Hürriyet'te "Yeter Söz Milletin" köşesini yazan Yalçın BAYER'in bugünkü yazısı, 'Her şeyin çıktığı kent; Malatya' başlığını taşıyor..
İşte Bayer'in, 21 Nisan Cumartesi günkü köşesinde yazdıkları..
...
Her şeyin çıktığı bir kent; Malatya
MALATYA için "Her şeyin iyisinin çıktığı Kent!..." denir.Malatya ili bugün 850 bin nüfusludur. Buna yakın bir nüfus da çoğunluğu İstanbulda olmak üzere taşrada yaşamaktadır.
Malatyada İncil satan Zirve Yayınevinin basılarak üç kişiyi hunharca katledenleri bir yana bırakıp Malatyayı ve Malatyalıları irdeleyerek bugünlere nasıl gelindiği konusunda bir fikir sahibi olunabilir.
Malatyadan birçok devlet adamı, siyasetçi, işadamı ve sanatçı çıkmıştır.
Önemli bir sosyal altyapısı vardır.
Bu isimlerden sosyolojik açıdan bir Malatya profilinin ipuçları çıkarılabilir.
Siyasetçi, işadamı ve akademik kariyer yapmış; ciddi bir sosyal altyapısı vardır.
En başta çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin kurucularından, II. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü... 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile abisi Korkut ve kardeşi Yusuf Bozkurt... SP Genel Başkanı Recai Kutan... Ünlü siyasetçiler; Oğuzhan Asiltürk, Metin Emiroğlu, Yüksel Çengel, Mevlut Aslanoğlu, Mehmet Sevigen, Naci Ekşi, Nevzat Çobanoğlu, Süleyman Sarıbaş, Öznur Çalık, Ahmet Çalık... Belediye başkanları; Nevzat Er (Eminönü), Ahmet Genç (Eyüp) ve Aziz Yeniay (Küçükçekmece)...
53 devlet üniversitesinden dördünün rektörü Malatyalıdır: Mesut Parlak (İ.Ü.), Emin Alıcı (9 Eylül- Esas Adıyamanlı ancak 1954ten önce Adıyaman Malatyaya bağlıydı), Prof. Mehmet Bakır (Sivas Cumhuriyet) ve Ali Altuntaş (Afyon Kocatepe)...
İsimlerini hatırlayabildiğimiz işadamları; Emin Cankurtaran, Turan Tuna, Nuri Tuna, Yunus Akdaş (Malatyalı İşadamları Derneği Başkanı), Sabri Özel, Hikmet Tanrıverdi, Muammer Şahin, Şaban Taçyıldız, Mehmet Çeker ve TMSF Başkanı Ahmet Ertürk...
Cem Vakfı Başkanı Prof. İzzettin Doğanı ve İsmail Nacarı unutmadan, sinema-tiyatro ve ses sanatçılarından bazı isimleri şöyle sıralayabiliriz: Kemal Sunal, İlyas Salman, Yasemin Yalçın, Kenan Işık, Oktay Kaynarca; Belkıs Akkale, Zehra Bilir, Selahattin Alpay, Füsun Önal, Zerrin Özer, Murat Göğebakan, Mustafa Sandal, Ahmet Kaya, Ercan Turgut, Çetin Alp, Selçuk-Rana Alagöz...
İNÖNÜ KÜLTÜRÜ
Bazı çevrelerce "Bütün tarikatların müsteşarlıkları Erzurumlu, genel müdürlükleri de Malatyalıdır" diye bir söz söylenir Malatya için... 1970lere kadar İnönü kültürünün yerini tarikat ve cemaatlerin yaşam tarzı egemen olmaya başlamıştır. Nitekim İnönü Üniversitesi kurulduktan, dincilerin sarmalına sokulduktan sonra 1990larda irticai üniversiteler arasında sayılmaya başlanmıştır. YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç dönemlerinde, üniversitenin yapısı yeniden laik ve çağdaş bir anlayışa oturtulmaya çalışılmış, görev yapan rektörler hep hedef gösterilmiştir. AKP iktidarının gelmesiyle şimdiki Rektör Prof. Fatih Hilmioğluna yönelik nasıl tehditkár yayınlar yapıldığı, aynı şekilde Cumhuriyet Mitingine katılmasının nasıl eleştirildiği gazete sayfalarında önemli bir yer tutmaktadır. Halbuki, üniversite çağdaş bir üniversitenin gereklerini yerine getirerek büyük bir gelişim içinde gözükmektedir. Üniversite göçebelikten modern bir kampusa dönüştürülmüş; öğretim üyesi başına düşen makale sayısı itibarıyla ODTÜden sonra ikinci sıraya yükselmiş, Turgut Özal Tıp Fakültesinde dikkat çekecek ölçüde başarılı karaciğer nakli ameliyatı yapılmaya başlanmıştır. Ne yazık ki, çağdışı kafalar bu bilimsel gelişmeyi görmemekte, böyle bir eğitim kurumunu medreseye dönüştürmek için her türlü tertip içinde bulunmaktadır.
RADİKALLER
Daha da gerilere gidelim... Bazı radikal grupların olumsuzluklarını hatırlatalım:
22.11.1952de, Vatan Gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalmana, Malatya PTTsi önünde suikast girişiminde bulunan o zamanın lise öğrencisi, bugünün Vakit Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez... (Malatya olaylarıyla ilgili olarak aralarında Osman Serdengeçti ve Necip Fazıl Kısakürekin de bulunduğu 15 kişi Yalman suikastıyla ilgili olarak tutuklanıyor... Türk Milliyetçiler Derneği kapatılıyor; Nurcular hakkında ilk kez soruşturma açılıyor ve Said-i Nursi mahkemeye veriliyor. Menderes, daha sonra "Siyasi mürteci, dini mürteci, komünist ve diğer sapıklar, hürriyetin düşmanıdırlar. Bunlarla mücadele edeceğiz" diyor.
1960ların başında Başbakan İnönüye, Ankarada makam arabasından inerken iki el ateş eden dindar ve muhafazakár hemşerisi Mesut Suna...
Abdi İpekçi cinayetinin katili ve Papayı vuran M. Ali Ağca. Aynı şekilde İpekçi cinayetine karışmaktan yargılanan Oral Çelik...
Malatya, yeraltı dünyasına ünlü de çıkardı. Ünlü silah ve uyuşturucu kaçakçısı Abuzer Uğurlu;
İngilterede kaçak yaşayan Nurettin Güven ve Özal döneminin hayalcisi Turan Çevik...
Soruşturmada amatör kadro
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, Malatya izlenimlerini şöyle özetliyor:
"Valinin, savcının iyi niyetine rağmen soruşturmayı yapacak emniyet kadrosunu çok amatör gördük. Profesyonel bir soruşturma ekibinin gelmesi lazım. Kilit adam Emre Günaydının çok iyi bakılması ve ondan sonra da sorgulanması lazım... Emre camdan atıldı mı, boğazları kim kesti, hangi çete veya tarikatlarla ilişkileri var?.. Bunlar henüz karanlık noktalar. Yoksa bunların üzerine ciddiyetle gidilmezse, bu olay da aydınlanmaz... Alman büyükelçiliğinden gelen heyetin bizden daha iyi inceleme yaptığını söyleyebilirim."
Hamido, 29 yıl önce bombalı bir suikast sonucu öldürülmüştü
HAMİT Fendoğluna (Hamido) dönük suikast olayı, Malatya tarihinde bir dönüm noktasıdır.
Özetle... Fendoğlu, eski bir DPliydi. İl Başkanı olarak Yassıadada yargılandı. 1965-69 arasında AP milletvekilliğinde bulundu. TBMMde Çetin Altanla tartıştı. 1977de, II. MC hükümeti döneminde AP, MHP ve MSPnin oylarıyla bağımsız Malatya Belediye Başkanı seçildi. Bir yıl sonra kendisine Ankaradan (milletvekili arkadaşı Kasım Önadım adına) gönderilen bombalı bir paketin patlaması sonucu gelini ve iki torunu ile birlikte öldü. Hálá faili bulunamayan ünlü cinayetler arasında yer almaktadır. (Geçen 17 Nisan tarihinde ölümünün 29. yılında anıldı.) Malatyada bu gergin ortamda çıkan olaylarda, 700 işyeri tahrip edildi, bir kişi öldü, üç genç de ölü bulundu.
Sağ ve sol arasındaki hesaplaşma sonucunda, aydın ve demokratlara karşı büyük bir baskı dönemi başladı. Alevi nüfusun önemli bir kısmı kenti terk etti. O zamanki söylemiyle Yeşil kuşak Malatyada sol anlayış çökertildi!