SON DAKİKA
SON DEPREMLER

KADES'li Kadın 4 Milyonu Geçti

KADES'li Kadın 4 Milyonu Geçti
A- A+ PAYLAŞ

EmnCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı İstanbul Kongre Merkezi'nde "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" dolayısıyla düzenlenen programda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, şiddet olgusunun kişilerin hayat kalitelerini büyük ölçüde zedeleyen, yöneldiği kişi ve gruba zarar veren sosyal sorunların başında geldiğini, dünyada her yıl yaklaşık 1,5 milyon insanın şiddet sebebiyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Şiddetin yaş, milliyet, eğitim ve kültürel değerleri gözetmeksizin hemen her ülkede yoğun olarak yöneldiği kesimlerden birinin ise kadınlar olduğunu dile getiren Yanık, "Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünyada her üç kadından biri hayatının herhangi bir döneminde şiddete maruz kalıyor. Bu haliyle kadına yönelik şiddet küresel bir sorundur ve temel insan haklarının ve özgürlüklerinin ihlalidir. Kadına yönelik şiddeti diğer şiddet türlerinden ayıran en önemli fark, kadınlar ve erkekler arasındaki eşit olmayan güç ilişkilerinin sonucu olarak ortaya çıkmasıdır." ifadelerini kullandı.

Yanık, kadına yönelik şiddetin en başta ailenin düşmanı olduğunu, aile içi şiddetten en çok etkilenenlerin ise çocuklar olduğunu vurguladı.

Kendilerine düşen görevin zarar gören herkesi korumak olduğunu belirten Yanık, 25 Kasım'ın kadına yönelik şiddetle mücadeleyi kamuoyunda daha görünür kılmak üzere tarihe not düşülen anlamlı bir gün olduğunu, şiddetle mücadeleyi bir güne indirgemediklerini, şiddet vakaları bitene kadar mücadele edeceklerini kaydetti.

"Önümüzdeki yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapacak olanlar güçlü aileler olacak"
Bakanlık olarak aile odaklı çalışmalar yürüttüklerini aktaran Yanık, "Hangi aile? Nasıl bir aile istiyoruz? İçinde her türlü şiddetin, haksızlıkların ve istismarın yaşandığı bir aile mi? Yoksa sağlıklı, mutlu, huzurlu üyeleri olan, birbirlerini tamamlayan kişilerden oluşan bir aile mi? Elbette kastettiğimiz sağlıklı ve mutlu bireylerden oluşan güçlü aileler. Çünkü biz, güçlü ailelerin güvenli toplumları oluşturacağına inanıyoruz. Yine inanıyoruz ki önümüzdeki yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapacak olanlar da bu güçlü aileler olacaktır." diye konuştu.

AK Parti hükümetleri olarak 2002'den bu güne Türkiye'de kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir vizyonu ortaya koyduklarını ifade eden Yanık, 2006'da yayınlanan "Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler" başlıklı genelgeyle toplumun adalet duygusunu sarsan "töre ve namus cinayeti" kavramını gündemden çıkardıklarını bildirdi.

"Önümüzdeki dönemde 7 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezini açacağız"
Bakan Derya Yanık, 2012'de çıkarılan 6284 Sayılı Kanun'un, ailenin korunmasına ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair hukuki zeminin güçlendirilmesi yönünde kararlı bir adım olduğuna işaret ederek, 27 Mayıs'ta Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliklerle de kamuoyunun kravat indirimi olarak bildiği takdiri indirim nedenlerinin ortadan kalktığını, kadına karşı işlenen suçlara karşı cezaların ağırlaştırıcı sebep sayıldığını anlattı.

2021-2025 dönemini kapsayan 4. Ulusal Eylem Planı çerçevesinde "Toplumsal Farkındalık", "Koruyucu Önleyici Hizmetler", "Politika ve Koordinasyon", "Adalete Erişim ve Mevzuat", "Veri ve İstatistik" olmak üzere 5 ana hedeflerinin olduğunu kaydeden Yanık, şöyle devam etti:

"Yeni dönemde de şiddetin öğrenilen bir davranış modeli olmasından hareketle 'Toplumsal Farkındalık' çalışmalarımızı anaokullarını da kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Böylece erken yaşlardan itibaren şiddetin bir iletişim biçimi olmadığını öğretmeye ve bunun kalıcı bir biçimde yerleşmesini sağlamaya çalışacağız. Öte yandan şiddeti vuku bulmadan önlemek amacıyla 'Koruyucu ve Önleyici Hizmetler'e ağırlık veriyoruz. Bu kapsamda Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizin sayısını 82'ye yükselttik. Önümüzdeki dönemde 7 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi'ni daha illerimizde açmış olacağız. İçişleri Bakanlığımız koordinasyonunda elektronik kelepçe kapasite sayısını yüzde 50 oranında artırdık. KADES uygulamasını indiren kadın sayısı 4 milyonu aştı."

Yanık, şiddetin etkilerini azaltma ve mağduru güçlendirme çalışmalarının yanında faile yönelik rehabilitasyon ve eğitim süreçlerini de bu dönemde yaygınlaştıracaklarını vurguladı.

"Adli süreçte kadınların haklarını aktif kullanmalarını kolaylaştırıcı tedbirler anılacak"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, şiddete sıfır tolerans anlayışının tüm plan, program ve politikalarda yer almasını temin etmek üzere tüm paydaşlarıyla güçlü bir koordinasyon sağlayacaklarına dikkati çekti.

Yeni dönemde "Adalete Erişim ve Mevzuat" hedefi kapsamında adli süreçlerde kadınların haklarını daha aktif kullanmaları için kolaylaştırıcı tedbirler alınacağını belirten Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"6284 sayılı yasanın etkin uygulanması ve uygulamadaki sorunların giderilmesine öncelik vereceğiz. Kadına yönelik siber şiddetle mücadele ve internetin güvenli kullanımına yönelik özel içerikler hazırlayacağız. Akademik çalışmaları ve saha çalışmalarını kesintisiz devam ettireceğiz. Şiddeti önlemek üzere oluşturacağımız politikaları sahadaki tespitlerimiz doğrultusunda planlayacağız. Mağdura, şiddetin bir kader olmadığını, faile ise sorunların şiddet uygulanarak çözülemeyeceğini öğretmeye kararlıyız."

Kadına yönelik şiddeti önlemede attıkları her adımı sağlıklı bir toplum ve gelecek tasavvurunun bir zorunluluğu olarak gördüklerini söyleyen Yanık, mücadeledeki katkılarından dolayı Adalet, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığına teşekkür etti.

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız