Yeşilyurt Belediyesi'nin bazı yöneticileri ve çalışanlarının aracılıklarıyla, toplam 90 kişiye 'gri pasaport (hizmet pasaportu)' çıkarılarak yurt dışına gönderilmeleriyle ilgili skandalda, olaya karışan ancak bu konuyla ilgili açılan davada sanık olarak yer almayan Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar (aşağıdaki fotoğrafta) ile bazı belediye ilgilileri ile ilgili olarak, davanın 3 sanığından biri olan ve Almanya'daki organizatör olduğu iddia edilen Ersin Kilit'in (üstteki fotoğrafta), Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nda verdiği ilk ifadede ilginç iddiaların yer alması dikkat çekti. Kilit, ifadesinde organizasyonla ilgili belgelerin Yeşilyurt Belediyesi'nce hazırlanıp kendisine gönderildiğini, kendisinin sadece belgelere imza atıp şirket mühürü bastığını iddia etti.
Davanın, tutuklu olan Ali Ayrancı ve tutuksuz olan Yeşilyurt eski belediye başkan yardımcısı Bekir Karakuş'un dışındaki üçüncü sanığı olan, tutuksuz yargılanan Ersin Kilit'in ifadesinde, Belediye Başkanı Çınar ile 'İsa' diye adını belirttiği, yurt dışına düzmece belgelerle gönderilerek skandala yol açanlarla ilgili evraklar konusunda kendisini aradığını söylediği ismin belediye çalışanı İsa Yumuk olduğu değerlendiriliyor.
Kilit'in, belediyede müdür vekili olduğu, ayrıca Çınar tarafından yeni görevlerle de ödüllendirildiği öğrenilen, skandalın ortaya çıkmasından sonra ‘İt ürür, kervan yürür’ diye sosyal medya hesabından paylaşım yaparak, yayınlanan ilk haberlere sözde tepki gösteren İsa Yumuk adlı belediye çalışanını kastettiği değerlendirilen iddialarının bir bölümü şöyle:
"..2019 yazının sonuna doğru ben taziye için Türkiye'ye gelmiştim, Ben Bingöllüyüm. O sırada Bingöl’de bulunuyordum. Bu süreçte bulunduğumuz muhitte kafe işletmesi nedeni ile Ali Ayrancı isimli şahısla tanıştım. Ara ara bu kafeye gidip geldiğim için şahısla samimiyetimiz arttı. Sonrasında Ali Ayrancı Malatya'dan eski ortağı ve aynı zamanda Belediye Başkan Yardımcısı olduğunu belirttiği Bekir Karakuş isimli arkadaşını benimle tanıştırdı. Hatırladığım kadarıyla yakın zaman aralığında Bekir Karakuş 3 kez Bingöl'e gelip gitti. Bu görüşmelerimizde Bekir Bey bana ‘Bizde Almanya'ya gelirsek bizimle ilgilenir misin ağırlar mısın’ tarzında şeyler söylüyordu. Ben de kendilerini iyi birileri görerek bu talebini olumlu karşıladım. Sonrasında 2020 yılının Ocak ayında Bekir Karakuş beni ve Ali Ayrancı’yı Malatya'ya davet etti. Birlikte Belediyeye geçtik. Bekir Bey bizi Belediye Başkanının (Mehmet Çınar'ın) odasına götürerek onunla tanıştırdı. ‘Bizi Almanya'da misafir edecek şahıs budur’ diye bahsetti. Orada konuşulurken Başkan Bey, ‘Bekir Karakuş ve Hasan isimli şahıs ve birkaç arkadaş daha gidersiniz' şeklinde şeyler söyledi. Hatta kalem müdürü olduğunu tahmin ettiğim şahsa da gidebileceğini söyledi, ancak o gidemeyeceğini, giderse başkan beyle gidebileceğini söyledi. Başkan bey belirlenecek bu beş kişinin ilk önce gideceğini, yazın da kendisinin de geleceğini söyledi. Ayrıca Başkan Bey, Bekir Karakuş'a 'bu işi sen organize et’ tarzında bir şeyler söyledi. Bu arada ben Başkan Bey ile görüştüğümüzde kendilerini misafir edebileceğimi ve masrafları vergiden düşebileceğimi söylemiştim. Akabinde biz belediyeden ayrıldık. Ali Ayrancı ve Bekir Karakuş ile birlikte yemek yedik. Bana burada herhangi bir şekilde belediye çalışanlar haricinde başka sivil şahısların Almanya'ya gönderileceğinden hiç bahsetmediler. Sonrasında ben Almanya'ya döndüm.
Almanya'ya döndüğümde belediyeden insan kaynaklarından olduğunu söyleyen ismini İsa diye hatırladığım şahıs beni telefonla arayarak konudan bilgimin olduğunu ve davet mektubu gönderip gönderemeyeceğimi sordu. Ben de bunu yabancı polisten talep etmem gerektiğini söyledim. Kendisi buna gerek olmadığını, resmi kurum olduklarını, dolayısıyla şirketinden davet gönderilmesinin yeterli olacağını söyledi. Ben burada Türkçe yazışma yapamayacağımızı, Türkçe Klavyemizin bulunmadığını söyledim. Bunun üzerine kendilerinin yazıyı hazırlayacağını, bu yazıyı şirket kaşesi ve imzası ile tekrar kendilerine göndermemi istedi. Ben de bu durumu onayladım. Bunun üzerine bana mail adresi üzerinden ilgili yazıyı gönderdiler. Ben de bu yazıyı şirket kaşesi vurarak kendilerine gönderdim. Sonrasında Bekir Karakuş beni telefon ile aradı. Bulunduğum şehir Hannofer'de bir program düzenleyip düzenleyemeyeceğimi, yerel belediye ile görüşme sağlayıp sağlayamayacağımı sordu. Ben de çalışanlarım aracılığı ile belediyeden talepte bulundum. Belediye başkanı yeni seçilmeleri nedeni ile yoğun olduklarını dile getirerek talebimizi karşılayamadı. Ancak bir rehber görevlendirerek onun eşliğinde şehri gezdirebileceklerini bildirdi. Bekir Bey bana kendilerinin de ayrı bir program hazırladıklarımı, bu kapsamında Nürnberg'e bağlı bir kasaba belediyesinden randevu aldıklarını, oranın bisiklet şehri olarak anıldığını, oradaki projeleri inceleyeceklerini bana söyledi. Ayrıca bir iki gün kendilerinin burayı gezdikten sonra bizi siz gezdirirsiniz şeklinde söyledi.
Şubat ayı içerisinde Bekir beyin söylediği gibi program gerçekleşti. Ben söylenen tarihte Bekir Karakuş ile diğer belediye başkan yardımcısı Şahin Özer'in gezmiş oldukları şehirden aldım. Yanlarında yaşlı bir bayan ve erkek de vardı. Bekir ve Şahin beyleri alarak yola çıktık. Önce Stutgard Mercedes Müzesi'ni, sonrasında Porce Müzesini birlikte gezdik. Akabinde Hannofer'e geçtik. Otele gittiğimizde Hasan, Nusret ve Ali Ayrancı gelmişlerdi. Onların geleceğinden haberimiz vardı. Ben Bekir Beyler ile ilgilendiğim için eşim onları havaalanından karşılayıp otele getirmişti. Hep birlikte belediyenin ayarlamış olduğu rehber eşliğinde şehri gezdik. Sonrasında Hamburg'u gezdirdim. Bir gün orada kaldık. Sonrasında belediye çalışanlarını havaalanına götürmek amacıyla aracımla Köln'e doğru hareket ettik. Araçta Ali Ayrancı’nın olmadığımı hatırlıyorum. Zira kendisi Bremen'de bulunan bir dükkan sahibi ile görüşeceğini söylemişti. Araç içerisinde hareket halindeyken ya da havaalanında iken tam olarak hatırlamıyorum ben Bekir Karakuş 17.000 Euro'yu İstanbul’da yaşayan ve kendisine borcum olan amcan oğlu Ali Kilit’e ulaştırıp ulaştıramayacağını sordum. Arkadaşları da bunu duyuyordu. Yani kendilerine hitaben bunu söyledim. Zira bu parayı Westernunion üzerinden gönderirsem ciddi bir masraf kesileceğini söyledim. Kendileri de sakınca olmayacağını söylediler. Ben bir kişinin 10.000 Euro'dan fazla para çıkaramayacağını, aksi takdirde cezaya girileceğini, bu nedenle üzerlerinde Euro varsa bunu hesap etmelerini, ona göre üzerlerine bu parayı almalarını söyledim. Hatırladığım kadarıyla iki kişiler, 7500'er Euro bir kişiye de kalan kısmı verdim. Ben bu parayı bu kişilerle gönderdiğimi Ali Kilit’e söyledim ve ‘paran başkan yardımcısında o sana ulaştıracak’ diye söyledim. Amcam oğlu Ali Kilit biraz ağır birisi olduğundan ve yoğun çalıştığından şahıstan havaalanında karşılayıp parayı alması teklif edemedim. Ben uçağın İstanbul üzerinden geleceğini de o tarihte hatırladığım kadarıyla bilemiyordum. Direk Malatya'ya uçuş yapılmış da olabilir. Sonrasında Ali Kilit ile görüşmemizde paran kendisine ulaştırılmadığını öğrendim. Yaklaşık iki hafta kadar para ulaştırımadı. Akabinde bu paranın banka üzerinden ulaştırıldığını öğrendim. Hatırladığım kadarıyla aynı yılın Mart veya Nisan aylarında yeniden Türkiye'ye geldim. Ancak ne amaçla geldiğimi şu an hatırlayamıyorum. Araçla Türkiye'ye gelmiştim. Yolumun üzerinde olduğu için ve Şahin Özer ‘Türkiye'ye gelirsen bize mutlaka uğra’ dediği için Yeşilyurt Belediyesi'ne uğradım. Şahin Bey'in odasına gittim. Şahin Bey de Bekir Karakuş’u çağırdı. Birlikte yemeğe gittik. Hatta bir projelerini de bana gösterdiler. Sonrasında Nusret Aslan'ın kayısıcı dükkanına uğradım. Akabinde ben Bingöl'e devam ettim. Sonrasında bu kişilerle bir daha yüz yüze hiç görüşmedim. Ancak telefon ile görüşmelerimiz olmuş olabilir. Zira benim kişiler ile bir sorunum yoksa iletişimim devam eder.
Ben Türkiye'ye geldiğimde Ali Ayrancı ile devamlı görüşürüm. Zira cafesine mutlaka uğrarım. O yıl yukarıda bahsettiğim Mart- Nisan ayı gelişim haricinde yazın da yaz tatili için geldiğimi hatırlıyorum. Almanya'da belediye çalışanlarını ağırlarken ben 45 kişilik bir grubun daha olduğunu ve bu şahısların karayolu ile geleceğini duydum. Ben Nürnberg'de bulunduğumuz esnada Bekir Karakuş ve Şahin Özer bulunduğu için Bekir'e diğer arkadaşlar nerede diye sorduğumda bana belediye çalışanlarından üç kişinin daha bir iki gün sonra geleceğini, diğer arkadaşların ise karayolu ile geleceklerini söyledi. Ben utandığım için karayolu ile gelecek olan şahısların kaç kişi olacağını sormadım. Ancak bir grup olduğundan bahsetti. Ben bu şahısları gezdirdiğim dönem içerisinde sadece otel masraflarını karşıladım. Onun haricindeki hiçbir masrafa karışmadım. Örneğin yemek masraflarını her seferinde bir kişi ödüyordu. Daha doğrusu herkes bu konuda ben ödeyeyim şeklinde atılıyordu.
Şüpheliye dosya kapsamında yer alan Nusret Aslan simli şalsın ifadesindeki kendisi ile ilgili kısmı okundu soruldu: Şahsın ifadesindeki tüm masrafların benim tarafından karşılandığı hususu doğru değildir. Ben sadece otel masraflarını karşıladım. Masrafları vergiden düşürdüğüm olayı da doğrudur. Ancak yapılan masrafın tamamı vergiden düşülememektedir. Bildiğim kadarıyla bu durumu muhasebecim daha iyi bilir %19 gibi bir KDV'yi masraf olacak düşebilmekteyiz. Yine şahısların Türkiye'ye dönüşlerinde yolda kendilerine 40.000 Euro teslim ettiğin hususu da doğru değildir. Yukarıda belirttiğim gibi sadece 17.000 Euro verdim. Bekir Karakuş'un benim yanımda diğer arkadaşlarına benim verdiğim para haricinde herhangi bir para verdiğini görmedim. 40.000 Euro mevzusu otelde bulunduğumuz sırada konuşuldu. ‘Ben Türkiye'ye para gönderecek olursam siz 4 kişisiniz, her biriniz ile 10.000 Euro, toplamda 40.000 Euro gönderebilirim’ diye söylemiştim. Şahsın beyanındaki belediyeye 100.000 TL gibi bir ücreti bağışlayacağım şeklindeki bayanı da doğru değildir. Zira ben bağış yapacaksam bundan kimsenin haberinin olması da gerekmiyor.
