Malatya Belediyesi tarafından “Aile Yapımıza Yönelik Tehditler” konulu panel düzenlendi.
Panele ilişkin olarak belediyenin basın bülteni şöyle:
"Malatya Belediyesi tarafından 2011 yılı kültürel etkinlikleri kapsamında “Aile Yapımıza Yönelik Tehditler” konulu panel gerçekleştirildi.
28 Mayıs Cumartesi günü gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Behice Erci, Prof. Dr. Osman Özsoy ve Eğitimci-Yazar Vehbi Vakkasoğlu katıldı.
Belediye Konferans Salonunda düzenlenen Panele, Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın yanı sıra, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, belediye meclis üyeleri, daire müdürleri ve vatandaşlar katıldılar.
Panel’den önce kısa bir konuşma yapan UMUT-DER Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Erşan, terbiye denilince ilk akla gelenin aile olduğunu belirterek, ailenin talim ve terbiyede birinci sıradaki okul olduğunu söyledi.
Erşan, “Aile, cemiyetin en önemli mülküdür. Bu mülkün sağlamlığı, Millet ve Devletin de sağlamlığı demektir. Anne - Baba olmak isteyen herkes iyi nesiller yetiştirmenin yollarını öğrenmelidir. İyi nesiller yetiştirmek için de doğru bilgiye ihtiyaç duymaktayız. İşte bu panel bizlere doğru bilgiyi verecektir” dedi.
Panel’in açılış konuşmasını yapan Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise önemli bir panel konusu seçildiğini belirterek, bir toplumun güçlü olabilmesi için aile yapısının da çok güçlü olması gerektiğini söyledi.
Başkan Çakır, “Aile yapısı insanlık var olduğu müddetçe hep olacaktır. Hz. Adem ve Hz. Havva’dan beri aile yapısı hep olmuştur. Aile; Anne, Baba ve çocuktan oluşan en küçük toplumdur. Bu toplum o kadar önemli ki, bir milletin var oluşunu, çekirdeğini temsil ediyor. Biz güçlü toplum olacaksak, dünyada söz sahibi ülke olacaksak önce iyi bir aile yapısına sahip olmamız gerekiyor. Aile’yi, toplumu şekillendiren ilk eğitim kurumu olarak görmemiz gerekiyor. Suç işleme oranlarına baktığımız zaman toplumda ailesi dağınık olan bireylerin suç işleme oranı daha yüksek. Bu tablo gösteriyor ki aile yapısı düzgün toplumlarda suç işleme oranları da çok düşük. Mutlu bir toplum, mutlu ailelerin bir araya gelmesiyle oluşur. Bu panelimizde hocalarımız bu erozyonları ve neler yapmazı gerektiğine dair bilgiler verecekler. Kendilerine bu panelimize katıldıkları için teşekkür ediyorum” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından panele geçilirken, Paneli Prof. Dr. Behice Erci yönetti.
Ailenin toplumun en önemli yapısı olarak belirten Prof. Dr. Behice Erci, Türk toplumunun en büyük gücünün aile yapısı olduğunu söyledi.
Erci, “Son yıllarda bu yapımızda olumsuz etkileşimler oluşmaya başladı. Aile bağlarımızı gevşetici, tehdit edeci ya da zayıflatıcı faktörleri ele alarak çözüm yolları üretmemiz gerekiyor. Bugün batı ülkeleri aile bağlarının zayıflığından yakınmakta ve özendirerek aile bağlarını güçlendirmeye çalışmaktadır. Batı dünyası bunu yaparken biz de bu güçlü olan gücümüzü daha çok geliştirmeliyiz. Bu nedenle konusu ve amacı gayet önemli olan panelimizi düzenleyen Malatya Belediyemize teşekkür ediyorum” dedi.
Panelde ilk olarak konuşan Prof. Dr. Osman Özsoy, “İletişim araçlarının aile hayatımızdaki etkileri” konusunu anlattı.
Teknoloji’nin gelişmesiyle birlikte aile bireylerinin değişime uğradığını belirten Prof. Dr. Osman Özsoy, 10 yıl önce televizyon, bu dönemden itibaren ise internetin çocuklar ve aile üzerinde önemli bir tehlike oluşturduğunu söyledi.
Özsoy, “Cep telefonu, internet gibi iletişim araçlarının insan dünyasına girmesiyle birlikte insan ilişkileri bir erozyona uğramaya başladı. Bu erozyon batı dünyasında daha fazla hissedilse de bizim toplumumuzda da artmaya başladı. İnternetle birlikte yeni bir dönem başladı. İnsanlar internet tehlikesi ile karşı karşıya. İnternette bir günde 345 milyar email gönderiliyor. Her şey bir yerde stoklanıyor. İnternette sosyal paylaşım siteleri insanlar için en büyük tehlikeyi barındırıyor. İnsanlar kendilerini internette fişletiyor. Son 5 yılda yapılan araştırmalar sonucunda 5 boşanma davasından üçü sosyal paylaşım sitelerindeki yazışmalardan ve gösterilen fotoğraflardan kaynakladığı açıklandı. Yazdığınız her şey orada kayıtlı, başkalarıyla çektiğiniz resimleri izinsiz koymayın. Sosyal paylaşım sitelerini kullanan insanlar bilmedikleri birçok insanla arkadaşlık ediyor. Bu da tehlikenin boyutunu artırıyor” dedi.
Eğitimci-Yazar Vehbi Vakkasoğlu ise Ailede sevgi iletişimi konusunda bilgi ve birikimlerini anlattı.
Aile temellerini ne kadar sağlam atarsa, internet başta olmak üzere birçok tehdidin bu yapıyı yıkamayacağını belirten Vakkasoğlu, “İç tehditleri önlemek için öncelikle çocuklarımıza aileyi anlatmamız gerekiyor. Aileler kendi içinde meclis kurmalı. Küçük yaştaki çocuk da konuşabilmeli. Yetişkinler de konuşabilmeli ama öncesi sevgi ibadetini yerine getirmeliyiz. Yani Allah’ın insanlara lütuf ettiği sevgiyi, insanlarda bir birleri arasında yaşamalıdır. İnsanlar aynı yastığa baş koyduğu insanın elini sevgiyle tutmalı, sevgiyle gözünün içine bakmalı. Sevginizi hem yanındaki insanlara, ailene, akrabalarına ve topluma hissettireceksin. Çocukları mutlaka dinlemelisiniz. Çocuklarımıza, ailemize ne kadar iş temposu olursa olsun haftanın iki gününü ayırmalıyız. Dört duvarı sevgi cennetine çevirmeliyiz” dedi.
Annelerin son zamanlarda evlatlarına bazı yanlış öğütler verdiğine değinen Vakkasoğlu, insanların cennet yatırımını unuttuğunu, sevgi ve hoşgörü gibi insana özgü duyguların kaybolmaya başladığını söyledi.
Vakkasoğlu, “İnsanlar arasında sevgi serasını ne kadar yeşertirsek iç ve dış tehditler o kadar kaybolacaktır. Gönüller başka yerlere kayarsa bu tehlikeler daha çok artar. Bugünün Çanakkale’si Ailedir. Bunu kaybettiğimizde bir daha Çanakkale’miz olmaz. Ne insan yetiştirebiliriz, ne de çocuk yetiştirebiliriz. Sevginizi ne insanlardan, ne de yaşamdan esirgemeyin. İnsanı sevin, hayatı sevin, çocuğu sevin, kelebeği sevin, sevginizi eksiltmeyin” dedi.
Panelin sonunda Belediye Başkanı Ahmet Çakır panelistlerin hepsine kayısı ve kayısı kristali hediye etti."
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.