Brezilya ve Türkiye, İran'a nükleer programı üzerindeki baskının azalması için yardımcı olmak istedi ancak, Batı'yı şüphelendiren iki büyük hata yaptılar.
İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinecad, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Pazartesi günü İranın nükleer programı üzerindeki baskıyı hafifletmek için nükleer yakıt takası anlaşmasına imza attı.
Ancak anlaşması öncesinde, Tahran kendi topraklarında uranyum zenginleştirme işlemlerini durdurma niyetinde olmadığını belirtti. Batılı devletlerin nükleer programı kapsamında nükleer silah üretmek istediği suçlamalarına maruz kalan İran, amacının sadece elektrik üretmek olduğunu ifade etti.
ABD eski Başkanı Jimmy Caterın Latin Amerika Ulusal Güvenlik danışmanı Robert Pastora göre, Türkiye ve Brezilya yaptıkları anlaşmada iki büyük hata yaptı.
Pastor, Brezilya ve Türkiye çabalarından ötürü takdir edilmeliler. Ancak iki büyük hata yaptılar. Birincisi İrana nükleer bomba yapmasına yetecek kadar zenginleştirilmiş uranyum bıraktılar. İkincisi ise yaptıkları anlaşmada tam bir uluslararası denetim garantisi vermediler dedi.
Washingtondaki Amerikan Üniversitesinde öğretim üyesi olan Pastor, bu aşamada Brezilyanın anlaşma kapsamında yapıcı bir rol mü oynadığı, yoksa İrana yönelik uluslararası düzenin altını mı oymaya çalıştığına dair sorular oluştuğunu belirtti.
LULA SUÇLU DURUMA DÜŞEBİLİR
Lula ise yapılan anlaşmanın tamamlayıcı olmadığını ancak ileride yapılacak ve uluslararası arenada güven ortamı oluşturacak daha geniş kapsamlı görüşmelerin önünü açacağını savundu.
Silva, diplomasinin zaferi şeklinde yorumladığı anlaşmayla ABD ve diğer güçlü müttefiklerinin öfkesini çekmiş olabilir. Öyle ki, anlaşmanın ardından Rusya ve Çini de yanına alan Batılı güçler Washingtonun teşvikiyle İrana uygulanmak istenen dördüncü tur yaptırımlar için bir araya geldi.
Yükselen bir küresel ve bölgesel güç olan Brezilya, yaptığı anlaşmayla Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin kararlarını ihlal etmeye devam eden İranın suç ortağı durumuna düşürmüş olma riskiyle karşı karşıya kaldı.
Brasilia Üniversitesi Dış ilişkiler Enstitüsü yardımcı direktörü Alcides Costa Vaz, İrana müzakere masasına dönme fırsatını tanıyan Lulanın bunun karşılığını bekleyebileceğini ancak kendisini riskli ve hassas bir bahsin içine soktuğunu belirtti.
ANLAŞMA RİSKE DEĞER
Pazartesi günü Brezilyanın Türkiye ve İran ile yaptığı anlaşmanın ertesi günü, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton BM Güvenlik Konseyine İrana yönelik dördüncü tur yaptırımları içeren karar taslağını sundu.
Brezilya İrana daha fazla yaptırım uygulanmasına karşı olduğunu belirtmişti. Ancak Salı günü Dışişleri Bakanı Celso Amorim, İran ile vardıkları anlaşmanın Washingtonun önceden talep ettikleriyle aynı çizgide olduğunu ifade etti.
Analistler, Lulanın izlediği politikanın Washingtonu karşısına alarak BM Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olmak isteten Brezilyanın bu amacını riske edebileceği görüşünde.
Lulanın dış politika danışmanı Aurelio Garcia da, Pazartesi günü tam bu noktaya değinerek, Lula bir konunun üzerine bastı, o da yapılan anlaşmanın bazı ülkeleri kızdırabileceği ve Güvenlik Konseyinin genişlemesini riske edebileceğiydi dedi.
Ancak fakir ülkeleri savunmasıyla övülen ve Brezilyayı bağımsız bir görüşle tarafsız bir güç olarak göstermek isteyen Lula için, yaptığı anlaşma risk almaya değer gözüküyor