İnönü Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘Karaciğer Nakli Enstitüsü’nün Misyonu, Şehir Hastanelerinde Organ Nakli Yapılması’ çalıştayı başladı.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen çalıştayın açılış programına, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Kalkınma Eski Bakanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, Vali Mustafa Toprak, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Sezai Yılmaz ve akademisyenler katıldı.
Çalıştayın açılış programında konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “Beşiktaş’ta meydana gelen terör saldırısında hayatlarını kaybeden şehitlerimize Cenabı Allah’tan rahmet diliyoruz. 15 Temmuz’da bu ülke, vatanı, toprağı için hayatlarını bu ülke için feda eden bütün şehitlerimize Cenabı Allah’tan rahmet diliyoruz. Böyle bir güzel toplantıda sözlere terör saldırısıyla başlamak can sıkıcı olabilir ama bu bizim inancımızı ve mücadele azmimizi daha da arttırıyor. Türkiye’ye olan güvenimizi daha da arttırıyor ve daha fazla üretmek, daha fazla çabalamak ve bu terör illetini, bu ülke topraklarından bir an evvel kökünü kazıyarak; barışın, sevginin, muhabbetin, karşılıklı hoşgörünün hakim olduğu bir ortamı tesis etme arzumuzu daha da kamçılıyor. Bunu da inşallah hep beraber sizlerin, kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın, Türkiye’ye inanan bütün kesimlerin ortak çabalarıyla sağlayacağız” dedi.
“SEZAİ YILMAZ HOCAM BİZE BU PROJESİNDEN BAHSETTİ”
Karaciğer Nakil Enstitüsünün kuruluş aşamasını anlatan Tüfenkci, şunları söyledi:
“Bu bir başarı hikayesidir. Esasında bir hayalle başladı. Ben, o hayalin bir yerine şahitlik ettim. Biz, Öznur Çalık vekilimizle bir hasta ziyaretine gittiğimizde Sezai Yılmaz hocam bizi bir odaya aldı ve bu projesinden bahsetti. Heyecanlı bir şekilde, bu merkezin hastane içerisinde değil ama Türkiye’de olmayan bir enstitü şekilde olmasını istedi. Tabi ben dinlerken olur mu olmaz mı, hele de Malatya gibi bir yerde olur mu? Çünkü Ege var, Akdeniz var, başkent var; Malatya bunu başarır mı, sıralamaya girer mi, sadece binayı mı yapmış oluruz diye düşünürken, o sırada vekilimiz bir işadamımızı aradı ‘böyle bir fikir var, buna katkı sunar mısınız?’ diye sordu. O işadamımızda ‘katkı sunarım’ dedi. Sonra Cevdet Yılmaz bakanımızı aradık. Cevdet ağabeyde sağ olsun ‘biz bu işte oluruz’ dedi. Hocalarımız gitti sunumlarını yaptı ve 20 milyon TL bir para çıkartarak, bu işe girildi. Bugün gelinen nokta itibariyle gerçekten gurur duyduğumuz, onur duyduğumuz bir enstitüye kavuşmuş olduk.”
