Girişimsel Kardiyoloji Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kardiyoloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Özdemir, kalp hastalarına uyarı ve önerilerde bulundu. Sigaradan, yağlı yiyeceklerden uzak durulması ve egzersiz yapılması gerektiğini vurgulayan Özdemir, Ege Bölgesi'nde kalp hastası sayısının azlığının zeytinyağından kaynaklandığını belirtti.
Prof. Dr. Ramazan Özdemir, şunları söyledi:
"Türkiyede bu konuda yapılan bir çalışma var. Bu çalışmada gerçekten Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesinde koroner arter hastalığı, Ege ve Marmara bölgesiyle karşılaştırıldığını daha fazla görüldüğü izlendi.
Tabii bunun alt nedenlerine indiğimizde yemek kültürü, aşırı yağlı etli yiyeceklerin yenilmesi, doymuş yağların, kuyruk yağlarının kullanılması kültürü vardır.
Ege tarafında daha düşük olması daha çok, yeşil sebze- meyve tüketiminin fazla olması, balık türü tüketimlerin fazla olması ve zeytinyağı o civarlarda yoğun kullanılması, bu bir kültür tabii.
Karadeniz bölgesinde ilginç bir sonuç çıktı. Koroner arter hastalığının yüksek olduğu görüldüğünde. Direk bakıldığında Karadeniz bölgesinde de balık yenildiği, niçin Karadeniz bölgesinde koroner arter hastalığı yaygın. O da o bölgenin yoğun tereyağı tüketimine bağlandı. Tereyağı tüketimi çok fazla. Balık tüketimi var ama denize direkt yakın yerleşim alanları çok çok düşük. Daha çok dağlık ve ormanlık bölgede yaşanıyor ve hayvansal ürünlerle geçiniyorlar.
Ege ile karşılaştırıldığında o bölgedeki yeşil sebze tüketimi düşük, tereyağı var. Onların yemek tipleri var. O nedenle koroner arter hastalığı yoğun olarak görülüyor
Tabii risk faktörlerini azaltmak lazım. Bunlardan değiştirilebilir faktörleri var. Değiştirilemeyenlere bir şey yapamıyorsunuz. Genetiğe bir şey yapamıyorsunuz. Ama en kolay yapabileceğimiz şey sigarayı bıraktırmak, tansiyonu kontrol altına alınarak kroner arter hastalığını düşürebilirsiniz.
Diğer yandan yiyeceklerin sebze- meyve tüketimine kaydırarak insanlarımızı, Doğu için büyük sorun gerçekten. Et ağırlıklı yemeklerimiz var, daha doğrusu et oburuz daha doğrusu. Dolayısıyla onu azaltmak lazım ki kolesterolü düşürelim.
Diyabetik hastalarda hastalık artmaktadır, artık günümüzde şeker hastası eşittir kalp hastalığı sayıyoruz. Dolayısıyla bir taraftan şekeri düşürürken bir taraftan da kalp koruyucu ilaçları girmek lazım.
Hastalarımız şunu unutmasın, tansiyon hastalığı ve şeker hastalığı ömür boyu hastalık.
Kalp rahatsızlıklarının gençlerde görülmesine gelince; bir taraftan yiyecek içecek kültürünün değişmiş olması, işte fest-fost, aşırı yağlı yiyecekler; cips türü , gerçekten çok zararlı olan şeylerin yenmesi, bir taraftan da teşhis imkanının çok çok artmasıyla bunlara daha erken tanı koyabiliyorsunuz.
Gözden kaçmayan bir şey sigaranın erken yaşlara inmesi bunu tetikliyor. Özellikle bayanlarda kalp damar hastalığının arttığını görmekteyiz.
Normalde bayanlarda menopoz öncesi erkeklerden çok daha düşüktür koroner arter hastalığı. Ama günümüzde baktığımızda büyük bir hızla bayanlar erkeklere yaklaşıyor. Bununda en büyük sebebi sigara.
Şunu da unutmamak lazım koroner arter hastalığı, gerçekten çocukluk yaşta başlıyor, genetiklerle bir mühür, bir işaret vardır. Çok küçük yaşlarda başlamıştır. Yapılan çalışmalarda gerçekten öyle göstermiştir. Damarların iç çapında yağlı çizgilenmeler 3 yaşında 5 yaşında başlıyor.
Bu sizin yaşam şeklinizde eğer ne kadar risk faktörlerini ne kadar en aza indirirseniz, ileride koroner arter hasta olma oranınız düşüyor, risk faktörü ne kadar fazlaysa, sigara, şeker, hipertansiyon, kolesterolun yüksekliği, bu risk faktörlerin sayısı ne kadar artarsa hastalık olmada artıyor."