Vali Halil İbrahim Daşöz, TV Malatya'da Gazeteciler Derneği Başkanı Orhan Çekin, Bülent Yalvaç ve Rıfat Gökçe'nin hazırlayıp sundukları Fikir Kulübü adlı programa konuk olarak, çeşitli konularda görüşlerini açıkladı.
Valinin, söz konusu programda ele alınan konulardan 3'üyle ilgili değerlendirmeleri şöyle:
* PÜTÜRGE YOLU VE KARAHAN GEÇİDİ TÜNEL KONUSU VE
KALE- PÜTÜRGE ALTERNATİF YOL
Pütürge- Kale arasında alternatif bir yol olduğu konusu bana intikal etti. Oradan bazı arkadaşlar, hatta harita üstünde gösterdiler. Dediler ki; şu an mevcut bir yol var. Bu yol yaklaşık 51 km. Kaleden sonra, bunun 32 km si Kale hudutlarında, 19 kmsi de Pütürge- Doğanyol hudutları içinde. Yaklaşık 10 kmsi asfalt. Ötesi stabilize alt yapıda eksiklikler var. Yol standardı sıkıntılı. Orada, öbür taraf kadar virajlı bir yol. Ama burada donma, kar olayı, tipi olayı ora kadar olmaz. Bir seçenektir dediler. Bende eğer öyleyse İl için ve o bölge için şans olabilir dedim. Bu bilgi sonrası ben karayolları teşkilatımızı aradım. Hatta hemşerimiz Turan beyi de aradım. Turan bey, o yolun bu yoldan daha zor kar ve tipi mücadelesi açısından. Daha fazla risk taşıdığını söyledi. Buna rağmen, ben ona ve diğer arkadaşlara, bu konuyu ciddi biçimde etüt edin. Hakikaten, bir alternatif olabilecek gibiyse, rahatlama getirebilecek gibiyse bu yolu mutlaka düşünmemiz lazım dedim. O noktadayız şu an. Buradaki olay, yolun darlığı genişliği değil. Tipi, etekler var, boğazlar var. Ona müthiş çekiyor. Biz enteresan oraya girişimizde yaklaşık 1.5 km. yayan yürüdük. Tipi engellemişti. Yürürken bile fark ediyor. Bir yere geliyorsun, her şey bir anda şiddetleniyor. Yol dar olmuş, geniş olmuş önemli değil. Tünel deniliyor, bunu etüt edilmesi gerekiyor. Kar bariyerlerinin yapılması gerekiyor. Belki orada değişik noktalarda sığınak yapılması gerekiyor. Ama normal şartlarda sorunlar bütünüyle çözülmeden insanların tehlikeli zamanlarda araçlarıyla gitmemesi lazım.
Karahan geçidi, biz onu ilettik. Biliyorsunuz orası etap etap ihalesi yapılmış şeyler. Tünel anlamında da yapılmış, bir ihale yok. Tünel konusunu, teknik adamlarca dile getirildiğini ama şunu dediler çok pahalı bir proje o. Ona harcanan paraya o yolun tamamı yapılabilir.
Buna rağmen, üzerinde duralım dendi. Fakat kesin bir şey söylenmedi tünel illa yapılsın anlamında. "
DOĞALGAZ ŞİRKETİ PEGAZIN SATIŞI KONUSU
Şimdi bu bir spekülasyon, bu bir varsayım. Satışını doğru mudur bilemiyorum. Bu satış değil de devir oluyor. Bunu bir başka yere devretmiş olabiliyor. Tabii devrede bilir mi? Edemez mi? Onun sözleşmesini ben biliyorum. Ama ihalelerde olabiliyor. Bu tür şeyler. Bazen ihaleyi alan, kiralayan kişi bu devredilebilir deniyorsa devredebiliyor. Fakat şu, bu işim asıl sahibi Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu. Bu ihaleleri de orası yapıyor. İhaleler her yer için, her şehir için ayrı yapılıyor ama şartnamelere tabii. Hem genel şartname olarak hem teknik şartname olarak aynı şeye tabii. Dolayısıyla o ihaleye girip, birisi kazanıyor. Bunların denetim mekanizması da ayrı ihale ediliyor. Yani EPDKnın kendisinin bir teşkilatı yok. Denetim, kontrolörlük, teknik müşavirliği de ayrıca satın alıyor. Türkiyenin her tarafında aynı çalışma yapılıyor. Şimdi Türkiyenin başka illerinden farkı teknik özellikte, farklı şartname burada uygulanmadığına göre demek ki, bu varsayım doğru ise bu ihaleyi alan şirket bu sözleşmeye aykırı iş yapmış, konuma düşer. Bunun böyle yapıp yapmadığını düz bir kişi anlayamaz. Eğer bunu söyleyen arkadaşlar teknik kişi ise bunu yazılı olarak iletirse biz bunu EPDKya iletiriz. Deriz ki, bunu sokaktaki herhangi biri söylemiyor. Bu konuda eğitimli denetimli, uzman biri iletiyor. Ondan sonra orası da gerekli incelemeyi yapar, cevabını verir. Ama sık sık şu gibi durumlarda karşılaşıyoruz. Şu şöyle oldu, bu böyle oldu deniyor. Fakat iş yazılı şeye gelince aynı şeyi göremiyoruz. Hiç birimiz orada bir gaz borusu gördüğümüzde teknik kanaati belirtemeyiz. Ama bunun bir standardı var. Bunu anlayan irdelemeli.
Bir de şu var. Sayın bakan bunu dedi. Başkaları da diyor. Peki, siz neden bu ihaleyi girip almadınız. Yani Malatya bu kadar girişimci, İstanbul da çok iş adamı var. Ankara da çok iş adamı var, hatta başka illerde aynı işi yapan Malatyalı firmalar var. Örneğin Bursanın gazı. Kendi aranızda neden şirket kurmadınız veya mevcut birisi neden girip yapmadı? İhaleye girilmiş, belli bir aşamada çekinilmiş. Bu şuna benziyor. Ya şimdi bir şey oluyor. Herkese açılırsa bu özel bir engel konmamışsa, eşit statüde ise ya arkadaş, ya girip sonucu kendin belirleyeceksin, kendi kaderini kendin belirleyeceksin. Veyahut da artık bunu yapmıyorsan, artık bunu konuşmanın faydası var mı? İhalede bir usulsüzlük varsa, biliyorsanız, belgelendirseniz onu da başvursun biz onu da gönderelim."
DOĞU ANADOLU KALKINMA BİRLİĞİ (DOKAB)
"Bizim ilimizin de bulunduğu bölgesel hibelerden yararlanma konusu geçtiğimiz yıl biliyorsunuz proje sunumu olarak gerçekleşti. Ama AB enstrümanları sürekli değişiyor. Bu konuda bizde bir fikir oluşması gerekiyor. Bizde derken, işin belediyeler, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, potansiyel yararlanıcıdır. Tüm bu birimlerin Avrupa Birliği formasyonu olmalıdır. Bölge kalkınma yerleri bu düzenin üzerinde kuruldu. Şöyle diyelim, ABnin olsun, diğer dış kredilerin olsun büyük çoğunluğu bundan sonra bölge kalkınma ajansların marifetiyle kullanılacak. Bunun kanunu çıktı. Daha önce AB ile ilişkilerde bizim kararını aldığımız bir uygulama vardı. 26 bölgeye bölündü Türkiye. Malatyanın da içinde bulunduğu bölgenin adı TRB1 bölgesi. Bu bölge Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli illerinden oluşuyor.
Dolayısıyla böyle bir yapı içerisinde daha önceki şu ana kadar DOKAB bu işi üstlendi. Bunun merkezi Malatya idi. Şimdi yine bizim beklentimiz Malatyanın bu bölgenin merkezi olması. Ama buna kanunen de bir zorunluluk yok. Burada hepimize büyük görev düşüyor. Medya olarak sizlere, bir değişiklik sürprizi yaşamayalım. Çünkü belki şöyle söyleyelim. Bir Tunceli, bir Bingöl, bölgenin diğer illeri bize daha uzak oldukları gerekçesiyle daha yakın bir yeri isteyebilirler. Ayrıca başka illerde isteyebilir. Malatya tüm kurumsal yapılarıyla avantajını ortaya koymalı.
Topyekûn hepimizin, hem bürokratik yoldan, sivil toplum kamuoyu, siyasi arkadaşlar yönünden birlikte olmalıyız."