“ÇOK BAŞARILI BİR ENSTİTÜMÜZ VAR AMA YETERLİ DEĞİL”
Bakan Tüfenkci, sadece karaciğer değil, onkoloji ve kalp konusunda da önemli bilim adamlarının Turgut Özal Tıp Merkezi’nde görev yaptıklarını kaydederek, “Burada en önemli husus, insan unsurudur. Burada Malatya’nın yetiştirdiği, değer olarak kabul ettiğimiz Sezai hoca ve ekibine teşekkür ediyoruz. Bu arkadaşlarımız Malatya’ya güvenerek, bu topraklara güvenerek, burada kalarak bu enstitüde devam ettiler. Sezai hocam gibi bu üniversitede birçok değerli hocamız var. Samimi olarak söylüyorum; burada bulunan diğer hocalarımız gibi dünyanın herhangi bir üniversitesine gittiklerinde veya herhangi bir hastanesine gittiklerinde en iyi pozisyonlarda görev alabilecekken ya da çok daha yüksek ücretlerle bu işi yapabilecekken, Anadolu’nun mütevazi bir kentinde bu başarıyı yazmaları ayrı taktir edilecek bir hikayedir. Çok başarılı bir enstitümüz var ama sadece enstitünün kurulması bizim için yeterli değil. Gerçekten başarılı bir ekibimiz var. İstanbul’da nakil konusunda özel bir hastanenin önünde bir devlet yatırımının olması gurur verici ama bu yeterli değil Malatya’yı ve bölgeyi kalkındırmak için özellikle Sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz Onkoloji Hastanesi’nin yapımı noktasında fikrimizi ilk paylaştığımızda hemen 5 milyon TL’yi İnönü Üniversitesine aktardı. Bir heyecanla başladık inşallah yatırım programında bunu da getireceğiz. Bizim sadece onkolojide değil, kalp noktasında da değerli hocalarımız var. Ramazan Özdemir gibi yine Malatya’nın yetiştirdiği başka arkadaşlarımızda var. Kalp konusunda da çok yetenekli arkadaşlarımız var. Bu hocalarımız Türkiye’deki en önemli üniversitelerinde çok rahatlıkla kendilerine yer bulabilir bir haldeyken veya çok özel hastanelerde, yurt dışında görev yapabilecekken, bu coğrafyaya, bu topraklara, Malatya’ya olan sevgilerinden dolayı burada kaldılar. Ben kendilerine teşekkür ediyorum. İnşallah Onkoloji Hastanesi’nin temellerini biraz yükselttiğimizde, müstakil kalp merkezi noktasında da bir temel atalım. Şehir bunu istiyor. Türkiye’nin de buna ihtiyacı var. Özellikle müstakil kalp nakillerinin de içerisinde olduğu her türlü tedavinin yapıldığı 200 yataklı bir hastaneyle ilgili Ramazan Özdemir hocam ve ekibi çalışırlarsa ki ben biliyorum hazır, bunları paylaşırlarsa biz 2018 bütçesine aldırıp, yatırım programına koyarız. Böylelikle hem karaciğerde hem onkolojide aynı zamanda da kalpte çok iyi bir noktadayız. Aynı zamanda ilik naklinde de çok iyi bir noktadayız. Onkoloji Hastanesi’nin bir katını sadece ilik nakline ayırmak lazım, orayı daha cazip hale getirecek programları da icra etmeliyiz. Bu noktada kalbide koyarsak, Malatya’yı farklı bir sağlık merkezi haline getirmiş olacağız. Bu Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun hinterlanttı bakımından bu bölgelere umut verici ve özellikle buranın Doğu’sunda İç Anadolu’da zor şartlarda görev yapan hocalarımızı da motive edici çalışmalar olacaktır” şeklinde konuştu.
“İNÖNÜ VE TURGUT ÖZAL MÜZESİNİ HAYATA GEÇİRMEK İSTİYORUZ”
Malatya’da İnönü ve Turgut Özal Müzesini hayata geçirmek istediklerini dile getiren Tüfenkci, “Tabi üniversitemize ismini veren Malatya’nın yetiştirdiği rahmetli İnönü, Cumhurbaşkanımız, ikinci Cumhurbaşkanımız bu üniversitenin tıp merkezine ismini veren yine rahmetli Turgut Özal’ı da burada rahmetle anıyoruz. Ve bunlarda Malatya’nın değerleri olarak İnşallah, onları Cumhurbaşkanımız ile irtibat halindeyiz, Malatya’da onlara yakışır hem İnönü müzesi hem Turgut Özal Müzesini de bu vesileyle burada kısa bir sürede hayata geçirmek istiyoruz. İnşallah şehir buna katkı verirse ve hep beraber bunu yaparsak hem İnönü Müzesi, hem de Turgut Özal Müzesi yan yana, Türkiye’nin nereden nereye geldiğini demokrasi tarihi veya Türkiye’nin gelişmişlik tarihi olarak onunda içerisinde olduğu. Aileler razı olursa, onlarla da irtibat halindeyiz, Malatya’ya kazandırmak istiyoruz” diye konuştu.
“MALATYA BU KONUDA ÖNCÜLÜK EDEBİLİR”
Bakan Tüfenkci, Türkiye’de olmayan ancak yurt dışında uygulana yeni bir sistemle ilgili de bilgi vererek, şunları kaydetti: “Karaciğer Nakil Enstitüsünün dijital ortama geçmesi gerçekten gurur verdi. Bütün hastanelerimizin özellikle ölçülebilir istatistiki verileri analiz edebileceğimiz bir hale getirmesi, çalışmaları kolaylaştırma bakımından da önemlidir. Geçenlerde bir sunu yaptılar, özellikle çokta hoşumuza gitti. İnönü Üniversitesi’nde uygulanır mı, biliyorum ama ‘uygulanır’ derseniz buna ön ayak oluruz. Onun distribütörlüğünü ve yurt dışı kurulumunu Malatyalı bir hemşerimiz yapıyor. Burada hocalarımızda tartışsın, robotlar üzerinde önce öğrencileri ameliyata alıştırıyorlar, aynı insani tepkiler veriyorlar daha sonra insan üzerinde öğrencileri ameliyata alıyorlar. Robotlarla ameliyat eğitimi verme noktasında Türkiye’de bu yok. Malatya’da bu konuda öncülük edebilir diye düşünüyorum. Bunun maliyeti de karşılanabilir gibi duruyor. Bununla ilgili bir çalışma yapalım. Faydalı mı, değil mi bu da tartışılsın. Bir rapor olursa bunu da hayata geçirebiliriz.”
“KALKINMA, EKONOMİ VE RAKAMLARDAN İBARET DEĞİL”
Kalkınma Eski Bakanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise kalkınmanın önemine değinerek, “Kalkınma dediğimiz kavram, ekonomiden ve rakamlardan ibaret değil. Ekonomi tabi ki kalkınmanın en önemli unsuru ancak kalkınma çok daha geniş bir kavram. İnsan odaklı bir kalkınma anlayışı, kapsayıcı bir kalkınma anlayışı ekonominin yanı sıra sosyal, kültürel boyutu ve çevre boyutunu da kapsayan topyekûn aslında insanoğlunun daha iyi bir ortamda yaşamasını hedefleyen bir anlayıştır. Aslında tıbbında farklı bir anlayışının olduğunu düşünmüyorum. Doğuştan ölümüne kadar insanı daha müreffeh bir şekilde, daha sağlıklı bir şekilde yaşatmak kalkınma yaklaşımıyla bire bir örtüşen bir alandır” ifadelerini kullandı.
“25 KRİTİK DÖNÜŞÜM ALANINDAN 3’Ü SAĞLIKLA İLGİLİ”
Yılmaz, 10’ncu 5 yıllık kalkınma planında 3 tane sağlıkla ilgili dönüşüm alanı olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “En son hazırladığımız 10’ncu 5 yıllık kalkınma planında sağlık konusuna çok önemli bir vurgu yaptık. Ülkemizin gelecek vizyonunu çizen 2023 ve ötesine doğru yol haritasını oluşturan 10’ncu kalkınma planımızda 25 tane kritik dönüşüm alanı tespit ettik. Onlardan 3 tanesi doğrudan sağlık alanını ilgilendiriyor. Birincisi koruyucu hekimlik; hareket dediğimiz, insanların daha çok hareket etmesi, sağlıklı beslenmesi, temiz havayla muhatap olması ve dolayısıyla daha az hastaneye müracaat eder hale gelmesidir. Koruyucu hekimlik diyebileceğimiz bu konu; birinci öncelikli dönüşüm programlarımızdan bir tanesidir. Sağlık Bakanlığımızda bu konuda çok güzel çalışmalar yapıyor. İkincisi sağlık endüstrilerini geliştirmektir. Gerek ilaç gerek tıbbi cihazlar alımında dış dünyaya daha az bağımlı hale gelmemiz. Bu da öncelikli dönüşüm programlarımızdan bir tanesidir. Türkiye’de giderek araştırma-geliştirmeden başlayarak, nihai ürüne varıncaya kadar sağlık endüstrilerini geliştirmek en öncelikli konularımızdandır. Sağlıkla ilgili dönüşüm programında üçüncü başlığımız ise sağlık turizmidir. Türkiye çok şükür belirli bir noktaya geldi. Belirli bir altyapı oluştu, bu altyapıyı ülkemize hizmet anlamında kazanç sağlayacak bir noktaya taşımakta yine en öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor.”
“ÜLKEMİZİ SAĞLIK ALANINDA İYİ BİR NOKTAYA TAŞIMAYA GAYRET EDİYORUZ”
Yılmaz, Türkiye’yi her alanda olduğu gibi sağlık alanında da iyi bir noktaya taşımak için çalıştıklarını belirterek, “Ülkemizi her alanda olduğu gibi sağlık alanında da çok daha iyi bir noktaya taşımaya gayret ediyoruz. Bu anlamda sağlık, topyekûn kalkınmanın, aslında insan odaklı kalkınmanın çok önemli bir boyutudur. Geçmişte Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) sorumlu bir bakan olarak şunu da çok iyi biliyorum; insanların mutluluğunu belirleyen iki tane önemli unsur var. Diğer birçok unsur var ama iki unsur insanların mutluluğunu çok yakından etkiliyor. Bunlardan birincisi aile, ikincisi de sağlık. Aile ve sağlık insanoğlunun mutluluğu anlamında da çok önemli kavramlar. Bunları geliştirip, güçlendirdiğiniz zaman insanların daha mutlu yaşadığı bir toplumda inşa etmiş oluyorsunuz.
Bütün bunlarla birlikte bir anlamda ülkenin sağlığı var. Bölgeler arası dengesizliği gidermek, bölgeler arasında mutlak anlamda bir eşitlik olmasa bile bir denge oluşturmak, bir adalet oluşturmakta bir ülkenin genel sağlığı açısından çok çok önemlidir. Bu çerçevede de Kalkınma Bakanlığı olarak, hükümet olarak bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmaya önem verdiğimizi buradan çok rahatlıkla ifade edebilirim. Özellikle kamu yatırımlarında ve özel sektöre dönük teşviklerde bu dengesizlikleri giderme noktasında çok önemli inisiyatifler aldık. Burada yaptığımız yatırımlar bu anlayışın bir yansımasıdır. Hükümetimizin bu anlayışının bir yansımasıdır. Malatya’da, Doğu Anadolu Bölgemizde dünya çağında bir Karaciğer Nakil Merkezi’nin inşa edilmesi ve giderek gelişmesi sadece Malatya’ya marka değeri katması açısından değil, bütün bölgeye bir özgüven verme bakımından da bence çok çok önemlidir. Bu iş bir ekip işidir. Bu ekibi yürekten tebrik ediyorum. Turgut Özal Tıp Merkezimiz, İnönü Üniversitemiz bu anlamda çok önemli bir yerde bulunuyor” ifadelerini kullandı.
“BU BAŞARIYI HEP BİRLİKTE DESTEKLEMELİYİZ”
Yılmaz, Turgut Özal Tıp Merkezi’nde bir başarı hikayesi yazıldığını kaydederek, “Geçtiğimiz aylarda Sayın Başbakanımız yeni bir program ilan etti. Cazibe merkezleri programı, zaten bir teşvik sistemimiz var ama ona ilave olarak 23 ile öncelik verildi. Buraya dönük çok özel teşvikler ilan edildi. Arsa tahsisinden tutun tesisin binasının yapımına, makine teçhizatının sıfır faizle kredilendirilmesinden işletme sermayesine süspansiyona varıncaya kadar ve yine çok çok önemli sağlık gereçleri başta olmak üzere kamu alım garantisi yoluyla üretimi teşvik etmeyi de öngören bir sistemi ilan etmiş bulunuyoruz. Şuanda Kalkınma Bankamız aracılığıyla başvurular alınıyor, bu başvurular toparlanıyor. Ben, Malatya’nın bu programdan en fazla istifade edebilecek illerden biri olduğunu düşünüyorum. Girişimcilik kültürüyle, sanayi altyapısıyla, üniversite altyapısıyla, teknokentiyle inanıyorum ki bakanımızın liderliğinde yine ülkemizin değişik yerlerinde çok başarılı işler yapan Malatyalı sanayicilerimiz başta olmak üzere sanayicilerimizin katkısıyla, sivil toplum ve elbette valiliğimizin katkısıyla mutlaka bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekiyor. Malatya’nın gelişmesi sadece Malatya ile ilgili değil, tüm Doğu Anadolu’nun gelişmesi açısından çok çok kritik, adeta bir lokomotif görevi üstleniyor. Malatya belirli bir mesafe aldığı zaman, ileriye gittiği zaman peşinden bütün bölgeyi sürükleyebilecek bir kapasiteye sahiptir. Ben buna güveniyorum. Geçmişte bu arkadaşlarımız gelip, Karaciğer Nakil Merkezi’yle ilgili bir surun yaptığında, inanın hiç tereddüt etmeden destek oldum. Çünkü ne yaptıklarını bilen, geleceği planlamış ve adeta aşkla yaptığı işe sarılan insanlar gördüm, bundan sonrada inşallah aynı ekibin, yeni rektörümüzle birlikte başarıdan başarıya koşacağına inanıyorum. Bu bir başarı hikayesidir. Ülke ölçeğinin sınırlarının dışına çıkan bir başarı hikayesi ve bunu da hep birlikte desteklememiz gerekiyor” dedi.
“SAĞLIK TURİZMİ DEVREYE GİRECEK”
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş, uluslararası hasta mevzuatını yılsonu itibariyle tamamlayacaklarını ve bu konuda kamu, üniversite ve özel hastaneleri akretide edeceklerini açıkladı. Müsteşar Prof. Dr. Eyüp Gümüş, yine kamu, özel ve üniversite hastanelerinde yılda yaklaşık 5 milyar lira tutarında sarf malzeme tüketildiğini, bunu ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da cazibe merkezi ilan edilen illerde yerli üretimle karşılamak istediklerini bildirdi.
Gümüş, sağlık turizmi konusunda mevzuat çalışmalarını yılsonu itibariyle tamamlayacaklarını açıklarken, hastanelerde kullanılan ve yıllık 5 milyar lirayı bulan sarf malzemenin de Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da cazibe merkezi ilan edilen 23 ilde alım garantisi verilerek yerli üretimle karşılamak istediklerini belirtti.
Gümüş, yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bundan sonraki süreçte sağlık turizmi de devreye girecek. Çünkü sadece buraya kendi vatandaşlarımıza değil, bizden hizmet almak isteyen bize komşu ülkeler var. Onlara da karaciğer nakli, organ nakli, diğer kanser cerrahisi gibi orada yapılamayan bazı iş alanları Türkiye’de yapılması söz konusu olacak. Bununla ilgili Uluslararası Hasta Hizmetleri adı altında fiyatlandırma, akreditasyon ve mevzuat çalışmalarını yılsonu tamamlayacağız. Şuanda bir çalıştay yapılıyor. Yeni yıl itibariyle uluslararası hastalara verilecek olan fiyatlar ortaya çıkacak, özel sektör, üniversite, devlet hastanelerimizi ve bunları da önümüze alarak bu klinikleri akretide edeceğiz ve onları tüm dünyaya duyuracağız. Kitapçığımızı hazırlıyoruz. Şuanda bizimle görüşmek isteyen ülkeler var. Gideceğiz hep beraber buradaki hocalarımızı yanımıza alacağız, buraya yine uluslararası alanda hizmet almak isteyen başta devlet anlaşmaları, özel sigortalar, bunları da devreye alarak, bizim kendi vatandaşımızın dışında diğer ülke vatandaşlarının burada hizmet almalarını sağlamamız gerekiyor. Sağlık Enstitülerinin geliştirilmesi, bizim şuanda kullandığımız yaklaşık 5 milyar liralık sarf malzemesi var yılda sağlık sistemimizde kullandığımız burada kamu hastaneleri, üniversiteler, özel sektör var. 5 milyar liralık yaklaşık sarf tüketiyoruz. İnşallah yeni dönemde yine cazibe merkezleri adı altında 23 ilde bu malzemelerin üretilmesi konusunda bir çalışma yapıyoruz. Sayın Bakanımızda (Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci) İnşallah Malatya’ya bunun bir kısmını, diğer illere de yaymak kaydıyla burada üretilmelerini sağlamak ve Bakanlık olarak alım garantileri verilerek bu sektörlerinde yine lojistik destek sektörlerinin bu merkezlerin arka planda yerleşmesi ve hizmet vermesini sağlamamız lazım. Bu alanlarında buralarda geliştirilmesi gerekiyor.”
“ORGAN NAKLİ KONUSUNDA HEPİMİZE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR”
Malatya Valisi Mustafa Toprak da, organ nakli konusunda herkesin üzerine görevler düştüğünü ifade ederek, “Turgut Özal Tıp Merkezi ve bunun alt unsurları sadece ilimize değil, tüm Türkiye’ye hizmet veriyor. İfade edildiği gibi kalp ve karaciğer konusunda dünyamızın önde gelen en önemli merkezlerinden biridir ve biz de Malatyalı olarak iftihar ediyoruz. Alt yapı için bakanlarımızla beraber çalışmaya devam ediyoruz. Cevdet Yılmaz Bey Kalkınma Bakanlığı döneminde karaciğer nakli hastanesinin yapımında büyük katkısı var. İnsana hayat veren, can veren bir noktadır ve biline bilirlik ve farkındalığın oluşturulması gerekiyor. Bölgeyi gezebilirsek ve farkındalık oluşturabilirsek, çok başarılı olacağımıza inanıyorum. Organ naklinin noktasında ve kadavra naklinde bize çok önemli görevler düşüyor” ifadelerini kullandı.
“ÜNİVERSİTEMİZ, İNSANA DEĞER VERİYOR”
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise “Üniversitemizin burada öncelikle insana değer verdiğini burada ifade etmem gerek. Bir insanı kurtarmanın tüm insanlığı kurtarmak gibidir. Bundan dolayı buraların önemini kıymetini tabi ki biliyoruz. Burada önemli olan bu bağışların yapılabilmesi yani organ bağışı yapabilmek çok önemlidir. Buna dinimizin de cevaz verdiğini, candan cana organ nakli verildiğini dinimizce bir insanı kurtarmanın değerini biliyoruz. Tabi karaciğer nakli hastanesini yanında Onkoloji Hastanesinin yapılması ve rektörlük bünyesinde büyük bir kadroya sahiptir. Bunun yanında bir kalp nakli hastanenin yapılması için girişimde bulunmalıdır, başta bakanımızın destekleri ile bunun sağlanacağına inanıyorum” diye konuştu.
“KARACİĞER NAKLİNDE ÜNİVERSİTEMİZ MARKA OLMUŞTUR VE ZİRVEDEDİR”
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay da çalıştayın önemine değinerek, şunları söyledi: “Karaciğer nakli organlar içinde en zor ve en komplikasyon yaşanan organlardan biridir. Organ nakli için şunlar söylenebilir; hazırlık aşaması, klinik uygulama, takip ve aşama açısından en karmaşık ve zor bir ameliyattır. Bugün karaciğer naklinde üniversitemiz zirvededir ve bir marka olmuştur. Kalp, akciğer ve pankreas nakline bugün hazırlık yapıyoruz. İkinci olarak projemiz de kanser hastanesidir. Kanser hastanesi de son aşamaya gelmek üzeredir ve 30 bin metre kare olarak belirlendi. Burada bu konuda sayın bakanlarımızdan yardım talep ediyoruz. Bugün karaciğer nakli hastanemizi dijital ve teknolojik bir donanım haline getirdik. Üniversite hastanesinin borçları ve personel sıkıntısı gündemde olması yerine, başarılı çalışmaları ile gündem de olması arzumuzdur.”
“KARACİĞER NAKLİ İLE GELİNEN NOKTA BİZİM İÇİN GURUR VERİCİDİR”
İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz ise “Doğu Anadolu’da karaciğer nakli ile ilgili gelinen nokta bizim için gurur vericidir. 116 hasta yatağı, 36 yoğum bakım yatağı, 12 ameliyathanesi, karaciğer nakline uygun girişimsel, tanısal ve radyoloji, araştırma laboratuvarları, derslikler, kütüphanesiyle, örnek ve model olarak kabul edilebilir karaciğer nakli hastanesiyle ve enstitüsü Turgut Özal Tıp Merkezi kapsamında yapılandırılmaktadır. Böyle model bir yapıyı ülkemize, ilimize katkı sunan Cevdet Yılmaz’a teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Kalkınma Eski Bakanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş’e rektör tarafından hediye takdim edildi.
Burhan KARADUMAN, Ferdi DURDU- Yeni Malatya Gazetesi, malatyahaber.com