SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Böbrek Hastalığı Sıklığı Yüksek Olarak Ortaya Çıkıyor"

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli Nefroloji Uzmanı Uzm. Dr. Emre Yaşar hipertansiyon, diyabet ve kalp hastalığı olanlarda kronik böbrek hastalığı sıklığının daha yüksek olarak ortaya çıktığını söyledi.

14 Mart Dünya Böbrek Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli Nefroloji Uzmanı Uzm. Dr. Emre Yaşar, “Uluslararası Nefroloji Topluluğu’nun yapmış olduğu çalışmalara göre dünya genelinde 850 milyondan fazla kişi KBH’dan etkilenmiş olup her yıl 3 milyondan fazla kişi KBH nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Yüksek gelir düzeyine sahip ülkelerin yıllık sağlık bütçelerinin neredeyse yüzde 3’ü diyaliz ve böbrek nakli maliyetleri ile ilişkilidir. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından hazırlanan 2022 yılı ölüm ve ölüm nedeni istatistikleri incelendiğinde ise ülkemizde gerçekleşen ölümlerin yüzde 3,2’sinin böbrek yetmezliği nedenli olduğu görülmektedir. KBH’ya yol açan nedenlerin dağılımı ülkeye, ırka, yaşa ve cinsiyete göre farklılıklar göstermekle birlikte altta yatan en sık nedenler obezite, diyabet ve hipertansiyondur. Türkiye’de de benzer bir eğilim mevcut olup hipertansiyon, diyabet ve kalp hastalığı olanlarda kronik böbrek hastalığı sıklığı daha yüksek olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bu hastalıklarla ve risk faktörleriyle mücadele etmek kronik böbrek hastalıklarından korunmada ya da ilerlemesini durdurmada birincil korunma yöntemidir. Ayrıca söz konusu hastalıkların ilerlemesinin durdurulması ve bu hastalıklara bağlı yeni hastalık oluşmasının engellemesi için erken teşhis, etkili tedavi ve izlem süreçleri en önemli mücadele basamaklarıdır“ dedi.

Sağlık Baknalığı tarafından kronik böbrek hastalıkları ve risk faktörlerinin önlenmesi/kontrolü çalışmaları kapsamında toplumsal farkındalığı arttırmak, böbrek hastalıklarının erken tanı ve tedavi standartlarını oluşturmak ve hastalık yükünü azaltmak amacıyla “Türkiye Böbrek Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı” nın yürütüldüğünü aktaran Yaşar , “Ayrıca, geliştirilen Hastalık Yönetimi Platformu (HYP) uygulaması ile birinci basamak sağlık hizmet sunucularının kronik hastalıkların erken teşhisi, etkili tedavisi ve izlemlerinde daha aktif bir rol üstlenmesi sağlanmıştır. Sürecin, kanıta dayalı klinik uygulama yönergeleri doğrultusunda yönetilmesi neticesinde hastalıkların kontrol altına alınması, bireylerin fonksiyon kaybı yaşamalarının ve engelli hale gelmelerinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. HYP kapsamında halihazırda “hipertansiyon, obezite, diyabet ve kardiyovasküler risk değerlendirmesi” modülleri aile hekimleri tarafından kullanılmaya başlanmış; Kronik Böbrek Hastalıkları Modülü ise bu yıl içinde gerçekleştirilecek pilot uygulamayı müteakiben aile hekimlerinin kullanımına açılacaktır. Aile hekimlerimiz söz konusu modülleri ve hazırlanan kılavuzları kullanarak birimlerine kayıtlı bireylerin ilgili hastalıklara yönelik risk değerlendirmelerini yapmakta, risk değerlendirmesi sonucuna göre hastaları periyodik olarak izlemekte, gerekli tedavilerini düzenlemekte, yaşam tarzı değişiklikleri konusunda danışmanlık vermekte, gerekli hallerde ise kişileri bir üst basamağa yönlendirmektedir. Geri dönüşsüz sonuçları ve artan görülme sıklığı sebebiyle KBH’ya dikkat çekmek, toplumsal bilgi düzeyini ve farkındalığı artırmak için her yıl Mart ayının ikinci Perşembe’si “Dünya Böbrek Günü” olarak ilan edilmiştir. Bu çerçevede 2024 yılının teması “Böbrek Sağlığı İçin Optimal İlaç Uygulamalarına ve Sağlık Bakımına Eşit Erişim” olarak belirlenmiştir“diye konuştu

iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız