SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Göz Bozukluğu Okul Başarısını Düşürüyor...

A- A+ PAYLAŞ
 
Uzmanlara göre, yeni bir eğitim ve öğretim yılına başlayan öğrencilerin okul başarılarını etkileyen sorunların başında, göz bozuklukları geliyor.
 
Uzmanlar, televizyonu ya da tahtayı yakına gelerek izlemeye çalışan, dikkatini uzun süre toplayamayan, çevresinde bu yüzden ''yaramaz'' olarak algılanan çocukların özellikle göz hekimine yönlendirilmesini öneriyor.
 
Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Özlem Evren Kemer, bugün başlayan yeni eğitim ve öğretim yılı öncesi çocuklarda göz bozuklukları ve yol açtığı sorunlarla ilgili bilgi verdi. Çocuklarda görme bozuklukları erken tespit edilip düzeltilmediği takdirde, kalıcı görme azlığına neden olduğunu bildiren Kemer, çocukların ilk göz muayenesinin hemen doğum sonrasında yapılması gerektiğini söyledi.
 
Tecrübeli bir çocuk doktorunun, her iki göz bebeğinden yansıyan kırmızı reflenin eşit parlaklığa sahip olduğunu gözlemleyerek bir bebeğin gözlerinin sağlıklı olduğunu tespit edebileceğini anlatan Kemer, daha sonra 6. ve 12. aylardaki kontrollerde de genel sağlık muayenesinin bir parçası olarak göz kayması, göz kapağı düşüklüğü, göz yaşarması, fazla göz ovuşturma gibi bulguların varlığının değerlendirilebileceğini belirtti.
 
ÜÇ YAŞ MUAYENESİ ÇOK ÖNEMLİ
 
Bu bulgulardan herhangi biri ya da ailesinde özellikle anne, baba, kardeş veya birinci derece akrabalarında göz tembelliği, şaşılık, yüksek miyopi veya hipermetropi gibi yüksek kırma kusuru bulunan çocukların bir göz doktoruna yönlendirilmesinde yarar bulunduğuna işaret eden Doç. Dr. Özlem Evren Kemer, şu bilgileri aktardı:
 
''Çocuğun hiçbir şikâyeti olmasa da her çocuk 3 yaşında mutlaka göz doktoru tarafından kırma kusuru, göz kayması, göz tembelliği açısından değerlendirilmelidir. Tek taraflı olan kırma kusurları, çocuklar ve ebeveynler tarafından fark edilmez ve tedavinin gecikmesine neden olur. Üç yaş muayenesi çocuklar için çok önemlidir. Herhangi bir kırma kusuru tespit edilirse uygun gözlük, kontakt lens verilerek ve gerektiğinde tek göze kapama tedavileri yapılarak daha sonra oluşabilecek kalıcı görme azlığının önüne geçilebilir.''
 
Basit bir gözlüğün bir çocuğu ömür boyu az gören bir göze sahip olmaktan kurtardığını vurgulayan Kemer, ''İnsan beyni ve gözü arasındaki bağlantı çocuk net gördükçe gelişir. Eğer göz basit bir kırma kusuru nedeniyle çevreyi net göremiyorsa, buna bağlı olarak beyindeki görsel merkezler az gelişir. Yetişkin çağa gelindiğinde kırma kusuru düzeltilse de artık beyin o gözden gelen verileri değerlendirmeye almayacak, görme azlığı kalıcı olacaktır'' uyarılarını dile getirdi.
 
ÖĞRETMENLERE DE GÖREV DÜŞÜYOR
 
Çocukların, 5 yaşına geldiklerinde ve okul çağında da göz muayenesinden geçirilmesi gerektiğini bildiren Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Göz Kliniği Şef Yardımcısı Doç. Dr. Özlem Evren Kemer, bu çağlarda düzeltilen kırma kusurlarının çocuğun çevresiyle olan sosyal iletişiminin artmasına, derslerini iyi takip etmesine, öğrenme kapasitesinin ve arzusunun artmasına ve dolayısıyla iletişim ve öz güveni yüksek birey olarak gelişmesine yardımcı olacağını söyledi. Kemer, anne-babalara ve öğretmenlere çocuklardaki görme bozukluklarına ilişkin dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili şu önerilerde bulundu:
 
''Görme problemlerinde erken tanının önemli olduğu çocukluk yaş grubunda en önemli görev önce anne-babalara, daha sonra ise öğretmenlere düşüyor. Televizyonu ya da tahtayı yakına gelerek izlemeye çalışan, dikkatini uzun süre toplayamayan, çevresinde bu yüzden daha 'yaramaz' olarak algılanan çocukların, özellikle göz muayenesi için bir göz doktoruna yönlendirilmesi, bu tür çocuklara iyi bir görme sağlamak açısından yapılabilecek en iyi görevdir. Çocuklarda göz muayenesi, çözümü son derece kolay olan, tespit edilmediğinde kalıcı görme azlığı ile sonuçlanan göz problemlerini ortaya çıkardığı için çok önemlidir.''

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız