SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Akbaba Siyasetçisine Fırsat Vermemeli"

0
Güncellendi - 2016-07-07 02:47:39
A- A+ PAYLAŞ

Sivas Başbağlar katliamının yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, “Başbağlar sıradan bir terör olayı değildi, tertipli bir katliamdı” dedi.

Milletvekili Şahin açıklamasında, “Bizi birbirimize düşman etmek isteyen fesat yuvalarının içimizdeki uzantısı ve taşeronu olan hainler, önce 2 Temmuz 1993 günü Sivas'ta yapılan etkinlikleri provoke ederek Madımak Oteli’nde 37 kişiyi katlettiler. Hazırlanan senaryonun devamı olarak ise Madımak'tan üç gün sonra 5 Temmuz 1993 günü Başbağlar katliamını gerçekleştirmiştir” ifadelerine yer verdi.

Başbağlar saldırısında 210 evle beraber hayvan ve otların da ateşe verildiğini anımsatan Şahin, “33 can hunharca katledildi. Bunlardan bir çocuk, bir kadın ve 3 erkek yakılarak katledildi. Bu sıradan bir terör olayı değildi, tertipli bir katliamdı” dedi.

Her iki olayında aynı şer üslerinde planlandığını ve uygulandığını kaydeden Şahin, “Aradan geçen zaman içinde kimin kazandığına baktığımızda sonuç net bir şekilde tezahür etmiş bulunmaktadır. Başbağlar’da öldürülen de, Madımak’ta yakılan da aynı coğrafyanın ve iklimin insanlarıdır. Madımak’ta da Başbağlar'da da en temel insan hakkı olan yaşama hakkına kastedilmiştir. Bu gerçeğin çıkarılmak istenen fitneden başka hiçbir açıklaması olamaz. Her iki katliam da bölge insanının asırlardır süregelen kardeşliğine, komşuluğuna, akrabalığına, barış ve huzuruna yönelik bir tavır ve açılmış savaştır.” şeklinde konuştu.

Sivas ile Başbağlar’daki katliam yapanların aynı el olduğunu iddia eden Şahin, “Madımakla insanlığın yüreğine düşen ateş Başbağlarla bağırları dağlamıştır. Masum Anadolu insanı Alevisiyle, Sünnisiyle ayni şer odağının hedefi olmuş ve bu menfur saldırılarla kimileri Türkiye'de bir mezhep çatışmasını iklimlemek istemiştir. O gün Alevi-Sünni çatışması çıkarmaya çalışanlar ile günümüz Türkiye'sinde Türk-Kürt çatışmasını körüklemeye çalışanlar şüphesiz aynı düşüncenin tezahürüdür.

Madımak olaylarını ne kadar kınıyorsak Başbağlar katliamını da kınamak durumundayız. Çok daha önemlisi her iki acı üzerinden siyaset yapmaya çalışan bir akbaba siyasetine ve siyasetçilerine fırsat vermemeliyiz.

Sivas olayları, ülkemiz açısından acı bir sahifedir. İnsanlarımızın duyarlılığı sayesinde bu elim hadise hep gündemdeki yerini korumuştur. Ancak, acı olan bir başka yönü de vardır. Medyada yer aldığı şekliyle, Erzincan Başbağlar katliamı, Sivas’a misilleme olarak yapıldığıdır. Bu tehlikeli anlayışı şiddetle kınıyorum. Sivas’taki hadisede hayatlarını kaybedenlerin ve yakınlarının acılarını yürekten paylaşıyorum. Ne var ki Sivas olaylarını kınarken, Başbağlar'ı hiç gündeme getirmeyenleri, oradaki acıyı acıdan saymayıp istismara kaçan siyasetçileri de o hain eller kadar acımasız bulduğumu ifade etmek durumundayım. Gelin toplumsal çatışmaya karşı barış ve kardeşliği güçlendirelim. Ezberleri bozalım, kamplaşmalara izin vermeyelim. Anadolu insanının feraseti, olgunluğu, milli ve manevi değerlere olan bağlılığı, ruh dünyasının zenginliği buna asla müsaade etmeyecektir. Aynı havayı teneffüs eden, aynı topraklar üzerinde yaşayan, aynı tarihe sahip, akrabalık bağlarıyla birbirine bağlı olan bizleri, hain eller, karanlık odaklar birbirimize hasım ve düşman yapamayacaktır. Bunu tarihte denediler olmadı. Maraş'ta, Sivas'ta, Başbağlar'da yapmaya çalıştılar yine olmadı. Yarın da olmayacak. Bizim birliğimizi bozmaya çalışanlar beyhude bir uğraş içindeler.

