Dün gece de Malatyanın ana caddelerini dolaştım. Cengiz Topel Caddesindeki alt yapı çalışmaları bitmemiş. Kimi iş makineleri, olduğu yerde duruyordu. Saat 20.00 sıralarında Malatya Belediyesinin kaldırım çalışması sürüyordu Sıtmapınarı semtinde. Alt yapı döşenmiş, kaldırım çalışması sürüyor.
Peki, ben bu çalışmaları mı merak ediyorum? Benim merakım, ağaçlar. Alt yapı ve üst yapı çalışması yaparken ağaçlar da nasipleniyor bu çalışmadan. Şimdi bu nasiplenme sözünden, ağaçlara gölet yapıldığı gelebilir aklınıza. Ağaçlar, kaşla göz arasında buharlaşıyor. Tekelin duvarı buyunca, ana caddenin kaldırımı bomboş kalmış. Öğretmenevi ne dönülen kavşaktaki heybetli çınar, orta yerde duruyor. Çok da güzel duruyor. Bu çınarın dışında istasyona doğru olan kaldırımda, taksi durağının önünde altı tane ağaç kalmış. Her gün o altı ağacı ziyaret ediyorum, kesilir korkusuyla.
Sıtmapınarı alt geçidinden yukarı Hasanbey Caddesine doğru çıkarken İl Sağlık Müdürlüğünün önündeki kaldırımda iki koca çınarın kesilmiş olduğunu görüyorum. İkisinin tıraşlanmış kök kalıntısının fotoğrafını çekiyorum. Birinin de üzeri betonla sıvanmış, kökü bile mezara gömülmüş. Bir başkasından bir kıymık kalmış, göletine çöp poşeti konmuş. Fotoğraf çektiğimi gören esnaf durur mu? Başıma toplanıyorlar. Biri: Abla, sen bu ikisini bırah da ana caddeye get. Tekelin ögünde bir tene ağaç bırahmadılar. Kökünü doğradılar. Caddeyi çırılçıplak koydular. Yahında o caddede altmış tene ağacı kesecekler, tespitli. diyor. Hemen bir başkası atılıyor söze: Geçen gün belediyede rastladım. Üç tene kelli felli adam geldi. Reis yardımcısının yahasına yapıştı. Ne yapıysınız, siz Malatyanın düşmanı mısınız, dediler. diyor.
Asırlık çınarlardan kalan kütük köklerin, boş kalan yerlerinin, üstü betonla kapatılan mezarlarının ve oraya dikilen küfür gibi tabelaların fotoğraflarını çekiyorum. Tabelada Önce İnsana ve Çevreye Saygı Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır yazıyor.
Bu seçilmiş insanların insana ve çevreye saygıyı, ağaçları katlederek gösteriyor oluşları, beni kahrediyor. Bu ne sevgi ah, bu ne ıstırap, şarkısını getiriyor aklıma ister istemez.
YAZI-FOTOĞRAF: Sultan KILIÇ