SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Bu Ülkenin Bağımsızlığına Kimse El Uzatamayacak"

0
Güncellendi - 2019-09-02 02:44:40
A- A+ PAYLAŞ

Vali Aydın Baruş, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri gününün 97. yıldönümü kutlamaları münasebetiyle bir resepsiyon verdi.

30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetler Günü kutlamaları çerçevesinde Vali Baruş’un ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyona, 2. Ordu Komutanı Korgeneral Sinan Yayla, 2'nci Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutan Vekili Tuğgeneral Salim Afgün, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Kurum Müdürleri, Muhtarlar, Şehit Yakınları, Gaziler, TSK Mensupları, STK Temsilcileri, Meslek Kuruluşu Temsilcileri katıldı.

Vali Baruş, Korgeneral Yayla ve Başkan Gürkan 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetler Günü kutlamaları çerçevesinde düzenlenen resepsiyona katılan konuklara hoş geldiniz diyerek tek tek tokalaştılar.

Vali Baruş, yaptığı konuşmasında,  “Tam 97 yıl önce ülkemiz dört bir taraftan dünyanın en müstevli güçleri tarafından sarılmış. Anadolu topraklarına girmiş insanların bağımsızlığına, özgürlüğüne el uzatılmıştı. Büyük milletimiz tarih boyunca olduğu gibi kendisine öncülük edecek büyük liderini yine buldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayısta yaktığı meşaleyi milleti ile birlikte ve onunla her cephede canını ortaya koyarak beraber olan askerleriyle başta Sakarya Meydan Muharebesi olmak üzere yaptığı savaşlar ve sonrasında 26 Ağustosta başlayıp 30 Ağustosta nihai bir zaferle sonuçlanan büyük taarruz sonucunda ve en sonra da 9 Eylülde de İzmir’den yunanlıları kovarak ülkemizi bağımsızlığına kavuşturdu. Bu münasebetle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu zorlu savaşta mücadele eden ruhlarını hiç çekinmeden vatan uğruna teslim eden aziz şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle anıyoruz.

Bugün ülkemiz, milletimiz yine zorlu bir mücadelenin içerisinde yine yurdumuzun birçok yerinden, sınırlarından ülkemize nifak sokmak isteyen, milletimize saldırmak isteyen düşmanlarla karşı karşıyayız. Bugün Ordu Komutanlığına getirilen Sinan Yayla paşamız Suriye ve Irak sınırlarında askerleri ile birlikte bu mücadeleyi veriyor. Kendisine üstün muvaffakiyetler diliyoruz, ayrıca yeni görevlerinin de hayırlı olmasını diliyoruz. Ülkemiz bu gün Suriye’de, Irakta bölücü terör örgütüne karşı yurt dışından, sınırlarımızdan ülkemize sızmak isteyen hainlere karşı eşsiz bir kararlılıkla mücadelesine devam ediyor. Fırat Kalkanı Harekâtında, Zeytin Dalı Harekâtında ordumuz büyük bir zafer elde etti. Bu gün Suriye’nin içlerinde hem ülkemizin güvenliğini hem de oradaki insanların güvenliğini tesis etti. Yine İdlip’te gözlem noktalarında oradaki masum insanlara kol kanat geriyor. Bugün yine Irak’ta Pençe Harekâtlarında kahraman askerimiz, ordumuzun üstün teknik imkânlarının da yardımıyla teröristlere göz açtırılmıyor. Aynı şekilde Jandarmamız, Polisimiz yurt içerisinde bu hainleri temizlemeye çalışıyor. İşe bize bu ruhu veren bu kahramanlık ruhunu veren 30 Ağustos Zaferinin verdiği ruhtur. Biz o gün atalarımızın taşıdığı heyecanı, vatan uğruna fedakârlık ruhunu bu günde aynen taşıyoruz. Bununda kanıtı bu güne kadar vermiş olduğumuz binlerce, on binlerce şehidimiz, gazimizdir. Onun için hiç çekinmeyelim hiç tereddüt etmeyelim kahraman askerlerimiz, kahraman polisimiz, kahraman Jandarmamız olduğu müddetçe bu ülkenin bağımsızlığına, özgürlüğüne kimse el uzatamayacaktır. Ben buradan Suriye’de, Irak’ta canlarını ortaya koyarak mücadele eden askerlerimize, güvenlik güçlerimize Allah yardımcıları olsun diyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri günü münasebetiyle tüm misafirlerimizin bayramını tebrik ediyorum ve sizleri en derin hürmet ve sevgilerimle selamlıyorum” dedi.

Resepsiyon sonunda 30 Ağustos Zafer Bayramı pastasını Vali Baruş, Korgeneral Yayla ve Başkan Gürkan birlikte kestiler.

Bülten

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

3 yorum yapılmış

  • aras (5 yıl önce)
    vekiller nerde gören varsa allah aşkına yazsınlar şuraya.ben görmedim de.ama gel filistin için yürünecek desen hemen atlar gelirler.ama milli bayramda yoklar.helal olsun.başka bişey demek istemiyorum
    0
    0
    Yanıtla
  • Cahit (5 yıl önce)
    Sizler varken bu ülkenin bağımsızlığı her zaman tehlikededir kusura bakmayın ama bu kadar yağma talan israf 0 hizmet belediyeler ve bu belediyelere denetim gücü olmayan bir vali ülkenin bağımsızlığı açısından son derece risktir
    0
    0
    Yanıtla
  • Salim (5 yıl önce)
    Dinciler rahmetli Atatürk'ü anlayamadılar, anlamazlar. Çünkü, onları bulunduğu noktaya 'Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak isteyenler getirdi. Kurtuluş Savaşımızı ve bu şanlı mücadeleyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni sindiremeyenler, "Keşke Yunan galip gelseydi" diyenler, onlara destek verenlerin hamileri, yaratıcıları kimler miydi? Şöyle yazmış yazar: "...Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya ve Türkiye mahvolmuştu, her iki ülke de teslim olmak zorunda kalmışlardı. Türkiye'de Türk milli mücadelesinden sonra Kemalizm'in temel prensipleriyle Türk Milli devleti oluşturuldu. İngilizler Musul'da hedeflerine ulaşmak için bir yandan Türkiye'deki ayrılıkçı hareketlere destek verirken, bir yandan Kemalist akımın yayılmasını engelleyecek önlemlere başvurmuşlardı. Yapılması gereken, Kemalist Cumhuriyet'in hem din düşmanı, hem Kürt düşmanı olduğu temasını ortaya atıp, işlemekti..." Aşağıdaki yazıyı okumanızı tavsiye ederim: https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/ayet-el-kursi-yazili-pirinc-tanesi-5308974/
    0
    0
    Yanıtla