"Tecrübe Konuşuyor İçimizdeki Kahramanlar Projesi" kapsamında Demokrasi Kahramanları, Malatyalılarla bir araya gelerek, hain darbe girişiminde yaşadıklarını anlattılar.
Moderatörlüğünü İsmail Hakkı'nın yaptığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından hayata geçirilen "Tecrübe konuşuyor, içimizdeki kahramanlar" programında, 15 Temmuz darbe girişimi kahramanlarından Safiye Bayat, Mustafa Özbey, Barış Dedebağı ve Metin Doğan, o gece yaşadıklarını katılımcılarla paylaştı.
Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Etkinlikte daha sonra Veysel Çelikdemir’in 15 Temmuz temalı kum sanatıyla devam etti. ‘Milletin İradesi’ adlı videonun izlenmesinin ardından konferansa geçildi.
“BEN O GECEYE DARBE DEĞİL, İŞGAL DİYORUM”
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde tankların karşısına dikilen Safiye Bayat, “Ben o geceye darbe demiyorum, işgal diyorum. Bir işgaldi, zaferde inananlarındı” dedi.
Bayat, vatan aşkının bambaşka bir duygu olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Peygamber Efendimiz de 'Vatan aşkı imandandır' diyor. Bende oraya vatan aşkıyla gittim. Bırakın bir karış toprağını, bir kum tanesi kadar toprağını vermeyecek bir milletim var. Duyduğum anda üzerime ihtiyaçlarımı alıp, tek başıma yürüyüşe geçtim. Eşim ‘gitme’ dedi. Ama ben hesap veremem. Bu vatan meselesi, durmak yok, yola devam. Telefonlara bakmadım ve köprüye yürüyerek gittim. Hayatım boyunca doğrunun, gerçeğin yanında olmaya çalıştım. Hiçbir amacında sorgusuz, sualsiz yapılamayacağını bilenlerdenim.”
Safiye Bayat, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Sözde komutan müsveddesi beni tartakladı. Bende dur beni tartaklama, senin sınırını aşmadım, benim sınırımı aşma dedim. ‘Ben buraya konuşmaya, yaptığınız hareketin yanlış olduğunu söylemeye geldim. Bana bunu yapma, senden korkmuyorum’ dedim. Ben korkmuyorum dedikçe o alçaldı ve acizliğini önüme serdi. Konuştuğum rütbeliydi, rütbesizde vardı. Bundan sonra askeri eğitim alacağım herkese de almasını tavsiye edeceğim. Eşimin öğrettiği kadar yıldızlarını saymaya çalışıyorum. Öfke kusuyorlardı. Her birinin suratına baktığımda ‘Allah’ım ben böyle bir yüz görmedim’ diyorum. Kin, nefret o kadar bedenlerini sarmıştı ki, gözlerinden okunuyordu. Onu kelimeye sığdıramıyorum. O güzide ordunun arkasına sığındılar. Dünyaya nasıl bir toplum, millet olduğumuzu sergiledik.”
“ÖLMEK İÇİN ÇABA HARCADIM”
Darbe girişimine tepki göstererek, Atatürk Havalimanı'nda bir tankın önüne yatan Metin Doğan’da o gece yaşadıklarını gençlerle paylaştı.
Malatyalı olan Doğan, “Bu öyle hiç düşünülmeden yapılan bir hareket değildi. Hepsi çok planlı olarak düşünülüp, kendi ölüm şeklimin bile nasıl olabileceğini düşünecek şekildeydim. Herhangi bir duygusal galeyana gelip yapmadım, hepsi planlı bir şekilde yapıldı” dedi.
Doğan, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Gezi olaylarında insanları yalancı resimlerle dışarıya çıkarmışlardı. Eğer tanklar burada durursa eğer, yine buna benzer şeylerle insanları sokaklara dökebileceklerini düşündüm. Öyle hızlı bir şekilde evden çıktım ki oraya hızlı yetişebilmek adına bir sürü dua ettim. Allah dualarımı kabul etti ve oraya çok hızlı bir şekilde yetiştim. O görüntüleri izledikten 5-10 dakika sonra yetiştim. Yetişmeyi planlıyorsunuz ama ağzınızdan çıkacak şeyleri planlamıyorsunuz. O kısımda birçok şeyi Allah size söylettiriyor. O sırada düşünemem yani ‘Ben Türk askeriyim, siz kimin askerisiniz?’ diye. Tank iki kere hareket ederken paletin önüne yattım. Yaşayacağınız hiç aklınızda değil, sadece nasıl ölürüm onu düşünüyorsunuz ve bir sürü şey düşünüyorsunuz. O sırada tank durunca sinirlenip kalktım. Amacım paletlerin altında ezilmek. Canlı yayın yapılıyor, o yayın yapılırken insanlar izler ve darbe karşıtı insanlar çok hızlı bir şekilde sokağa çıkar diye düşünüyorum. Ölmek için baya çaba harcadım.”
“O GECENİN KAHRAMANI SAYIN VALİMİZDİR”
Malatya’da, Zırhlı Personel Taşıyıcıyı (ZPT) kullanarak, polislere yardım eden Mustafa Özbey de, Malatya’da o gecenin kahramanının Malatya Valisi Mustafa Toprak olduğunu söyledi.
Özbey, Malatya halkının darbe girişimine karşı büyük bir mücadele verdiğini kaydederek, “Sayın Valimiz tek başına korumasıyla birlikte 2. Ordu’nun önüne dikilip, ‘siz ne yapmaya çalışıyorsunuz?’ diye, hesap sordu. Oradaki hainler bizim valimize silah çekerek, ‘mevzi alın’ dediler. Sayın valimiz bundan yılmadı. Önde gelen kahramanlardan birisi de bizim valimizdir” diye konuştu.
“SİZİNLE ÖLÜME VARIM DEDİM”
Altay Kışlası’ndan 2 ZPT’nin 2. Ordu’daki darbe girişimine destek vermek için kaçtığını anımsatan Özbey, “ZPT’ler, üzerlerinde uçaksavarlarla çevreyolunda ilerliyorlar. Malatya Çocuk Şube Müdürü ve ekibi altgeçitte durdurup, ZPT’yi ele geçirdiler. ZPT’nin içerisinde birisi Uzman Çavuş rütbesi takmış esas rütbesi Kurmay Yarbay. Emniyet ekiplerinin o aracı nasıl aldığına inanamadım. Onların aracı aldığını görünce ben koştum yanlarına gittim. ‘Komiserim ben bu aracı kullandım, size nasıl yardımcı olabilirim?’ diye sordum. Oradaki polis memuru ‘Ağabey seni Allah mı gönderdi?’ dedi. Ve ben aracı aldım emniyet müdürlüğüne gittik. Görevim bitti dedim. Uçaksavarı söktüm, her şeyi kilitledim. Sonradan ‘emir geldi aracı 2. Ordu’ya çevireceğiz’ dediler. Yeniden tekrar uçaksavarı taktım ve çevreyolundan 2. Ordu’ya gittik. Bana polis yeleği giydirdiler. Polis arkadaşlar teşekkür etti. ‘Biz bu araçla içeriye gireceğiz, sen ne diyorsun?’ diye sordular, bende sizle ölüme varım dedim. Ben ölürsem, ‘devlet çocuklarımıza bakar mı?’ diye sordum. Bir insan eğer gidip de ertesi gün çocuklarına bir parça ekmek getiremiyorsa, küçük çocuğuna bir süt alamıyorsa, cebinde bir kuruş parası yoksa insan için asıl ölüm odur. Daha sonra uçaksavarı monte ettik ve içeriye girme hazırlığı yaptık. Aracı çalıştırdım bir baktık ki yukarıdan erler teslim olmaya başladı. İçeriye girmekten vazgeçtik. Sonra bunlar teslim oldular. Operasyon sona erdi. İkinci bir ZPT vardı, Kurmay Yarbay insanların araçlarının üzerinden geçmişti. Onun rütbesini ağzıma almak istemiyorum. Çünkü halkına, vatanına zarar veren insan rütbesiz insandır, asker olamaz. Sonradan bu aracın duvara çarptığını öğrendim. Onu da bir polis ağabeyle getirdik. Ben orada espri olsun diye ‘Birini ben kullanacağım da, diğerini kim kullanacak?’ dedim. Sonradan bir polis ağabeye 5 dakika prova yapıp, gösterdim” dedi.
“ASKER OLARAK BAŞIMDAN AŞAĞIYA KAYNAR SULAR DÖKÜLDÜ”
15 Temmuz akşamı yaşanan darbe kalkışmasında Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) mensup hainleri gözaltına alan kahraman Binbaşı Barış Dedebağı istifa etmişti.
Darbe girişimi gecesi gösterdiği kahramanlıkla bir anda tüm milletin sevgisini kazanan Dedebağı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürüne 8 sayfa alınması gereken tedbirlerle ilgili bir dosya verip, son görevini yaptığını kaydetti.
Dedebağı, son asker selamını Malatya’da vatandaşlara verdiğini kaydederek, bundan sonra devlet kademesinde görev almadan hayatına devam edeceğini belirtti.
Söylenen sözlerin o gece yaşananları anlatmaya kifayetsiz kaldığını ifade eden Dedebağı, “Bir anlamda insan, yaşadıklarını sıcağı sıcağına anlatamıyor. O gün yorgun gelmiş evde uyuyordum. Televizyonu açtığımda bırakın sizleri, 6 yıl iç güvenlik bölgesinde çalıştım, bir kerede kazayla atış alanında vuruldum. Asker olarak başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Olanın darbe olduğunu öğrendiğimde başımdan aşağıya kaynar sular döküldü” şeklinde konuştu.
“KOMŞULARIM HANGİ TARAFTAN OLDUĞUMU SORDULAR”
Dedebağı, o gece birçok arkadaşıyla telefon görüşmesi yaptığını kaydederek, “Bana ne yapacağımızı sordular. Darbecilerden olmadığını sonradan anladığım arkadaşlarım aradı. Abdestimizi aldık, ‘beleş cennet bulduk’ diyerek, iki rekât tövbe namazını kıldık. Çünkü bu uğurda şehit olmak cennetin kapılarını açıyor. Şimdi Allah bilir bundan sonra nasıl öleceğiz. Bu fırsatı kaçırdık” dedi.
Birliğine gitmek için araç aradığını dile getiren Dedebağı, “Komşularımdan bazıları haklı olarak beni götürmedi. Hangi taraftan olduğumu bilmedikleri için yardım etmediler. Açıkça yüzüme ‘Komutan hangi taraftansın?’ bilmiyoruz ki dediler. Bir araç ikna ettik. Birliğimin kapısına vardığımda 500 vatandaş kapının önünde toplanmıştı” diye konuştu.
“KEŞKE ÖLSEYDİM DE O ANLARI YAŞAMASAYDIM”
Dedebağı, yaşanan olayları şöyle aktardı:
“Acı içinde acı, dram içinde dram var. Biz, iki gün önce karşısında esas duruşta durduğumuz veya da üç gün önce bizim karşımızda esas duruşta duran teğmenlerimiz, astsubaylarımız o gün bize maalesef silah sıktılar. Biz onlara ateş açtık. Bunlar gerçekten anlatılması çok zor acılar. İnsanda çok büyük yıkımlara yol açıyor. 28 yıllık askerim, 13 yaşında girdim. Keşke bu anları ölmüş olsaydım da hiç yaşamasaydım. Böyle bir ihanet, evet bütün devletlerde böyle ihanet olmuştur lakin böylesi, FETÖ gibisi bin yılda bir olur, o da maalesef bize denk geldi. Ben havaya ateş ettim onlarda ateş etti. 2 yıl öğretmenliğini yaptığım 2 hain, doğduran benim üzerime ateş açtılar. Daha sonra olay yerinde 172 tane boş kovan toplandı. Halkın arasına girdim. Onlarda beni darbeci sandı ve bir güzel halktan dayak yedim. Benim taraftarım olan arkadaşlarda karşılık verince darbeciler tümenin içerisine kaçtı. İlk 5 tank bozduruldu ve çıkış tıkandı. Polis beni karakola götürdü ve benim onları ikna etmem 20 dakika sürdü. Daha sonra polislerle tümenin etrafını turladık. Tankların çıkış yapabileceği yerleri ve onları nasıl durdurabileceğimizi anlattım. Daha sonra içeride çözülme başladı, darbeciler sivil kaçmaya çalışırken yakaladık. İçeri girdik ve helikopterden üzerimize ateş açıldı. 3 tane plan yapmışlar.”
YOĞUN BİR KATILIM OLDU
Düzenlenen söyleşiye; Vali Mustafa Toprak, Malatya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Turan, Malatya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Mustafa Sadi Fındıklı, TFF Malatya Bölge Müdürü Fahrettin Eserdi, siyasi partilerin temsilcileri, spor taban birliklerinin temsilcileri, çok sayıda davetli, vatandaşlar ve gençler katıldı.
Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com