Bu memleket Sivasıyla, Başbağlarıyla bizimdir. Hain odakların, birlik ve beraberliğimizi sabote ettikleri bu hadiselerdeki duygu seli bir tarafı yaparken, diğer tarafı yıkmamalıdır. Bu bağlamda tarihi kirleten, masumiyeti zedeleyen, adaleti örseleyen, her şiddet hareketini telin ediyorum. Gerek TBMM çatısı altında gerekse de TBMM dışında Terörü meşru bir yol olarak görenlerle, bu uğurda masum insanlarımızın canlarına kastedenleri ve uzantılarını lanetliyor ve kınıyorum” ifadelerini kullandı.

iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

4 yorum yapılmış

  • CENGİZ Demiralp (8 yıl önce)
    Teşekkürler tebrikler sn mv M.Şahin hem duyarlılığınız hem de içerik için , birileri gibi tek taraflı hadiseyi yorumlamayıp gerçekleri kapsamlı tahlil edişiniz size de bu yakışır...
    0
    0
    Yanıtla
  • Ülkü Koçak (8 yıl önce)
    Sayın Şahin, mavi Marmara katliamını hiç siyasi bir demecinizde kullandınız mı? 37 - 38 dersim. Bu konuda doğal lideriniz neler söyledi. Akbaba siyaseti ne ola ?
    0
    0
    Yanıtla
  • yusuf (8 yıl önce)
    o bahsettiğiniz siyasetçi, dilinin-iz'anının ayarını kontrolden çıkarmış bir şekilde (Türkiye’nin bir katliamlar ülkesi haline geldi) DİYEBİLİYOR.Bu ne biçin kin ve nefret pompalama. siyasetten önce insan olmayı,saygı duymayı öğretmek lazım.chpnin halkla ilişkiler departmanı düzgün çalışsa (senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu)der.ışıktan kaçıp karanlığa sarılmaya ne kadar hevesliler.
    0
    0
    Yanıtla
  • Ülkü Koçak (8 yıl önce)yusuf isimli kullanıcı yorumuna
    Yusuf bey bahsettiğiniz Malatya CHP milletvekili Sivas'ta yanan can da, başbağlar da akan kanda bizimdir diyeli 23 sene oldu. Bu yirmiüç sene içerisinde yüzlerce kez terkrarladı. Farklı basın yayın kaynaklarına da zaman ayırırsanız aydınlanmış olursunuz. CHP milletvekillerini her zaman Sivas ve Başbağların seneyi devriyesinde acılarını paylaşmak için her iki halkında yanında olduğunu görürsünüz. Son kırk yılda yaşanan birkaç katiamı hatırlatayım size Yusuf bey. Çorum ( Aleviler cami yaktı diyerek halkı galyana getirenler yüzlerce Alev'i katletti - yakılan cami halen bulunamadı ) Maraş ( milliyetçi içerikli filmi izlemeye gidenler sinemaya yerleştirilen patlayıcı sonrası Halk hemen Alevilerin yaptığını çözdü ! Sonuç yüzlerce ölü bilançosuna bir katliam daha eklendi - sinemada patlayan bombanın failleri bulunamadı ) Malatya ( detaylarını sayın Naci ŞAVATANIN anılarından öğrenebilirsiniz. Faili meçhul üç bomba merhum Fedoğluna, sayın Abdülkadir Aksu'ya ve CHP pazarlık ilçe Başkan'ına gönderildi. İlçe Başkan'ı paket üzerindeki gönderen ismi ile iki güm önce beraber olduğu için şüphelendi paketi almadı. - merhum Hamit FENDOĞLUNUN faili halen bulunamadı. Malatya'da onlarca Alev'i öldü, yüzlerce işyeri yakıldı, talan edildi) Sayın Yusuf bey hep tahrik olan ve kutsal değerlerine hakaret edildiğini iddia eden kitle birşekilde katliamların figüranı olur. Ölen yine aleviler. Bu tahrike müsait kitlenin çnderliğini yapanlarım yıllar sonra itiraflarını ve pişmanlıklarını okuduğunuzda iş işten geçmiştir artık. Toplumun kırılgan yapısı üzerinden kirli siyaset yapmayı hedefleyen ipi dışarıdaki figüranlar, Bebek katilleri ve ne yaptıysam devlet için yaptım diyen hukuk tanımazlar bir araya geldiğinde daha nice Sivas'lar olur. Bir tarafımda Mevlana'nın bir yarafında hacı Bektaş Veli'nin olduğu bu topraklara her zaman sağ duyu hakimdir. Sivas'taki ve başbağlardaki katliam üzerinden kanlı siyaset yapanlara bu halk itibar etmemiştir. Başbağların failleri olan teröristler elbetteki karşılığını bulmuş ve leş olmuşlardır. Peki Sivas'ın sanıkları ne oldu? Üç beş kişi göstermelik yargılandı. Yüzlerce sanık kayıt dışına çıkartıldı. Yurt dışında olanlara bir iade müzekeresi bile gönderilmedi. Karakolun 600 metre ilerisinde ikamet eden sanık bir türlü bulunamadı. Zaman aşımı sonrası dönemin başbakanı " hayırlı olsun, adalet yerini bulmuştur " dedi. Şimdi sevgili Yusuf bey o dönem Sivas katliamı sanıklarının avukatları ne oldu acaba? Milletvekilimi, bakanmı müsteşar mı? TÜTFEN BU SORUYU DA kendi vicdanınızı rahatlatmak üzere siz sorun? " Türkiye katliamlar ülkesi oldu " sözü size rojova, Reyhanlı, Suruç, Ankara gar, Ankara Kızılay, İstanbul Sultanahmet, İstanbul havalimanı v.s. Terör saldırılarının yaptığı katliamları hatırlatmıyorsa ışığı nerede aradığınızı sorgulamanızı rica ederim. İnsan olmaya gelince , bu sözünüzün maksadı aştığınızı düşünerek sizde kalmasını istiyorum. Saygılarımla.
    0
    0
    Yanıtla