SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Baykal'ın Erdoğan'la Görüşüp Anlaştığını 2007'de Yazmıştı

0
Güncellendi - 2021-06-28 02:30:57
Baykal'ın Erdoğan'la Görüşüp Anlaştığını 2007'de Yazmıştı
A- A+ PAYLAŞ

Sedat Peker son paylaşımlarında Korkmaz Karaca ve Deniz Baykal’ı yazdı.

Korkmaz Karaca’nın Deniz Baykal’a kadın götürdüğünü iddia eden Peker’in paylaşımlarına sosyal medyadan ulaşabilirsiniz…

Ancak Peker’in bu paylaşımlarından 14 yıl önce, 2007 yılında Zülfü Livaneli, Deniz Baykal ile Erdoğan arasındaki gizli buluşmayı ve sonuçlarını yazmıştı

24 Temmuz 2007

Vatan Gazetesi yazarı Zülfü Livaneli, CHP lideri Deniz Baykal’ın Başbakan Tayyip Erdoğan’la gizlice buluşup anlaşma yaptığını iddia etti. Livaneli’nin Baykal’a ağır eleştiriler yönelttiği işte o yazı.

Seçimler öncesi CHP’ye zarar vermemek için bildiğim birçok konuyu içime gömerek sustum, bundan sonra da bu parti ve liderine ilişkin hiçbir şey yazmayacağım.

Çünkü bir faydası olacağına inanmıyorum.

Ama bu konudaki son yazımda size bir tanıklığımı aktarmak zorundayım.

Bunu bir borç olarak görüyorum:

***

Deniz Bey lütfen hatırlayın:

19 Aralık 2002 tarihinde karlı bir Ankara gününün akşamında Mehmet Sevigen’in evindeydik.

Ben Cumhurbaşkanı ile görüşmeden geliyordum.

Abdullah Gül Başbakandı, Tayyip Erdoğan’ın ise Meclis’e girme umudu kalmamıştı.

Cumhurbaşkanı Sezer bir gün önce, Tayyip Erdoğan’ın “milletvekili olmadan başbakan olma” önerisini reddetmişti.

Türkiye’nin kaderi o akşam o evde değişti, çünkü siz “Tayyip Erdoğan başbakan olacak!” diye tutturdunuz.

Sizi “Çok tehlikeli bir oyun bu!” diye uyaran parti dışından önemli şahsiyetlere kızdınız, “Hayır!” dediniz “İki ay dayanamaz. Göreceksiniz iki ay dayanamaz.”

Sizin bu iddianıza karşılık ben ne dedim: “Erdoğan herhangi bir kişi değil, bütün tarikatların birleşerek Erbakan’ın yerine seçtiği siyasetçi; arkasında Amerika, Avrupa desteği de var. Program Türkiye’yi ılımlı İslam cumhuriyeti yapma programı. Sizin dediğiniz gibi iki ayda gitmeyecek; tam tersine, bu odada bulunan herkesin siyasi hayatını bitirecek.”

İki ay dayanamaz iddianızı, “görüşleri gereği IMF ile anlaşma yapmaz, ekonomiyi zora sokar ve dayanamazlar.” tezine oturttunuz.

Ama bunların hepsi bahaneydi çünkü siz iki partili rejimin işinize yaradığını anlamış ve seçim sonuçlarına sevinmiştiniz. Çünkü size ana muhalefet partisi lideri olmak ve soldaki rakiplerinizi yok etmek yetiyordu. Bu iş birliğini daha sonra da sürdürdünüz.

O zaman ben sizin Tayyip Erdoğan’la seçim öncesinde Beylerbeyi’nde gizlice buluştuğunuzu ve bir anlaşma yaptığınızı bilmiyordum.

Bu gecenin tanıkları var: Önder Sav, Eşref Erdem, Mehmet Sevigen, Bülent Tanla, Yaşar Nuri Öztürk.

Belki bazıları sizden korkar ve tanıklık etmez ama bir kısmı da bu sözlerin doğru olduğunu açıklar. Yani tanıklar var. Ötekiler de söylemese bile içten içe bunun doğru olduğunu bilir. Siz de bilirsiniz.

Tartışmanın sonunda dediniz ki: “Bu gece birbirimizin fotoğrafını çektik. İki ay sonra çıkarıp bakalım. Ama rotuş yapmadan. Hangimiz haklı çıkmışız?”

Şimdi, 2007 seçimlerinin ardından o fotoğrafı cebinizden çıkarıp bakın Deniz Bey.

Ve düşünün; Meclis grubunda “Erdoğan’ı başbakan yapıyor diyorlar. Evet yapıyorum. Var mı itirazı olan!” diye bas bas bağırmanıza değdi mi?

Erdoğan’la Beylerbeyi’nde gizlice buluşmaya ve size oy veren milyonları hiçe sayarak gizli anlaşmalar yapmanıza değdi mi? (Deniz Bey, biliyorsunuz ki bu gizli buluşmanın da tanığı var.)

