SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Düşürülmedi, Düştü mü?

0
Güncellendi - 2015-12-27 14:20:37
Düşürülmedi, Düştü mü?
A- A+ PAYLAŞ
 
Genelkurmay Suriye tarafından düşürülen Türk uçağıyla ilgili olarak ''Enkaz üzerinde inceleme sürüyor. Uçak enkazı üzerinde petrol türevi herhangi bir yangın başlatıcı maddeye rastlanmadı'' açıklaması yaptı. Bu teknik açıklamanın ne anlama geldiğini NATO'da görev almış Emekli Tuğgeneral Ali Er'e sorduk. Er bunun "Uçak düşürülmedi, kaza sonucu düştü" olarak algılanabileceğini iddia etti.
 
Genelkurmay Başkanlığı, uluslararası hava sahasında Suriye tarafından düşürülen uçağın enkazının arama kurtarma faaliyetleri hakkında bir açıklama yaptı.
 
Yapılan açıklamada, "Su yüzeyinden toplanan malzemeler, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığınca incelenmiş ve tanzim edilen rapora göre; malzemeler üzerinde petrol türevi herhangi bir yangın başlatıcı ve hızlandırıcı madde profiline, organik ve inorganik patlayıcı madde artığına ve herhangi bir mühimmata ait olduğu değerlendirilen bir bulguya rastlanmamıştır" ifadelerine yer verildi.
 
PATLAYICI MADDE ARTIĞINA RASTLANMADI
 
Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı yazılı açıklama şöyle:
"22 Haziran 2012 tarihinde Doğu Akdeniz’de uluslararası hava sahasında, görev uçuşu yaparken, radar ve telsiz teması kesilen ve müteakiben Suriye resmi makamlarınca kendileri tarafından düşürüldüğü iddia edilen Hv.K.K.lığımıza ait RF-4 uçağımız ile ilgili bilgiler bugüne kadar doğru ve tam bir şeffaflık içinde kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bundan sonra da aynı şekilde paylaşılmaya devam edilecektir. Konuyla ilgili son gelişmeler aşağıda sunulmuştur. Arama ve kurtarma faaliyeti sırasında su yüzeyinden toplanan malzemeler, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığınca incelenmiş ve tanzim edilen rapora göre; malzemeler üzerinde petrol türevi herhangi bir yangın başlatıcı ve hızlandırıcı madde profiline, organik ve inorganik patlayıcı madde artığına ve herhangi bir mühimmata ait olduğu değerlendirilen bir bulguya rastlanmamıştır. Ayrıca, Hv.K.K.lığı tarafından, elde mevcut parçalar ile halen deniz dibinde bulunan parçaların kamera görüntüleri üzerindeki teknik inceleme devam etmektedir. Diğer taraftan, uçağımızın enkazının aranması ve kurtarılması faaliyetlerine Dz.K.K.lığı ve Sahil Güvenlik K.lığına ait 4 adet askeri gemi ile devam edilmektedir. Bu kapsamda, belirlenen ilave alanlarda, TCG ÇEŞME hidrografi gemisi tarafından dip taraması faaliyeti icra edilmektedir. NAUTILUS araştırma gemisinin, kamera sistemindeki arıza nedeniyle bölgeden ayrılması üzerine, deniz dibinde tespit edilen ve halen çıkarılamayan parçaların denizden çıkarılması için yeni imkânların araştırılmasına başlanmıştır."
 
EMEKLİ TUĞGERENAL ER: "UÇAK DÜŞÜRÜLMEMİŞ, DÜŞMÜŞ..."
  
Genelkurmay Başkanlığı'nın, iki pilotumuzun şehit olduğu uçak olayıyla ilgili son açıklaması kafaları iyice karıştırdı.
Daha önce uçağın "füze ile düşürülmediğini", Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun'un ağzından açıklayan Genelkurmay, bugünkü açıklamasında bir adım daha ileri gitti ve şu ifadeyi kullandı; "Su yüzeyinden toplanan malzemeler üzerinde petrol türevi herhangi bir yangın başlatıcı ve hızlandırıcı madde profiline, organik ve inorganik patlayıcı madde artığına ve herhangi bir mühimmata ait olduğu değerlendirilen bir bulguya rastlanmamıştır..."
 
Genelkurmay'ın bu teknik açıklamasını, bir uzmana sorduk.NATO’da görev almış Emekli Tuğgeneral Ali Er, Genelkurmay'ın bu açıklamasının "uçak düşürülmedi, kaza sonucu düştü" olarak algılanabileceğini iddia etti.
 
Er, hiçbir yanıcı madde, mühimmat izi olmamasının, uçağın "kaza sonucu düştüğü" anlamına gelebileceğine dikkat çekti. Emekli General Er, "Eğer kaza ile düştüyse de üç seçenek var; ya bir arıza olmuştur, ya pilotaj hatasıdır, ya da o bölgede tanımlanamamış bir cisimle çarpışıp düşmüştür" dedi.
 
Er'e, "tanımlanamamış cismin ne olabileceğini" de sordum; "O bölgede dolaşmakta olan, herhangi bir ülkeye ait, herhangi bir gemiden atılmış bir insansız istihbarat aracı olabilir. Ancak bu durumda bile, böyle bir istihbarat aracı güdümlü olmadığından, uçağı hedef alamayacağından, çarpışmışsa bile, bu bir kazadır" Ancak, Suriye olaydan sonra yaptığı resmi açıklama ile "Uçağı düşürdüğünü" açıkladı. Bunun açıklaması ne olabilir? "İşte en vahim durum da bu" diyor Emekli Tuğgeneral Ali Er. Ve devam ediyor;"
 
"ARTIK SURİYE, TÜRKİYE'Yİ ÇEKİNİLECEK KOMŞU OLARAK GÖRMÜYOR"
 
"Uçağımız füze ile düşürülmemişse ne oldu da uçağımızı ve kahraman iki savaş pilotumuzu kaybettik?
Yoksa teknik veya başka bir nedenle düşen uçağımızı Suriye, kendi iç politik hedefleri doğrultusunda kullanmak mı istemiştir? Suriye karasularına düşen uçağımızı Suriye ben vurdum diye mi üstlendi? Hükümet de Suriye’nin tuzağına mı düştü? Bu senaryo başka bir felaketin habercisidir. Özellikle Türkiye ile ilişkilerin gergin olduğu bir dönemde, Türkiye için “meşru müdafaa” veya “savaş sebebi-casus belli” olabilecek bir uçak düşürme eyleminin Suriye tarafından üstlenilmesinin tek bir mantıklı açıklaması olabilir; artık Suriye Türkiye’yi ne bölgesel bir güç ne de çekinilecek bir komşu olarak dikkate alıyor. Başka bir ifade ile Türkiye’nin ve TSK’nin caydırıcılığının dibe vurduğunun resmidir.
 
İkinci Dünya savaşı sırasında Nazi Ordularını dahi caydıran genç Türkiye Cumhuriyeti’nin, bugün bölgesinde caydırıcılığını kaybetmesi Cumhuriyet tarihinde dış politikada karşılaştığı en kötü durumdur".
 
Uçağın Suriye tarafından düşürüldüğüne ilişkin ilk ifadenin de, olay günü akşamı Başbakanlık Resmi Konutu'nda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantının ardından yayınlanan yazılı açıklamada yer aldığına dikkat çekerek, "diğer felaket ise somut veriler olmadan uçağın düşürüldüğüne ilişkin açıklama yapılmış olmasıdır. Bu, devlet çarkı içinde işlemeyen bir nokta olduğunu gösterir" dedi. 
 
GENELKURMAY'IN AÇIKLAMASINDAKİ KRİTİK İFADE
 
Nitekim Genelkurmay'ın açıklamasında dikkat çeken bir başka kritik cümle daha var. Açıklamada aynen şöyle deniyor;
 
"22 Haziran 2012 tarihinde, Doğu Akdeniz’de, uluslararası hava sahasında, görev uçuşu yaparken, radar ve telsiz teması kesilen ve müteakiben Suriye resmi makamlarınca kendileri tarafından düşürüldüğü iddia edilen Hv.K.K.lığımıza ait RF-4 uçağımız ile ilgili bilgiler bugüne kadar doğru ve tam bir şeffaflık içinde kamuoyu ile paylaşılmıştır"
 
Bu cümledeki kritik bölüm ise şu; " Suriye resmi makamlarınca kendileri tarafından düşürüldüğü iddia edilen"...
Yani; Genelkurmay uçak konusunda yaptığı açıklamada "Suriye'nin düşürdüğü" ya da "Suriye tarafından düşürülen" gibi kesin bir ifade yerine, "Suriye tarafından düşürüldüğü iddia edilen" ifadesini kullanmayı tercih etti.
 
"SURİYE NEDEN AÇIKLAMA YAPTI?"
 
Suriye'nin neden "uçağı düşürdüm" açıklaması yaptığı konusunda ise, Emekli General Ali Er şu yorumu yapıyor; "Belki gerçekten uçaksavarlar tarafından uçağımıza yönelik saldırı gerçekleşti. Ve uçak pilotları reflesk olarak, kaçınmak için manevra yaptılar. Bu da uçağın kontrolünü kaybedip, düşmesine yol açtı. Biz vertigo değir. Bazen böyle durumlarda duygu kaybı olur. Pilot levyeyi yukarı çekerken, denize doğru dönüverir. Yani, Suriye karavana atmış, uçağımız da kaçınmak için de manevra yaparken, düşmüş olabilir. Ancak bu durum da kazaya girer"
 
"FÜZEYLE VURULMA İHTİMALİ ORTADAN KALKIYOR"
 
Hurriyet.com.tr’ye konuşan emekli bir amiral, “TSK’nın açıklaması, uçağın füzeyle vurulma ihtimalini ortadan kaldırıyor” dedi.
 
Adının açıklanmasını istemeyen emekli amiral, “Çünkü petrol türevi yakıt kullanan füzelerin çarptığı yerde yanık olur. Oysa TSK açıklamasında böyle bir ize rastlanmadığı belirtiliyor” diye konuştu.
 
PROF MESUT CAŞİN: TAHMİNİM FÜZEDİR
 
Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Mesut Caşın ise NTV'de açıklamayı şu sözlerle değerlendirdi: TSK’nın açıklaması çok büyük bir füze olmadığını söylüyor, omuzdan atılan füzeler. Karadan mı yoksa gemiden mi atıldı? Radar güdümsüz de atılabilir omuzdan atıldıysa. Pilot da onu hissedemeyebilir. Bizim radar da bunu algılayamaz. Tahminim füzedir. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız