Tarihi yapının depremlere dayanaklılığı harcında gizli: Enerjiyi emiyor, hasarı önlmüyor...
Ulusal Atina Teknik, Princeton ve Boğaziçi üniversitelerinin, Ayasofyanın yapı malzemesi ve yapının statik değerlendirmesi üzerine 16 yıldır yürüttüğü çalışmaların sonuçları "Ayasofyanın Konservasyonunda Yunan İşbirliği" adlı Yunanca ve İngilizce bir bilimsel yayında toplandı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik ve Princeton Üniversitesinden Prof. Dr. Ahmet Çakmakın önsözünü yazdığı kitabın İstanbul Arkeoloji Müzesi Konferans Salonunda gerçekleşen tanıtım toplantısında çalışmalarla ilgili bir sunum yapan Prof. Dr. Moropolou, sorularını da yanıtladı.
Prof. Dr. Moropolou, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Yunanistan Parlamentosunun himayesinde 4 Temmuz 2000 tarihinde Atinada imzalanan "Türkiye Yunanistan Kültürel İşbirliği Anlaşması" kapsamında yapılan bu çalışmalarda elde ettikleri bilgilere değindi.
15 yüzyıldır tüm depremlere direnç gösteren Ayasofyanın ilk inşasından sonra, kubbe tuğlalarında kullanılan malzemenin Rodostaki tarihi yapılarda kullanılanlara yüzde 97 oranında benzerlik gösterdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Moropolou, tuğlaların aynı zamanda Anadoluda geliştirilmiş yangına karşı dayanıklı bir malzeme içerdiğine de dikkati çekti."Bu ilk anıtın, Anadolu ile Bizans ve Erken Yunan yapı teknolojisinin karışımının bir ürünü olduğunu gösteriyor diye konuşan Prof. Dr. Moropolou, yapının tuğlalarının strese dayanıklı olduğunu, aynı zamanda alelade tuğla ağırlığının 12de biri kadar hafif oldukları için yapıya yönelik bir stres unsuru oluşturmadıklarını söyledi.
Yapının harcının ise depreme karşı belli dozlara göre hazırlanmış özel bir kompozisyona sahip olduğunu dile getiren Prof. Dr. Moropolou, "Ayasofyada kullanılan harcın yarı kristalize bir yapısı var. Bu özel harç, yapının deprem anında ortaya çıkan enerjiyi hasar görmeden emmesine yol açıyor. Çalışmalarımızda bu materyallerin bir simülasyonunu da yaptık. Boğaziçi ve Princeton ile yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında bu kompozisyon ve yapısal özellikteki bir anıtın 7 şiddetindeki bir depreme dayanabileceğinden emin olmuştuk. Ve bu çalışma 1999 depreminden önceydi" şeklinde konuştu.