Savaş AY
Bende o güçlü hafıza nerdeee. Fuat Kozluklu hatırlattı hayal meyal anımsadım. "Abi Malatya'dan toy bir gazeteci adayı olarak gelmiştim hani. Bir ara Cerrahpaşa Hastanesi civarında haber kovalarken size rastladım. Yalçın Çakır'la birlikte kan karaborsasıyla ilgili bir işi kovalıyordunuz."
Geçmişin dipsiz kuyularına düşürdü Fuat'ın bu sözleri. O günlere savruldum, flu yaşanmışlıklar netleşmeye başladı birden.
AAH ESKİ GÜNLER
Fuat'ı Sabah Gazetesi'nin Mecidiyeköy'deki doğum mekanında tanıdım daha çok. Ben Milliyet'ten o Cumhuriyet'ten gelmişti yeni doğmuş Sabah'a. İstihbarat servisimizin deli dolu, ele avuca sığmaz, koşan, kovalayan, işe tırnağını geçirdiğinde koparmadan dönmeyen acar bir muhabiriydi Fuat Kozluklu. Gecesini gündüzüne katar özellikle siyasi-polisiye işlerde kallavi performanslar çıkarırdı. Bu sayede tez zamanda kendisini kabul ettirdi ve İstanbul dışındaki ağır haberleri de kovalayan uzman muhabir olmaya ilk adımını attı.
KAPIKULE'DEN ÖTEYE
Sonrasında 1990'da patlayan Körfez Savaşı'nı takip etti, 1991-2006 arası Washington merkezli olarak birçok basın kuruluşunun temsilciliğini yaptı. Bir ara Coşkun Ara l'ın Haberci Programı' nda editör-muhabir olarak keyifli işler de çıkardı. Amerika'da yaptıkları hoş şeylerdi Fuat'ın. Mesela tam 3 yıl Amerika'nın Sesi Radyo ve Televizyonu'nun Türkçe servisinde çalıştı. 2006'da memlekete dönünce haber kanalı 24'e haber moderatörü olarak başladı ve iyi becerdi.
USTALARA KARŞI
Onu orada pek beğenen
atv kurmayları; "Gel bakalım delikanlı. Artık bizim ana haberi sunacaksın, atv ankormeni olacaksın" dediler.
Uğur Dündar, Mehmet Ali Birand ve Ali Kırca gibi ustalar karşısında gencecik bir adam olarak oturdu sunum masasına Fuat. İlk günlerin heyecanını çabuk atlattı ve olaya hakim oldu.
KİM BU DEMEDEN ÖNCE
Dün odasına baskın yaptım. Elimde fotoğraf makinesiyle hışım gibi içeri daldığımı görünce şaşırdı. Sonra yine genç ve başarılı meslektaşımız Bora Bayraktar'a teslim ettim makinemi. "Çek bakalım bizi abi kardeş görünelim" dedim. Baktım cekete kravata davranacak. " Dur be evlat. Hemen kıpraşma. Ahali seni bir de spor giysili, yüzü gülen, sıcacık adam olarak görsün. Ekranın sert bakışlı, ciddi duruşlu sunucusunun ardında bir çocuk yürek adam var, çıksın ortaya" dedim, "Hınk" edemedi tabii.
Ola ki bazı seyirciler " Kim bu genç adam " derlerse bilsinler. Çekirdekten, cücükten, temelden gelme sahici bir haberci sunuyor o haberleri. Yolu daha da açık ola...
KAYNAK: Takvim Gazetesi