Malatya’da Cuma namazı sonrasında dilencilere karşı polis ve zabıta ekipleri ortak çalışma yaparak 20 dilenciyi yakaladı.
Malatya Emniyet Müdürlüğü Asayiş, Çocuk ve Toplum Destekli Polislik Şubeleri ile Malatya Belediyesi Zabıta ekipleri, Cuma namazı sonrasında cami önlerinde dilencilik yapanlara karşı yürüttükleri ortak çalışma sonrasında 20 dilenci yakalanarak Zabıta Karakolu’na götürüldü.
Zabıta Karakolu’ndaki işlemlerde üst araması yapılan dilencilere Kabahatler Kanunu kapsamında para cezası uygulandı.
Emniyet ve Zabıta ekiplerinin dilencilere karşı ortak çalışmasını devam edeceği bildirildi.
HUTBENİN KONUSU DİLENCİLİK..
Bu arada Malatya’da Cuma hutbesinde “Dilencilik” konusu anlatarak, dilenciliğin İslam dinince caiz olmadığı dile getirildi.
Malatya Müftülüğü Murakıbı İbrahim Gökkaya’nın “Dilencilik” konulu hutbesi şöyleydi:
“Yüce dinimizin sadaka diye adlandırdığı maddi yardımlar, bu dünyada iyilerden olmak için bir vesile kılınmıştır. Bu durum ayet-i kerimede şöyle ifade olunur: “Birinize ölüm gelip de “Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar ertelesen de sadaka versem, iyilerden olsam” diyeceği zaman gelmeden önce, size verdiğim rızıklardan sarfedin.”
Yardım etmeyi sadece zenginlere has kılmayan dinimiz, yeteri kadar malı olmayan mü’minlerin de yardım etme mutluluğunu tadabilmeleri için mü’min kardeşine gülümsemeyi sadaka saymış, moral dağıtarak insanların mutlu olmasına yardımcı olmayı da sevgili peygamberimizin diliyle övmüştür.
Yardımlaşmaya bu kadar önem veren dinimiz “veren el alan elden hayırlıdır” prensibi ile muhtaç olanlara yardım etmeyi herkesin gönlüne ilmik ilmik işlemiştir. Ancak her konuda olduğu gibi mü’minlerin yardım duyguları da zaman zaman suistimale maruz kalmaktadır. Hemen hemen her cami avlusunda her köşe başında karşımıza çıkan, “Allah rızası için, n’olur bi sadaka, Allah seni çoluğuna çocuğuna bağışlasın” gibi sözlerle insanların merhamet duygularını hedef alarak ihtiyacı olmadığı halde başkalarından istemeyi, dilenmeyi alışkanlık haline getiren insanları görmekteyiz. Oysa Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurur: “Vallahi birinizin sabahleyin (ormana) giderek sırtı ile odun getirmesi; sonra onu satması... Birine el açmaktan kendisi için daha hayırlıdır. Dilenciliği adeta meslek haline getiren bu tür insanlar, bazen soğukta küçük bir çocuğu kullanarak analık babalık duygularımızı, bazen hastanede hastası olduğu iddiası ile hasta yakınlarımıza duyduğumuz merhamet duygularımızı, bazen de öğrencilik maskesi ile hamiyyetperver milletimizin ilme ve ilmi taleb eden talebelere olan sevgisini sömürmektedirler.”