SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Amacımız Enstitü Kurmak.."

A- A+ PAYLAŞ
İnönü Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Transplantasyon Sempozyumu başladı. Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyuma Almanya’dan çok sayıda doktor ve misafir katıldı.
 
Doktor Gerd Andres sempozyumdaki konuşmasında Türkiye ile Almanya arasında sağlık ve diğer alanlarda yapılan işbirliği ile Almanya’da 4 milyondan fazla Türk kökenli vatandaş yaşamasına rağmen hala bir Türk Alman Derneği’nin bulunmamasının kendisini çok üzdüğünü söyledi. Alman Organ Nakli Vakfı Başkanı Profesör Doktor Joachim-Felix Leonhard ise Türkiye’nin aksine Almanya’da canlıdan canlıya nakillerin çok düşük sayıda gerçekleştiğini, kendilerinin ise bu nakilleri çoğaltmak amacı ile teşvik edici çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Gazeteci Yazar Yavuz Donat sempozyumun ilk bölümünün sonlarına doğru sempozyumda konuşması olmamasına rağmen Rektör Cemil Çelik tarafından sahneye çağrılarak söz verildi. Donat, üniversite kurmanın kolay olduğunu ancak orayı yönetmenin zor olduğuna dikkat çekerek; “Üniversitelerin yönetimleri kendisini fildişi odalara kapatarak yönetim yapamazlar. Bu şekilde davranılırsa orası üniversite değildir” dedi.
 
Hürriyet Gazetesi’nin Malatyalı Ekonomi Müdürü ve Yazarı Vahap Munyar ise İnönü Üniversitesi eski rektörü Fatih Hilmioğlu’nun burada anılması gerektiğini belirterek; “Hilmioğlu da Malatya’nın ve hastanenin gelişmesi adına çok önemli ve takdir edilecek hedefler ortaya koydu. Bu hedeflerin büyük bir kısmını da gerçekleştirdi’ diye konuştu.
 
Açılış konuşmalarıyla başlayan sempozyuma verilen arada Canlıdan Canlıya karaciğer nakli operasyonu da gerçekleştirildi.
 
REKTÖRÜN İDDİASI..
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Cemil Çelik açılış konuşmasında üniversitenin kısa bir tanıtımını yaparak aldıkları emaneti en ileri noktaya kadar taşıyacaklarını söyledi. Çelik; “Daha önceleri günde 1 defa gerçekleştirilen karaciğer nakil operasyonları şu anda günde 3 defa yapılabilmekte. İlerleyen dönemlerde pankreas ve böbrek nakillerini de bu kapsama alacağız. Üniversitemiz Türkiye genelinde borcu olmayan ve çalışanlarına en yüksek ücreti veren üniversitedir. Bize armağan edilen bu dev tesis bayrağını en yükseklere taşıyacağız” dedi. Prof. Dr. Cemil Çelik ayrıca, İnönü üniversitesinin ideolojik bir üniversite olmaktan çıkıp idealist bir üniversite hüviyetine girdiğini öne sürdü.
 
Türk Alman Sağlık Vakfı Başkanı Doktor Yaşar Bilgin ise transplantasyonun kolay bir iş olmadığına dikkat çekerek, yapılan operasyon kadar teşhisin de çok önemli olduğunu söyledi. Bilgin ayrıca nakil işinin faziletli bir olay olduğunu da sözlerine ekledi. 
 
Almanya Federal Cumhuriyeti Hessen Eyaleti Başbakan Yardımcısı ve Adalet, Uyum ve Avrupa Bakanı Jörg-Uwe Hahn bu tür programların ülkeler arasındaki iş birliğini geliştirdiğini söyledi. Han Malatya’da olmaktan ve bu etkinliğe davet edilmesinde duyduğu memnuniyeti dile getirirken  bu tür programların sıkça yapılması gerektiğine dikkat çekerek, "Türkiye organ nakli konusunda önemli bir konuma sahip. Bu tür sempozyumların artarak devam etmesi gerekiyor. Çünkü bu programlar ülkeler arasındaki iş birliğinin gelişmesine büyük katkı sağlıyor" dedi.
 
‘AMACIMIZ ENSTİTÜ KURMAK’
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Organ Nakil Ekibi Başkanı Prof. Dr. Sezai Yılmazİnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nin karaciğer nakillerindeki aktiviteleriyle anıldığını söyleyerek; “Keza 2008 yılından itibaren ülkemiz dahil olmak üzere Avrupa'da en fazla karaciğer nakli yapan merkez unvanımızı sürdürmekteyiz. Bu yıl büyük bir olasılıkla gerçekleşecek olan 200'ün üzerinde karaciğer nakli ile İnönü Üniversitesi'nin dünyanın önemli karaciğer nakillerinden birisi olacağı bilinmektedir. Amacımız dünyada en fazla ve en yüksek standartta karaciğer naklinin yapıldığı, karaciğer nakliyle ilgili koordinatörlük dahil olmak üzere tüm branşlarda eğitim veren, bilimsel çalışmalarda öncü olan, karaciğer nakliyle ilgili teknolojik gelişimlerin üniversitemiz bünyesinde kurulan teknokent ve Malatya sanayisiyle paralel yürütüldüğü Malatya ekonomisine yılda 200 milyon doların üzerinde katkı sağlayacak ve hayalimiz olan başka bir canlıdan insana karaciğer naklini gerçekleştirebilecek bir enstitü kurmaktır" şeklinde konuştu.
 
