SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Böbrek Taşını Önlemenin 10 Yolu...

0
Güncellendi - 2015-12-27 16:34:18
Böbrek Taşını Önlemenin 10 Yolu...
A- A+ PAYLAŞ

Böbrekler, hayatın devam edebilmesi için atık maddelerin vücuttan atılmasını sağlıyor. Öte yandan vücut için gerekli olan bazı maddelerin seviyesini ayarlamak gibi filtre görevi de bulunan böbreklerde bu görevle ilgili mekanizmadaki sorunlara bağlı olarak taş oluşabiliyor. Bu mekanizmaların neden bozulduğu halen net olarak bilinmese de taş hastalığının beslenmeden genetiğe, yaşanılan coğrafyadan cinsiyete kadar çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülüyor. Bazen sessizce bekleyen bu taşlar bazen de idrar yoluna düşerek hastaların dayanılmaz ağrılarla sağlık kuruluşlarına başvurmasına neden olabiliyor.

Üroloji uzmanı Dr. Eren, en sık görülen böbrek taşı türünün 'kalsiyum oksalat taşları' olduğunu belirterek, "Böbrek taşlarının en tipik belirtisi ağrı oluyor ancak bazen de böbrek fonksiyonunu bozuncaya veya kalıcı hasarlar oluşturuncaya dek şikayet oluşturmadan sessizce büyüyebiliyor. Bu nedenle taş oluşumunu önlemek ve böbrekleri düzenli olarak takip etmek önem taşıyor"diye konuştu.

"BÖBREKLERİ SU İLE BESLEYİN"

Büyük bir çözelti olarak bilinen idrarın yaklaşık 50 maddenin çözülerek vücuttan atılmasını sağladığını ifade eden Eren, "Yeterince su içildiğinde idrarın yani çözeltinin miktarı artıyor ve daha fazla oranda madde çözülüyor. Böylece böbreklerde kristalleşme azalıyor, var olan küçük kristaller de atılıyor. Az su tüketildiğinde ise çözelti miktarı azalıyor ve taş oluşumuna neden olan kalsiyum, oksalat ve benzeri maddeler kristalleşmeye başlıyor. Bunlar zaman içinde taşa dönüşüyor. Günlük su tüketiminin yaklaşık 2 litre olması gerekiyor ancak herkes kendi tüketimini çıkan idrarı takip ederek ayarlayabiliyor. İdrarın mümkün olduğunca renksiz ve kokusuz olması, yeterince su tüketildiğini gösteriyor" dedi.

"PROTEİN ALIMINI KISITLAYIN VE TUZLA ARANIZI AÇIN"

Özellikle hayvani proteinlerin, kalsiyum ve oksalatın böbreklerden daha fazla ifrazına sebep sebep olduğunu anlatan Eren, "Böbrek taşı hastası olanların taşın şiddetine göre protein alımlarına dikkat etmeleri gerekiyor. Örneğin bir öğün hayvanil protein tüketen kişinin diğer öğünde lifli besinlere yönelmesi ya da sabah fazla peynir tüketen kişinin öğlen et yememesi lazım. Tuz, en sık görülen böbrek taşı bileşiminin elemanları olan kalsiyum ve oksalatın böbrekten daha fazla atılmasına sebep oluyor. Herkesin metabolizması, böbrek dinamiği, böbreğin içindeki idrar akımı farklılık gösterdiği için tuz tüketimi ile ilgili bir miktar önermek doğru olmuyor. Hastaların tuz kullanımını mümkün olduğunca azaltması gerekiyor" diye konuştu.

"LİMONU ÇOK SEVİN"

Böbrekte taş oluşumunu önlediği bilinen 'sitrat' maddesinin limonda bol miktarda bulunduğuna dikkat çeken Dr Eren, Her gün taze sıkılmış yarım veya bir limonun suyunun içilmesini tavsiye etti. Güçlü kemiklere sahip olmak için ihtiyacımız olan kalsiyumun böbrek taşına sebep olabileceği endişesine kapılmamak gerektiğinin altını çizen Murat Tuğrul Eren, yapılan son çalışmaların kalsiyum tüketiminin bu konuda önemli bir rol oynamadığını ortaya koyduğunu ifade etti.

Hareket etmenin vücuttaki tüm mekanizmaları dengeli hale getirirken, hareketsizliğin ise tam tersi bir etki yaptığına dikkat çeken Eren, "Gün içinde her fırsatta yürüyen, haftada en az beş gün yarım saat düzenli yürüyüş yapan, markete yürüyerek gitmeyi tercih edenler hem kilolarını dengede tutuyor hem de böbreklerinin daha iyi çalışmasını sağlamış oluyor" dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız