İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Sezai Yılmaz, “Malatya’daki karaciğer nakli hadisesi nedir diyecek olursanız, bir cümle ile özetlemek istiyorum; vatan millet sevgisine bağlı bir grup idealist Anadolu insanının yazdığı uzun bir romandır” dedi.
Malatya Büyükşehir Belediyesi, İnönü Üniversitesi ve Hayat Vakfı Malatya Şubesi’nin birlikte organize ettiği “Tıp, Etik Din Sosyoloji ve Hukuk Bağlamında Organ Nakli Sorunları ve Çözüm Önerileri” konulu sempozyum İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde başladı.
Sempozyumun açılışına Vali Yardımcısı Abdullah Abit Öztoprak, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, İnönü Üniversitesi Rektör vekili Prof. Dr. Asım Künkül, Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ünsal Özgen, Hayat Vakfı Başkanı Dr. Ahmet Özdemir, İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Sezai Yılmaz ile kamu kurum ve kuruluşu yöneticileri ve temsilcileri katıldı.
Hayat Vakfı Başkanı Dr. Ahmet Özdemir, 2013 yılında ülkemizde 4 bin 294 organ nakli yapılıp 2 bin 891 kornea nakli gerçekleştirildiğini belirterek şunları söyledi: "2 bin 891 korneadan 560’ı yurt dışından ithal edilmiştir. 2002 yılında 148 beyin ölümü rapor edilmiş, bunlardan yüzde 69’u olan 102’sinde aile izni alınarak organ nakli gerçekleştirilmiştir. 2013 yılında bin 705 beyin ölümü rapor edilmiş, maalesef bunlardan sadece yüzde 22’si olan 379’undan izin alınarak organ nakli gerçekleştirilmiştir. Avrupa genelinde bu oran yüzde 75 iken, ülkemizde maalesef 2013’de yüzde 22 olarak gerçekleşmiştir.. Ülkemizde halen böbrek nakli için 7.5 yıl, karaciğer nakli için 2 yıl, kalp nakli için 8 yıl beklemek gerekmektedir."
2013 yılında bin 859 hastanın nakil yapılamadan vefat ettiğini belirten Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "2014 yılı itibariyle 23 bin 849 hasta bekleme sırasındadır. Sonuç olarak toplum, sağlık çalışanlarını ısrarlı tutumuna ve Diyanet İşleri Başkanlığının destekleyici ve teşvik edici görüşüne rağmen organ nakli ile ilgili yaklaşımını netleştirememiştir."
HUKUKİ BOŞLUK DÜZENLENMELİ
Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper de, “Suç delili bakımından, otopsi Cumhuriyet Savcılığının ve mahkemenin önemli bir delilidir, önemli bir konusudur. Yıllar boyunca binlerce otopsiye iştirak etmiş bir Cumhuriyet Savcısı ve başsavcı olarak bunun sıkıntılarını kimi zaman bende yaşadım" dedi.
Organ bağışında bulunan bir şahsın ölümünden sonra bir adli tahkikat var olduğunda iki seçenekle karşı karşıya kalındığını belirten Alper, sözlerine şöyle devam etti: "Bir yanda organ bekleyen birçok insan diğer yanda soruşturmanın neticelendirilmesi ve failin cezalandırılması için gerekli delile ulaşılmasını bekleyen bir toplum ve aile. Otopsiyi gerçekleştiren Cumhuriyet Savcısı, Adli Tabip ve Patologun yapabileceği çok şey yok aslında. Eğer böyle bir durumda ölüm vuku bulmuşsa ve suçun ispatlanabilmesi için otopsi gerekiyorsa organ nakline müsaade edemezsiniz. Tabi bu bizim vicdanlarımızı kanatır. Bütün bunlara rağmen insanı ve etik değerleri bakımından hakikaten organ nakli için gereklerini yerine getiren tıp temsilcilerine karşıda ne yapacağınızı şaşıracağınız durumlarda ortaya çıkar. Çünkü onlarında yasal sorumluluğu başlamıştır ve delilleri karatma suçundan soruşturulmaları gerekir. Öyleyse tıp ve hukuk iki büyük açmazlık yaşamaktadır. Bizim vicdanlarımızı kanatan, kimi zaman olayın soruşturulması sırasında vicdanımızla hukuksal değerler arasında ve kurallar arasında gidip gelen bu kaosun kaldırılması gerekiyor. Bu sempozyum; umarım yeni bir yasal düzenlemenin yapılması ve bu konuda dünyadaki gelişmeler ve hukuksal mevzuatın araştırılmasına vesile olur.”
“TÜRKİYE’DEKİ 30 MERKEZİN BİLİM İNSANINA EĞİTİM VERDİK”
İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz, şunları söyledi: “Karaciğer nakil hadisesi nedir diyecek olursanız? Birinci söyleyeceğim, ölen kaybettiğimiz hastalar ile ölen, yaşayan hastalar ile mutlu olan bir karaciğer nakil ekibi, bir Malatya ekibi. Organ nakilleri 20. yüzyılın ikinci yarısından günümüze gerçekleştirilmiş en büyük tıbbi başarıdır. Karaciğer nakilleri de organ nakilleri içerisinde tüm ameliyatlar içerisinde en zor olanıdır. Canlı vericili karaciğer nakilleri ise bunun daha da en zor olanıdır. Yani en zoru. Tıbben ölmüş, sadece makinelerle, solunumu devam ettirilen, kalp atımları devam ettirilen insanların. Ailelerin bağışı ile alınan organları takarak, hayatından vazgeçmiş insanları çok daha sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam ediyorlar."
Ülke olarak bizim organ bağış karnemizin 2001’lerde çok kötü olduğunu belirten Yılmaz, şöyle konuştu: "Sağlık Bakanlığı büyük çaba sarf etti, gerçekten çok büyük çaba sarf etti. Geldiğimiz noktada bunu 5 kat artırdık. Yani milyon nüfus başına 1 olan oran 5’e çıktı. Karaciğer nakilleri arttı. Peki ne ila arttı. Organ bağışı ile artmadı, kadavra organ ile artmadı, canlı vericili karaciğer nakilleri arttı. Karaciğer nakillerinde Türkiye’nin durumu oldukça iyi. Neredeyse canlı vericili karaciğer nakillerinde dünyada ikinci sırada. Ne sayesinde, bunu da söylemek istiyorum, Malatya sayesinde, İnönü Üniversitesi sayesinde. Malatya, Avrupa ülkelerinin bir çoğu ile kıyas edilemeyecek derecede karaciğer nakilleri yapıyor. Geçen sene bininci karaciğer nakil törenimizi yaptık. Artık bin karaciğer nakli yapmak için 10-14 yıl beklemeye gerek yoktur. 2-3 yılda burada bininci karaciğer nakilleri kutlanacak. Burada İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü kuruldu. Belki ülkemizin önümüzdeki 50 yılının bir projesi. Oda gerçekleştirildi. Ben bu nedenle sayın rektörümüze teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum. Malatya’da 7 ülkeden, 25 ilden 100’e yakın bilim adamına karaciğer nakli eğitimi verildi. Bugün ülkemizdeki 30 karaciğer nakil merkezi Malatya’da eğitim aldılar ve halen buranın kontrolü altında karaciğer nakilleri yapılıyor.”
“Sadece önümüze baktık, sadece işimizi yaptık. Başka hiçbir şeyle meşgul olmadık” ifadesini aktaran İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz, “Sabahlara kadar aç kaldık, sabahları Malatya’nın peyniri ve çökeleği ile karnımızı doyurduk. Bunlar bize fazlasıyla yetti. Çok büyük bir ekibimiz var. Ekibimizin her kademesi büyük bir aşkla bu işe sarıldı ve herkes birbirinden daha fazla bu işi sahiplendi” ifadelerini kullandı.
“İDEALİST ANADOLU İNSANININ BAŞARISIDIR”
İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz konuşmasını şöyle tamamladı: ”Bizi ciğerci olarak anıyorlar. Malum Güneydoğu’da ciğerciler meşhur. Ciğerciler ile anılmaya başladık. Fakat, biz karaciğer hastalarına umut olmak istedik umut ciğercisi olduğumuzu düşünüyorum. Son olarak buradaki karaciğer nakli deneyimi nedir, karaciğer nakli hadisesi nedir diyecek olursanız; bir cümle ile özetlemek istiyorum; vatan millet sevgisine bağlı bir grup idealist Anadolu insanının yazdığı uzun bir romandır.”