Başbakan olmak, elbette Erdoğan’ın demokratik hakkıdır. Ama bunun için olağanüstü çaba harcamak CHP’nin birinci görevi değildir. Üstelik dokunulmazlık kaldırılmadan.

Bir milletvekilinin mazbatasını iptal ettirip, Anayasa’yı değiştirip, grubu baskı altına alıp, Siirt seçimlerini es geçip Erdoğan’ı meclise sokmak ve dokunulmazlık zırhına kavuşturmak için verdiğiniz canhıraş çabanın yüzde birini partiniz için verseydiniz sonuç bambaşka olurdu.

Size o gün söylediğim gibi, Türkiye’nin kaderini değiştirdiniz.

Deniz Bey; sözlerimde en ufak bir çarpıtma varsa çıkıp söyleyin. “Öyle değildi. Böyle konuşmadık.” deyin.

Genel Sekreterinizin ve en yakınlarınızın tanık olduğu bu konuşmayı inkâr edin.

Ya da başınızı önünüze eğin ve tarihin hakkınızda vereceği yargıyı düşünün.

Deniz Bey; çok ağır şeyler yazdığımın farkındayım. O akşamki tartışmaya kadar bir dostluğumuz vardı, bunları yazmak istemezdim.

Ama hem duruma doğru teşhis koyamamanız, hem de aşırı derecede inatçı olma huyunuz yüzünden hepimizi tehlikeye attınız.

Tayyip Erdoğan’ın yüzde 34 oyla meclisin üçte ikisini ele geçirmesinin manivelası oldunuz.

Daha önce Refah Partisi’nin belediyeleri ele geçirmesi de sizin oyları bölmeniz sayesinde gerçekleşmişti..

Tayyip Erdoğan’ların ve yine çok yakın dostunuz olan Melih Gökçek’lerin en büyük şansı sizdiniz.

CHP’nin ise en büyük şanssızlığı oldunuz.

Bu ülkenin sola şiddetle ihtiyaç duyduğu bir dönemde, bütün uyarılarımıza rağmen partiyi sağa çekmekte, Kürtlerden, Alevilerden, solculardan ayırmakta ısrarlı oldunuz.

Erdal İnönü, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Fikri Sağlar, Ercan Karakaş, Mehmet Moğultay, Seyfi Oktay, Celal Doğan ve daha birçok sosyal demokratla el ele tutuşup halkın karşısına çıkmanız gerekirken; eski MHP’lileri, eski ANAP’lıları, idamla yargılanmış sağcı militanları parti vitrinine çıkarmakta ısrar ettiniz.

Size defalarca “Bir şeyin aslı varken kopyasına kimse bakmaz!” dememize rağmen, sol politikaları değil, MHP çizgisini tercih ettiniz.

Sağcıları ve sekreterinizi Meclis’e sokarken, İsmet Paşa’nın Avrupa Konseyi’nde komisyon başkanı olma başarısını gösteren torunu Gülsün Bilgehan’ı Meclis dışında bıraktınız.

İnanın ki bunları yazarken samimi olarak üzülüyorum. Keşke haklı çıkmasaydım, keşke sizin tahminleriniz doğrulansaydı diyorum ama durum ortada.

Yazık oldu Deniz Bey, hem size, hem partinize, hem de size inanan temiz yürekli sosyal demokratlara.

Artık bundan sonra istifa etseniz de bir etmeseniz de.

Bad-el harab-ül Basra! (iş işten geçtikten sonra)

BAYKAL’DAN JET YANIT

İşte Baykal’ın yanıtı

"AKP’nin o zamanki genel başkanının siyasal haklarını kazanarak parlamentoda görev yapmasını demokrasinin gereği içinde düşündüm ve bu anlayışla hareket ettim. Parti içinde buna karşı çıkanlar oldu ama ben bunlara inanmadım.

Bir parti başkanı 360 milletvekilini parlamentoya soktuysa kişisel olarak değerlendirmek doğru değildir. Bununla iftihar ediyorum. Ve hala hiç kuşku duymuyorum. Aksini savunmak demokratik değil sığ bir anlayış olur.

Ama hiçbir yerde AKP Genel Başkanı’nın iflas edeceğini söylediğimi kimse iddia edemez. Böyle bir şey söylemedim."

haberiskelesi.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

11 yorum yapılmış

  • Türkiye sevdalısı (3 yıl önce)
    Sayın Deniz Baykal hastalığından sonra vekillige aday olmayip,teşekkür ederek red edebilmeliydi,hatta o malum kaset olayından sonra siyaseti birakmaliydi,aynı şeyi iki sefer genel başkanlığa aday olup kaybeden ,bir seferde cumhurbaşkanlığı seçimini kaybeden memleket partisi başkanı Muharrem İnce bey içinde soyluyebilirim,bizde geldiğimiz yerden ayrılmayı bilmiyoruz.
    0
    0
    Yanıtla
  • cengiz (3 yıl önce)
    ben lıvanelıde once buna yakın goruslerımı yazdım denız bayakal turıkıyenın bu durum a gelmesesının en sorumlusudur ta ecevıt donemınde erbakanla hukumetı kurdurarak devlete ılk ayaklarını attılar hatırlayın ıstededıgı bakanlıkları mıllı egıtım adelet içişlerı bu halka yaptıklarının bır kısmını allah cektırıyor bazıların ıbret alması gerekır sanırım
    0
    0
    Yanıtla
  • Esin Emin ÜSTÜN (3 yıl önce)
    Baykal'ın hizipçiliği ve ağır bir ego düşkünlüğü olduğundan ülkeye büyük sorunlar yaşatan rant partisi ile anlaşması ve onlara yardım etmesi doğaldır. Çok şükür ki şimdi CHP'nin başında doğrucu, haram yemeyen ve de namuslu, dürüst insan gibi bir insan bulunuyor. Sayın Kılıçtaroğlu'na sağlıklar ve başarılar diliyorum.
    0
    0
    Yanıtla
  • Her partide olduğu gibi partiyi yok etme veya kendi görüşüne yanlış yola çekenler hem de çok var chp de de çok var genelbaşkan çaresiz kaldığını bilneyen yok Futbol takımı bir yumruk oldumu çok başarılı olur Devlete partide millete öyle tek yumuruk olmalı her kim olursa olsun ayrım yapan vatan haini Türk kürt alevi süni kardeş bunları ayırtan batının kuklası Almanyada 5 mil Türk var 4 avurpa ülkesinde nufus olarak fazla ama param parça 300 bin çinli var onlar icin çince ders veriliyor okularda aksine Türkce yasaklaniýor nedeni bizlerin hep ayrı yola gimemiz camilerimiz dahi ayrışmız bu türkiyede her makamda mahalede apartmanda dahi şahit ouyoruz seçim zamanı oyunu ver bitsin bizler her gün seçim yaşıyoriz yazık bitsin bu cahalet
    0
    0
    Yanıtla
  • Nasıl yani yaa defalarca okudum o bahsettiğiniz meziyetleri kim için sıralmaışsınız diye (kılıçdaroğlu) yav güldürmeyin siyasetin içinde olacak yalanı yanlışı iftirası hırsı kini olmayacak parti adı yazmaya gerek yok yüzde 95 i şan şöhret para mevki makam hastası bunların Layıkı ile yapılsaydı Türkiye cumhuriyeti devleti bu gün bu halde olmazdı Ayrıca Türkiyede muhalefet yok kimse kendini kandırmasın Rte nin muhalefette ki rakipleri Avrupa ve abd Ülke içindeki muhalefette onların sözcüleri
    0
    0
    Yanıtla
  • Tuncay (3 yıl önce)
    Zülfü livaneli bir hayal kurmuş yazık ki Tarihi unutmuş tek partili dönemden demokrasiye geçtiğim günden bu güne kadar yapılan tüm seçimlere bakın hele chp ve benzerleri bu ülkede iktidar oldu mu Ufak tefek koalisyon harici bir başarısı bir hizmeti varmı Kaldı ki chp sağdan aldığı vekil yaptığı kişiler ortada Artık chp nin bir çizgisi bile yok kurduğu ortaklık ve uyguladığı politika ortada İlla seçim de seçim diye tutturan kılıçdaroğlu bile kazanamayacağını çok iyi biliyor Tek derdi abd ve Avrupa'daki rte düşmanlarının verecekleri desteği açıkça ifade ettiklerinden bu yana seçim çığırtkanlığı yapıyor Önümüzdeki seçimlerden sonra adına millet dedikleri ittifak da bitecek Sabredin seyredin ama kızmayın seçimden sonra haklıymış dersiniz
    0
    0
    Yanıtla
  • Hadi ordan
    0
    0
    Yanıtla
  • Biri BOP eşbaşkanı mi dedi ? Secimden sonra görüşeceğiz tabi. Turkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktir.
    0
    0
    Yanıtla
  • Kılıçdaroğlu kazanamayacağını biliyormu ha ha asıl Erdoğan biliyor kazanamayacağını ama siz bilmiyorsunuz bencede erken seçim olmasın bu halk iyice ezilsin ki gerçekleri görsün Akp erisin iyice
    0
    0
    Yanıtla
  • yavuz44 (3 yıl önce)
    Ben biliyordum Erdoğanın adamı olduğunu ama ispatlayamıyordum böylece ispatlanmış oldu Dolmabahçede bunlar ne konuştular o zaman inşallah Kılıçdaroğlu'da Akp'nin adamı çıkmaz
    0
    0
    Yanıtla
  • abuzer (3 yıl önce)
    şuna ellerinde kasetim vardı demiyor da demokrasi diyor ülkeyi mahvettin adın Deniz olmasa daha sert yazardım ama adına şükret
    0
    0
    Yanıtla