DEPREM KONUTLARI YEŞİLİN İÇİNDE BİR BETON ADASI.. Tescilli kültür varlığı bir höyüğün de bulunmasına rağmen, ilgili belediyelerin isteği doğrultusunda TOKİ tarafından deprem konutları yapılmak üzere seçilen ve konutların büyük bölümü de inşa edilen Orduzu sınırlarındaki Gelincik Tepesi’nin, tüm karşı çıkmalara rağmen, yerleşime açılmasının arka planındaki asıl amaç ve bu amaca yönelik iddiaları doğrulayacak nitelikteki somut görüntüler, Gelincik Tepesi ve çevresini yansıtan hava fotoğraflarıyla ortaya çıktı.
Gelincik Tepesi’nin, deprem konutları bahane edilerek yerleşime açılması, Malatya’da, her geçen gün imar rantı yaratmak üzere sürdürülen arsa ve arazi düzenlemelerine ilişkin çalışmaların bir parçası olarak, adeta yeşile sokulmuş ‘beton hançer’ olarak görünüyor.
Malatya’nın tarihsel zenginliğine tanıklık eden arkeolojik kalıntıları da bünyesinde barındıran Gelincik Tepesi’nin yapılaşmaya açılmasıyla birlikte çevresindeki geniş yeşil alanın da, yapılan ve yapılacak imar düzenlemeleriyle kısa sürede beton tarlasına dönüştürüleceği değerlendiriliyor.
YEŞİLİN İÇİNDE BETON ADASI..
24 Ocak Sivrice merkezli depremde zarar gören vatandaşlara konut yapılmak üzere, Gelincik Tepesi bölgesi Battalgazi Belediyesi’nin öncülüğünde, yeni yerleşim alanı olarak gündeme getirilmiş, bölgenin yerleşime açılmasının bugün ve gelecek için yaratabileceği tahribat ve sorunlar herhangi bir analize tabi tutulmadan, buradaki 144 bin metrekare arsa üzerinde, bin 533 konutun yapımına başlanmıştı.
Gelinciktepe’nin yapılaşmaya açılmasına yönelik itirazlara karşı, “yapılaşmaya açılan alanın zaten dağlık olduğu” savunması yapılırken, buranın yerleşim alanı olarak düzenlenmesindeki asıl amacın; Gelinciktepe çevresinde tarla, bağ – bahçe niteliğindeki çok geniş bir alana yayılan verimli tarım arazilerinin kısa ve orta vadede “imar rantına” dönüştürülmesi olduğuna yönelik iddialar, gün geçtikçe daha güçlü biçimde dillendirilmeye başlandı.
Battalgazi Belediyesi’nin, son olarak ‘Villa Kent’ projesini gündeme getirmesi ve bunu da ‘zenginlere de hizmet etme gereği’ ile açıklamaya çalışması, buradaki imar mantığını ve imar düzenlemelerinin arka planındaki asıl amacı ortaya koyuyor.
Geçmişte Malatya Belediyesi’nin başta Fahri Kayahan bölgesi olmak üzere, kentin birçok bölgesindeki plansız, programsız, ranta dayalı yapılaşmaya yol açan imar düzenlemelerinde önemli payı bulunan bazı kişiler, şimdilerde, Battalgazi Belediyesi kadrosunda ve etkili görevlerde bulunuyor. Malatya Belediyesi’ndeki bazı imar usulsüzlüklerinde adı geçen söz konusu kişilerin, siyasi sorumluğu da bulunan Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder’i bu doğrultuda etki altına aldığı yolundaki iddiaların da endişeleri arttırdığı belirtiliyor.
Gelincik Tepesi’nin bulunduğu bölge ve çevresinin en son hava fotoğrafları, bu bölgede deprem bahanesiyle başlatılan yapılaşmanın, halen tarım alanı olan tarla ve bahçelerin nasıl bir ‘arsa- arazi ve rant potansiyeli’ yarattığını gözler önüne seriyor
‘BATTALGAZİ’NİN YENİ YÜZÜ OLACAK’ DEMİŞTİ, GÖRMEYE ÇAĞIRDI..
Son günlerde, varlıklı kesime yönelik ‘Villa Kent’ projesiyle bir kez daha gündeme gelen Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, TOKİ deprem konutlarının Gelincik Tepesi Bölgesi’ne yapılmasına ilişkin çalışmanın başını çekenlerden biriydi.
Güder, Eylül ayında yaptığı açıklamada, Battalgazi’de örnek bir yerleşim yeri oluşturduklarını, hak sahibi depremzede aileler için 600 dönüm üzerine bin 533 adet konutun yapılacağını girişimleri sonucunda rezerv alanının 3 bin dönüme çıkarılmasının planlandığını belirtmiş, “Gelincik Tepesi, Battalgazi’nin yeni yüzü olarak şehre değer katacak” ifadesini kullanmıştı.
Güder, son açıklamasında da, deprem konutları ile ilgili eleştirileri gündeme getirenleri de, Gelincik Tepesi’ni görmeye davet etti
“YANLIŞ YAPMIŞ OLURSUNUZ..” DENDİ AMA..
İnönü Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve TMMOB – İnşaat Mühendisleri Odası Malatya Şubesi Başkan Yardımcısı Vehbi Aluçlu, Malatya’nın en önemli arkeolojik miras alanlarından biri olan Gelincik Tepesi bölgesinin yanı sıra Battalgazi ilçesinde binlerce dönüm tarım arazisinin yapılaşmaya açılmasının sürdürülebilir çevre ilkesine aykırı olduğunu hatırlatmıştı. Vehbi Aluçlu, “Gelincik Tepesi’ne konut yaparsanız yanlış yapmış olursunuz. Eğer, Eskimalatya Battalgazi bölgesinde yeni imar bölgeleri oluşturursak, milyonlarca yılda oluştuğunu bildiğimiz tarımsal topraklarımızı katlediyoruz demektir” sözleri ile yerel yöneticilere Gelinciktepe çevresindeki tarım arazilerinin korunması uyarısında bulunmuştu.
GELİNCİKTEPE’NİN ARKEOLOJİK DURUMU..
Gelincik Tepesi, Malatya il merkezinin kuzeydoğusunda, Orduzu Beldesi’nin ve Arslantepe Höyüğü’nün 2 km. kuzeydoğusundaki kayalı üzerinde yer alan bir tepe üstü yerleşmedir. Kayalık yükseltinin özellikle güneybatı yamacındaki kaya oyukları yerleşme yeri olarak kullanılmıştır. Erozyonla ortaya çıkan büyük kaya blokları bu tür oyuklar ve kaya sığınakları yaratmıştır. Ayrıca savunma kolaylıkları da sağlamaktadır.
Yerleşme 1962 yılında saptanmış olup kazı çalışmaları 1965-66 yıllarında Arslantepe Höyüğü kazıları paralelinde İtalyan Arkeoloji Enstitüsü adına S. M. Puglisi başkanlığında yapılmıştır. Gelincik Tepesi ile ilgilenilmesi esas olarak kayalığın güneyindeki doğal bir amfitiyatro görünümündeki Markop olarak bilinen kesimdir. Buradaki çoğunluğu taş halka şeklindeki megalitik anıtlar 1933 yılında bilim dünyasına tanıtılmıştır. Bu anıtların yerleşme yeriyle ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Yerleşme alanının kayalık olması nedeniyle tam bir tabakalanma belirlenebilmiş değildir. Tabakalanma ile ilgili yaklaşımlar vardır. Macteld J. Mellink, ilk iskanın Neolitik Çağ’da olduğunu ileri sürmektedir. Esas yerleşmenin ise bir Erken Tunç Çağı yerleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak ne amaçla yerleşildiği konusu anlaşılamamıştır. Yerleşim alanı, uzun süreli yerleşime uygun değildir. Ele geçen koyu yüzlü açkılı mal, Neolitik Çağ’dan Kalkolitik Çağ sonuna kadar bilinen bir mal grubudur. Bununla birlikte yerleşmede Kalkolitik Çağ tarihlemelerine ışık tutan Halaf, Obeyd ve Uruk çanak çömleği de bulunmamaktadır. Yine tarihleme konusunda Arslantepe ile ilişkilendirilme yapılamamaktadır. Diğer yandan yerleşmenin bir kutsal alan olarak kullanılmış olduğunu gösterir bir bulgu da yoktur. Tüm bu güçlükler arasından, yerleşmenin Neolitik Çağ’dan ziyade Geç Kalkolitik Çağ sonu – Erken Tunç Çağı I. evre ile Erken Tunç Çağı II. evrede iskan gördüğü sonucunu ulaşılması mümkündür. (wikipedia)
GELİNCİK TEPESİ EFSANESİ..
Efsaneye göre nasıl olursa olur; Arslantepe Şehir Devleti’ne komşu bir ülke padişahının oğlu, Arslantepe Höyüğü’nün ardındaki köyde yaşayan yoksul bir kıza aşık olur. Zevk ve sefa dolu hayatını bırakır, mal-mülk onun için artık hiç mi hiç mühim değildir. Gözü, kızdan başka hiçbir şey görmez olur. Yemeden içmeden kesilmesi, padişahın canını çok sıkmaktadır fakat böyle fakir ve zavallı, eğitimsiz ve açgözlü bir kızla evlenmesine gönlü asla razı gelmemektedir.
Bu durum fazla sürmez, padişah istemeye istemeye de olsa kızı istemek zorunda kalmıştır. Hummalı bir hazırlık, artık başlamıştır. İçi kan ağlasa da kendine yaraşır, dillere destan bir düğün yapmıştır. Bu sırada gelin kızımız, günden güne şımararak ailesini hakir görmeye başlamıştır. Gelin, zengin bir hayat yaşayacağı, damat aşık olduğu kıza kavuşacağı, davetliler ise gece boyu sınırsızca yiyip içip dans edip oyun oynayabilecekleri için çok mutlulardı. Padişah ve kızın annesi bütün gece hiç gülmediler.
Düğün bitip gelin alayı askerlerle birlikte yola çıktığında annesi gözü yaşlı ve yapayalnız kalmıştı yoksul dünyalarında. Kız ise mutlu mesut yola koyulmuştu ki tam tepeye gelindiğinde askerlerden birine seslenip at arabasını bir anda durdurmuştur. Annesinin evinde bir süpürge unuttuğunu söyler ve gidip onu alıp gelmelerini ister. İki asker gecenin karanlığında toprak yoldan geri döner kız evine. Annesinden süpürgeyi istediklerinde anne buna çok üzülür. Kızının zenginlikten bu denli başının dönmesi onu kahreder. Bir süpürgeyi bile ondan esirgediğini öğrenmenin kızgınlığı ile beddua eder. “Gelinlik tacınla, gelinlik elbisenle, askerinle, alayınla taş kesil!” der ve o anda tüm gelin alayı ve askerler taşa dönüşür. Taşa dönüşen askerler, şimdiki Gelincik Tepesi’ni meydana getirir.
malatyahaber.com
FOTO: Gelincik Tepesi deprem konutları ve etrafındaki 'arsa- arazi- imar rantı' potansiyeli
FOTO: Gelincik Tepesi, Arslantepe Höyüğü'ne (sağdaki) komşu, yine tescilli kültür varlığı bir höyüktü..