Malatyaspor'da kongrenin 28 Temmuz'da yapılacağı ifade edilirken, başkan adaylığı konusunda nabız yoklayan Dr. Tuğrul Karaaslan, eski başkan Hikmet Tanrıverdi ile yaptığı görüşmenin ardından çeşitli görüşmelerde bulunmak üzere Malatya'ya geldi.
Malatya'da eski yöneticilerden İlhan Kavuk'la da bir görüşme yapan, Vali, Belediye Başkanı, Rektör, meslek kuruluşları temsilcileriyle de görüşeceğini ifade eden Dr. Karaaslan, TV Malatya'nın akşam haberlerine katılarak, Spor Müdürü Mustafa Bulaşmaz'a açıklamalarda bulundu.
Karaaslan, şöyle dedi:
"Bir kısmı yurt dışında, bir kısmı da Türkiyede olan bir sanayi faaliyetine başladım. Daha sonra bunun gelişiminde sevgili, saygıdeğer babamın da direktifi ve katkılarıyla Malatyada milletvekili seçimlerinde aday adayı olarak geldim. Bu süreçte Malatya insanlarının bana gösterdiği teveccüh Malatyaspor seçimlerine de yansıdı. Bu adaylık sürecinde, Malatyada gerek kamuoyunda, gerek televizyonlarda, yazılı basında çeşitli demeçler vermem, insanların sevgisini ve saygısını kazanmış olmalı ki, beni bugün Malatyasporun başında görme konusunda son derece kararlı bir tutum var. Tabi bu tutuma da benim seyirci kalmam mümkün değildir. Fakat birbiri ardına gelen böyle iki adaylık konusu beni de biraz rahatsız etti. Çünkü sanki bu süreçte mevcutta olan herşeye ilgim varmış gibi. Fakat ilgisiz kalmak da mümkün değildi. Bunun üzerine şuna sözverdim. Eğer beni insanlar bu görevde, Malatyaspor başkanlığı görevinde görmek istiyorlarsa, ben bununla ilgili bir çalışma yapayım. Bu çalışmayı hem insanlarla paylaşayım, Malatyalılarla ve taraftarlarla. Hem de bu süreci şeffaf olarak değerlendirelim ve sonucunda aday olup olmayacağıma hep birlikte karar verelim. Çünkü bu sadece kendinizin karar vereceği bir konu değil. Sadece sizi bağlamıyor. Malatyaspor hem Türk kamuoyunda hem Malatyada son derece sevilen ve takdir edilen bir takım. Bu takımın devamlı bu seviyede kalabilmesi, bu şekilde takdir edilen ve başarılı bir takım olarak arzu edilen düzeyde futbol oynamasının temini tüm Malatyalıları ilgilendiren bir olay. Tabi ki böyle bir kararı alabilmek için kamuoyunun, şehrin yöneticilerin, başta sayın vali ve sayın belediye başta olmak üzere, şehrin bu konuda emeği geçen insanlarının bir görüşlerini almak, onlarla istişareler yapmak, onlarla fakir birliğine vardıktan sonra, eğer bu fikir birliği bu konudaki benim adaylığımı destekliyorsa aday olmak, desteklemiyorsa aday olmamak gibi bir süreci yaşıyoruz.
Bu sabah tekrar Malatyaya geldim. İstanbulda da bu konuyla yapacağım görüşmeler vardı. Bu işin idari yönü olduğu gibi, teknik ve finansal boyutu da var. Tüm boyutları birarada ele almak gerekiyordu. Bunun finansal ve teknik boyutlarını, tabi ki Türkiyede herşeyin pazarı olduğu gibi bu işin de, futbolun da hem teknik anlamda, hem de futbolcu anlamında aktif olarak yaşandığı şehir olan İstanbulda yaptım. Bu sırada eski başkanlarımızdan Hikmet beyle de bir görüşme yaptım. Onun da bu konuyla ilgili bilgilerini aldıktan sonra Malatyaya gelerek Malatyadaki sürece başladım.
Bu süreç tabi ki, yönetimin belirlenmesi. Yani benim başkanlığımdaki yönetimin Malatya kanadının belirlenmesi, Malatyadaki eski yöneticilerin fikirlerinin alınması, şu andaki yöneticilerin fikirlerinin alınması. Dediğim gibi bunda amaç Malatyasporun başarılı ve hakettiği yere gelmesini sağlamak işi. Bu ne benim başkanlığım, ne öbürünün başkanlığı şeklinde yorumlanmamalı."
Karaaslan, daha sonra Mustafa Bulaşmaz'ın sorularına şu yanıtları verdi:
SORU: Şu anda kesin bir başkan adaylığı söz konusu değil yani?
KARAASLAN: Hayır. Ben öncelikle teknik bir insanım. Sanayiciyim. Yani ürettiğini satan, herhangi bir hizmet satmayan bir insanım. Yani ne üretiyorsanız onu satan bir şeyden geliyorum, her sanayici gibi. Bunun ötesinde cerrah olmam sebebiyle de teknik anlamda bir insanım. Tüm böyle bir alt yapısı olan bir insanın herhangi bir konuda ki bu karar sadece kendisini değil, bir şehri ilgilendiren kararı kendi başına alması, istişare etmeden, insanlara danışmadan alması mümkün değildir. Bu kendi şirketime bir şirket alma konusu değil. Böyle olsaydı buna kendi başıma karar verirdim. Ki o koşullarda da bu iş böyle olmuyor. Yine kendi müdürlerinize, danışmanlarınıza, hukukçularınıza danışıyorsunuz. Dediğim gibi Malatyaspor konusu çok hassas bir konu, bir şehri ilgilendiriyor. Bu şehir Malatyasporun başarılarına sevinip, başarısızlığa üzülüyor.
SORU: Bir açıklamanızda iki başkan alacaklarından vazgeçsin diyordunuz? Bu farklı tartışmalar yarattı. Bir kesim doğru, bir kesim sizin paranız varsa ortaya çıkmanız yorumunu yaptı?
KARAASLAN: Benim kamuoyuna açıkladığım herşey, bir akıl süzgecinden geçtikten sonra açıklanmış şeylerdir. Bunlardan hiçbiri düşünülmeden tartılmadan söylenmiş laflar değil. Her fikri eşit miktarlarda savunmak mümkün. Yani hem karşısından, hem yanından.. Bu fikir de öyle bir fikir. Her fikir gibi karşısında da yanında da olabilmek mümkün. Fakat bu gerçeği değiştirmez. Yani sizin yanlış bir fikri çok iyi savunuyor olmanız gerçeği değiştirmez. Bu anlamda düşünürseniz, tabi ki benim maddi gücümün kulübe olan katkısı, ilerleyen günlerde görülecek. Bu sebeple zaten ben bu kulübün başkanlığına adayım. Fakat ben hiç bir zaman başkalarının borçlarını ödemeye aday değilim. Ben Malatyasporu hakettiği yere getirmeye aday olmuş bir insanım. Yoksa bu tamamen farklı birilerine gider. Çünkü üzerinde temlikler olan, her türlü gelirlerinin başkaları tarafından haczedildiği yerde nasıl birşey yapacaksınız? Önce onları ödeyeceksiniz ki, diğer işlere bakabilesiniz. Böyle bir durumda ne yapacaksınız? Dr. Tuğrul Karaaslan, Malatyaya bir takım insanların alacaklarını tahsil etmeye gelmedi. Yani bunu da hiçbir Malatyalının benden bekleyeceğini zannetmiyorum. Tabi ki finansal gücümü Malatyasporun gelişimine ayırmak zorundayım. Bunu da sadece kendi gücümle değil, Malatyasporun kendi öz kaynaklarını da iyi değerlendirerek yapmak lazım.
SORU: Yani ayırdığınız bir bütçe sözkonuzu?
KARAASLAN: Evet. Benim bir bütçem olmadan bu işi yapmam mümkün değil. Çünkü şu an Malatyasporun mevcut durumunu bütün insanlar biliyor. Bütün Malatyaspor taraftarları biliyor. Böyle bir işe soyunulurken, herhangi cebinizde bir finansmanınız olmazsa yapmanın mümkün olmadığı aşikar. Ama bu finansmanı başkalarının borçlarını ödeyerek harcadığınız zaman bu finansmanı takıma aktaramayacaksınız demektir. Bu finansmanın kuvveti bugün takımın iyi bir takım olabilmesinin çok ötesinde borçlara gidebilecek bir finansman. Yani 12 trilyon borcu ödeyeceksiniz, onun üzerine bir 10 trilyon koyacaksınız ki bu takım 1. lige çıkabilsin. Yani eğer ödeyeceğiniz borç takım için harcayacağınızdan fazla ise tabi ki bunu istemek zorundasınız.
SORU: Sayın Karadağ ve Sayın Tanrıverdinin, bunu kabul etmeyeceklerini söylediğini farzedelim. Mesela Karadağın, 3 trilyonu cebine koysun gelsin, anahtarı vereyim açıklaması söz konusu. Onlardan böyle bir tavır hissetmezseniz, izleyeceğiniz yol ne olur?
KARAASLAN: Tabi şöyle birşey var. Kimsenin bu kulubü satmaya hakkı yok. Yani bu demecin ben yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Haşim beyin gerçek anlamda iyi bir Malatya ve Malatyaspor sevdalısı olduğundan hiçbir endişem yok. Geçmiş hiçbir başkanın da böyle olmadığına inancım tamdır. Sadece bu gerçekten zor bir görev. Bu görevi yaparken insanlar bir takım zorluklarla karşılaşıyorlar. Kendi içlerinde bile belki çelişkilere düşüyorlar. Bu söylemin bundan kaynaklanacağını tahmin ediyorum. Tabi ki, bu insanlar fedakarca çalışma yaptılar. Ama bunu dışardan değerlendirdiğiniz zaman, 1. ligden alınmış bir takım 2. ligde terkediliyor. 2. ligde terkedilirken futbolcu açısından, finansman açısından, devlete olan borçlar açısından, şahıslara olan borçlar açısından, alt yapısı açısından da çok geri bir durumda devrediliyor. Bu riski size devredilen bir kulübü çok daha kötü şartlarda başkasına satmayı düşünürseniz, bu doğru bir hareket olmaz. Ben dediğim gibi Haşim beyin de bu konuda bunu söylemek istemediğini düşünüyorum. Onun düşüncesi şu olabilir: Bu kulübün ben borçlarına karışmasam, alacaklarımı istemesem dahi en az 3 trilyon gelen başkanın getirmesi gerekir ki, bu kulüp şu an 1. lige çıkma yolunda kendi bu başkanın öz kaynağıyla yol almaya başlasın. Bu şekilde yorumluyorum ben bunu. Buna da hazır olmazsam zaten burada olmam.
SORU: Dediğiniz miktara yakın bir bütçeniz söz konusu herhalde?
KARAASLAN: Evet.. Yani şu var. Ben bütçeyi hiçbir zaman sınırlayan bir adam değilim. Ben hedefleri dahi sınırlamayan bir insanım ki bütçeyi sınırlayayım. Malatyasporu 3 trilyonluk oynatacağım, 5 trilyonluk oynatacağım diye birşey yok. Malatyasporu hakettiği gibi oynatacağım.
SORU: Haşim beyle görüşme şansınız oldu mu?
KARAASLAN: Haşim beyle görüşmeyi en sona bıraktım. Çünkü şu anki yöneticimiz olduğu için onunla görüşürken herşeyi en detaylı ve en bilgili şekilde görüşmem gerektiğine inanıyorum. Çünkü bu bilgileri toplamadan başkanın karşısına çıkmayı ben de arzu etmem. Bu bilgileri topladıktan sonra en son görüşmeyi kendisiyle yapacağım. Kendisiyle ve yönetimiyle yapacağım. Benim insanlarla bir kavga etmemi lütfen beklemeyin. Yani ben tekrar tekrar şunu söylüyorum. Haşim bey de Hikmet bey de benim için Malatyaspora çok büyük hizmetler vermiş, çok değerli insanlar. Bugün bu bayrak yarışını ben onlardan teslim alırken, biz olayın teknik yönlerini onlarla konuşacağız. Kavga etmenin, dövüş etmenin veya şuydu buydu demenin benim alıştığım kültürle, hayat şekliyle hiç bağdaşmadığı kesin. Bunların, gerek bu iki başkanın kültürüyle ve yapısıyla da bağdaşmadığı son derece açık. Biz bunu Malatyaspor başkanları, eski başkanı, başkanı ve başkan adayı olarak Malatyaya yakışır bir şekilde çözebilecek yetenekte ve düzeyde insanlarız. Bu bir süreç, sadece bu süreci yaşayacağız. Güzel güzel yaşayacağız. Konuşarak, istişare ederek yaşayacağız. Kavga ederek, dövüş yaparak, birbirimizi suçlayarak bu süreci yaşamayacağız. Çünkü şu an bu kulübün başkanı Haşim beydir. Biz Malatyasporu seven herkes, Haşim beyin emrindedir. Ben de emrindeyim. Ta ki o bu görevi artık kendisinin sürdürmek istemediğini, burda bir kan değişimi, bir bayrak yarışı olduğunu kendisi bu paylaşımlar, istişareler sonucu kendisi de ifade etmediği sürece değil. Yoksa ben de bir Malatyasporlu olarak başkan kimse, ben de onun emrindeyim.
SORU: Yeni sezona çok az sure kala yapılacak olağanüstü kongre. Bu sizi endişelendiriyor mu? 28 Temmuzdan 4 Ağustosa kalma ihtimali var..
KARAASLAN: Tabi ben hayatımda her işimi yaparken düzenli yapmayı hedefleyen biriyim. Düzenli yapabilmek için zamana ihtiyacınız olmalı. Bu zaman Malatyasporun bu seneki sezon hazırlıkları açısından düşünülürse, biraz kaybedilmiş durumda. Fakat hiçbir zaman için geç kalmış olmaktan korkmamak, çekinmemek lazım. Geç kalınmıştır ama, her zaman yapılacak şeyleri sonuna kadar yapmakta büyük bir kararlılığım var. O yönüyle ele alırsak, tabi ki liglerin başlamasından hemen once bir takımı devralıp hazırlamak çok kolay değil. Ama bu konuyla ilgili önceden gelen çalışmalarımız var. O çalışmalar dahilinde inşallah bu süreci kaybetmemek konusunda hızlı davranacağız.
SORU: Görüşmeleriniz kaç gün sürecek?
KARAASLAN: Bu süreci en iyi şekilde kullanacağım. Tahmin ediyorum, bu görüşmeleri basın da izleyecek, görecek. Dediğim gibi bu Malatyaspor hadisesi, Tuğrul Karaaslan, Haşim bey veya Hikmet bey meselesi değil. Yani bizler bunun neferleriyiz. Yani bu iş için en üst seviyede, en ön saflarda gözüken insanlarız. Ama bunun arkasında bir Malatyaspor camiası ve Malatyaspor takımı var. O yüzden bunu hepimizin yaşayarak karar vermesi gerekiyor. Kapalı kapılar arkasında 2-3 kişinin pazarlığı veya televizyondan ver 3 trilyon, ver 5 trilyon şeklindeki şeylerle bunların olması mümkün değil. Hepimiz yaşayacağız. Yani bu paraları isteyenler, ne için istediklerini söyleyecekler. Bizler ödeyebileceğimiz konuları söyleyeceğiz. Kamuoyu bunun takdirini yapacak. Sonuçta Malatyasporu da Malatyalılar ve Malatyasporlular idare ediyor. Yani bakmayın biz bu görevi onlar adına vekaleten yürüten insanlarız. Her ne kadar kendi bütçemizden belki birşeyler ayıracaksak dahi, ben kendi bütçemden buna para ayırıyorum, finansmanını sağlıyorum diye, ben bu insanların sevinçlerini, geleceklerini, Malatyasporlarını ellerinden alma şansına sahip değilim.
Dr. Tuğrul Karaaslan, Malatya eski milletvekili ve eski bakanlardan, Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB) Başkanı Ahmet Karaaslan'ın oğlu. 1967 doğumlu olan Dr. Karaaslan, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra İsviçre'de Radyoloji, ABD'de ise Kalp Damar Cerrahisi uzmanlık eğitimleri aldı. Türkiye'ye döndükten sonra Yalova'da tıbbi malzemeler üreten bir tesis kuran Dr. Karaaslan, 22 Temmuz seçim sürecinde AKP'den Malatya milletvekili aday adayı olmuş, ancak listeye girememişti. 1 çocuk babası Dr. Karaaslan'ın eşinin de kendisi gibi doktor olduğu bildirildi.