SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Frangipane, Arslantepe'yi Avustralyalılara Anlattı

0
Güncellendi - 2021-10-19 20:59:19
Frangipane, Arslantepe'yi Avustralyalılara Anlattı
A- A+ PAYLAŞ

30 yıl süreyle Arslantepe kazılarını yöneten Profesör Doktor Marcella Frangipane, Avustralya La Trobe Üniversitesi Arkeoloji ve Tarih Bölümünün düzenlediği Arkeoloji Seminer Serilerinde konuştu.

Frangipane, Covid-19 nedeniyle online düzenlenen seminere Roma’dan katıldı.

Bu etkinliğin öncesinde Amerika’da düzenlenmesi planlanan bir çalıştaya davet edilen Frangipane, yine salgından dolayı programın iptal edilmesiyle, bu ülkeye gidememişti.

Mezopotamya’da Toplumsal Eşitsizliğin Gelişimi Ve Siyasi Merkeziyetçilik” başlıklı seminer, Avustralya Victoria Eyaletinin başkenti Melbourne’da bulunan La Trobe Üniversitesi öğretim üyesi Doçent Doktor Phillip Edwards ile Almanya’nın Berlin şehrindeki Frei (Özgür) Üniversite öğretim üyesi Profesör Doktor Susan Pollock tarafından ortaklaşa yönetildi.

Frangipane’nin semineri, “Büyük Mezopotamya (Irak) denilen bölgeye ile güneydeki ovalar, kuzey bölgeleri ve Kuzey ve Güneyi çevreleyen dağ etekleri ile dağlarda ortaya çıkan ilk hiyerarşik (sınıflı) ve eşitlikçi olmayan toplumların doğuşuna yön veren ana dinamikler ile buna sebep olan farklı yollara” odaklandı. Mezopotamya’yı çevreleyen bölgeler içerisinde sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun Yukarı ve Fırat Bölümünü bu bağlamda değerlendiren Frangipane, ortaya çıkan ciddi sosyo-ekonomik ve çevresel farklılıkları, farklı bölgelerde farklı biçimde ortaya çıkan toplumsal hiyerarşilere işaret ederken, bölgeler arası ilişkiler, seçkin sınıfın icra ettiği ekonomi politik, değişik olmakla beraber birbiriyle ilişkili siyasi ve sosyo-ekonomik gelişmeler ile yeni sistemlere denge sağlayan kentleşmenin oynadığı role de dikkat çekmek gerektiğini anlattı.

Bu bağlamda Arslantepe’yi ele alan Frangipane, burada ulaşılan bulguları dönemin başka uygarlıklarında elde edilen bulgularla karşılaştırarak değerlendirdi.

Mezopotamya ve Yukarı Fırat bölgesinde devlet sistemlerini karşılaştırırken, ilginç bilgiler veren Frangipane, Mezopotamya’daki sistemin daha karmaşık ve gelişkin olmasının bu toplumlarda “daha köklü hiyerarşik yapı, kentleşme ve beraberinde üretimi destekleyen ve teşvik eden unsurların varlığı, siyasi gücün güçlü ideolojik veya dini olgularla meşrulaştırılmasına” bağlı olduğunu, bu öğelerin Erken Devlet Sistemini istikrarlı ve ileride gelişmeye meyilli kılmakla beraber kırılgan bir yapıya büründürdüğünü anlattı.

Frangipane, Orta Fırat Bölgesinde geleneksel ilişkilerin baskın ve katmanlı toplum yapısının zayıf olduğunu, kentleşmenin bulunmadığını, siyasi gücün “vaktinden erken doğan” laik bir özellik taşıdığını, göçebe çobanlar gibi grupların kontrolünün sağlanıp merkezi sisteme entegre edilemediğini, bu olguların ise çatışmalar ve gerginlikleri körüklediğini, toplumsal patlamalara yol açan karşıtlıkları yaratarak sistemi çökmeye götürdüğünü söyledi.

Arslantepe Gururu

Frangipane, seminerin ikinci bölümünde Arslantepe’yi anlattı. 30 yıl kazıları yönettiğini, toplamdaysa 45 yıl Arslantepe’de çalıştığını belirten Frangipane, Arslantepe’nin 26 Temmuz 2021’de UNESCO Dünya Miras Listesine alınmasından büyük gurur duyduğunu belirtti. Frangipane, konuşmasının bu bölümünde UNESCO’nun yapılan çalışmaların takdiri niteliğindeki adaylık belgesini ekrana getirdi.

MÖ 4. binlerde Arslantepe’de saray sistemiyle birlikte bir devlet sisteminin ortaya çıktığını, zamanla gelişen ve (B) tapınağı döneminde yoğunlaşan bu sistemin bürokrasi, muhasebe, arşiv kayıt uygulamalarıyla, Mezopotamya’dakine benzese de, yerel özellikler gösterdiğini, bunun saray-tapınakların sanatına da yansıdığını anlattı.

Dünyada bulunan en eski kılıçların Arslantepe’de ortaya çıkarıldığını, kılıçlarla birlikte diğer metal eserlerin madenciliğin dönemine göre ileri seviyede olduğunu kanıtladığını; bunların kurşun, gümüş, altın, arsenik ve polimetalden (farklı metallerin alaşımı) yapıldığını belirtti.

Arslantepe’nin politik ve ekonomik bir merkez olduğunu, seçkin sınıfların mühür baskılarla ekonomiyi ve gücü ellerinde tuttuklarını ancak burada şehirleşme görülmediğini anlatan Frangipane, zamanla çıkan krizin saray sisteminin çöküşüne yol açtığını belirtti.

Eski uygarlıkların suyun yönetimini kontrol altında tutmasının yönetici sınıfın egemenliğini kabul ettirmede önemli bir avantaj teşkil ettiğini, ancak Malatya Ovasında yaşayanların özerk biçimde su kaynaklarına ve tarıma uygun bereketli topraklara sahip olduğunu, bu nedenle toplumun seçkin sınıflarca kontrolünün zorlaştığını ve muhtemelen yönetici sınıf ile halk arasında çıkan bir çatışma sonucu sarayın yandığını söyledi.

Frangipane’nin konuşmasının sonunda oturumu yönetenlerden Susan Pollock, B Tapınağının bitişiğinde ortaya çıkarılan, Arslantepe şefi veya kralının “makamı” olduğu değerlendirilen, geniş bir avluya bakan kilden bir taht ile ve tahtın arkasındaki odada sürekli temiz ateş yakılan mekanın “toplumun geniş kesimlerine mi yoksa kısıtlı sayıda kişiye mi açık olabileceği” sorusunu yöneltti.

Tahtın olduğu yerde ardıç kalıntıları bulunduğunu, bu bulgunun buraya ardıçtan yapılmış ve kral veya şefin oturduğu düşünülen bir taht olabileceği olasılığını doğurduğunu, yan platformlara ise daha alt seviyede yöneticilerin oturmuş olabileceğini, yapının boyutundan buranın çok sayıda insana açık olmadığının anlaşıldığını söyleyen Frangipane, ancak burayı daha iyi anlamak için ileride daha çok araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu anlattı.

Frangipane, benzer bir yapının Suriye’deki Mari Kraliyet Sarayında da bulunduğunu ama Mari’deki yapının Arslantepe’de bulunan yapıdan sonraki bir tarihte inşa edildiğini sözlerine ekledi.

Sadece Arslantepe’de Çalışmadı

Prof. Frangipane Malatya’da Arslantepe kazılarıyla yakından tanınan bir isim olmakla beraber farklı coğrafyalarda kazılara katıldı; araştırmalar yapıp bilimsel makaleler, kitaplar yayınladı, konferanslar, seminerler verdi. Roma Sapienza Üniversitesi’nde Arkeoloji Profesörü olan Frangipane, 2018 yılına kadar Yakın ve Ortadoğu Prehistorya (yazı öncesi tarih) ve Protohistoryası (tarih öncesi ile yazılı tarih arasındaki dönem) ile Arkeolojik Araştırma Yöntemleri üzerine ders verdi. Bilimsel çalışmaları Eski Yakın Doğu’da, özellikle Mezopotamya ve Anadolu’da, sınıflı toplumların, erken dönem merkezileşmiş ekonomiler, bürokrasi, şehirleşme ve devletin kökeni ile gelişimi üzerinde yoğunlaşıyor. İtalya, Meksika, Mısır ve Türkiye’de kazılara katılan, Roma Sapienza Üniversitesi Doğa Anadolu İtalyan Arkeoloji Keşfi kapsamında 30 yıldan fazla süreyle Malatya Arslantepe ve Şanlıurfa Zeytinli Bahçe kazılarını yöneten Frangipane, İtalya Ulusal Bilimler Akademisi, ABD Ulusal Bilimler Akademisi, İngiliz Akademisi, Berlin Almanya Arkeoloji Enstitüsü ile Amerika Arkeoloji Enstitüsü üyesi.

Frangipane, 2013 yılında Amerikan Bilimler Akademisine seçildiğinde, Sapienza Üniversitesi bir açıklama yaparak, kendisinin beşeri bilimler alanında akademiye seçilen ilk yabancı bilim kadını olduğunu bildirmişti. Üniversiteden yapılan açıklamada “bu üyeliğin bilhassa Malatya-Arslantepe’de yapmış olduğu bilimsel çalışmalar sebebiyle verildiği, Anti Toroslar ile Fırat nehri arasındaki geniş Malatya Ovasının güneydoğusundaki Orduzu beldesinde yer alan Arslantepe’nin, uygarlığımızın kökenleri konusunda temel aşamalarını açıklayan yönüyle, bölgenin tarihine damgasını vurduğu” belirtilmişti.

Ünlü Origini (Köken) dergisinin yanı sıra Şark Prohistoryası dergisi ve Arslantepe hakkında birçok yayının editörlüğünü yaptı; Şangay Arkeoloji Forumunda Keşif (en başarılı arkeolojik keşiflere verilen bir ödül), Vittorio De Sica Bilim ve Rotondi Sanatın Koruyucuları ödülü ile İnönü Üniversitesinden fahri doktora unvanı aldı.

Frangipane’nin çalışmalarının özeti niteliğinde Yakındoğu’da Devletin Doğuşu isimli Türkçeye çevrilmiş bir kitabı bulunuyor. Ancak bu kitap piyasada tükenmiş durumda. İtalyan profesörün bu kitabı, arkeolojide ortaya çıkan yeni bulgular doğrultusunda, güncelleyerek tekrar yayınlama arzusunda olduğu öğrenildi.

Bir Geleneğin Devamı ve Arslantepe Başarısı

Frangipane, bugünkü “Arslantepe fikrinin” oluşturulup ulusal ve uluslararası alanda tanıtılması ve UNESCO Dünya Miras Listesine alınmasında, bilimsel çalışmaları ve kazı yönetimiyle başrolü oynadı. 1932-39 ila Fransız Louis Delaporte ve 1948-51 arası yine Fransız Claude Schaeffer tarafından kazılan Arslantepe’de çalışmaları 1961 yılında Roma Sapienza Üniversitesi devraldı. Piero Meriggi’nin kısa süren çalışmasının ardından, İtalyan arkeolojisinin en önemli isimlerinden, eserleri üniversitede ders olarak okutulan, müzeler kuran, halen yayınlanan Origini dergisini çıkaran Salvatore Puglisi kazıyı yönetmeye başladı. Puglisi’den sonra 70’lerde aynı üniversiteden Alba Palmieri başkanlığa getirildi.

Frangipane, henüz 18 yaşında (1976) üniversitede okurken, Puglisi’nin öğrencisi olarak Malatya’ya gelip Arslantepe kazısında çalışmıştı. Daha sonra, hocası ve arkadaşı olduğunu söylediği Alba Palmieri yönetiminde çalışmaya devam etti. Palmieri’nin 52 yaşında kanserden vefatı üzerine 1990’da kazı başkanlığına getirildi. 2019’da başkanlığı öğrencisi Doçent Doktor Francesca Balossi Restelli’ye devreden Frangipane, 2021 kazısına da gelip bir süre çalıştı.

Frangipane, Palmieri’ni beklenmedik vefatından sonra, Arslantepe kazı yönetimini kendisine vermesinden dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığına duyduğu minneti birçok defa dile getirdi. Frangipane, bakanlığın yanı sıra yerel yönetimlerden ve Orduzu halkından sürekli destek gördüklerini, işbirliği içerisinde yapılan çalışmalar sayesinde Arslantepe’de başarılı sonuçlara ulaşılabildiğini ifade ediyor.

DERLEME: Bülent KORKMAZ

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

2 yorum yapılmış

  • Halit (2 yıl önce)
    Değerli bir haber teşekkürler. Başlıkta Avustralya yazımındaki yanlışı da düzeltirsek daha güzel olur.
    0
    0
    Yanıtla
  • pasa44 (2 yıl önce)
    Malatyamızın dünyada ve Türkiye'de tanıtımına katkıda bulunan bu fedakar hanımefendiye umarım Büyük şehir belediyesi akıl edip bir ödül vermiştir veya en kısa sürede verir.
    0
    0
    Yanıtla