Nusret Aslan beyanındaki Ali Ayrancı ile birlikte Battalgazi Belediyesi'ne de benzer bir proje teklifi sunduğumuz bu amaçla Battalgazi Belediyesi yetkilisi ile bir araya geldiğimiz şeklindeki beyanları doğru değildir. Kabul etmiyorum. Benim bu şahıs ile aramda hiçbir sıkıntı yoktur. Tam tersi aramız çok iyidir. Halen de kartı yanımda bulunmaktadır. Sahsın neden bu şekilde beyanda bulunduğunu da bilemiyorum. Hatta bu olay basına yansıdıktan sonra Battalgazi Belediye Başkanı da basına bir demeç vererek benim kendileri ile görüştüğümü, aynı kapsamda kendilerine proje teklifinde bulunduğunu, ancak kendilerinin kabul etmediğini söylemişti. Ben bunun üzerine ilgili haberi yapan gazeteye ve Belediyenin mail adresine kendilerini şikayet edeceğimi, böyle bir durumun olmadığın yazdım.
Şüpheliye dosya kapsamımda yer alan Hasan Deviren isimli şahsın ifadesindeki kendisi ile ilgili kısmı okundu soruldu: Şahsın ifadesindeki tüm masrafların benim tarafından karşılandığı hususu doğru değildir. Ben sadece otel masraflarımı karşıladım. Uçak masrafları da kesinlikle benim tarafımdan karşılamış değildir. Yine şahsın Türkiye'ye dönüşlerinde yolda kendilerine 40.000 Euro teslim ettiğim hususu da doğru değildir. Yukarıda belirtiğim gibi sadece 17.000 Euro verdim. Yine şahsın Nusret Aslan diğer şahısların neden kendileri ile gezmediklerine dair bana sorusuna 'bu şahısların ayrı bir şehirde gezdirildiğini’ söylediğim şeklindeki beyanı da doğru değildir.
Şüpheliye dosya kapsamında yer alan Şahin Özer isimli şahsın ifadesindeki kendisi ile ilgili kısmı okundu soruldu. Şahin Bay gördüğüm edindiğim izlenime göre çok dürüst bir insandır. Söylediklerini kabul ederim. Ancak beyanlarımı tekrar ediyorum Belirtiği gibi kendisi ile ilk olarak Almanya'da otele geldiklerinde karşılaştık. Ancak beyanda geçtiği şekli ile bütün masrafların tarafımdan yapıldığı, bu masrafların tamamının, hatta tamamından fazlasının Alman makamları tarafından karşılandığı şeklindeki beyanda bulunduğum hususu doğru değildir. Yine 40 000 Euro konusundaki beyanım yukarıdaki beyanlarım gibidir. Ben o dönemde ne kadar para çektiğimi dahi hatırlıyorum. 40.000 Euro göndermek istemiştim. Ancak 17,000 Euro çıkmıştı.
Şüpheliye dosya kapsamında yer alan Ali Ayrancı isimli şahsın kolluk ifadesindeki kendisiyle ilgili kısmı okundu soruldu: Şahsın kendisi ile ilk olarak Almanya'da tanıştığım hususu doğru değildir. Yalan söylüyor. Kendisi ile tanışıklığımız hususunda yukarıda ayrıntılı bilgi vermiştim. Beyanında geçtiği gibi Bekir Karakuş ve Ali Ayrancı ile birlikte oturup sohbet etmiştik.
Şüpheliye dosya kapsamında yer alan Bekir Karakuş isimli şahsın ifadesindeki kendisi ile ilgili kısmı okundu soruldu: Şahsın beyanlarını kabul etmiyorum. İddia ettiği gibi yurtdışına bir grup insanı göndermek amacıyla Ali Ayrancı ile birlikte anlaşıp belediyeye bir proje sunmuş değilim. Olayın başlangıç benim yukarıda anlattım şekli ile olmuştur. Yine şahsın Almanya'da yapmış olduğumuz masrafların tamamın vergiden düştüğümüz ve bu projelerin uluslararası fonlar tarafından desteklendiğini belirttiğim şeklindeki beyanı doğru değildir. Ben uluslararası fonun ne olduğunu dahi bilmem. 40.000 Euro’ya ilişkin para kısmına dair beyan ettiği hususlarda doğru değildir. Olay anlattığım şekli ile olmuştur. Ayrıca ikinci kafilenin gönderimine ilişkin Ali Ayrancı ile birlikte Malatya'ya gelip görüşmeler yaptığım hususundaki beyanları da doğru değildir. Yine her iki projeden de baştan beri haberdar olduğum ve ikinci kafile nedeni ile 170 civarındaki bisikleti Belediyenin Gençlik Spor Müdürlüğü’ne bağışladığım şeklindeki beyanı da doğru değildir. Kendileri ile bisiklet şehrini gezdiğimizde bir şirket ile görüşmüştük. Bu şirket bisiklet üretimi yapıyordu. Malatya Belediyesinin bu konudaki projesinden konuşuldu. Şirket sahipleri belediyeye bisiklet yardım edeceklerini beyan etmişlerdi. Ancak bu konuda bir adım atıp atmadıkların, bisiklet gönderip göndermediklerini ben bilemiyorum. Böyle bir şeye aracılık etmiş değilim. Ben kesinlikle bisiklet yardımında bulunmadım. Bir başka kişi aracılığıyla da teslimat yapmadım.
Ben bu olaylar nedeni ile herhangi bir usulsüzlük yapmadım. Herhangi bir ticari kazanç elde etmedim. Şayet bu tarz bir şey yapmış olsaydım Almanya'da gezdiğimiz sırada Ali Ayrancı hep Bekir Karakuş ile birlikte ben ise hep Şahin Özer ile birlikte geziyordum. Şahin Özer bir durum olsaydı kesinlikle fark ederdi. Dolayısıyla bu proje kapsamında yurtdışına belirtilen şahısların iki kafile şeklinde çıkarılması noktasında benim bir katkım olmamıştır. Ben sadece Belediye Çalışanlarını gezdirdim. Bunun dışında bir eylemim olmamıştır."
Kilit, suçlamaları kabul etmediğini belirterek, suçsuz olduğunu öne sürdü.
GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE DAVA AÇILMIŞTI..
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yeşilyurt Belediyesi’nin aracı kılınarak sözde çevre projesine dahil edilerek, gri pasaport düzenletip Almanya’ya götürülen ve hiçbiri Malatyalı olmayan, Malatya’da yaşamayan 90 kişinin Türkiye’ye dönmemesi üzerine başlatılan “Göçmen Kaçakçılığı Soruşturması” geçtiğimiz günlerde tamamlanmıştı.
Cumhuriyet Savcısı Fahri Ersoy tarafından hazırlanan iddianamede Yeşilyurt eski Belediye Başkan Yardımcısı Bekir Karakuş, Bingöl-Servi eski belediye başkanı Ali Ayrancı ve olayın Almanya’daki bağlantısı olduğu iddia edilen Ersin Kilit hakkında “Göçmen Kaçakçılığı Yapma” suçundan Malatya 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Bu 3 sanık hakkında “Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlamak” iddiasıyla 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası talep ediliyordu.
İddianamede Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar ile ilgili olarak, “Hakkında Ön İnceleme Talebinde Bulunulan” ifadesine yer verildi. İddianamede Mehmet Çınar'ın tanık olarak ifadesi yer aldı.
Soruşturma kapsamında Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcısı Bekir Karakuş, Bingöllü eski belde belediye başkanı Ali Ayrancı ile Almanya’daki organizatör Bingöllü Ersin Kilit “Göçmen Kaçakçılığı” suçlamasıyla 22 Haziran 2022 tarihinde tutuklanmıştı. Bekir Karakuş, Temmuz ayının ilk haftasında, Ali Ayrancı 2 Eylül’de ve Ersin Kilit ise 14 Eylül’ de tahliye edilmişti. Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine Ali Ayrancı hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı. İddianamenin kabul edilmesi ile birlikte Malatya 10. Asliye ceza Mahkemesi, Ali Ayrancı hakkında tutuklama kararı verdi.
Savcılık iddianamesinde; olaya çeşitli şekillerde adları karışan İsa Yumuk, Nusret Aslan, Şahin Özer, İlhan Yıldıran, Memet Sait Aytekin, Hasan Deviren, Murad Baysanğur, Mehmet Gödekmerdan, Bekir Karakuş, Serdar Kuyuldar, Ersin Altınöz, Fikret Onhan, Eser Çal, Ahmet Açık, Ahmet Cebeci, Gülşen Algül, Mehmet Kılıç hakkında, "Görevi Kötüye Kullanma, Göçmen Kaçakçılığı" suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin ek karar verildiği belirtilirken, hakkında dava açılan isimlerden Bekir Karakuş'un adının da bu grupta yer almasına bir anlam verilememişti. Soruşturma aşamasında, olayla ilgili olarak hakkında soruşturma izni istenen, İçişleri Bakanlığı tarafından verilen soruşturma izni de, Danıştay 1. Dairesi tarafından tartışmalı bir başvuru ve 3'e 2 çoğunlukla alınan kararla iptal edilen Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, iddianamede sadece 'tanık' olarak yer almıştı.
malatyahaber.com