SON DAKİKA
SON DEPREMLER

FETÖ'nün 'Zirve Kumpası' İçin 10 Sanığa Dava

0
Güncellendi - 2021-02-26 17:18:03
FETÖ'nün 'Zirve Kumpası' İçin 10 Sanığa Dava
A- A+ PAYLAŞ

Malatya’da 18 Nisan 2007 tarihinde 1’i Alman uyruklu 3 misyonerin öldürülmesini içeren Zirve Yayınevi davasında, olayın asli 5 failinin dışında; bu davaya sonradan eklenerek tutuklu yargılanan ve yargılama sonunda beraat eden askerlerin, FETÖ kumpası ile davaya dahil edildikleri ortaya çıktı.

Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilişkisi olmadığı halde,  Zirve Yayınevi cinayetleri dosyasına dahil edilenlerin mağduriyetine yol açan FETÖ iltisaklı 9 kişi hakkında, “İftira Nedeniyle Mağdurun Gözaltına Alınmasına veya Tutuklanmasına Neden Olma, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddianame, Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

"Askerler ve akademisyenler FETÖ kumpası ile Zirve Yayınevi Davası'na dahil edildi"

Söz konusu iddianamede; yargılama süreci 12 yıl süren Zirve Yayınevi davasına sonradan dahil edilen TSK mensuplarının, FETÖ’nün kurduğu kumpasla davaya dahil edildikleri belirtiliyor.

Zirve Yayınevi davasında yargılanarak beraat eden askerlerin müşteki olarak yer aldığı iddianamede, FETÖ’nün halen Amerika’da firarda olan sözde TSK imamı Hamdullah B. Öztürk de 9 sanık içerisinde yer alıyor.

İddianamede, Ocak 2007’de Malatya İl Jandarma Komutanlığında görevli bir uzman çavuşun, FETÖ mensubu olduğunu itiraf etmesi ve FETÖ’nün TSK’ya sızma girişimini tüm detayları ile anlatması üzerine, iddianamede şikayetçi olarak yer alan TSK mensubu isimlerin, sahte ihbar mektupları ile Zirve Yayınevi davasına, 'kumpasla' dahil edildikleri belirtiliyor.

Uzman çavuşun 2007 yılında itirafında yer alan FETÖ’nün TSK’ya sızma girişimine ilişkin anlatımlarının 9 yıl sonra 2016’da 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında gündeme gelen TSK’ya sızma girişimleri ile bire bir aynı olması ise dikkat çekiyor.

Malatya’da 18 Nisan 2007 tarihinde meydana gelen olay da misyoner kitaplarını satışını yapan Zirve Yayınevi’nde 1’i Alman uyruklu 3 misyonerin öldürülmüştü. Olayın şüphelisi olarak 5 genç, olay yerinde suçüstü yakalanmış ve 12 yıl süren yargılama sonucunda her sanık 3’er kez “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası ile 39’ar yıl 9’ar ay hapis cezası almıştı.

Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan FETÖ kumpas iddianamesi Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

İddianamede halen kırmızı bültenle hakkında yakalama kararı bulunan ve Amerika’da olan FETÖ’nün TSK ve Emniyet İmamı Hamdullah Bayram Öztürk, FETÖ’nün mahrem imamları Adnan Dinçer, Deniz Civelek, Mehmet Ali Badak, Nihat Keskin, Nihat Özçelik, Özgür Birdal, Rıdvan Akovalı, Suat Yiğit ile davanın gizli tanığı İlker Çınar olmak üzere 10 sanık bulunuyor.

Zirve Yayınevi Davasına dahil edilerek tutuklanan, yargılama sonucunda beraat eden Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Malatya eski İl Jandarma Komutanı Emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger, dönemin Malatya İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Yarbay Haydar Yeşil, İnönü Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ruhi Abat, dönemin İl Jandarma Komutanlığında görevli Astsubaylar Abdullah Atılgan ve Murat Göktürk, uzman çavuşlar Mehmet Çolak, Adil Akçay ve Adem Gedik ile sivil Levent Kağan Türk’ün (Levent Gelegen) FETÖ’nun kurduğu kumpas ile davaya dahil edilkleri iddianamede yer aldı.

Sanıklara, “İftira Nedeniyle Mağdurun Gözaltına Alınmasına veya Tutuklanmasına Neden Olma, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma. Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme” suçl masını yönelten İddianame ile, cezalandırılmaları istenen FETÖ mensuplarının, Zirve Yayınevine ilişkin suçu işlemediklerini bildikleri halde Zirve Yayın Evi Cinayetine azmettirdiklerine dair sahte ihbar mektupları yazdırılmak suretiyle askerler hakkında soruşturma ve kovuşturma yaptırılmasını sağladıkları ortaya konuldu.

İddianamede, örgütün yazmış olduğu ihbar mektuplarını doğrulamak amacıyla da gizli tanık yaptırdıkları İlker Çınar’a asılsız ve doğru olmayan beyanda bulundurdukları belirtildi.

"FETÖ'nün TSK'ya sızma girişimlerini deşifre eden uzman çavuş, Zirve Yayınevi davasına dahil edilerek cezalandırıldı"

FETÖ’nün TSK’ya sızma girişimini 2007 yılında itiraf ederek örgütü deşifre eden eski uzman çavuş Aykut Saka, Malatya’da o dönem kendisi ile öğretmen olan FETÖ mahrem imamları Özgür Birdal, Mehmet Ali Badak ve Engin Suiçmez’in ilgilendiğini ve örgütün TSK yapılanmasını deşifre etmesi nedeniyle Ergenekon Davasına ve Zirve Yayınevi davasına sanık yaptırılarak susturulduğu belirterek, firari eski savcı Cihan Kansız’ın kendisinden zorla ve baskıyla ifade aldığını ifade etti.

TSK İmamı Malatya'ya geldi

İddianameye ifadeleri yansıyan TSK mahrem imamlarından Özgür Birdal, uzman çavuşun kendilerini deşifre etmesini o dönem İl Jandarma Komutanlığında çalışan örgüt mensubu olan uzman çavuş Adnan Dinçer’den öğrendiğini, bu nedenle örgütün alarma geçtiğini, bunun üzerine Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı olan ve örgütün TSK imamı olan Hamdullah Öztürk’ün Malatya’ya gelerek kendileri ile toplantı yaptığını anlattı.

Özgür Gürdal; ifadesinde, kendisinin Elazığ’daki görev yerinden Muğla’ya tayin ettirildiğini, buraya 2008 yılında gelen ve Jandarma Genel Komutanlığında örgütün üst düzey yöneticisi olarak bildiği Rıdvan Akovalı’nın yönlendirmesi ile tedbir amaçlı olarak öğretmenlikten istifa edip, aynı gün pasaport aldığını ve İstanbul’a gittiklerini, burada kendilerini Zaman Gazetesi Genel Merkezi'nde çalışan Ahmet Önal’ın karşıladığını, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı olan ve örgütün TSK imamı olan Hamdullah Öztürk tarafından Malatya’daki diğer TSK mahrem imamı Mehmet Ali Badak ile birlikte uçakla Dubai’ye gönderildiklerini söyledi.

Dubai da bir otel yerleştirildiklerini, 8 gün sonra tekrar Türkiye’ye döndüklerini ve Zaman Gazetesi'nde Genel Yayın Yönetmen Yardımcı Hamdullah Öztürk ile görüştüklerini, daha sonra Birleşik Arap Emirliklerine tekrar giderek burada 1 yıl süreyle örgütün esnaf sorumlusu olarak çalıştığını anlatan Birdal, 2009 yılında Türkiye’ye dönüş yaparak İstanbul’da öğretmen olarak çalışmaya başladığını, FETÖ içinde ise TSK yapılanmasında mahrem imam olarak çalışmaya devam ettiği bilgisini aktardı.

"Eski Tuğgeneral Ersöz hastanede 6 ay dinlendi"

İddianameye göre, FETÖ soruşturmasında aynı zamanda itirafçı da olan FETÖ’nün TSK mahrem imamı Özgür Birdal, Ergenekon soruşturmasında yargılanan emekli eski Tuğgeneral Levent Ersöz’ün hastanede tedavi altında iken 6 ay süreyle gizlenmiş dinleme cihazı (böcek)  ile dinlendiğini ve ses kayıtlarını kendisinin çözüp, Zaman Gazetesinin merkezinde Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Hamdullah Öztürk’e teslim ettiğini de itiraf etti.

Gizli Tanık, "Vermiş olduğum tüm ifadeler önceden hazırlatıldı ve bana imzalatıldı"

Davanın ‘Deniz Uygar’ kod adlı gizli tanığı olan İlker Çınar ise verdiği ifadesinde, kendisinin FETÖ’nün esiri olduğunu, İstanbul’da 10 gün süreyle bir evde tutulduğunu belirterek, vermiş olduğu tüm ifadelerin polisler tarafından önceden hazırlanarak kendisine imzalattırıldığını söyledi.

Çınar, Kendisinin halen firarda olan eski savcı Zekeriya Öz’e ve Cihan Kansız ile FETÖ’den ihraç edilmiş olan Zirve davasını eski savcısı İsmail Aksoy’a her hangi bir belge teslim etmediğini ve savcıların kendisine önceden hazırlanmış olan ifadeleri imzalattığını ileri sürdü.

Gizli tanık İlker Çınar ifadesinde “Ben FETÖ’nün elinde esirdim. Bu nedenle bende mağdurdum. Böyle bir şartta benim yerimde kim olursa olsun aynı şeyi yapabileceğini düşündüm. Bu nedenle örgütün söylediği şeyleri yaptım” dedi.

FETÖ askeri yapılanması, illeri askeri bölgelere ayırmış

İddianamede FETÖ’nün askeri yapılanması hakkında şu tespite yer verildi:

“Zirve Yayınevi cinayeti öncesi ve sonrasında örgütün Askeri yapılanmasının 4 bölüme ayrıldığı, bu 4 yapılanmanın Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri ile Jandarma’dan oluştuğu, yine jandarmanın da kendi içerisinde bölgelere ayrıldığı, bu bölgelerden bir tanesinin de Diyarbakır bölgesi olduğu, Diyarbakır bölgesinin altında Mardin, Şanlıurfa, Malatya, Elâzığ, Bingöl, Tunceli, Batman, Siirt ve Şırnak illerinin yer aldığı, Diyarbakır bölgesinin basında müdür konumunda bir kişinin bulunduğu, bu müdürün altında ilgili illerden sorumlu müdür yardımcısı ve öğretmenlerin yer aldığı anlaşılmıştır.”

"Örgüt kendisine tehdit olarak gördüğü kişileri elimine ederek, bu yolla boşaltılan makamlara kendi üyelerini getiriyordu"

İddianamede şu ifadelerde yer alıyor:

“Örgütün kendisine karsı olan – zarar verebilecek konumda olan yani örgüt tarafından hedef haline gelen ve örgütün karsısında engel olarak görülen kişilerin devlet kadrolarından eliminize edilerek örgütün kendi üyelerinin yerleştirilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir.

Sayın Komutanım, Sayım Savcım, Sayın Yetkili, Sayın Bakanım” seklinde ibarelerin yer aldığı ihbar mektuplarının gönderildiği tespit edilmiştir. Örgütün bu ihbar mektuplarını göndermesindeki amacının devletin kadrosuna sızmış örgüt elemanlarını daha iyi bir kadroya getirmek için onların karsısında ilgili kademeye girebilecek – örgüte karsı olan – zarar verebilecek kişiler hakkında gerek adli gerekse idari soruşturma yapılmasının sağlanarak bu kişilerin eliminize edilmesidir. Örgütün kendi elemanlarını devletin en üst kademesine yerleştirmek ve örgüte karsı olan – zarar verebilecek kişileri eliminize etmek için ”Amaç meşru ise amaca giden her yol meşrudur.” anlayışının örgüt içerisinde benimsendiği ve amaçlarına giden en kötü yolun bile meşru olarak kabul edildiği görülmüştür”.

Dava önümüzdeki günlerde Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesinde başlayacak.

Burhan KARADUMAN, SG- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

1 yorum yapılmış

  • Hüseyin (3 yıl önce)
    Davanın gizli tanığının ismini niye açıkladınız? İsmi açıklaniyorsa nasıl gizli tanık oluyor bu adam
    0
    0
    Yanıtla