hüzünle eşlik etti.
Konsere, CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Adıyaman Abdurrahman Tutdere, CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, Adıyaman İl Başkanı Deniz, Çakmak Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu, Malatya Baro Başkanı Enver Han ve kalabalık bir müziksever ve Ahmet Kaya hayranı kitle katıldı.
“Ahmet Kaya, tüm toplumsal kesimlerin gönlünü kazanmış bir sanatçıydı”
Malatya halkının yoğun ilgi gösterdiği Ahmet Kaya anma gecesinde bir konuşma yapan Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaş, Ahmet Kaya’nın yaşam mücadelesine ilişkin bilgi verdikten sonra, Kaya’nın Türkiye’nin tüm toplumsal kesimlerinden insanın gönlünü kazanan bir sanatçı olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Türkiye'de her kesimden insanın gönlünü kazanmış bir sanatçıdır. Fakat şarkılarının içeriği sebep gösterilerek albümleri toplatılmış, konserleri yasaklanmıştır. Ahmet Kaya'nın bestelediği şarkılar büyük başarılar getirmiştir. 10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneğinin düzenlediği ödül gecesinde yılın en iyi sanatçısına layık görülmüş olsa da 'Yeni albümde Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve şarkıya klip çekeceğim' diyen Ahmet Kaya linç edilmiştir”.
Ahmet Kaya’nın bu olaylardan sonra Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldığını hatırlatan Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaş, “Ahmet Kaya birçok aydınımız ve sanatçımız gibi, tıpkı Yılmaz Güney gibi, Nazım Hikmet gibi ülkesine hasret kalmıştır. 43 yaşında Paris'te vefat etmesine rağmen, ülke toprağına gömülememiştir. Son zamanlarını sürgün olarak geçirmiştir. Ülkesine olan hasretini 'Ben vatansızlıktan üşüyorum' sözleriyle dile getirmiştir” dedi.
“Sürgündeki Sevgili” başlıklı sinevizyon gösterisi sunuldu
Ahmet Kaya’yı anma gecesinde, Ahmet Kaya’nın yaşam, müzik ve özgürlük mücadelesini anlatan “Sürgündeki Sevgili” başlıklı bir sinevizyon gösterisi sunuldu.
Ahmet Kaya hayranlarını hüzünlendiren “Sürgündeki Sevgili” sinevizyon gösteriminde bazı kesitler şöyle:
“Sürgündeki Sevgili
Sürgünde olan, bedendir oysa…
Sürgündeki sevgilinin kalbi milyonlarca çoğalmış, sıla olmuş / Malatya olmuş / Anadolu olmuş / Türkiye olmuştur aslında…
Sürülmenin sonu, vatan hasretiyle kızgın bir demir misali yanıp yakılmak olsa da, sürgündeki sevgili, sıladaki milyonların dudaklarındaki türküdür gerçekte…
Zira onun sürgünlüğü, özgürlüğün kavgasında, ezilenin, yok sayılanın, ötekileştirilenin, yoksullaştırılanın, hor görülenin, işkence edilenin, türküsü, ağıdı yasaklananın yanında olmak ve onun bedelini ödemekti…
Özgürlüğün en hakikatli türkülerini o söyledi.
Türkülerle özgürlük ateşi nasıl yakılır, sorusuna en güzel cevabı o verdi.
…
O bu toprakların güzel / hüzünlü / romantik ve bir o kadar başkaldıran çocuğuydu…
Adı Ahmet Kaya’ydı…
Ne mavi gökyüzü, ne de kara toprak; türküleriyle / bağlamasıyla daha güzel başkaldıran bir kimse görmedi Ahmet Kaya’dan başka…
Malatya’nın güzel / asi ve romantik mahcup çocuğu Ahmet Kaya, kısacık ömrüne sığdırdığı özgürlük mücadelesinde büyük bedeller ödedi.
…
Ahmet Kaya, mahkemeye sunduğu bir savunmasında, “Ben bugüne kadar hep toplumcu şarkılar söyledim. Ülkemde iyiye gitmeyen her şeyin karşısında oldum ve bunu açık sözlülükle yaptım. Düzelmesini istediğim her konuda duygumu da, düşüncemi de şarkılarımla dile getirdim ve annemin deyimiyle 'dilimi tepeme çekip' susmayı dürüstlük gibi görmediğim için yeni şarkılarım da aynı içerikte olacaktır” derken, doğru bildiği yoldan asla dönmeyeceğini vurgulamanın gururunu yaşıyordu.
…
Malatya Sümer İşçi Evleri’nde başlayan sade ve gariban bir hayat serüveni en iyi üniversitelerde doktora tezleri olarak tarihe tanıklık olarak kaydedildi onun için…
O bizim sürgündeki sevgilimiz.
Fakat kalbi milyonlarca çoğalarak sılasıyla hasret gideren sürgündeki sevgilimiz…
Paris’te / Çirkin Kralımız Yılmaz Güney’le, Kaldırım Serçesi Edith Piaf’la / Balzac’la aynı mekânda yatıyor Ahmet Kaya…”
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com