Washingtonda düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsünde konuşan Başbakan Erdoğan, İrana nükleer faaliyetiyle ilgili olarak Bunu yapma diyenlerin de nükleer silahları olmaması gerektiğini vurgulayarak ABD ve İsraili eleştirdi
ABD Başkanı George W. Bushun ev sahipliğinde düzenlenen G-20 zirvesine katılmak üzere Washingtonda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün önde gelen düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsünde yaptığı konuşmada ve soruları yanıtlamasında İranın nükleer programından, Ermeni Soykırımı Tasarısına kadar pek çok konuda sert mesajlar verdi.
Önce sen nükleerini kaldır
Bir katılımcının İranın nükleer enerji üretmesine nasıl yaklaşıldığı sorusuna karşılık Erdoğan, nükleer enerjinin insani amaçla kullanılmasından yana olduklarını söyledi. Erdoğan, nükleer enerjinin kitle imha silahı olarak kullanılmasını savunmanın mümkün olmadığını belirti ve İranla görüşmelerde de sürekli olarak bu konuda telkinde bulunulduğunu söyledi.
Erdoğan, Onlar bize, biz birincisini (insani amaçlı olanı) yapıyoruz diyorlar. Söyledikleri bu. Uluslararası Atom Enerjisi kurumunun yapmış olduğu şeylerde hâlâ net bir konu yok. İran, böyle bir nükleer silahı eğer kitle imha silahı olarak yapıyorsa, her şeyden önce ona bunu yapma diyenlerin de kendilerinin nükleer silahlarının olmaması gerekir. Sizde nükleer silah olacak, karşı tarafa sen yapma diyeceksin.
O da kendine göre savunmaya geçiyor, bu her ülke için geçerli. Burayı ben soru işareti olarak görüyorum. Bu yaklaşım tarzını tüm insanlık olarak gözden geçirmemiz lazım. Yatırım silah sanayiine, savunmaya ayrılıyor. Dünya barışına, fakir ülkelere para ayrılmıyor. Biz sürekli telkini yapmaya devam edeceğiz.
Böylece Erdoğan İrana, Bunu yapma diyenlerin de nükleer silahının olmaması gerekir demesiyle üstü kapalı bir biçimde İsrail ve ABDyi eleştirdi.
Anayasa değişikliği
Başbakan Erdoğan, ABDnin eski Ankara Büyükelçisi Mark Parrisin, Bir sonraki seçime kadar yapmayı planladıklarınız neler? sorusuna, Önümüzde bir yerel seçim var. Anayasa Mahkemesi buradaki gibi değil. Burada Mahkeme üyelerini Başkan atar, ama üzerlerinde Senato denetimi vardır şeklinde yanıtlarken, Anayasa değişikliği planlarına şöyle değindi:
Düşünün ki referanduma gitmek için anayasal değişiklik yapmak isteseniz bile Anayasa Mahkemesinin onayını almanız gerekiyor. Yeterli çoğunluk olmanız buna yetmeyebiliyor. Muhalefet 110 oyu bulursa Anayasa Mahkemesine gidebilir. Durdurma ya da iptal kararı aldırabilir. Şimdi tabii asıl beklenti bunlarla ilgili. Siyasi partiler yasasında değişiklik planlıyorduk. 14 Mart sürecine girince bu ertelenmiş oldu. Bu adımı atamadık.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa değişikliği için Meclis Başkanı Köksal Toptanın kurmaya çalıştığı uyum komisyonuna muhalefetin gerekli katkıyı yapmadığından şikâyet etti.
Baraj ve Türkiye Milletvekilliği
Parlamentoya girmek için ülke barajının yüksek olduğunu kabul eden Başbakan Erdoğan, Düşürülemiyorsa bile 450 milletvekili için bu uygulanır, 100 milletvekili bu barajın dışında olur. Böylelikle yüzde bir oy alan bir parti bile temsil hakkı bulur. Türkiye Milletvekilliği olarak böyle bir şey yapılabilir, bunu savunuyorum dedi.
Obamaya soykırım mesajı
Yeni seçilen Başkan Obamayla Türk-Amerikan ilişkilerinin daha da ileri gideceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, Ermeni soykırımı tasarısı konusunda, Ermenistana ortak tarih komisyonu kurulması yönünde bir teklif yaptık. Bu komisyona ABDnin de desteğinin öneminin altını çizmek istiyorum. Kongreden de Türkiye-ABD işbirliğine zarar verecek girişimlere zemin oluşturulmamasını da özellikle bekliyoruz diye uyarıda bulundu. Başbakan, New Yorkta söylediği, Arşivlerimizi açtık. Herkes açsın. Üçüncü ülkeler de açsın. Kuru lobiler, kulislerle netice alınabileceğini düşünüyorlarsa Türkiye bunlara kapalıdır sözlerini de yineledi.
Iraktan çekilme takvimi
Erdoğan, Obamanın Iraktan 16 ay içinde çekilme konusundaki politikasını da, Acaba bir takvim açıklamak erken mi oldu? Diye düşünüyorum. Bir beklenti oluşturuldu. Irakta durum hiç iç açıcı değil. Güvenlik ve yerel yönetimler yeterli olgunluğa ulaşmış değiller diyerek eleştiride bulundu.