ALMANYA’DA CANLIDAN NAKİL ORANI DÜŞÜK
Sempozyumun açılış konuşmalarının tamamlanmasının ardından, 1. bölüm konuşmalara geçildi. Bu bölümde organ naklinin sosyal, ekonomik ve toplumsal boyutları üzerine konuşmalar yapıldı. Alman Organ Nakli Vakfı Başkanı Profesör Doktor Joachim-Felix Leonhard, Almanya’da gerçekleştirilen organ transplantasyonları hakkında bilgiler verdi. Leonhard, Almanya’nın Türkiye gibi merkezi bir yönetimi olmadığını belirterek; “Biz Almanya’da federal bir yapıya sahibiz. 16 eyalet ve bu eyaletlerin her birinin kendine göre sorumlulukları var. Birden fazla münferit kafa karıştırıcı açıklama ve incelemelerin yerine mesela Frankfurt’ta tüm ileri gelen tıp bölümü üyeleri bir araya gelerek uzun uzun konuşarak tek bir karar alırlar. Birbirinden uzak mesafedeki üniversitelerin birimlerinin sorumluları da bu toplantılarda bulunur. Almanya’da canlıdan nakil oranı Türkiye’ye göre düşüktür. Bu nedenle bu sayının artırılması için özendirici çalışmalara yer veriyoruz. Türkiye’de ise bu oran yüksek. Bunun nedeni ise Türk aile yapısının birbirine düşkünlüğü ve geniş bir aileye sahip olmalarıdır. Almanya’da tek ve 2 kişilik aileler çoğunluğu oluşturmaktadır. Alman-Türk işbirliği çok öncelere dayanmakta, bu tür organizasyonlar ile bunu pekiştirilmesi sağlanmalıdır” dedi.
 
“TÜRK-ALMAN DERNEĞİ KURULMALI”
Doktor Gerd Andres ise konulmasında Türk Alman ilişkilerinden bahsederek, Almanya’da 4 milyondan fazla Türk olmasına rağmen bir Türk-Alman Derneği’nin olmamasının kendisini üzdüğünü söyledi. Andres, sadece nakil değil tüm alanlarda Türk üniversiteleri ile işbirliği içerisinde olduklarını ifade ederek; “İlişkiler ne kadar geniş bir alana yayılırsa başarılı çalışmalar da o kadar kısa sürede ortaya çıkar. Bunları Almanyalı olduğum için söylemiyorum. Türkiye ile ilişkiler ne kadar iyi olursa, Avrupa Birliği kazanır. Bunları tüm Avrupa’nın çıkarları için söylüyorum. Türkiye çok büyük bir gelişme kat ediyor. Bu nedenle Türkiye-Almanya çizgisinde çalışmamak çılgınlıktır” dedi.
 
MERKEL İYİ DÜŞÜNMÜYOR AMA!
Gerd Andres konuşmasının son bölümünde kendi Başbakanı olan Merkel’i de eleştirerek; “Şu anda Türkiye ile Almanya arasında dostane ilişkiler anlamına gelişmeler yaşanıyor. Ancak Merkel’in Türkiye ile iyi ilişkiler düşündüğünü sanmıyorum. Ama bunu başarmak için iki ülkenin de iyi niyetli olarak çalışması gerekir” ifadelerini kullandı.
 
ÇALIK; “ÖZAL’I ŞİMDİ DAHA İYİ ANLIYORUZ”
Malatyalı işadamı Ahmet Çalık ise Turgut Özal’ın sağlığında söylediği bazı söylemlerin şu anda birer birer ortaya çıktığına vurgu yaparak; “1980’li yıllarda Turgut Özal, Malatya için neler yapılabilir adına bir çalışma başlatmıştı. Bugün neticelerini daha iyi gördüğümüz bir vizyon ortaya koymuştu. Daha sonraları ise sağlık turizmi adına bir çalışma başlattı ve bu devasa hastanenin temelini attı. Turgut Özal Tıp Merkezi’nin şu andaki konumuna bakarak Özal’ın ne demek istediğini şu anda daha iyi anlayabiliyoruz. Hastanemiz şu anda Dünya’da 2. sırada yer almakta. Bu büyük bir başarı. Karaciğer nakillerinde yaşanan bu başarı elbette ki daha ilerilere gidecektir. Malatya önümüzdeki dönemlerde dünyanın her yerinde ismi bilinen, tıp alanında da takdirle karşılanan bir il olacaktır” şeklinde konuştu.
 
IŞIK: “BİLİM VE SANAT BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN 2 DALDIR”
Malatyalı sanatçı Kenan Işık, alanı olmayan bir konuda konuşma yapmasının ne kadar doğru olacağının irdeleneceğini konuşması öncesinde belirterek, bilim ile sanatın bir arada olduğu ve birbirini tamamlayan 2 kavram olduğunu ifade etti. Işık, “Bu iki dal birbirlerine eşlik ederler. İnsanoğlu kompleks, fiziksel ve ruhsal bir varlıktır. İnsanın psikolojik olarak keşfedilmeye başlanması sanatın da başlangıcıdır. Sanatta bazı müspet ilimlere katkı sağlayacak dalar vardır. Ressam resmini iyi yapabiliyorsa, heykeltıraş eserlerinde gerçeği yansıtabiliyorsa, kalbinden gelen güzelliğin parmaklarına yansıdığını gösterir bu. Bu nedenle sanat insan metabolizması ile ilgili ve alakalıdır” dedi.
 
MUNYAR; “HİLMİOĞLU’NU ANMAK GEREKİR”
Hürriyet Gazetesi’nin Malatyalı yazarı Vahap Munyar ise İnönü Üniversitesi eski rektörü Fatih Hilmioğlu’nun burada anılması gerektiğini belirterek; “Hilmioğlu da Malatya’nın ve hastanenin gelişmesi adına çok önemli ve takdir edilecek hedefler ortaya koydu. Bu hedeflerin büyük bir kısmını da gerçekleştirdi. Aldığı bayrağı gerektiği yere kadar götürdü. Şimdi ise Cemil Çelik bu bayrağı daha ileriye götürmek için gayret sarf ediyor. Kayısı Malatya için bir dünya markası. Tekstilden başlayarak ekonomik anlamda da Malatya gelişme gösterdi. Bu gelişmeler sürecektir” dedi.
 
“BEN İNANMAMIŞTIM”
Munyar, Turgut Özal’ın sağlığında Malatya’nın bazı hedeflerine ulaşma adına yapılan çalışmalardan umudu olmadığını açıkça söylediğini belirterek; “Bu çalışmalar ve hedefler şu anda yerine geldi ve ben yanıldım. Yanıldığım için de çok mutluyum. Turgut Özal Tıp Merkezi Singapur’un ardından 2. sırada yer alıyor. Bu da demek oluyor ki sağlık turizmi de Malatya’ya uğramaya başladı” ifadelerini kullandı.
 
DONAT; “YÖNETİCİLER FİLDİŞİ YAPILARINDAN ÇIKMALI”
Gazeteci Yazar Yavuz Donat, konuşması olmamasına rağmen, sahneye davet edildi. Üniversite yöneticilerinin halkla bir olması onların içerisine karışması gerektiğini belirten Donat; “Üniversite yöneticileri fildişinden yapılmış inlerinden dışarı çıkarak halkın içerisinde yer almalıdır. Kendilerini oraya hapsederek yaptıkları yöneticilik, yöneticilik değildir. O zaman sadece üniversitenin adı duyulur ama içerisi bomboştur. Bu anlamda Malatya bu olayı çok iyi yapmıştır. Bu nedenle de en büyük yatırımlara ev sahipliği yapmış ve desteğinin de büyük oranda almıştır” şeklinde konuştu.
 
Konuşmaların ardından sempozyuma katılanlara plaket ve kayısı ikram edilirken, sempozyum nakillerin sağlık boyutu ile tartışılması ile devam etti. 
 
Sempozyuma, Vali Ulvi Saran,  Almanya Federal Cumhuriyeti Hessen Eyaleti Başbakan Yardımcısı ve Adalet, Uyum ve Avrupa Bakanı Jörg-Uwe Hahn, Milletvekilleri Öznur Çalık, Cemal Akın, Mustafa Şahin ve Veli Ağbaba, Alman Organ Nakli Vakfı Başkanı Profesör Doktor Joachim-Felix Leonhard, İnönü Üniversitesi rektörü Prof.Dr. Cemil Çelik, Doktor Gerd Andres, İşadamı Ahmet Çalık, Gazeteci yazarlar Vahap Munyar ve Yavuz Donat, Türk Alman Sağlık Vakfı Başkanı Doktor Yaşar Bilgin, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Organ Nakil Ekibi Başkanı Prof. Dr. Sezai Yılmaz,  Sanatçı Kenan Işık ile birlikte çok sayıda Alman akademisyen katıldı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız