Kıbrıs Barış Harekatının 36. yıldönümü nedeniyle Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu.
Türkiye Muharip Gaziler Derneği Malatya Şubesi tarafından Atatürk Anıtı'nda tören düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasından sonra, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Malatya Şube Başkanı Bayram Akdemir, günün anlam ve önemini içeren konuşma yaptı. Akdemir, "Kıbrıs Barış Harekatının 36.yıldönümünde, Türk devletinin ebedi varlığını, milli birlik ve bütünlüğü uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi saygıyla anıyoruz" dedi.
20 Temmuz 1974 sabahı kendilerinin adeta cennete koşar gibi mücadele ettiklerini söyleyen ve aynı zamanda Kıbrıs Gazisi olan Bayram Akdemir, "Kıbrıs Barış Harekatı, Türkleri olduğu kadar, ada Rumlarını da kurtarmıştı. Hatta, Yunanistan'da 1967 yılında kurulmuş olan Albaylar cuntasının da çökmesine sebep olmuştu" şeklinde konuştu.
ADD'NİN AÇIKLAMASI..
Bu arada Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir de, Barış Harekatı'nın yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı ve şöyle dedi:
"20 Temmuz 1974 de Türkiye, 1960 Garantie Anlaşmasının kendisine verdiği hakki kullanarak, adaya müdahale etmiştir. Bu Barış Harekâtı Kıbrıs halkının topyekûn katliamını önlemiş, adaya barış getirmiş ve en önemlisi, Kıbrıs Türkünün acılarına son vermiştir.
Barış harekâtı ayni zamanda Rum toplumuna da iç barışı sağlamış, hem Rum tarafı hem Yunanistana demokrasiyi getirmiş ve ekonomik gelişmenin kapısını açmıştır.
Kıbrısın acili yılları 19. yüzyıl sonlarından itibaren, yani adanın 1878 de Osmanlıdan İngiliz idaresine geçtiği dönemler de başlamıştır. Bu dönemden itibaren ada Rumları ve Yunanlıların tek hedefi ENOSIS (İlhak) olmuştur. Bu faaliyet çerçevesi içerisinde hazırlanan AKRITAS kod adli imha planı ile Kıbrıs Türk toplumunun imha edilmesi hedeflenmiştir.
1960 Ortaklık Cumhuriyetinden zorla atılan Türklerin köyleri yakılmış, on binlercesi de evlerini terk etmek ve 11 yıl boyunca açlık ve sefalet içinde yasamak zorunda bırakılmışlardır. 1963 1974 zaman dilimi içerisinde Türk halkına yönelik terör ve şiddet olayları devam etti, ancak Türk direnişi sayesinde amaçlarına ulaşamadılar. 15. Temmuz 1974 sabahı kışlalarından çıkan Yunan Askerleri ve fanatik EOKA cilar yönetimindeki Rum Milli Muhafız Ordusu, ENOSIS amacıyla darbe harekâtına başlamıştır. Bu olay, Türkiyeyi 1960 Garantie Anlaşmasında öngörülen haklarını kullanarak adaya müdahale etmek zorunda bırakmıştır. Bu harekâtın amacı, Türk halkının imhası ve ENOSISi önlemek, adaya barısı getirmekti. Bu harekâtla ayni zamanda, adada ki terör olayları son bulmuş ve Türk halkı etrafındaki kuşatma parçalanarak özgürlüğüne kavuşmuştur.
Bu gün adada, kendi bölgelerinde, kendi özgür yönetimleri altında yasayan iki halk vardır. Kıbrıs Türk halkı, 15 Kasım 1983 te kurduğu devletinde (KKTC), demokratik bir çatı altında. Kendi geleceğini belirleme hakkına sahip olarak yasamaktadır. Ancak, Kıbrıs Cumhuriyeti unvanını, yasadışı olarak kullanan Rum Yönetimi, Kıbrıs Türk halkının haklarını kabul etmemekte direniyor ve ambargolar uyguluyor.
AB, Türk tarafını senelerce oyaladıktan sonra veKıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına ve uluslararası anlaşmalara aykırı olarak ve Türk tarafının itirazlarını dikkate almadan, Rum yönetimini, adanın tek temsilcisiymiş gibi, tam üyeliğe almıştır. Bu hem Kıbrıs Türklerine hem de NATO müttefiki Türkiyeye yapılan çok büyük bir haksizliktir ve tarihi bir hatadır.
Kıbrıs sorununa çözüm arayışı altında senelerdir süre gelen görüşmeler, Türk tarafını oyalama politikasının bir devamıdır ve hiç bir çözüme götürmeyecektir. Kıbrıs Türkülerinin kültürel organizasyonlarına dahi müdahale etme cüretini gösteren Rum tarafı, barış istediğine dair hiç bir işaret vermemektedir.
Dini, Dili, Kültürü ve Tarihi ayrı olan iki toplumun 47 yıllık ayrılıktan sonra ve bunca acili olaylardan sonra, hiçbir şey olmamış gibi, bir araya gelmeleri düşünülemez. Avrupa Birliğine bakarsak, ayni kültürü paylasan 27 Hıristiyan ülkeden oluştuğunu görüyoruz.
Türkiyenin AB üyelik perspektifleri ne olursa olsun, bu üyeliği Kıbrıs Şartı ve Şantajına bağlamak kimseye fayda vermeyecektir. Kıbrıs Türk halkı,kendi kaderini tayin etme hakkinin bir ürünü olan KKTC ni ilelebet savunmaya ve yaşatmaya ant içmiştir. Bunu, tüm dünyanın er veya geç, anlayacağına ve de kabul edeceğine inancımız tamdır.
Barış Harekâtını icra eden kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine teşekkür eder, canlarını kaybetmiş olan tüm şehitlerimizi rahmetle ve saygı ile anıyoruz."