İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bakanlığının 2019 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Güvenlik soruşturmaları ve arşiv soruşturmalarının Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Dairesi Başkanlığı uhdesinde yürütüldüğünü ifade eden Soylu, taşerondan kamuya girenler ve diğer soruşturmalar çerçevesinde ciddi bir yükle karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Soylu, sadece 2018'de 1 milyon 739 bin 978 evrak girişi olduğunu, bunun yüzde 94'üne karşılık gelen 1 milyon 634 bin 80'inin işlemlerinin tamamlanarak, ilgili yerlere gönderildiğini kaydetti.
Twitter Reklamları'na ilişkin bilgiler ve gizlilik
Güvenlik soruşturmalarının 60 iş günü, arşiv araştırmalarının ise 30 iş günü içerisinde tamamlanmasına ilişkin hüküm getirdiklerini belirten Soylu, bu kapsamda çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
Milletvekillerinin Türkiye'deki Suriyelilere ilişkin sordukları soruları da yanıtlayan Soylu, Suriyelilerin Türk devletinden herhangi bir maaş almadığını belirtti. Soylu, şunları kaydetti:
"Ülkemizde misafir ettiğimiz ve yüz akımız olan Suriyeliler ile biz 400 yıl aynı sancak altında yaşadık. Komşuluk hukukumuzu devam ettirme sorumluluğumuz var. Hem millet olarak hem Anadolu coğrafyasında yaşayan insanlar olarak hem de Müslüman olarak, bu bizim bu dünya ve öteki dünyaya ait bir sorumluluğumuzdur.
Dönem dönem maalesef sorumlu yerlerde olanların bazı sorumsuz beyanlarını çok net bir şekilde duyuyor ve görüyoruz. Özellikle sosyal medya üzerinden bu tip yayılımların ortaya konulması bu meseleye uzak ve yakın olan herkese başka bir anlamda gelebilir. O yüzden çok dikkatli olmalıyız."
İçişleri Bakanı Soylu, en çok istismar edilen konulardan birinin Suriyelilerin suça karışma oranının olduğunu dile getirerek, "Türkiye'de 2 milyon civarı suç var. Suriyelilerinki 9 bin 31'dir. Yani binde 8." dedi.
Suriyelilerin suça karışma oranlarının giderek artacağını söyleyenlerin olduğunu ancak tam tersine suça karışma oranlarının giderek azaldığını anlatan Soylu, söz konusu oranların 2015'te yüzde 1,4, 2016'da yüzde 1,4, 2017'de yüzde 1,2, 2018'de ise 0,8 olduğunu kaydetti.
Dilenciler üzerinden özellikle Suriyeliler üzerine bir kampanya yürütüldüğünü söyleyen Soylu, şöyle devam etti:
"Biz, 'acaba bu dilenciler böyle midir' diye operasyonlar yaptık. Bu rakamın esas itibarıyla Suriyeliler kılığına girmiş dolandırıcılar olduğunu çok net bir şekilde gördük. Suça karışmış Suriyeliyi biz Türkiye'de bırakmayız. Bu çok net ve açık. Bu konuda kendi ülkemizin insanına ne uyguluyorsak, Suriyelilere de aynı anlayışı uygularız. Kaymakamlarımız, valilerimiz, Göç Genel Müdürlükleri, yaşadıkları yoğun mahallelerde aynı zamanda onların kanaat önderleri saydıkları ve beraber oldukları muhitlerde gidip onları Türkiye'nin kanunlarına, hukukuna, adaletine, örfüne, geleneklerine uyması konusunda sürekli telkinde bulunup eksiklikleri giderme konusunda bir irade sergilemektedir."
Suriyelilerin cinsel suça karışma oranları hakkında da bilgi veren Soylu, "En ufak bir taciz oldu mu, hemen bunları Suriyelilere yüklemek gibi bir eğilim söz konusu. Bu da bize yakışmıyor." diye konuştu.
Türkiye'de cinsel suçların 2016'daki toplam sayısının 26 bin 946 olduğunu belirten Soylu, Suriyelilerin kendi aralarındaki cinsel suça karışma sayısının 260-262 civarında olduğunu, Suriyelilerin Türklere yönelik cinsel suça karışma oranının bunun çok daha altında olduğunu vurguladı.
Suriyelilerin kendi ülkelerine telefon açması için destek verildiği iddiası
Suriyelilerin kendi ülkelerine telefon açması için destek verildiği iddiasına ilişkin "Versek 'verdik' deriz zaten." diyen Soylu, geri gönderme merkezlerinde birçok uyruktan insan bulunduğunu ifade etti.
"Dünya bu konuda bir çözüm ortaya koymuş. Siz bunların kendi ülkeleri ile görüşmesini sağlayacaksınız diyor. Sadece Suriyeliler değil, hangi uyruktan olursa olsun bütün vatandaşlara uluslararası fonla bu sağlanmakta." açıklamasında bulunan Soylu, ihalenin de Göç Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını aktardı.
Türkiye'de doğan Suriyeli bebek sayısının 385 bin 431 olduğu bilgisini paylaşan Soylu, "Ülke karar verse de bu çocukların tamamını Türkiye vatandaşı yapsak. Bu çocuklar gelecekte bu ülkeye ve bu coğrafyaya aslında kardeşliğin ne demek olduğunu teker teker anlatabilecek ve bir milletin kendilerine nasıl sahip çıktığını ifade edecek bir yapı ortaya koyacaklar." dedi.
İstisnai vatandaşlık verilen Suriyeli sayısının 59 bin 747 olarak kayıtlara geçtiğini, bunun 28 bininin ergin kişi olduğunu anlatan Soylu, öğretmen, doktor, esnaf, iş adamı, meslek erbabı olarak bu sayının 15 binini vatandaş yaptıklarını, eşleri ve çocuklarıyla birlikte rakamın 28 bine ulaştığını kaydetti.
İstisnai vatandaşlık verilen çocuk sayısının 31 bin 747 olduğunu da bildiren Soylu, 24 Haziran seçimlerinde milyonlarca denmesine rağmen sadece 22 bin Suriyelinin oy kullandığını söyledi.
Fırat Kalkanı operasyonundan sonra Suriye'de huzuru sağladıkça ülkesine dönen Suriyeli sayısının 278 bin 130'a ulaştığını belirten Soylu, Türkiye'de çalışma izni verilen Suriyeli sayısının ise 32 bin 199 olduğunu açıkladı.
Suriyelilerin çalışması için iş camiasının kendilerinden izin istediğini anlatan Soylu, "Biz bu izni verdik, onlar gerekli sorumlulukları yerine getirdiler mi? Bugün tartışma meselesidir." ifadesini kullandı.
Suriyelilerin Türkiye'ye yük olmadığını, 50 yıl, 100 yıl sonra daha faydalı olacaklarını dile getiren Soylu, "Oradaki durumlar aydınlığa çıkana kadar onlar bizim misafirimiz." diye konuştu
Bayramda hudut kapılarını açtıklarını ve amaçlarının Türkiye'deki Suriyelilerin ülkelerini görmesi ve kalabilecek olanların kalmasını sağlamak olduğunu söyleyen Soylu, bu sayede ülkesine dönen Suriyeli sayısının 60 binlerden 260 binlere yükseldiğini anlattı.
Kızılay Kart üzerinden yapılan harcamaların da milli bütçe ile alakası olmadığını belirten Soylu, "Yüzde 95 civarında Suriyelinin her türlü kayıtları yapılmıştır. Bu kayıtlar bizim güvenliğimiz altındadır." dedi.
Türkiye'de 2018'de bugüne kadar 28 milyon 696 bin 14 kişinin katılımıyla 40 bin 661 eylem ve etkinlik gerçekleştiğini bildiren Soylu, bunlardan 343'üne müdahale edildiğini aktardı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'a yaptığı Adalet Yürüyüşü'nü hatırlatan Soylu, yürüyüşün huzurlu bir şekilde gerçekleştiğini kaydetti.
Soylu, Avrupa'da çok ciddi bir tezvirat kampanyası yürütülmesine rağmen Türkiye'ye 35 milyon 600 bin turistin geldiğini belirtti.
Çin'in baskısına rağmen Malezya'nın iade etmeyerek, Türkiye'ye gönderdiği 11 Doğu Türkistanlı hakkında da değerlendirme yapan Soylu, "Biz, kimin ne olduğunu ve niçin gönderildiğini bilmek durumundayız. Eğer insani bir şey ise biz ülkemize alır, kabul ederiz. Biz, kimseyi hayatıyla sıkıntılı olan bir ülkeye gönderebilecek kadar vicdandan yoksun değiliz." diye konuştu.
Süleyman Soylu, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili ise "Türkiye bu konuda insanlığa sırtını dönmedi. Bu konu Türkiye'nin yüz akı bir tabloyla yürütülmeye devam edilmektedir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de siyasi parti değil, terör örgütü PKK/KCK tutuklularının bulunduğunu belirten Soylu, bununla ilgili toplam rakamın 9 bin 730 olduğunu aktardı.
Soylu, FETÖ ile mücadeleye ilişkin, "Türkiye bu konuda çok ciddi bir tünelden geçti. Bitti mi? Bitti demek yalan olur. Devletin bilgilerine sahip olan birisi olarak söylüyorum; şu anda elimizde bir işimiz var. Adalet Bakanlığımızla bu meseleyi yürütüyoruz. Bunu bitirdiğimiz an rahatlayacağız. Bu tehdidin, tehlikenin ortadan kalktığı anlamına gelmez ama çok önemli bir şekilde Türkiye bu tünelden çıkmış olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"Karadeniz'de 4 terörist kaldı"
Yurt dışına çıkışlarda mümkün olduğunca pasaport şerhlerinin kaldırılması noktasında bir tavır sergilediklerini anlatan Soylu, vatandaşların yurt dışına çıkması konusunda bir endişelerinin bulunmadığını kaydetti.
Soylu, Artvin'in Şavşat ilçesinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bulunduğu konvoya gerçekleştirilen silahlı saldırıya ilişkin, "Terör örgütü bir taraftan Doğu ve Güneydoğu'da kendi egemenliğini sürdürmek isterken dağlarda ve kırsalda, diğer taraftan da Karadeniz, Amanoslar, aynı zamanda Akdeniz açılımı üzerinden Ege'ye sürekli olarak bir yoğunluk ortaya koymaya çalıştı." dedi.
Kahramanmaraş, Gaziantep, Osmaniye ve Hatay'da 1992'den bugüne kadar yapılabilecek en büyük operasyonların gerçekleştirilerek önemli sonuçlar alındığını anlatan Soylu, "Adım attırmıyoruz. Karadeniz'de şu anda yaklaşık 4 tane bildiğimiz, 2'sinden haber alınamayan terörist kaldı. Diğerlerinin tamamı etkisiz hale geldi. Burada icra edilen operasyonlarda biri üst düzey 2 terörist... Bunlar özellikle Artvin'deki Sayın Kılıçdaroğlu'nun olayına karışmış olanlardı." diye konuştu.
"İmkanları en iyi noktaya getirmeye çalışıyoruz"
İçişleri Bakanı Soylu, kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmesiyle ilgili, "Polislerle ilgili biz 3600 konusunda söz verdik, bunu en kısa zamanda yerine getireceğiz. Bu bir sözdür. Bu sözün arkasındayız." ifadelerini kullandı.
Polislerin, güvenlik görevlilerinin yaşam standartlarını iyi bir noktaya getirmenin temel sorumlulukları olduğununa işaret eden Soylu, "Özellikle 15 Temmuz'un iklimi hafif bir kaybolduktan sonra polislerimizi yeni aldıklarımızla beraber ilk önce 12/24'e döndürdük, şimdi de 8/24'e döndürüyoruz." dedi.
Soylu, 2016'da 61, 2017'de 52, 2018'de şu ana kadar ise 32 emniyet personelinin intihar ettiğini belirterek, güvenlik güçlerinin imkanlarını en iyi noktaya getirmeye çalıştıklarını vurguladı.
"Hukuk devleti dışında hiçbir adım atmadık"
Demokrasinin terör üzerinden bölünmesine müsaade etmediklerini belirten Soylu, demokrasi ve hukuk devleti dışında hiçbir adım atmadıklarını söyledi.
Ağrı'daki Ahmedi Hani Türbesi'nde yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Soylu, Türk milletinin kültür miraslarının istismar edilmesine izin vermeyeceklerini ifade etti.
Soylu, "Türkiye'de sözde şehitlik kurup terör örgütünün bayrağını ve pis eşkıya başı Apo'nun bayrağını kim koyarsa yıkar geçeriz, bu kadar basit ve yıktık geçtik." dedi.
Terörist cenazelerine gitmek isteyen bazı milletvekillerine izin vermeyerek iyilik yaptıklarını, ancak bu milletvekillerinin bunu farketmediğini belirten Soylu, Diyarbakır Kırklar Dağı'na HDP'nin yaptığı ve terör örgütü PKK'nın ortak olduğu konutları yıktıklarını hatırlattı.
"HDP, PKK'nın siyasi kolu"
"HDP, PKK'nın siyasi kolu olarak çalışmalarına devam ediyor." diyen Soylu, PKK'lı teröristlerin 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde Hakkari'den AK Parti 1. sıra milletvekili adayı olan Ahmet Budak, AK Parti sandık müşahidi Mevlüt Bengi ve öğretmen Necmettin Yılmaz'ı neden öldürdüğünü sordu.
Soylu, terör örgütünün 40 yıldır bölgede "korku imparatorluğu" kurduğuna işaret ederek, "PKK terör örgütüyle kol kola girmiş Pervin Buldan'ı aramayacağım da kimi arayacağım ben? 'Bunun müsebbibi sizsiniz' demeyeceğim de ne diyeceğim ben? Ben sizin kum torbanız falan değilim." diye konuştu.
Konuşmaların ardından, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı 2019 bütçeleri kabul edildi.
Ankara, AA