TÜRK Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Balıkesirde depremde riskli bölgeleri açıklarken, "Bizim artık gerçekleri bilmemiz gerekiyor. Korkmak yerine önlem almamız gerekiyor"" dedi.
Türk Kızılayının Toplum Liderlerini Teşkilanlandırma Projesi ve Afet Zararlarını Azaltma Programı konulu toplantısı Balıkesirde düzenlendi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsünün eski müdürü ve Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara bilgilendirme toplantısı öncesi Vali Yılmaz Arslanı ziyaret etti. Ardından basın toplantısı düzenledi.
Türkiyede sadece 1939 Erzincan ve 17 Ağustos 1999 depreminde 60 bin kişinin yaşamını yitirdiğini anımsatan Prof. Dr. Işıkara şunları söyledi:
"Diğerlerini de gözönüne alırsak, depremlerde kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısının 100 bine yakın olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanında da ekonomik kayıplar da çok ağır. Yalnızca 17 Ağustos depreminin bu ülkeye maliyeti 24 milyar dolardır. 2001de girdiğimiz ekonomik krizin başlangıç noktası 17 Ağustostur. Dolayısıyla bize bu kadar pahalıya malolan doğal afetlerin bir kader olmaması gerekir. Bunun üzerine gitmemiz gerekir."
KORKMAK YERİNE ÖNLEM ALMAK
Afet yönetiminde en önemli adımın risk azaltma ve hazır olma kavramlarını içerdiğini belirten Prof.Dr. Işıkara, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Risk azaltma ve hazır olma da eğitimden geçer. Bunun için Kızılay olarak Toplum Liderlerini Teşkilanlandırma Projesi ve Afet Zararlarını Azaltma Programı hazırladık. Bu proje 13 Ocak 2007de İstanbulda başlatıldı. Bu proje ile toplum liderleri olarak belirlediğimiz muhtarları, din görevlilerini, öğretmenleri ve toplum destekli polisleri organize ediyoruz. Eğitimi mahalle düzeyine kadar indiriyoruz. Diyanet de bu konuya çok önem veriyor. Belli aralıklarla cumalarda başta deprem olmak üzere afetler konusunda hutbeler veriyoruz. Bizim artık gerçekleri bilmemiz gerekiyor. Korkmak yerine önlem almamız gerekiyor."
SAROS KÖRFEZİ, BALIKESİR, HATAY
Riskli bölgeleri içeren Diri Fay Haritasını gösteren Prof. Dr. Işıkara deprem riski taşıyan bölgeleri şöyle sıraladı:
"Marmarayı zaten biliyoruz. Saros Körfezi ki, burada olacak bir deprem Balıkesiri çok etkileyecektir. Balıkesirle İzmirde de uzun süredir 6dan büyük deprem olmuyor. Türkiyenin güney batı ucu riskli. Hatay zaman zaman 7nin üstünde depremlere sahne olmuş. Uzun bir süredir Hatayda deprem yok. Bence bu da çok önemli. Yine aynı şekilde Kahramanmaraş- Elazığ çizelgesi yani Doğu Anadolu fay zonu var. Bir de Yedisu fayı dediğimiz Erzincanın güneydoğusunda. Bu fay hattı 1992 Erzincan depreminden beri biliniyor. Tokat- Çankırı ve Kuzey Anadolu fay hattının güney ucu var. Ama bu Türkiyede başka yerde deprem olmaz anlamına gelmesin. Her yerde deprem olabilir."
GEMLİK KÖRFEZİNDE KÜMELEŞME VAR
Prof. Dr. Işıkara, Balıkesir- Savaştepe, Gemlik ve Adalarda olası depremlere de dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Balıkesirde 1898den bu yana büyük bir deprem yok. Ama Savaştepe kıpır kıpır. Küçük depremlerin yoğunlaştığı bir yer, büyük bir depremin yeri olabiliyor. Balıkesiri etkileyebilecek bir potansiyel kaynak orası var. Bir de Gemlik Körfezi var. Gemlik Körfezi de Kuzey Anadolu fay hattının güney kolu. Geyvede ayrılıyor. Kuzeyinde 17 Ağustos depremi oldu. Güney kolu Gemlik Körfezinden Marmaraya gidiyor. Gemlik Körfezinde de kümeleşme var. Gemlikte olabilecek bir deprem hem tüm Marmarayı, hem Balıkesiri etkiler. İstanbulda yaşayanlar Gemlikteki bir depremi Gölcük depremi gibi hissedecek. Adaların güneybatısındaki depremi İstanbul yaşayacak. Bu deprem çok etkili olacak. Özellikle Avrupa Yakası depremden çok etkilenecek" dedi.