Memur-Sen Malatya İl Temsilcisi Kerem Yıldırım, Myanmar devletinin Arakanlı Müslümanlara yönelik yaptığı katliama tepki göstererek, “Arakan kan ağlıyor dünya umarsız bakıyor. Anlaşılan o ki, öldürülen, kanı akıtılan Müslümanlar olunca üzülmeye, önlemeye gerek duyulmamaktadır" dedi.
Yaşanan katliamın son derece vahşi olduğunu belirten Yıldırım, “Bugün Myanmar-Arakan’da kelimenin tam anlamıyla soykırıma dönüşmüş korkunç bir zulüm ve insanlık trajedisi yaşanmaktadır. Evrensel emperyalizmin Myanmarlı Müslümanlara on yıllardır baskı ve şiddet uygulayan Uzakdoğu kolu, evinden, yurdundan sürüp, servetlerini yağma, topraklarını talan ettiği insanları, bu kadarla da yetinmeyip en acımasız bir şekilde katletmektedir. Hiçbir suçu, günahı olmayan ve son derece kötü fiziki koşullarda yaşamaya mahkum edilmiş insanlar, anlaşılmaz siyasi, ideolojik hesaplarla kadın, genç, yaşlı, çocuk demeden en acımasız, en vahşi yöntemlerle soykırıma tabi tutulmaktadır. Bütün insanlığın gözleri önünde hiçbir hak, hukuk, adalet ve etik ilkelere itibar etmeksizin işlenen kitlesel cürüm ve cinayetlere başta BM olmak üzere, devletler, siyasetçiler, aydınlar, sanatçılar, gazeteciler, sivil toplum örgütleri özetle bütün dünya sessiz kalmaktadır. Sözde medeni dünya insan hakları ve özgürlüğüne ilişkin tüm ilkelerini çiğnemiş, ayaklar altına almıştır” ifadelerini kullandı.
BM gibi kurumların, yaşanan katliama tepki göstermemesine bir türlü anlam veremediğini kaydeden Yıldırım, “Bütün dünya, mazlumların gökleri parçalayan çığlıkları karşısında tavır olarak sağır, soğuk bir sessizliği seçmiştir. Özetle, daha önce Filistin’de, Gazze’de, Bosna’da ve halen süren Irak, Suriye işgallerinde görüldüğü üzere insanlık yok olmuştur. Neredeyse bütün katliamlara maruz bırakılanların ‘Müslüman’ olmaları, evrensel haksızlık, zulüm ve işkencelere karşı gösterilen betondan sessizlik ve duyarsızlığın bilinçli bir tercih olduğunu göstermektedir. Anlaşılan o ki, öldürülen, kanı akıtılan Müslümanlar olunca üzülmeye, önlemeye gerek duyulmamaktadır. İnsan hakları ve özgürlüğü Müslümanlar için işlevini yitirmektedir. Hatta emperyalist amaçların gerçekleşmesi için katliamlar yapılabilir. Srebrenitsa’da olduğu gibi bu katliamların zaman zaman Birleşmiş Milletlerin izin ve gözetimi altında yapılması da zulme teslim olmuş dünyanın medeniyet seviyesini göstermesi adına ibret vericidir. Müslümanlara karşı dünyanın her yerinde sistemli bir şekilde yaygınlaştırılan ve katliamlara dönüşen nefret, evrensel emperyalizmin temel politika ve programı olmuştur. İşin daha vahim boyutu ve anlatılamaz olan yanı acı ve işkencelere maruz bırakılan kardeşlerine diğer İslam Aleminin duyarsız kalması anlaşılır gibi değildir. Kardeşlerimize insani ve İslami sorumluluğumuz gereği siyasi, ekonomik, medyatik yardım yapmamak, bizi kardeş kılan ruhun çürümeye başladığını, bizi bir ve beraber kılan imanımızın zayıfladığını göstermektedir. Fiili ve mali desteği bir yana koyalım, dualarda bile kardeşlerimizi hatırlayamayacak kadar acz, duyarsızlık ve yabancılaşma içindeyiz. İçinde olduğumuz bu sefil durum bizim felaketimiz ve helak olma sebebimiz olarak yeter! Bizi asıl çökerten bu yabancılaşmadır. Bir an önce, hemen şimdi kendimize dönerek, kim ve ne olduğumuzun bilincini yeniden kuşanarak, kardeşlik duygularıyla silkinip Arakanlı kardeşlerimize elimizi uzatmak zorundayız” şeklinde konuştu.
Bütün Müslümanları Arakanlı Müslümanlara yardım etmeye davet eden Yıldırım, “Bu zorlu zamanlar, inanan her insanın ağır sorumluluk ve sınavdan geçtiği süreçtir. Kardeşlerimize bugün destek vermezsek ne zaman vereceğiz? Aile bütünlükleri parçalanarak evlerinden sökülüp atılan, sınırlar ötesine sürgün edilen, zenginliklerine el konulan kardeşlerimize acımasızca katledildikleri bugün değilse ne zaman yardım edeceğiz? Bu konu yoğun, etkin bir diplomasi yürütülerek başta BM olmak üzere, uzak yakın tüm ülkelerin gündemine sokulmalıdır. Gerekli önlemler, çareler, çözümler, yaptırımlar hayata geçirilmelidir. Sadece Arakan’da değil, İslam ümmetinin tüm coğrafyasında Müslümanlar küresel emperyalizmin saldırısı altında perişan durumdadır. İnancımız, kültürümüz, kültür değerlerimiz, medeniyet eserlerimiz, kurumlarımız, benliğimiz, özetle bütün bir varlığımız işgal ve yok edilmek istenmektedir. Biz, adaleti, insan hak ve özgürlüklerini savunmayı temel ilke edinmiş Memur-Sen olarak; haksızlığa, hukuksuzluğa, zulme, sömürüye asla rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Gittiğimiz her yerde, bulunduğumuz her platformda mazlum ve Müslümanların meselelerini gündeme taşıyacak, insanlık vicdanını uyandıracağız. Ayrıca buradan, başta siyasi otoriteler olmak üzere Türkiye’de etkili ve yetkili herkesi, sınırları ve sınıfları aşan aidiyet ve kardeşlik duygularımızı hatırlayarak bu zulmü durdurmak, kalıcı barışı sağlamak için ellerinden gelen tüm gayreti göstermeye çağırıyoruz” diye konuştu.
MTTB'DEN TEPKİ..
Bu arada Milli Türk Talebe Birliği Malatya Şube Başkanı Mehmet Sağdıç, Myanmar Devletinin Arakanlı Müslümanlara yönelik yaptığı katliama tepki göstererek, zulüm karşısında sessiz kalınmaması gerektiğini söyledi.
Müslümanlara yönelik yapılan zulmün bir an önce dinmesini temenni eden Sağdıç, “İslamiyet Arakan coğrafyasında 8.yy dan itibaren Müslümanların başta ticari olmak üzere, sosyo-kültürel etkileşimleri neticesinde yayılmıştır. Tarihi bağlamda 1430-1784 yılları arasında bölgede bir Müslüman devletinin kurulduğu, ancak bu Müslüman devletin 1784 yılından itibaren Budist barbarlar tarafından işgal edilmiş ve bölgedeki Müslümanlar tamamen Budist Myanmar Devleti'nin hegemonyası altına girmişlerdir. Bu yıllarla beraber yoğun olarak da 1948 yılından itibaren bölgedeki Müslüman kitleye sistematik olarak yasaklamalar ve ötekileştirmelerle zulüm uygulanmaya başlamıştır. Özellikle son zamanlarda hepten bölgedeki Müslüman kitleyi yok etme saikiyle hareket eden Budist barbarlar, binlerce Müslüman’ı vahşice katletmeye başlamışlardır. Yüzyıllardır mazlumların umudu, adaletin timsali olarak görülen ülkemiz ve ülkemizin en eski, en nitelikli ve de aktif gençlik teşkilatı olan Milli Türk Talebe Birliği bu vahşi katliamlar karşısında susmayacak ve de 100 yıldır olduğu gibi zalimin zulmüne dur diyebilmek için her türlü çabayı sar etmeye devam edecektir. Bu kapsamda MTTB Malatya Şubesi olarak her türlü maddi ve manevi yardımlar için necip milletimizi Myanmardaki kardeşlerimiz için yardıma çağırıyor, bu melun saldırıları eshefle lanetliyoruz” diye konuştu.
ÜLKÜ OCAKLARI..
Ülkü Ocakları Malatya İl Başkanı Emrah Yılan, Myanmar devletinin masum Arakanlı Müslümanlara yaptığı katliama sert tepki göstererek, “Başta Müslümanlar olmak üzere kalbinde vicdan ve merhamet olan bütün insanlar bu olaya artık ‘dur’ demelidir” dedi.
Ülkü Ocakları Malatya İl Başkanı Emrah Yılan, yaptığı açıklamada, binlerce Arakanlı Müslümanları vahşice katleden Myanmar devletine tepki gösterdi. Dünyanın yaşanan olaya kör ve sağır olduğunu kaydeden Yılan, “Kurban Bayramı yaklaşırken dünya zulüm altında inlemeye bilhassa Müslümanlar büyük kıyımlara uğramaya devam etmektedir. Bosna’dan Doğu Türkistan'a uzanan Türk İslam coğrafyasında hiç dinmeyen gözyaşı ve kan son günlerde Arakan'da içimizi sızlatmaya başlamıştır. Myanmar hükumeti tarafından Arakan bölgesinde yer alan Müslümanlara karşı uzun zamandır sistematik bir asimilasyon, sindirime ve kıyım politikası uygulanmaktadır. Myanmar’ın yaptığı saldırılara maalesef dünya kamuoyu kör ve sağır. Yaşanılan bu acımasız olaylarda binlerce Müslüman kardeşimiz yok yere öldürülüyor. Şurası açıktır ki: Myanmar Güvenlik güçleri çeşitli bahanelerle bölgedeki Müslüman halka çocuk kadın ve yaşlı demeden saldırmaktadır. Yaşanılan bu olaya sessiz kalmak başta Müslümanlar olmak üzere hiçbir insana fıtratı gereği yakışmaz ve yakışmamaktadır. Yapılan katliamın durdurulması için artık bütün dünyanın somut adımlar atması gerekiyor. Şiddeti gittikçe artan bu melun saldırılar karşısında BM gibi ne amaca hizmet ettiği bilinmeyen kurumlara sürekli görev çağrısında bulunmak artık bir anlam ifade etmemektedir. Yüreklerimizi dağlayan bu acımasız olayı kınamak da artık çare değildir. Bu nedenden dolayı başta Müslümanlar olmak üzere kalbinde vicdan ve merhamet olan bütün insanlar bu olaya artık ‘dur’ demelidir. Ben buradan başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanlığa sesleniyorum: Masum Arakanlı kardeşlerimize bugün destek vermezsek ne zaman vereceğiz? Evlerinden sökülüp atılan, sınırlar ötesine sürgün edilen, mallarına ve canlarına el konulan kardeşlerimize bu gün değilse, ne zaman yardım edeceğiz? O yüzden bir an önce harekete geçmeli ve oradaki masum insanlara el uzatmalıyız. Milliyetçi-Ülkücü hareketin mensupları olarak Arakan'da yaşanan bu katliamın duyurulması ve durdurulması noktasında elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
iha