Gazeteci- Yazar Uğur Mumcu'nun ölümünün 16'ncı yıldönümü.. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, Mumcu'nun yokluğunu bu dönemde "çok ama çok daha ağır" bir şekilde hissettiklerini söyledi.
Tunçdemir, evinin önünde bombalı bir suikast sonucu katledilen Mumcu'nun ölüm yıldönümü dolayısıyla şu açıklamayı yaptı:
" Bundan tam on altı yıl önce, bir 24 Ocak günü Gazeteci Yazar Uğur Mumcu evinin önünde arabasına konulan bomba ile, aramızdan kara yürekli ve kara düşünceli yaratıklar tarafından hunharca çekilip alınmıştır.
Mumcu siyaset-tarikat ve mafya arasında oluşturulan üçgenin Türkiyenin çok önemli ve hatta belirleyici sorunlardan birisi olduğuna inandı Bu konuda yazdı ve bu konuda mücadele verdi. Bu konuya hepimizin dikkatini çekmeye çalıştı. Bugün geldiğimiz durum bu öngörünün ne denli haklı olduğunu bir kez daha hepimize gösteriyor. Tarikatlar ve mafya 70li yıllarda siyasetin kullandığı araçlardı aradan geçen süre içinde tarikatlar ve mafya palazlandı ve siyaseti kullanır hale geldi. Yıllardır Türkiye gündemini tarikat ve mafya merkezli olaylar beliriyor. Ülkenin kaderini yönlendirmeye çalışıyorlar. O geleceği görmüştü kanlı ve kirli olayların bağlantısını çözmüştü Gazeteci Yazar Uğur Mumcu Birinci ödevin Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır diye yüklendiği sorumlulukta ,Atatürkçü, Laik, anti emperyalist, tam bağımsız Türkiyeden yanaydı.
Değerli ve devrimci insanın yaşamı pahasına ortaya koyduğu görüş düşünce ve uyarıların ne denli haklı olduğu bu günlerin Türkiyesinde yaşanan olumsuzluklarla bir kez daha kanıtlanmıştır. Yaşanan bu günler dillendirdikleri olumsuzlukların ne denli doğru tespitler olduğunu açıkça göstermektedir. Uğur Mumcu yıllar önce canı pahasına, ülke için, demokrasi için, insan hakları için, kısaca ulusun aydınlık geleceği için ısrarla söylediklerini hatırlarlarsak, gelinen nokta ve bu sonuca karşı gösterilen aymazlıkların ne denli vahim olduğunu gözler önüne sermektedir.
Güzel bir dünya düşüncesinin yürekli savunucusu olabilmek, bunun ağır sorumluluğu altında ezilmeden onurunu taşıyabilmek her insana nasip olmaz; ayrıca böyle davranmak herkesin harcı da değildir. Bu güzel ve yiğit insan tüm bunları başarabilmiş olabildikleri için insanımızın aydınlık yüreklerinde ölümsüzleşmiştir.
Bazı insanlar vardır; toplumun esenliği ve mutluluğu için kendi can güvenliklerini önemsemezler, toplum düşmanlarının boy hedefi olmaktan korkmazlar; kendileri için bir şey istemeyi küçüklük, namertlik, sayarlar; tüm çabaları çok sevdikleri halkın mutluluğu ve esenliğidir. Sunulan tüm dünya nimetlerini ellerinin tersi ile geri çevirirler; bu soylu ve yiğit insanlar alçak gönüllülüğü ve sadeliği bir erdem bilirler. İnsanlık tarihi bu soylu insanlara, bu yurtseverlere hiçbir sansür koymadan hep baş sayfada ve baş köşede yer açmıştır.
Bu örnek ve soylu insanlar, ölümlerinden sonra da insanların belleğinde ve yüreğinde yaşarlar. Arkalarında yaşayan ideallerini, onurlarını ve örnek yaşamlarını bırakırlar; yıllar geçse de daima atan bir kalp, üreten bir beyin ve yazan bir el gibidirler. Bu özellikleriyle kendilerinden sonra gelenlere esin kaynağı olurlar.
Hele bizim toplumumuz gibi, kendisinin yerine bir başkasının düşünmesini, yazmasını, tepki koymasını, mücadele etmesini ve özveride bulunmasını bekleyen insanların çoğunluk oluşturduğu bir yapıda, aydınlık yarınlar uğruna yaşamlarını hiçe sayan bu kahramanlara olan borcumuzun ödenemeyeceği kanısındayız. Onların savunduğu değerlere sahip çıkarsak, belki bizlere düşen görevi bir parça da olsa yerine getirmiş, oluruz.
Ülkemizin Demokratik Laik Sosyal Hukuk Devleti niteliği ve kimliğinin geriçiliğe dolandığı, etnik bölücülük söylemlerinin yükseldiği,ulusal değerlerin ötelendiği bu günün Atatürk Türkiyesinde bu yiğit insanın yokluğunu eksikliğini çok ama çok daha ağır hissetmekteyiz.
Ulusallık adına, egemenlik adına, Atatürk ilke ve devrimleri adına, laik Cumhuriyetin kazanımları adına çağdaş değerler ve aydınlık yarınlar adına ülkemizde yaşadığımız tüm olumsuzluklar ve saçmalıklar nedeniyle Mumcuyu özlemle anıyoruz. ilkelerini aynı kararlılıkla sürdüreceğiz."