- 30 Ağustos Zafer Bayramı Malatya'da da kutlanıyor. Siyasiler, yöneticiler ve STK mesajları
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulmasını sağlayan Kurtuluş Savaşı'nın 30 Ağustos 1922'de zaferle sonuçlanmasının 94'üncü yıldönümü bugün Malatya'da da törenlerle kutlanacak. Bu arada, siyasiler, il yöneticileri ile bazı STK temsilcileri, Zafer Bayramı dolayısıyla birer kutlama mesajları yayınladılar.
KUTLAMA PROGRAMI..
30 Ağustos Salı günü ilk tören saat 08.30'da Atatürk Anıtı önünde yapılacak. Anıta çelenk sunulmasından sonra saygı duruşu yapılacak, İstiklal Marşı eşliğinde göndere bayrak çekilecek. Daha sonra Vali Mustafa Toprak'ın Anıt Şeref Defteri'ni yazmasıyla buradaki tören sona erecek.
Kutlama, saat 09.00'da Valilik makamındaki tebrik töreni ile sürecek.
Zafer Bayramı kutlamaları, saat 10.00'da Sümerpark (Abdullah Gül Parkı) önünde yapılacak olan selamlama, saygı duruşu, İstiklal Marşı, konuşmalar ve ardından yapılacak geçit töreni ile sona erecek.
VE MESAJLAR..
Gümrük ve Ticaret Bakanı, AKP Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci
"94 yıl önce bugün, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlığındaki, Türk ordusu şanlı bir destana imza atmış, Kurtuluş Savaşımızın en büyük zaferini kazanmıştır.
Malazgirt Savaşı ile Anadolu’nun kapılarını açan ecdadımız, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun sonsuza dek Türk yurdu olarak kalacağını tüm dünyaya göstermiştir.
İstiklal harbimiz bu muharebede verilen mücadele ile taçlanmış, düşman ordusu çok kısa bir sürede vatan topraklarından yok edilmiştir.
Cumhuriyetimizi, birlik ve beraberliğimizi geçmişte olduğu gibi bugün de bozmak isteyen şer güçler bulunmaktadır. 94 yıl önce olduğu gibi bugün de ülkemizi parçalamak isteyenler, milletimizin destansı direnişiyle karşılaşmıştır.
15 Temmuz’da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde milletimizle birlikte en alçak darbe girişimini bertaraf ettik. Devletimiz içinde yuvalanmış olan ihanet şebekelerini tek tek temizliyor, ülkemizi bu hain terör örgütünün pespaye emellerinden korumak için tüm gayreti gösteriyoruz.
FETÖ denilen terör örgütü ile Türkiye’yi durduramayanlar, bu kez de PKK, PYD, DAEŞ terörüyle ilerleyişimizi durdurmaya, birliğimizi bozmaya ve ülkemizi bölmeye çalışıyorlar. Devletimiz, milletimizin de desteğiyle bu hainlerin kirli oyunlarını, vatanımız ve birliğimiz üzerindeki alçak planları bozmaya muktedirdir. Bu terör örgütlerinin arkasındaki güçler bilmelidir ki, bir yandan içte ve dışta şer odaklarıyla mücadele etmeye devam edecek, diğer yandan da çalışarak, daha çok üreterek ülkemizi kalkındıracağız.
2023 hedeflerimizi gerçekleştirme kararlılığımızın önünde hiçbir yapı, örgüt, güç duramayacaktır. Tüm şer ittifaklarına rağmen, daha da güçlenerek çok daha gelişmiş bir demokrasi ile güçlü bir hukuk devleti olarak yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Teröre inat, projelerimizi bir bir hayata geçiriyoruz, geçireceğiz.
Ülkemizi tüm ihanet şebekelerinden ve terör unsurlarından tamamen temizleyecek, 'tek millet, tek devlet, tek vatan ve tek bayrak' için çalışacak, tüm renklerimizle bir olmaya devam edeceğiz. Milletimiz sağduyusu ve feraseti ile birlik ve kardeşliğini hedef alanlara fırsat vermeyecek, tüm provokasyonları önleyecektir.
Bu duygularla, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, tüm şehitlerimizi bir kez daha minnetle, rahmetle yâd ediyorum."
Malatya Valisi Mustafa Toprak
"Saygıdeğer Malatyalılar!
Tarih boyunca hürriyetin, vatanseverliğin, cesaretin ve kahramanlığın timsali olan Aziz Türk Milleti’nin emperyalist işgal güçlerine karşı canıyla, kanıyla vermiş olduğu destansı mücadelenin taçlandırıldığı Büyük Zafer’in 94. Yıldönümünü ve 2225 yıllık mazisi zaferlerle dolu Kahraman Ordumuzun şan ve şeref günü olan Türk Silahlı Kuvvetler Günü’nü kutlamanın engin gururunu yaşamaktayız.
Kahraman Türk Ordusu’nun düşmana olduğu kadar imkânsızlıklara karşı da kazanmış olduğu bu eşsiz zafer, gerek duyulduğunda vatanının ve milli birliğinin düşmanları karşısında Türk'ün neleri göze alabileceğinin ve bağımsızlık aşkının Türk’e neler yaptırabileceğinin en bariz örneğidir. Ezelden beridir hür yaşamış ve kıyamete kadar hür yaşayacak olan Şanlı Milletimiz, vatanına ve istiklaline yönelmiş olan hayâsızca saldırılara hiçbir zaman boyun eğmemiştir. Çünkü Türk Milleti mukaddesatını namus bilen, toprağın altında kefensiz yatan şehit dedeleri gibi gözleri ufukta düşman gözlerken geride bıraktığı anasını, yârini, evladını aklına getirmeyen serdengeçti bir millettir.
Malazgirt'te kendisinden beş kat büyük bir ordunun üzerine hiç tereddüt göstermeden at süren Sultan Alp Arslan, gemileri karadan yürütüp devasa Şahi toplarıyla yıkılmaz sanılan surları yerle bir ederek Bizans'ı tarihin tozlu raflarına kaldıran Fatih Sultan Mehmet, Mohaç'ta iki saat içerisinde tarihin en kısa ve en kesin zaferlerinden birini kazanan Kanuni Sultan Süleyman... Milletini tutsaklıktan kurtarmak için otuz dokuz arkadaşıyla birlikte ölüm kaçınılmaz olduğu halde kıyama kalkan Kür Şad'dan, tarihe altın harflerle yazılan "Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum!" ifadesi çerçevesinde dünyanın en güçlü devletlerini, en güçlü ordularını, en güçlü silahlarını Anadolu'yu karış karış gezerek hilalin gölgesinde topladığı Milletiyle birlikte zelil eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e uzanan cesaret timsali Atalarımız ve İsimsiz Kahramanlarımız...
Dün Türk'ün, İslam'ın ve mazlum milletlerin Son Kalesini kara emperyalizme karşı canla, kanla, dişini tırnağına takarak muhafaza ve müdafaa eden Asım'ın Nesli, söz konusu Vatan olduğunda bugün de aynı cesaret, azim ve kararlılığa sahip bulunduğunu göstermiştir. Kökleri Avrupa'dan Okyanus ötesine uzanan FETÖ/PDY terör örgütünün 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsüne karşı mukavemet gösteren asker, polis ve sivil bütün Milli unsurlarda Türklük Ruhu bir kez daha tecelli etmiş, bu alçakça girişim Milletimizin siyasi düşünce, mezhep gibi farklılıkları bir kenara bırakarak Vatan-Devlet-Bayrak ekseninde yekvücut olması neticesinde bertaraf edilmiştir.
Ciğerparesini kınalı koç misali asker ocağına gönderirken "Haydi oğul, haydi git! Ya Gazi ol ya Şehit!" diyerek askerlik mefhumuna verdiği değeri ifade eden Aziz Milletimiz, engin basiretiyle Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin şerefli mensuplarını, ordumuzun şerefli üniforması altında hain emellerini gizleyen hıyanet şebekesinin uşaklarından istisna tutmasını bilmiştir. Fıtratının gereği milli refleksleri çok yüksek olan Aziz Milletimiz "Her Türk asker doğar!" ifadesinin haklılığını ispat edercesine askerini sevmiş, Peygamber Ocağı anlayışıyla harmanladığı bu sevgiyi askerine "Mehmetçik" unvanını vererek tescil etmiştir. Dolayısıyla içerisine sızan hainlerin Yurdumuzun, Bölünmez Bütünlüğümüzün, Milli Birliğimizin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizi asla ve kat'a temsil etmediği, bu hain teşebbüsün kara lekesinin sadece müteşebbislerin alnına sürüldüğü şüphesizdir. Yıllardır bölücü terör örgütüne ve Devletimizin bütünlüğüne kast eden karanlık güçlere karşı canla başla mücadele eden ve dosta güven, düşmana korku salan Türk Silahlı Kuvvetleri Necip Türk Milleti'nin göz bebeğidir, gurur kaynağıdır.
Hülasa; Türk'ün şahsına münhasır asil karakterini anlama acziyeti yaşayan şer odakları ve onların yerli işbirlikçileri Aziz Milletimize kefen biçmekten vazgeçmedikçe, sarsılmaz Milli İrademiz karşısında zelil ve rüsvay olmaktan asla kurtulamayacaklardır.
Bu vesile ile evvela Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Büyük Zafer’in ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kahraman mimarlarını, milli güvenliğimizin muhafazası ve Devletimizin bekası uğruna şehadete yürüyen askerimizi, polisimizi, bütün kamu görevlilerimizi, ebediyete intikal eden Şanlı Gazilerimizi, elinde bayrağı, yüreğinde Vatan aşkı ve hiç küllenmeyen iman ateşi ile daima emniyet ve güvenlik güçlerimizin saflarında yer tutan masum vatandaşlarımızı saygı, minnet ve rahmetle yâd ediyor, Kahraman Ordumuza ve Emniyet Teşkilatımıza muvaffakiyet ve muzafferiyetler, Şehit Ailelerimize, Şanlı Gazilerimize ve ailelerine, Malatya’mızın siz muhterem halkına ve Aziz Milletimize Cenab-ı Allah’tan sağlık, esenlik ve huzur dolu günler niyaz ediyorum.
30 Ağustos Zafer Bayramımız ve Türk Silahlı Kuvvetler Günümüz kutlu olsun!.."
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık
"“Kahraman ordumuzun kahraman neferlerinin; vatanın birlik ve beraberliği için; hak ve adalet için yurt sathında gerek içinde gerek dışında, düşmana karşı neler yaptığı tarihin en ücra köşelerine altın harflerle yazılmıştır. Türk Ordusu binlerce yıllık geleneği ile milletin, gerek hür yaşama isteği gerek hasımlarına karşı gereken cevabı vermiş, milletinin DNA’larıyla oynanmasına katiyen izin vermemiş, hayasızca, alçakça yapılan saldırılara karşı hiçbir zaman boyun eğmemiştir.
Tek dişi kalmış medeniyet canavarları; milletimizin ve ülkemizin damarına sinsice şırınga ettiği FETÖ/PDY Terör Örgütü’nün 15 Temmuz gecesi birliğe, beraberliğe, istikrar ve bağımsızlığa karşı giriştiği hainlik yolunda, Şanlı Türk Askeri’nin üniformasını kirletme girişiminde bulunmuş; muktedir milletimizin üstün gayretleri ve ordumuzun şerefli mensupları bu girişimi bertaraf etmiştir. Ordumuzun içine kadar sızan hain maşalara ve onların yularını tuttuğu karanlık şer odaklarına gereken cevap verilmiştir.
Ezelden beridir hür yaşamış bu millete zincir vurmaya kalkacak çılgınlara, tarihte olduğu gibi; millet ordusuyla el ele vererek o zincirleri kıracak güce her daim sahip olmuştur, olacaktır. Yurdun her bir karış toprağının şehit kanıyla çizildiği, her bir toprak parçasının üzerinde ayak izi olan Gazilerimizin manevi gücü, bu toprakları milletiyle birbirine bağlayan en temel unsurdur.
İsimleri, kanla toprağa; ruhları ise cennetin şehitlik makamına yazılmış yüz binlerce vatan evladının, Çanakkale ve Milli Mücadele de göstermiş olduğu üstün askeri başarılar; millete cesaret ve müşkül teşkil etmiştir.Gazi Mustafa Kemal’in muasır medeniyet hedefi doğrultusunda, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın rehberliğinde Güçlü Milleti ve Güçlü Ordusu ile Yeni Türkiye’ye emin adımlarla yürüyoruz.
Tarihin akışını değiştiren 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muhaberesi’nde Türk’ü tarih sahnesinden silmek isteyenler bizatihi kendileri Anadolu topraklarından silinip gitmiştir. Bu zafer ile tarihte eşine az rastlanır bir kahramanlık, mazlum halklara da örnek teşkil edecek bir şekilde birlik, dirilik, beraberlik dersi vermiş olan milletin ordusu; şimdi Cerablus’ta ülkemizi ve bölgemizi tehdit eden unsurlara karşı hak ve adaleti yeniden tesis etmek, sınır güvenliğimizi güçlendirmek üzere cenk yollarına düşmüştür. 94 yıl önce Dumlupınar’da ortaya çıkan bu ruh şimdi Cerablus’ta askerlerimizin yanındadır.
Bu duygu ve düşüncelerimle Büyük Türk Milleti’nin 30 Ağustos Zafer Bayramını en içten dileklerimle kutlar; bu toprakları bize vatan kılan, kanlarının son damlasına kadar hür ve Türk Bayrağı altında bizlerin yaşamasını sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere; İçerde ve dışarıda ülke güvenliğinin muhafaza ve müdafaası için ‘şehitlik’ makamına ulaşanları saygı, minnet ve rahmetle yad ediyor; gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, bu uğurda şehadet şerbetini yanında taşıyan askerlerimize de Allah yar ve yardımcıları olsun diyorum.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Ağbaba mesajında, “30 Ağustos, emperyalist güçlere karşı, toplumun tüm kesimlerinin dil, din, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin bir araya geldiği, omuz omuza mücadele vererek zafer destanının yazıldığı günün adıdır.”dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 30 Ağustos'un çağdaş,laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti ile Atatürk ilke ve devrimlerinin başlangıcının simgesi olduğunu vurguladı. Ağbaba, mesajında şunları kaydetti: “30 Ağustos, emperyalist güçlere karşı, toplumun tüm kesimlerinin dil, din, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin bir araya geldiği, omuz omuza mücadele vererek zafer destanının yazıldığı günün adıdır. 30 Ağustos Zafer Bayramı sadece bir askeri başarı değil aynı zamanda Cumhuriyete ve demokrasiye giden yolun başlangıcı, Atatürk ilke ve devrimlerinin temelinin atıldığı gündür”
“Birlik ve beraberliğimizi geçmişte olduğu gibi bugün de bozmak isteyen bazı güçler olduğunu son yaşadığımız olaylarda daha net görüyoruz” diyen Ağbaba, “Bu güçlere karşı 94 yıl önce nasıl mücadele ettiysek bugünde aynı mücadeleyi verme kararlılığındayız. Milletimizi bölmek isteyenlere, laik demokratik Cumhuriyetin kazanımlarını geriletmeye çalışanlara karşı hep birlikte mücadele edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle , bu güzel topraklar üzerinde özgür ve bağımsız yaşamamızı sağlayan başta Büyük Zaferin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silâh arkadaşları olmak üzere şehitlerimizi rahmet ve şükranla, gazilerimizi de minnetle anıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum."sözleriyle mesajını tamamladı.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı. Milletimizin tarih boyunca eşine az rastlanır kahramanlıklar gösterdiğini ifade eden Başkan Çakır, mesajında şunları söyledi:
“Vatan, Millet, Bayrak uğruna Malazgirt’ten Sakarya Muharebelerine, Kurtuluş Savaşından 15 Temmuz Kahramanlık destanına kadar canlarını hiçe sayarak şehadet şerbetini içmiş bir milletin evlatları olarak bir Zafer Bayramını daha kutlamanın buruk mutluluk ve heyecanını yaşıyoruz.
30 Ağustos tarihi, milletimizin mazisi karanlık itilaf devletlerine karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin, tarihte eşine az rastlanır bir kahramanlık destanıdır. Bu millet 30 Ağustos 1922’de tarihe kaydettirmiş olduğu destana, 15 Temmuz 2016 tarihinde bir destan daha eklemiştir.
Milletimiz bu tarihte, dünyada bugüne kadar hiçbir yerde eşine rastlanmayan bir kahramanlık örneği göstererek darbeci cuntacılara ve onların yardakçılarına karşı, tankların, topların önüne kendini siper etmiş; şehit olmuş, gazi olmuş ancak onlara fırsat vermemiştir.
Bu vesileyle Milletimizin Zafer Bayramını kutluyor, bu yolda şehadet şerbetini içmiş şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyor; birliğimizin, beraberliğimizin daim olmasını Yüce Mevla’mdan niyaz ediyorum."
Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan
Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetler Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Başkan Gürkan, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın dünya tarihine yön veren eşsiz bir zafer olduğunu ifade etti.
Başkan Gürkan, mesajında “Her yönüyle dünya tarihine yön veren Büyük Zafer’in 94. yıldönümünde millet olarak büyük onur ve gurur içerisindeyiz. 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros ve 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması ile ülke toprakları düşman işgaline açık hale gelmiş, milletimiz işgalci kuvvetler tarafından yok sayılmıştır. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’da yakmış olduğu bağımsızlık meşalesi, 30 Ağustos 1922 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve yüce Türk milletinin zaferi ile sonuçlanmıştır. 30 Ağustos, Türk milletinin kaderini belirleyen, dünya tarihine yön veren bir zafer olmuştur. Yüce Türk milleti, söz konusu vatan ve bağımsızlık olduğunda zorluklara rağmen başaramayacağı hiçbir mücadelenin olmadığını tüm dünyaya göstermiştir. 30 Ağustos’ta yenilen işgal kuvvetlerinin, günümüzde de ülkemiz üzerindeki hesapları bitmemiştir. Yakın bir tarihte, yeni 15 Temmuz 2016 tarihinde bize benzeyen ancak bizden olmayan, içimizdeki gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olanlar tarafından yapılan darbe girişimi ve kalkışma, Türkiye Cumhuriyeti’ni iç ve dış tehditlere karşı açık hale getirme amacını gütmüştür. Malazgirt’te, Çanakkale’de, Dumlupınar’da dün omuz omuza düşmana karşı mücadele veren yüce Türk milleti, dış güçlerin desteği ile 15 Temmuz 2016 Cuma gecesi Fethullahçı Terör Örgütü üyeleri tarafından yapılan darbe girişimi ve kalkışma karşısında yine tek yürek olmuş, milli irade ve demokrasiden yana tavır alarak, ülkemizi iç ve dış tehditlere karşı korumasını bilmiştir. Ülkemiz üzerinde hesapları olanlar, bir kez daha Türk milletinin yüceliğini görmüştür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bizlere bıraktığı bu emanete milletimiz sahip çıkmıştır, çıkmaya devam edecektir. Ülke topraklarını vatan yapan, bizlere bu onuru ve gururu yaşatan başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarını, Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm mensuplarını, bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi, gazilerimizi saygı, minnet, şükran ve rahmetle anıyoruz. Ruhunuz şad olsun” ifadelerine yer verdi.
Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat
Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 94. Yıldönümü münasebetiyle kutlama mesajı yayınladı.
