"Türk Kadını ve Siyasal Bilinç" konulu araştırma, kadınların siyaset algısını kapsamlı bir biçimde ortaya koydu. Araştırma sonuçlarına göre; son seçimlerde oy kullanan kadın seçmenlerin yüzde 46'sı seçim sistemine güvenmiyor, yüzde 25'i vereceği oyun bir şey değiştirmeyeceğine inanıyor.
Yaşar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Uğur Oral, Türkiye'nin farklı coğrafyalarında yaşayan ve farklı sosyokültürel özelliklerde 958 kadının katıldığı "Türk Kadını ve Siyasal Bilinç" başlıklı iki ay süren bir araştırma yaptı. Dr. Uğur Oral'ın gerçekleştirdiği araştırma, kadın seçmenlerin siyaset algısına dair önemli ipuçları verdi. Araştırmada elde ettiği sonuçların Türk kadınının siyasette eleştirdiği hususların yanı sıra beklentilerini ve taleplerini de dışa vurduğunu belirten Dr. Uğur Oral, çalışmasının özellikle ülke genelinde siyaset kurumuna yön veren kimselere de bir bakış açısı sunacağına inandığını söyledi.
Kadınların oyları seçimlerde belirleyici
Türkiye'de, kadın seçmen sayısının erkek seçmen sayısının üzerinde olduğunu, dolayısıyla kadınların oylarının seçimlerin sonucu üzerinde belirleyici etki sahibi olduğunu hatırlatan Yaşar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Uğur Oral, "Türkiye'de ulusal ölçekte gerçekleştirilen son seçim olan 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimini baz alırsak toplam 57 milyon 58 bin 636 seçmen oy kullanmış. Seçmenlerin cinsiyete göre dağılımında ise kadın seçmen sayısı 28 milyon 929 bin 732 ve toplam seçmen üzerindeki payı yüzde 50,7. Erkek seçmenlerin sayısı ise 28 milyon 128 bin 904 ile genele göre yüzde 49,3 oranında. Bu oranlar göstermekte ki kadın oylarının seçimin kaderine olan etkisi erkek oylarından daha fazla. Dolayısıyla Türk kadınının siyasal bilinç düzeyi, siyaseti algılama şekli ve siyaset kurumuyla ilişkisi, ülkemizin siyasi geleceği, demokrasinin ve rejimin yarınları açısından büyük önem taşıyor. İşte bu nedenle araştırmamda, Türk kadınının siyaseti nasıl algıladığını belirlemek ve ulaştığım bulgular ışığında kadınların siyaset kurumundan beklentilerini ortaya çıkarmak istedim" dedi.
Düzenli oy kullanıyorlar
Uğur Oral, araştırmaya katılan 958 kadından yüzde 63'ünün evli, yüzde 40'ının bekar olduğunu, yüzde 40'ının 54-65, yüzde 26'sının 41-53, yüzde 9'unun 28-40, yüzde 6'sının 18-28 yaş aralığında, yüzde 9'unun ise 65 yaş üzerinde olduğunu söyledi. Araştırmada "Kadın ve Seçim" ilişkisine yönelik önemli sonuçlara ulaştığını da aktaran Dr. Uğur Oral, "Sorulara yanıt veren kadınların yüzde 98'i, ulusal ve yerel tüm seçimlere hiç aksatmadan katıldığını belirtti. Seçimlerde düzenli oy kullanmadığını belirten kadınların oranı sadece yüzde 2. Bu oran, 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerindeki seçime katılım oranı olan yüzde 84,3'ün oldukça üzerinde ki bu da kadın seçmenin sandığa ve oyuna sahip çıktığını gösteriyor. Düzenli oy kullanmadığını ifade edenlere neden sandığa gitmedikleri sorulduğunda, kadınların yüzde 46'sı seçim sistemine güvenmediğini, yüzde 25'i vereceği oyun bir şeyi değiştireceğine inanmadığını, yüzde 21'i mevcut partilere güvenmediğini, yüzde 8'i ise seçim günü bir başka yerdeyse programını bozup, oy kullanmaya gelmek istemediğini belirtti" dedi.
Siyasetin oyuncusu değil seyircisi
Araştırmada kadınların siyasetin ne oranda içinde olduklarını, yani siyasi parti üyeliklerini de sorguladığını belirten Öğretim Görevlisi Dr. Uğur Oral, "Araştırma sorularına yanıt veren kadınların sadece yüzde 20'si bir siyasi partiye üye olduğunu ifade etti. Yüzde 77'si şimdiye kadar hiçbir partiye üye olmamış, yüzde 3'ü ise bir siyasi partiye üyeyken sonradan ayrılmış. Bu oran, kadının siyasetin aktif bir oyuncusu olmaktansa seyircisi olmayı tercih ettiğini gösteriyor ki kadınların siyasete katılımının azlığını gözler önüne seriyor" diye konuştu.
Siyasi partiler kadınlara yeterince ulaşamıyor
Dr. Uğur Oral, siyasi parti üyeliği bulunan ve bulunmayan kadınlara farklı sorular yönelterek, siyaset kurumu hakkındaki görüşlerini daha kapsamlı bir biçimde ortaya çıkarmak istediğini belirterek şöyle devam etti:
"Bir siyasi partiye üye olmayanlara neden siyasetin dışında kalmayı tercih ettikleri sorulduğunda, yüzde 56'sı kendilerini ifade edecekleri bir siyasi parti olmadığını, yüzde 29'u siyasete ilgi duymadığını, yüzde 12'si zamanının olmadığını belirtirken yüzde 3'lük bir kesim ise bir siyasi partiye nasıl üye olacaklarını bilmediğini belirtti. Yine bir partiye üye olmayanlara ileride bir siyasi partiye katılmak isteyip istemeyecekleri sorulduğunda ise yüzde 56'sı kesinlikle bir siyasi partiye üye olmayı düşünmediklerini, yüzde 44'ü ise fikirlerini yansıtacakları bir partiye katılmayı düşünebileceklerini beyan etti. Bir siyasi partiye üye olduğunu ifade edenlere yöneltilen 'Parti üyeliğiniz nasıl gerçekleşti' sorusuna yüzde 80'i 'Kendim başvurdum' yanıtını verirken bir siyasi partiden davet geldiğini belirtenlerin oranı ise yüzde 20. Bu sonuç, siyasi partilerin kadınları bünyelerine alma, politikaya çekme bağlamında yeterli oranda davetkar ve teşvik edici olmadığını gösteriyor. Yine bir siyasi partiye üye olan kadınlara, mensubu oldukları partilerde kadın ve erkeklerin eşit yükselme ve bir makama aday olma şansı bulup bulmadıkları sorulduğunda, yüzde 30'u erkeklerle eşit şansa sahip oldukları önermesine katılmadığını, yüzde 21'i ise kesinlikle katılmadığını belirtti. Kadınların yüzde 14'ü kararsız olduğunu, yüzde 25'i katıldığını, yüzde 10'u ise kesinlikle katıldığını ifade etti"
Kadınlar STK'lara daha yakın
Araştırma sonuçları ışığında siyasete mesafeli duran kadınların, sivil toplum kuruluşlarına katılım hususunda daha hevesli olduğunu vurgulayan Dr. Uğur Oral, "Araştırma sorularını yanıtlandıran kadınların yüzde 46'sı sivil toplum örgütlerine üye. Yani kadınlar, STK'ların bünyesinde görev almaya daha açık. Ancak kadın derneklerinin çalışmalarıyla ilgili görüşleri sorulduğunda, kadınların eleştirel bir tutum içinde oldukları dikkat çekiyor. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 42'si kadın derneklerinin, hemcinslerinin sorunlarının ve beklentilerinin duyurulmasında etkisini yetersiz bulurken yüzde 13'ü kesinlikle yetersiz diyor. Kadınların yüzde 20'si kararsız olduğunu belirtirken, olumlu görüş bildirenlerin yani kadın derneklerinin çalışmalarını başarılı bulanların oranı yüzde 25. Kadınların yanıtlarındaki ayrışmanın azaldığı konulardan birisi de siyasi partilerin kadın kollarına bakış açısı. Kadınların yüzde 78'i siyasi partilerin bünyelerindeki kadın kollarının kadınların siyasete katılımını arttırma yolunda önemli olduğu kanaatinde. Kadınların yüzde 9'u bu konuda kararsızken kadın kollarının etkisinin olmadığını düşünen kadınların oranı yüzde 13. Demokrasi kültürünün önemli bir unsuru konumundaki STK'larla çalışmayı tercih eden kadınlar, demokratik kitle hareketlerinin de içinde yer almaya eğilimli. Araştırma sorularını yanıtlandıran kadınların yüzde 74'ü daha önce miting, yürüyüş, imza kampanyası gibi demokratik kitle hareketlerine katıldıklarını belirtirken daha önce hiçbir demokratik hareketin içinde yer almadığını ifade edenlerin oranı yüzde 26" diye konuştu.
Kadınlar ve kadın siyasetçiler arasında kopukluk var
Araştırma sonuçlarının kadınlar ve kadın siyasetçiler arasında bir kopukluk olduğunu ortaya çıkardığını da belirten Dr. Uğur Oral, sürekli temas halinde oldukları bir kadın siyasetçi olup olmadığı sorulduğunda, katılanların yüzde 80'inin bu soruya "Hayır" yanıtı verdiğini, "Evet" diyenlerin oranının sadece yüzde 20 olduğunu söyledi. Kadın siyasetçilerin hemcinslerinin önlerini açma konusundaki çabalarının da kadınlar tarafından yeterli bulunmadığının altını çizen Dr. Oral, "Aktif siyasette yer alan kadınların diğer kadınların da siyasete katılmaları yönünde bir çaba içinde olup olmadıkları hususunun irdelendiği soruya kadınların yüzde 36'sı hayır yanıtını verdi. Kadın siyasetçilerin bu konuda çabalarını yeterli gören kadınların oranı yüzde 29. Bu soruda dikkat çeken husus ise yüzde 35 ile kararsızlardaki yığılma. Yanıtlardaki bu dağılım, kadınların kendilerini temsilen aktif siyasette bulunan hemcinslerinden, kadının siyasetteki konumunu güçlendirici çalışmalar beklediğini ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 91'i kadın aday sayısını yeterli bulmuyor. Yeterli bulanların oranı ise sadece yüzde 4. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 69'u, kadın kotası uygulamasının olumlu sonuç vereceğini düşünüyor. Kadınların yüzde 17'si kota uygulamasının etkili bir yöntem olacağına inanmazken kararsız olduğunu beyan edenlerin oranı yüzde 14" şeklinde konuştu.
Kadın adayların kadın oylarına etkisi
Peki, kadınlar oy vereceği partiyi belirlerken hangi kriterlere göre hareket ediyorlar, yani karar verme sürecinde neler etkili oluyor? Bu soruya da yanıt aradığını ifade eden Dr. Uğur Oral, "Katılımcıların yüzde 69'u partilerin programını ve vaatlerini esas aldığını belirtirken yüzde 13'ü lidere, yüzde 10'u aday listesine, yüzde 4'ü kamuoyunda hakim olan genel kanıya, yüzde 4'ü ise ailesinin genel siyasi çizgisine göre oy kullandığını belirtti. Özellikle seçim dönemlerinde hemcinslerini aday gösteren partilere özel bir destek verip vermedikleri sorulan kadınların yüzde 36'sı, bunun kendileri için bir kriter olmadığını belirtiyor. Kadın aday gösteren partileri özellikle tercih ettiğini belirten kadınların oranı yüzde 40 iken yüzde 24 ise kararsız. Yani kadınların sadece kadın aday gösterdiği için bir partiye oy verme eğiliminde olmadıklarını, adayın potansiyelini de sorguladıklarını söyleyebiliriz. Kadınların siyasi kanaatlerinin oluşumunda sosyal medyanın etkili olduğunu da görüyoruz. Bunu yazılı basın izlerken, onu da sırasıyla televizyon ve internet medyası izliyor" diye konuştu.
Kadınların gönlü milletvekilliğinde
Araştırmada kadınlara siyasi erkten bir yardım talebi olduğunda ilk başvurduğu siyasi kişi veya kurumun hangisi olduğunun da sorulduğunu ifade eden Dr. Uğur Oral sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kadınların yüzde 38'i böyle bir durumda ilk olarak belediye başkanlıkları ile temasa geçtiğini belirtirken bunu yüzde 26 ile CİMER takip ediyor. Kadınların yüzde 16'sı siyasi partilerin il ve ilçe başkanlıklarına başvurduklarını, yüzde 14'ü muhtarlık kanadıyla sorunlarını ilettiğini ifade ederken TBMM'ye başvuranlar, yani milletvekillerinden yardım isteyenler en düşük oranı, yüzde 6'lık kesimi oluşturuyor. 'Mevcut siyasi partiler arasında yakın gördükleri bir parti var mı' sorusuna ise katılanların yüzde 11 kesinlikle olmadığını, yüzde 21'i ise olmadığını söylemiş. Bunun yanında kadınların yüzde 35'i kendi görüşünü belirten bir partinin olduğunu, yüzde 7'si ise kesinlikle olduğunu belirtmiş. Bu konuda bir fikri olmayanların oranı ise yüzde 26. Araştırmada kadınlara siyasette gönüllerinde yatan makamın milletvekilliği olduğu sonucu ortaya çıkıyor. 'Siyasette bir makama talip olsaydınız bu makam hangisi olurdu' diye sorulan kadınların yüzde 40'ı milletvekili olmak istediğini belirtirken yüzde 24'ü belediye meclis üyesi, yüzde 18'i belediye başkanı, yüzde 10'u muhtar, yüzde 8'i de il veya ilçe başkanı olmak isteyeceğini belirtti"
İzmir, iha