Büyük Türk düşünürü ve şair Yunus Emre, sevgi, saygı, hoşgörü, doğruluk, sabır, kanaat, cömertlik, fedakarlık, Allah sevgisi ve gönül yapmak gibi değerlerle yüzyıllardır insanlığa ışık saçıp yol gösteriyor.
Kesin doğum tarihi bilinmeyen Yunus Emre, çeşitli kaynaklara göre, 13. yüzyılın ortaları ile 14. yüzyılın ilk çeyreği arasında Anadolu'da yaşadı.
Türk-İslam halk düşüncesinin en önemli yapı taşlarından Yunus Emre'nin 1307-1308'de yazdığı "Risaletü'n-Nushiyye" ile vefatının ardından sevenlerinin derlediği şiirlerinden oluşan "Divan" isimli iki eseri bulunuyor.
Anadolu'nun manevi mimarlarından, her müminin arzuladığı ilahi aşkı anlattığı şiirlerini halk diliyle yazan Yunus Emre, Türkiye Türkçesinin tarihi devresinin ilk safhasını teşkil eden ve "Eski Anadolu Türkçesi" adı verilen bu şivenin oluşmasında rol oynadı.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) vefatının 700'üncü yılı nedeniyle 2021'i "Yunus Emre'yi Anma Yılı" kapsamına aldı. Cumhurbaşkanlığınca 2021'in "Yunus Emre ve Türkçe Yılı" edilmesiyle de etkinlikler yıl içine yayıldı.
Yunus Emre, her yıl mayıs ayı başında Eskişehir'in Mihalıççık ilçesindeki türbesinde Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası kapsamında düzenlenen etkinliklerle anılıyor. Hafta etkinlikleri çerçevesinde çeşitli kurum ve kuruluşların iş birliğinde 7-9 Mayıs'ta "Uluslararası Yunus Emre ve Dünya Dili Türkçe (YU-DİL)" adlı çevrim içi bilgi şöleni gerçekleştirilecek.
"Anadolu halkının bitmeyen umudu oldu"
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Öğretim Üyesi ve Yunus Emre Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Kamil Sarıtaş, AA muhabirine, Yunus Emre'nin Mihalıççık'taki Sarıköy'de (Yunus Emre Mahallesi) doğduğunu söyledi.
Yunus Emre'nin bir taraftan buhranların olduğu diğer yandan yeni oluşumların başladığı yüzyılda yaşadığını belirten Sarıtaş, şöyle devam etti:
"13-14. yüzyıllarda Moğol istilaları, Haçlı saldırıları ve taht kavgalarının olduğu görülmektedir. Bu dönemde Türklerin bulunduğu, Anadolu, İran ve Suriye coğrafyasında, siyasi yapı tamamen bozulmuş olup anarşi hüküm sürer. Böyle bir ortamda ve zamanda Yunus Emre ilim, irfan, sevgi, güven, ahlak, iyilik, doğruluk, adalet, yardımlaşma, birlik ve beraberlik üzerine çağrılar yaparak Anadolu halkının bitmeyen umudu olur. Nitekim sonraki yüzyıllarda bu düşüncelerin ve değerlerin özlemini çeken her insan Yunus Emre'yi 'Bizim Yunus' olarak benimsemiştir."
Yunus Emre'nin 'Bizim Yunus' olmasını sağlayan kişinin mürşidi Tapduk Emre olduğunu anımsatan Sarıtaş, "Yunus'un evrensel mesajlarından hareket ederek günümüzde sevgisizlik ve saygısızlık kaynaklı birçok sorunu çözmek mümkündür. Yunus Emre, toplumdaki insan ilişkilerinin sevgi üzerine inşa edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Yunus Emre bize hakikat yolundaki gerçek mutluluğun anahtarını sunuyor. Dün olduğu gibi bugün de Yunus diline ve gönlüne muhtacız. Her türlü şiddetin önlenmesinde, birlik ve beraberliğin sağlanmasında Yunus düşüncesine ve inanç şekline ihtiyacımız var. Bu nedenle Yunus'u sadece okul, cadde ve enstitü isimlerinde değil, hayatımızın her anında diri kılmalıyız. " değerlendirmesinde bulundu.
"Türkçeyi mayaladı, İslamlaştırdı, edebi dil haline getirdi"
Sarıtaş, Yunus Emre'nin "Risaletü'n-Nushiyye" adlı Mesnevi tarzında kaleme aldığı eserinin dini ve tasavvufi öğütleri, diğer eseri "Divan"ın ise henüz hayattayken Anadolu'da dilden dile dolaşmaya başlayan şiirlerini içerdiğini aktardı.
Yunus Emre'nin hayatı ve ortaya koyduğu eserleriyle geçmişten bugüne şairlere ilham kaynağı olduğunu anlatan Sarıtaş, "Yunus Emre ilahileriyle Müslümanların hayatında varlığını sürdürmüştür. Yunus Emre halkın seviyesine ve zevkine uygun bir tarzda düşüncelerini şiir yoluyla dile getirmiştir. Büyük bir mutasavvıf ve şairdir. Türk tasavvuf edebiyatının Anadolu'daki kurucusudur." dedi.
Doç. Dr. Sarıtaş, Yunus Emre'yi "Türkçenin süt dişi, Türkçeyi mayalayan ve İslamlaştıran, edebi dil haline getiren şahsiyet" olarak niteledi.
Şiirlerinde sevgi, saygı, hoşgörü, doğruluk, sabır, kanaat, cömertlik, fedakarlık, Allah sevgisi ve gönül yapmak gibi değerleri ele alan Yunus Emre'nin, İslam'ın aşk, umut, adalet ve hoşgörü çağrısının bugüne kadar arı ve duru şekilde yankılanmasını sağladığını vurgulayan Sarıtaş, şöyle dedi:
"Kendine özgü tarzıyla Türk edebiyatı, tekke şiirleri, Bektaşi şiirleri ve aşık edebiyatı alanında haleflerine önemli katkılar sunmuştur. Yunus Emre, sevgi, aşk, irfan ve hizmetle gönül yapmaya çalışmıştır. Türk edebiyatının en büyük mütefekkirlerinden biridir."
Sarıtaş, Yunus Emre'nin aynı zamanda Anadolu'da bir bakıma halk hekimi gibi dolaşarak halkın yaşadığı sorunlara çözümler getirmeye çalışıp toplumun psikolojik hafızasını onardığını sözlerine ekledi.
Eskişehir, AA