Polat, yazılı mesajında “Kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere, bu zafer ile tarihte eşine az rastlanır birlik, beraberlik anlayışı içerisinde unutulmayacak bir ders vermiş milletimiz, hiçbir şekilde bağımsızlık ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini, tüm dünyaya kabul ettirmiş; 94 yıl önceki bu ruh 15 Temmuz darbe girişiminde de kendini göstermiştir.
Milletimizin özgürlüğünü muhafaza uğruna verdiği mücadele sonrasında kazanılan büyük zaferin yıldönümünü idrak etmenin mutluluğunu ve onurunu hep birlikte yaşıyoruz. 30 Ağustos 1922 tarihi, onurlu direnişin bağımsızlık ve Vatan sevgisinin yüceliğini dünyaya kabul ettirdiği tarih olmuştur. Vatan topraklarımız kurtarılmış, milletimiz Hürriyet ve bağımsızlık içinde yaşama onuruna kavuşmuştur.
30 Ağustos 1922'de kazanılan büyük zafer, şanlı milletimizin eşsiz destanlarından biri olarak tarihteki yerini almıştır. Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde kazanılan ve kurtuluş savaşımızın başarıya ulaşmasında en önemli etken olan bu büyük zaferin ardında milletimizin istiklal ve hürriyet aşkı ile kahraman ordumuzun cesaret ve fedakârlığı vardır.
Bu destansı zafer, vatan sevgisi ve üstün cesaretiyle milletini ve vatan topraklarını kanının son damlasına kadar koruyan Türk askerinin kudret ve kahramanlığının göstergesi; aynı zamanda milletimizin birlik ve bütünlüğünün de kutsal bir nişanesidir.
Şüphesiz ki 94. Yıl Dönümünü büyük gururla kutladığımız bu büyük zafer, tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir ki; Türk milleti, vatan ve milletinin varlığı ve birliği söz konusu olduğunda, şartlar ne olursa olsun, canını seve seve vermektedir.
Dün olduğu gibi bugün de aziz milletimiz ülkesini tehdit altında gördüğünde olağanüstü bir vatanseverlik ve kahramanlıkla bu tehdidi bertaraf ettiğini, hiçbir şekilde bağımsızlık ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini, ülkesi için çekinmeden canını siper edeceğini her şart ve koşulda göstermiştir.
Bu büyük gün vesilesi ile başta 30 Ağustos Zafer Bayramımız olmak üzere tarihimizin en yakın mücadelesi 15 Temmuz istiklal ve istikbal mücadelesini veren kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, tüm halkımızın 30 Ağustos Zafer Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum” dedi.
Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Şevket Keskin
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Yönetim kurulu Üyesi, Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin, “Türk Milletinin imandan saydığı vatan sevgisini ve hiçbir şeyle değişmeyeceği özgürlüğünü her şeyin üzerinde tuttuğunu 30 Ağustos Zaferinde açıkça ortaya koymuştur.” dedi.
30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle bir mesaj yayımlayan Keskin, “30 Ağustos Zafer Bayramı, Anadolu’nun tarihi açısında bir dönüm noktasıdır. Anadolu’nun Türk-İslam yurdu olarak kalmasında en önemli rollerden birisini 30 Ağustos Zaferi oynamıştır. İstiklal ve hürriyetin, bir milletin var olmasında vazgeçilmez değerlerdir. Türk milletinin imandan saydığı vatan sevgisini ve hiçbir şeyle değişmeyeceği özgürlüğünü her şeyin üzerinde tuttuğunu açıkça 30 Ağustos Zaferinde ortaya koymuştur. Bugün bizlere düşen ise vatanımıza ve milletimize sahip çıkmak, milletimize zaferleri yaşatan değerleri korumak ve yaşatmaktır. 15 Temmuz darbe girişimi ile ülkemizi işgal etmek isteyenlere karşı, dün atalarımıza 30 Ağustos Zaferini kazandıran o ruhu ve gücü yeniden ortaya koymak durumundayız. Bu vesile ile esnaf ve sanatkar camiası olarak başta Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile 30 Ağustos Zaferinin Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşlarını, tüm şehitleri ve gazileri minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şad olsun.” ifadelerini kaydetti.
Eğitim- İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Hüseyin Kara
"Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, 26 Ağustos’ta başlayan 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı ile yurdumuz düşman işgalinden kurtarılmış, ulusumuz özgür ve bağımsız yaşama onuruna kavuşmuştur. Türk Ulusu birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde kendisini tarih sahnesinden silmek isteyen emperyalist güçlere gereken dersi vermiş, 30 Ağustos Zaferiyle tüm mazlum uluslara da örnek olmuştur. Ulusumuz hiçbir şekilde bağımsızlık ve özgürlüğünden ödün vermeyeceğini, sonsuza kadar var olacağını tüm dünyaya kabul ettirmiştir.
30 Ağustos Zaferi, ülkemizi parçalamak ve ulusumuzu esaret altına almak isteyen emperyalist devletlere karşı, tüm olanaksızlıklara rağmen Türk Ulusunun yurtseverliği ile kazandığı, bir onur ve bağımsızlık mücadelesidir. Bu mücadelenin sonunda özgür, bağımsız, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atılmış, birçok devrim gerçekleştirilmiştir.
Eğitim İş Malatya Şubesi olarak diyoruz ki; Emperyalizme karşı verilen çetin mücadele sonucunda kazanılan bağımsızlık bilinciyle hareket edelim içinde yaşadığımız bu zor koşullarda Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğüne, bağımsızlığına Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkılmasında hepimize önemli sorumluluklar düştüğünü bilelim ve bu doğrultuda hareket edelim.
Bu duygu ve düşüncelerle ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutluyor, başta Büyük Önderimiz Atatürk olmak üzere canlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz."
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Yunus Millioğulları
"'…Meydan muharebesi, sadece karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Ulusların çarpışmasıdır. Meydan muharebesi, ulusların tüm varlıklarıyla, bilim ve fen alanındaki düzeyleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısacası tüm maddi ve manevi güç ve erdemleriyle her türlü araçlarıyla çarpıştıkları sınav alanıdır…'
Büyük Zaferin 2. yıldönümünde, zaferin kazanıldığı Dumlupınar’da yaptığı konuşmada ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk 94 yıl önceki başarımızı böyle anlatıyor.
Birinci Paylaşım Savaşı sonrası dayatılan Sevr Anlaşmasını tanımayarak Mustafa Kemal Paşa önderliğinde kutsal bir mücadeleye giren Türk ulusunun, zaferini ilan ettiği andan itibaren ülkemizi yağmalama girişimleri hüsranla sonuçlanan emperyalistler, bu yenilgilerinin öcünü alma girişimlerine hiç ara vermediler. Nitekim Büyük Zaferi tescil eden Lozan Antlaşması sonrası Lord Curzon İsmet Paşaya bu emelini açık bir şekilde ifade etti.
15 Mayıs 1919 günü İzmir limanında kukla askerlerin üniformalarıyla başlayıp 9 Eylül 1922 tarihinde yine İzmir’de noktalanan macera artık başka araçlar kullanılarak sürecekti. Tekelleri, banka ve sigorta şirketleri, ajanları, TV kanalları, akıl hocaları, işbirlikçileri yeni savaşın araçları olacaktı. Türk ulusu “tüm varlıklarıyla, bilim ve fen alanındaki düzeyleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısacası tüm maddi ve manevi güç ve erdemleriyle” yeni ve bitmez tükenmez bir saldırıya hedef olacaktı.
Bu tehlikeyi çok iyi bilen Atatürk “ Bundan sonra çok önemli zaferlere kavuşacağız. Ama bu zaferler süngü zaferleri değil, iktisat, bilim ve kültür zaferleri olacaktır” diyecek ve devrimleri gerçekleştirecek, devrimlerini Gençliğe Hitabe ve Bursa Nutku’nda açıkça belirttiği gibi gençliğe emanet edecekti. Doğaldır ki emperyalizmin hedefinde de devrimlerimiz, ulusal bağımsızlığımız ve çağdaş laik cumhuriyetimiz olacaktı.
Ne acıdır ki 66 yıldır “dahili ve harici bedhahlar” aracılığı ile her geçen gün adım adım hedeflerine yaklaştılar. Bu sinsi saldırı 14 yıldır açıkça ilan edilerek “bütün kalelerimize” girilmesi noktasına getirildi. Şimdilerde “inlerine gireceğiz” diye yırtınanlar “ne istedilerse verdiler”. Sonuçta 30 Ağustos’un muzaffer ordusunun içine sızdırılmış hainleriyle Türk ordusuna darbe yapıp binlerce yıllık ordu geleneklerimizi yıktılar. Türk askerinin kafasına çuval geçirilmesine ses çıkarılmayarak atılan ilk adımlar, Silivri zindanına onlarca general, yüzlerce subayın doldurulması, yüzlerce şerefli subayın casusluk suçlaması ile yargılandığı sırada kozmik odalarına girilmesiyle sürdü.
Sonuçta ihanetin hangi boyutlara ulaştığını 15 Temmuz 2016 gecesi acı bir şekilde yaşadık. Ne var ki fatura içten çökertilmiş ordumuza çıkartılırken yüzlerce yıllık askeri okullar kapatıldı. Komuta kademesi dağıtıldı. Kafaya çuval geçirilmesine sessiz kalmayla çıkılan yol, GATA’da başına türban geçirilmiş başhekime sessiz kalınmasına kadar geldi.
“Şeyhler, dervişler, mensuplar” ülkesi olmayacağımıza inanırken, silahlı kuvvetlerimizin, adalet sistemimizin, polisin, eğitimin, sporun ve hayatın her alanının cemaat mensuplarınca ele geçirildiğini, cemaat imamlarınca yönetildiğini acı bir şekilde gördük.
Terörist başına “sayın” denerek çıkılan yol, İmralı üzerinden Oslo’ya ulaştı ve terör örgütünü rahatsız eden yöneticilerin görevden alınması sözleri ve şehirlere doldurulan patlayıcıların görmezden gelinmesi, yüzlerce yurttaşımızın katledilmesi, gencecik polislerimizin ve askerlerimizin al bayrağa sarılı tabutlar içinde yoksul gecekondulara dönmesine ulaştı.
İsrail’e verilmek istenen Suriye sınırı yolgeçen hanına döndürülüp, silahlı çapulcu sürülerine göz yumulurken, İslam adına hareket ettiği söylenen caniler şehirleri kana buladı. Bu canilerle savaşma gerekçesi ile emperyalizmin desteğini alan terör örgütü PYD adıyla Irak sınırından sonra Suriye sınırında da komşumuz oldu.
Büyük zaferden 94 yıl sonra böyle bir tablo ile karşı karşıya olmak acı verici. Daha acısı büyük Atatürk’ün bizleri bu konuda sarsacak şekilde uyarmış olmasına rağmen bu sonuca gelinmesi. Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” politikasını küçümseyip, hatta alay ederek, “komşularla sıfır sorun” politikaları güdenler politik geleceklerini sıfırlamış, “stratejik derinlik” adına Ortadoğu’da emperyalizmin kazdığı çukura düşmüşlerdir.
“Bütün bu ahval ve şerait içinde dahi” umutsuzluğa kapılmıyoruz. Türkiye’nin kaynakları 94 yıl öncekinden çok daha zengin, gençleri daha bilinçli, yetişmiş kadroları daha güçlüdür. Bu zenginlikle yeniden zafere ulaşacağız. Bankalar, fabrikalar, limanlar, santraller, haberleşme, ulaşım, madenler, petroller, yine bizim olacak. Üniversiteler özgürce bilim üretecek. Aziz Sancarlar artık yurt dışına gitmeden de Nobel alacak. İşçilerimiz örgütlü, kadınlarımız özgür, çocuklarımız geleceğe güvenle bakacak."
malatyahaber.com- Bülten