SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Erdoğan'ın Yunanistan Temasları

0
Güncellendi - 2017-12-08 03:00:01
Erdoğan'ın Yunanistan Temasları
A- A+ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lozan Antlaşması’nın uygulanmasına ilişkin, “Lozan'ı hemen Ege'ye hasredip işi bitirmeyelim. Bizim toprak bütünlüğü ile ilgili sıkıntımız yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Yunanistan’ın başkenti Atina’da Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Özellikle Yunanistan’da gündeme gelen Lozan Antlaşması ile ilgili tanım ve Lozan'ı tanımlama şeklini iyi anlamak gerektiğini ifade eden Erdoğan, “Lozan denince Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir anlaşma değildir. Lozan, 11 ülkeyi kapsayan bir anlaşmadır. Lozan'da Japonya da var, İngiltere de var, Bulgaristan da Fransa da var. Peki, Lozan sadece Ege'yi mi kapsıyor. Ege'nin dışında Lozan’la ilgili hiçbir şey yok mu? Batı Trakya'daki azınlıkların hukuku yok mu? Şimdi buradaki azınlıkların hukukunu bu anlaşmayla biz nasıl teminat altına alacağız. Şu an batı Trakya’da 150 bin Müslüman Türk Pomak azınlık var. Bunların hukukunu herhalde araştırmak, korumak, özellikle de Yunanistan'daki yönetimin görevi olmalı. Bunu da sayın Başbakan ile de paylaştık” dedi.

Şu anda Yunanistan’ın 15 bin euro milli geliri olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama batı Trakya’da 2 bin 200 euro. Bu fark korkunç bir fark. Bu, oradaki insanların şuanda hangi şartlar içerisinde yaşadığını göstermesi bakımında da önemli” diye konuştu.

“Lozan'ı hemen Ege'ye hasredip işi bitirmeyelim”

İnançların yaşanması noktasında Yunanistan’da sıkıntılar odluğunu söyleyen Erdoğan, “Hala bir baş müftülük meselesi çözülememiştir. Orada da baş müftünün seçimle değil atamayla geldiğini görüyoruz. Lozan ne diyor Lozan seçim diyor. Aynı şey Türkiye için de geçerli. Türkiye’de şuanda patrik seçimle gelir. Sen Sinod meclisi seçer. Lozan'ı hemen Ege'ye hasredip işi bitirmeyelim” şeklinde konuştu.

“İnancına güvenen inanç hürriyetinden korkmaz”

Türkiye’nin toprak bütünlüğü konusunda Yunanistan’la ilgili bir sorunu olmadığını ifade eden Erdoğan, “Böyle bir şeyi hiçbir yerde ne ben ne arkadaşlarım gündeme getirmiş değiller. İnanç hürriyeti deniyor. Mesela burada bir Fethiye Cami meselemiz var. Atina’da bir cami sorunumuz var. Ama Türkiye’de biz bugüne kadar Hristiyanların kiliseleriyle ilgili bir sorun yaşamadık. Bugün şuanda Sümela’yı yapıyoruz. Şuanda koşullar zor da olsa bitireceğiz. Tüm Hristiyan dünyasının hizmetine sunacağız. Ocak ayının 7'sinde, Balat'ta patrikhanenin kısa bir mesafede demir kilise namı ile maruf bir kilisesi var. Bitiyor, ve 7 Ocak'ta sayın Boyko ile birlikte oranın açılışını yapacağız. Biz inanç hürriyetinden korkmuyoruz ki. İnancına güvenen inanç hürriyetinden korkmaz. Bizim böyle bir derdimiz yok. Batı Trakya’da bu sorunu bir an önce aşalım” dedi.

"Hep kaçamak bazı yollara başvurup yine olmadı diyorlar"

Kıbrıs melesine değinen Erdoğan, “Davos’taki bir görüşmede Kofi Annan benden rica etmiştir, demiştir ki bu konuda ne düşünüyorsunuz ben size soruyorum dedim, gel şu işi beraber ele alalım. Dedi ki ben 3 kere teşebbüs ettim başarısız oldum bir daha girmek istemiyorum. Gel dördüncüsüne beraber girelim dedim. Tamam dedi. Beni bir hafta sonra aradı ben görüşmelerimi yaptım başlayabiliriz dedi. Yunanistan, Türkiye, İngiltere garantör ülke. Çalışmalarımıza başladık. Önce dışişleri bakanları çalışmaları yürüttükten sonra final çalışmasını da İsviçre'de yaptık. Kofi Annan ve başbakanlar bir araya geldik. O zaman Karamanlis Yunanistan Başbakan'dı. Görüşmeler bittikten sonra son ana geldiğimizde, hatta Güney Kıbrıs tarafı masadan çekilmek istedi. Kofi Annan dedi ki ben söz verdim, burada bu işi bitireceğiz dedi. İmzalar atıldı. İş referandum safhasına geldi. Türkler evet dedi ama güney bir o kadar tam tersi hayır dedi. Oradan AB'ye Güney Kıbrıs girdi. Bize de orada söz verdiler. Dediler ki bu iş bu şekilde yürürse bir bunu bitireceğiz. O süreci de ben yaşadım. Yine en son Cenevre'de bir araya geldiler. Oturdular konuştular. Sonunda masadan kim çekildi. Güney Kıbrıs çekildi. Biz istiyoruz ki adil kalıcı bir çözüme bu işi kavuşturalım ama Güney Kıbrıs'ın böyle bir derdi yok. Çünkü haklı olduğumuzu görüyorlar. Her şey ortada. Bunu gördükleri için de en kısa yoldan hep kaçamak bazı yollara başvurup yine olmadı diyorlar. Aynı şekilde Ege'deki meselelerde biz bunlardan kaçmıyoruz gene varız. Genelkurmay Başkanım burada biz her zaman bu görüşmeleri yapabiliriz yürütürüz. Ama bütün mesele adil olalım. İşin üzerine gidelim. Bir de çözüme odaklanalım. Bardağın boş tarafı ile uğraşmayalım. Dolu tarafı ile uğraşalım netice isteyelim. Dolu tarafıyla uğraşmazsak zaman kaybı diye bir şey olmaz. Yeni bir dönem diyorsak, yeni dönemi de bizim bu şekilde, adanın gerçekleri ile ilgili olarak adımları atmamız lazım” şeklinde konuştu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs açıklamasına değinen Erdoğan, “Bu karar bölgemizin ve dünyanın barışı adına son derece talihsiz bir açıklamadır. Kudüs Semavi üç dinin kutsal bir mekanıdır. Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin. Yapılan açıklamalar her şeyden önce uluslararası hukukun açıkça ayaklar altına alınmasıdır. 1980 BM’nin bu konuda kararı var. Sadece Amerika ve İsrail’den başka o kararı reddeden yok. Tüm dünya o kararı sahiplendi. Şimdi farklı bir yöntemle ben yaptım oldu demek suretiyle bir açıklama yaptılar. Bu talihsiz adımla bölgeyi ciddi manada sıkıntıya sokacaklarına inanıyorum. İslam İş Birliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olarak, 13 Aralık'ta İstanbul'da tüm üye ülkelerle bir zirve yapacağız. Oradan bir sonuç bildirgesi çıkacak” dedi.

Ev sahipliği için Yunanistan Başbakanı Çipras’a teşekkür eden Erdoğan, “Aramızdaki dayanışmanın bu birlikteliğin başarılarla gerek siyasi askeri ekonomik ticari turizm kültürel bu alanlarda devam etmesini özellikle arzu ediyorum” diye konuştu.

“Yunanistan'daki vatandaşlarla ilgili konular başka ülkeleri ilgilendiren konular değil”

Yunan Başbakan Aleksis Çipras, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına yanıt vermek için yeniden söz aldı. Türkiye ve Yunanistan’ın İki dost ülke komşu ülke olduğunun altını çizen Çipras, “Komşu ülkeler kendi aralarında konuşmalılar. Şunu söylemek istiyorum, bütün önceki zaman zarfında Lozan ile ilgili sözlerimin tam olarak anlaşılmadığını anladım. Bana söylediğine göre kendisi Lozan anlaşmasının yeniden düzenlenmesi gibi bir şey istemiyor. Yunanistan'ın toprak bütünlüğü ile ilgili olarak herhangi bir durum söz konusu değil. Bizim sınırlarımız Lozan anlaşması ile belirlenmiş sınırlardır. Lozan anlaşması ile ilgili bir güncellemeden bahsediliyor, bu anlaşmanın doğru şekilde uygulanmasından bahsedildi. Trakya'daki Müslüman azınlık ile Türkiye'deki Yunan azınlık bizi yakınlaştıran unsurlar olmalıdır. Müslümanlarla ilgili hükümetimiz hassas davranmakta ancak bu konularla ilgili daha fazla adımla atılması gerektiğine de inanıyorum. Ancak azınlık konularıyla ilgili daha fazla atılması gerektiğine inanıyorum. Yunanistan'daki vatandaşlarla ilgili konular başka ülkeleri ilgilendiren konular değil.Bu bizim konumuz” dedi.

Çipras, Erdoğan'ın Ege'deki, Kıbrıs'taki fikir ayrılıklarından bahsettiğini işaret ederek, “Kıbrıs'la ilgili olarak ben 43 yaşındayım ve 43 yıldır bu mesele açık. Bu çerçevede kimin suçlu olduğuna dair tartışma söz konusu. Bu durum 43 yıldır devam ediyor. Müslüman azınlıklar dinini istediği gibi yaşamalı” şeklinde konuştu.

Kudüs ve Filistin konusunda Yunanistan'ın tezlerinin net olduğunu belirten Çipras, “Yunanistan barış sürecine destek veriyor. Yunanistan 2 devletli bir çözümü desteklemekte. Ben Kudüs'ün tamamının İsrail'in başkenti olarak ABD tarafından tanınmasının barışa hizmet etmediği görüşündeyim. Kırılgan ve hassas bir bölgeden bahsediyoruz. Yangının devam ettiği bir bölgeden bahsediyoruz” diye konuştu.

Çipras'ın açıklamalarına yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ise şöyle konuştu:

“Batı Trakya'da baş müftü meselesinin atanmış ya da seçilmiş olması konusu çok ciddi bir yaradır. Sayın Başbakan, bu konu çözümüyle ilgili gerekli adımlar atacaktır. Bunu iç meselemiz olarak görmek güzel bir düşünce. Ama müsaade ederlerse en azından ricada bulunmamız herhalde isabetli olur.”

Mülteciler konusuna ilişkin Erdoğan, “Mülteciler meselesine yönelik bu konu teknik boyutu çok ileri derecede ve Dışişleri Bakanımız, Yunanistan Dışişleri Bakanı bu işin teknik boyutunu aşmanın yollarını arayacaktır” diye konuştu.

“Kıbrıs’taki asker bulundurma olayı Annan Planı uygulanmış olsaydı bu noktaya gelmemiş olacaktık”

Kıbrıs konusunda da adil, kalıcı bir çözüm bulunması gerektiğine değinen Erdoğan, “Yaşı itibarıyla Çipras'ın ‘43 yıldır devam ediyor’ demesi. Ben de 63 yaşında olduğuma göre aynı şeyleri yaşadım, yaşıyorum. Ben burada ciddi bir tecrübeye sahibim. Bu süreçte minderden kimlerin kaçtığını da çok iyi biliyorum. Bu konuyla ilgili bütün belgeleri bilgileri rahatlıkla verebilirim. Buna hassas davranırsak çok şeyi aşarız diye düşünüyorum. İki de bir asker bulundurma deniyor. Yunanistan asker bulundurmadı mı? Orada asker bulundurma olayı Annan Planı uygulanmış olsaydı bu noktaya gelmemiş olacaktık. Oradaki asker sayısı hepsi belli bir düzene oturtulmuştu. Oradaki referandumda Güney Kıbrıs ters hareket etti. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte bu işi daha iyi ele alır, ortak çalışmalarımızda bunu çözüme kavuştururuz diyorum” dedi.

Erdoğan onuruna akşam yemeği

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos ve eşi Vlasia Pavlopoulos tarafından onuruna verilen akşam yemeğine katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’ın başkenti Atina’daki resmi temasları kapsamında eşi Emine Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ve eşi Vlasia Pavlopoulos tarafından onuruna verilen resmi akşam yemeğine katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yemekten önce yaptığı konuşmada, “Ülkemde 10 binleri aşan Rum vatandaşlarımız vardı. Aynı şekilde Yunanistan’da soydaşlarımız var. Bu ziyaretle birlikte bizim bütün hedefimiz, geleceği çok farklı inşa edelim ihya edelim. Burada birlik olsun dayanışma olsun. Çok kritik dönemlerden geçtiğimiz bölgede ciddi sıkıntıları yaşadığımız bir dönemde dayanışmamızın çok daha büyük önem arz ettiğine inanıyorum. Siyasi askeri ekonomik, kültürel, turizm bütün bu alanlarda iş birliğimizi önem ifade ediyor. Şuan Yunanistan da yatırımları olan bazı vatandaşlarımızla zaman zaman görüşüyorum. Onların buradaki yatırımlara ilişkin düşüncelerini alıyorum. Memnuniyetlerini duydukça da geleceğe yönelik neler yapılabilir konuşuyoruz” dedi.

“Eğer geçmişten ibret alırsak tarih tekerrür etmez”

“Geleceğe bakarken artık geçmişten ibret almanın önemli olduğuna inanıyorum” diyen Erdoğan, “Eğer geçmişten ibret alırsak tarih tekerrür etmez. Ama ibret alırsak geleceği çok daha farklı bir şekilde inşa ederiz. Şu anda gerek Yunanistan’dan gerek bizim yatırımcılarımız el ele vermek suretiyle hatta üçüncü ülkelerde yapacakları yatırımlarla her iki ülkede kazan kazan esasına göre geleceği çok farklı inşa edebiliriz” diye konuştu.

“Yunanistan’ın bize verdiği destek bir kenara konulamaz”

Türkiye’nin bölgedeki önemli konumunun altını çizen Erdoğan, “Türkiye bu noktada bir hap durumda. Bir taraftan TANAP, TAP öbür taraftan Türk Akım Projesi bütün bunlar bölgede artık doğal gazın hem ısınmada hem sanayide teknolojide nelere alt yapı oluşturabileceğini ortaya koyuyor. Siyasette Avrupa birliği süreci içerisinde Yunanistan’ın şuana kadar yanımızda olması ve bize verdiği destek bir kenara konulamaz. Geleceği inşa noktasında atacağımız adımlar da her zaman beraber olduğumuzu özelliklede terörle mücadeledeki dayanışmamızı ifade etmeden geçemeyeceğim. Dayanışmamızı çok çok önemsiyorum” şeklinde konuştu.

Bu arada,  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Yunanistan’ın başkenti Atina’daki resmi temasları kapsamında Yunanistan ana muhalefet partisi lideri Kyriakos Mitsotakis ile de bir araya geldi.

Atina, iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız