SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Kastamonu'dan Olaylı Ayrılan Ziya Doğan'ın Yerine Daşgün

0
Güncellendi - 2017-06-20 03:14:11
Kastamonu'dan Olaylı Ayrılan Ziya Doğan'ın Yerine Daşgün
A- A+ PAYLAŞ

Malatyaspor'un eski teknik direktörlerinden Ziya Doğan'ın, geçtiğimiz sezon başında 4 yıllığına anlaştığı, ancak sezon sonunda "olaylı" bir şekilde ayrıldığı 2. Lig Ekibi Kastamonuspor 1966, teknik direktörlük görevine Gümüşhanespor’dan ayrılan Tarık Daşgün’ü getirdi.

Kastamonu’ya davet edilen tecrübeli Teknik Direktör Tarık Daşgün ile anlaşma sağlayan Kastamonuspor 1966, İsmail Dikmeli Spor Tesisleri’nde düzenlenen törenle imzaları attılar.

Tecrübeli Teknik Direktör Tarık Daşgün ile bu yılki hedeflerine ulaşacaklarına inandıklarını söyleyen Kastamonuspor 1966 Spor Kulübü Başkanı Metehan Babaş, 3 yılda Kastamonuspor ailesi olarak çok güzel işler yaptıklarını kaydetti.

ZİYA DOĞAN'DAN KASTAMONU YÖNETİMİNE TEPKİ..

Geçtiğimiz sezon Kastamonuspor 1966'nın başına teknik direktör olarak getirilen Ziya Doğan, 1. Lige Yükselme Play-Off maçında takımın elenmesinin ardından yönetimle sorunlar yaşamış, Mayıs ayı sonunda bu anlaşmazlığın nedenlerini ve kendisine yöneltilen eleştirilere karşı yanıtlarını şöyle dile getirmişti:

"Değerli Futbol Ailesi;

Ziya Doğan olarak geçmişten bugüne gösterdiğimiz karakterin bilinmesinin rahatlığıyla Kastamonuspor 1966’dan ayrılmamızın ardından ortaya atılan bazı iftiralara cevap verme gereği duymadık. Ancak sosyal medya çağında yalanın doğru olarak makyajlanmasının ne kadar kolay olduğuna üzüntüyle şahitlik edince, buna bir de geçmişte yol arkadaşlığı yaptığımız insanların katkı yaptığını görünce, bizden açıklama bekleyen kamuoyuna daha fazla cevapsız kalamadık.

Kastamonuspor 1966 Yönetimi, sezonun 5. haftasında İstanbul’a gelerek benimle görüştü. Bu ligi düşünmediğimi, bir üst ligden dahi 12 teklifi reddettiğimi ilettim. 3 gün sonra bu kez belediye başkanı aradı. Kenti, spor ve sanatla tanıtmak istediklerini, hedeflerinin Süper Lig olduğunu söyledi ve buna göre proje sundu. Araya giren hatırlı kişiler de olunca teklifi kabul ettim.

İlk yarı mevcut kadro ile ligi 15. sırada bitirdik. 15 günlük aranın 5 günü izin verdik. Antalya’daki 10 günlük kampın tamamında 2 idman arasında transfer görüşmeleri yaptım. Eşofmanımı değiştirmeden diğer idmana çıktım. Bugün elde ettiğimiz başarı ile herkesin gelmek istediği takıma o gün oyuncu bulamazken, adımızı ortaya koyarak transfer yaptık. Kimse iyi oyuncusunu zaten vermezken, futbola en az 6 ay ara vermiş 5 oyuncu aldık. Onları da güçlükle ikna ettik. Bunu yaparken de kulübün geleceğini ipotek altına almamak için kısa süreli sözleşmeler yaptık. Seçmeler yaptık amatör takımdan Fatih Ergen’e 10 bin TL peşin, sadece 1.500 TL maç başı verdik. Onur’u 10 bin TL peşin, 3.500 TL maç başına aldık. Ferdi’ye 40 bin TL peşin, 5 bin TL maç başı verdik. Ensar ve Fatih Küçük’e profesyonel ligde asgari ücretten sözleşme yaptık. Ahmet’e 10 bin TL peşin yaklaşık 2 bin TL maç başı verdik. Açıkçası göndermek isteyip de gönderemediğimiz ve kendilerinin önceden aldığı futbolculardan bir tanesinin bedeli bile bu 7 oyuncudan fazlaydı. Bu arada da 12 oyuncu yollayıp kazanç elde ettik.

İkinci yarıya başladık ve Sarıyer beraberliğinin ardından seri galibiyetler geldi. İlk yıl kümede kalmaya razı olan kulübü, namağlup play-off’a taşıdık. Şampiyonluğun kıyısından döndük. Halbuki şampiyonluk yolu göründüğü gibi güllerle döşeli değildi.

Aşağıdaki açıklamaların bizim tarzımız olmadığını herkes bilir ancak futbol kültüründen uzak insanların hakkımızdaki ahlaksızca iftiralarının kaynağı olduğunu görünce, Ziya Doğan’ı seven insanlar adına artık gerçekleri anlatma gereği duyduk.

Başkanın verdiği şampiyonluk primleri ile ilgili daha sonra belediye başkanının gelip, kaptanlarla konuşurken “Ben böyle bir söz vermedim” demesi ve bu esnadaki olumsuz hitap şekli, tecrübeli bir oyuncumun gözlerini doldurunca, şampiyonluğa giderken bu tür şeylerle uğraşmamamız gerektiğini kendilerine söyledim.

Ama bununla da bitmedi.

İki kritik maçımızdaki seyircisiz oynama cezasını da büyük taraftarımız nedeniyle değil, şeref tribünü yüzünden aldık. 3-0 kazandığımız Gümüşhane maçında hangi yöneticinin, rakip başkanı arkadan sarılarak başından öptüğünü ve olay çıkardığını yönetim iyi bilir. Sonrasında Tokat maçını seyircisiz oynadık ve kazanamadık. Yine kazandığımız Hatay maçında şeref tribününden gelen bazı kişilerin rakip futbolcuları dışarıda tahrik etmesiyle çıkan olaylar ve ilginç bir raporla gelen cezayı gördük. Bu cezayla da play-off’taki Gümüşhane maçını seyircisiz oynamak zorunda bırakıldık. Biz Gümüşhane maçını seyircili oynasaydık 1-0 bile yensek biz turu geçerdik.

Şimdi düşünüyorum da biz şampiyonluğa giderken acaba bunları yapanlar kimlerdi ve neye hizmet ettiler?

Rövanştaki Gümüşhane maçı öncesi stoperim ve orta saha oyuncum Salih sakatlandı. Takımın dengesi bozuldu. 7 maçtır gol yemeyen takım 2 maçta 3 gol yedi. Bu sakat futbolcular yüzünden takımın son oynadığımız Gümüşhane maçında ister istemez oyun şablonu bozuldu. Memleketimin takımı diye Gümüşhane maçı ile ilgili zavallı iftiralarla büyük Kastamonu camiası içinde benim aleyhime algı oluşturmaya çalışan bazı zavallı insanlar; o Gümüşhane’yi ligde 3-0 yenen ve belki de şampiyonluktan eden zaten bizdik. Rövanştaki Gümüşhanespor maçında sakatım çoktu, maça yanlış kadro ile çıktığımı söyleyenlere sadece şunu belirtiyorum; Oynanmış maçtan sonra yorum yapmak çok kolaydır.

Trabzon’da bir internet sitesinde çıkan “Ziya Doğan Gümüşhane yolunda” haberini kullanmışlar. Bazı kendini bilmezler ‘Bak biz demedik mi Gümüşhane’ye gidecek’’ diye flaş habermiş gibi algı yaratmaya çalışıyorlar, ben bunlara gülüyorum.

Kastamonu’daki toplantımızda 4 yıllık sağlam bir sözleşmem varken, hiçbir tazminat talep etmeden, Başkan Metehan Babaş ve futbol şube sorumlusu Ahmet Baysan ile görüşüp şevkimin kırıldığını belirtip izin istedim. Onlar bana “Belediye başkanına sormadan biz bu kararı veremeyiz” deyince Belediye Başkanı Tahsin Babaş’ın yanına gittik. Bu arada Metehan bey benden önce içeri girdi ve bir süre sonra ben içeriye girdim. Tahsin Bey, benim ayrılmam için yorum yapmayınca ve zaten bu paralara artık bu transferleri yapamayacağını söyleyince, o zaman ortak açıklama yapıp helalleşelim ayrılalım dedim. O sırada Metehan başkan devreye girerek, zaten yarın İstanbul’a geleceğini, orada açıklama yapmayı istediğini söyledi. Ertesi gün İstanbul’da buluştuk. Her şeyi konuştuk, mutabakata vardık. Sıra kamuoyunu bilgilendirmeye geldi. Ben, Efe isimli bir gazeteci beyi aradım. Tam konuşacakken Metehan Bey, bu kez de “Hocam akşam oldu basın toplantısını yarın yapalım” dedi. Ertesi gün öğrendim ki Kastamonu’ya dönmüş ve kendileri bir açıklama yapmış. Ondan sonra da polemikler aldı başını yürüdü.

İnsanlar kendisini tanımıyor ki, Ziya Doğan’ı nasıl tanısın. Halbuki samimi olunsa, “İstanbul’da geldiğimde konuşuruz” diye söz verilip, ertesi gün habersizce Kastamonu’ya dönülmese, söz verildiği gibi İstanbul’da basını bilgilendirmiş olsaydık her şey kendiliğinden çözülürdü. Futbol başka bir kültür. Bir anda elde edilemez. Benim ayrılığım ve bu açıklamalarım, kulübe umarım kurumsallık kazandıracaktır.

Birkaç tane soru sorarım, cevabını asla veremezler. İki kaptanın toplantısında neler oldu? Başkanın prim sözü verdiği yerde, Belediye Başkanı, “Benim ağzımdan çıkana inanın” dedi mi demedi mi? Herkes oturduğu yerde otursun, birbirine saygı duysun. Herkes de haddini bilsin.

Unutulmasın ki, Ziya Doğan detaylı konuşma kararı aldığında karnından konuşmaz. Sosyal medyadan iletişim yapmaz. Direk konuşur. Bunun da dikkate alınması dileğiyle…

Değerli Kastamonuspor Ailesi’ne bundan sonraki yolunda başarılar dilerim."

KASTAMONU 1966 YÖNETİMİNDEN DOĞAN'A SERT KARŞILIK..

Ziya Doğan'ın bu açıklaması üzerine Kastamonuspor 1966 kulüp yönetimi de şu yanıtı vermişti:

"24 Mayıs 2017 tarihinde karşılıklı anlaşarak yollarımızı ayırdığımız eski teknik direktör Ziya Doğan’ın 29 Mayıs 2017 tarihinde kendine ait internet sitesi üzerinden yaptığı mesnetsiz ve yanlış açıklamalarını üzüntüyle karşıladık. Ziya Doğan ile olan sözleşmemizi karşılıklı anlaşarak fesih ettiğimizi 25 Mayıs 2017 tarihinde, kendisinin okuyup onayladığı bir basın açıklamasıyla Kastamonu spor kamuoyuna duyurduk.

Aradan bir hafta geçtikten sonra helalleşerek ve güzellikle ayrıldığımız Ziya Doğan’ın, Kastamonu ve kulübümüzle hiç alakası olmayan Trabzon’da yayın yapan bir internet sitesinin ’Ziya Doğan Gümüşhane Yolunda’ başlıklı haberini bahane ederek, Kastamonu’yu ve kulübümüzü rencide edici ifadeler kullanması kabul edilebilir değildir. Devre arasında yaptığımız transferlerin sadece ve sadece Ziya Doğan’ın adı için Kastamonu’ya geldiğini söylemek, her zaman hedefi şampiyonluk olan kulübümüzün sunduğu imkan ve kaynakları görmezden gelmek, büyük bir nankörlük. Ayrıca Kastamonuspor 1966 camiasını küçümsemektir.

Devre arasında teknik heyetin ısrarıyla bazı düşük maliyetli transferler yapıldığı doğru olsa da kulübümüzün bu transferlerden ne kadar faydalandığı, bu transferlerden bazılarının kulübümüze ne kadar katkı sağladığı spor kamuoyunca yakından bilinmektedir. Ziya Doğan’ın transfer döneminde yurt dışında kardeşi ve yardımcısı Tacettin Doğan’a yaptırdığı oyuncu gözlemleri, bu oyuncuların Türkiye getirilip, geri gönderilmesi bile kulübümüze önemli bir külfet yüklemiş, bu isimlerden kadroya alınanlar Ziya Doğan tarafından oynatılmamıştır. Kulübümüz devre arasında Ziya Doğan’a hiçbir kulübün tanımadığı imkanı tanımış, devre arasında takım 21 gün kampa alınmıştır. Kastamonuspor 1966’nın sezonun ikinci yarısında gösterdiği başarıda baş aktör olan ve genellikle ilk 11’de forma giyen isimlerin ödemeleri ise ligin üstünde tutulmuştur.

Bu nedenledir ki yönetimimiz hiçbir hesap gözetmeksizin Türk futbolunun önemli bir değeri olarak gördüğü Ziya Doğan’ı 5. haftada takımın başına getirmiştir. Devre arasında yapılan maliyetli ve kaliteli transferlerde küme de kalmak için yapılmamıştır. Doğan’da spor kamuoyuna yaptığı her açıklamasında Play-Off’un ve 1. Lig’in gizli hedefleri olduğunu beyan etmiştir, kayıtlarda mevcuttur. Ziya Doğan’ın söylediğinin aksine Doğan’ın devre arasında göndermek istediği ancak Kulüp Başkanımız Metehan Babaş’ın bizzat kalması yönünde karar ortaya koyduğu futbolcularımız; Yaşar Çetin ve Oğuz Özden, takımımızın Play-Off yarı finali oynamasında önemli rol üstlenmiştir. Kulübümüzün her zaman destekçisi olan bu kulübümüzü küllerinden yeniden yaratan Belediye Başkanımız Tahsin Babaş’ın bilgisi dışında ne futbolcularımıza ne de teknik heyetimize vaatte bulunulmamıştır. Değerli belediye başkanımız Tahsin Babaş’ın şampiyonluk primiyle ilgili vaadi teknik heyetimizin ısrarı üzerine sezon ortasında, ek bir protokole dökülerek resmiyet bağlanmıştır. Belediye Başkanımız Tahsin Babaş’ın tüm iyi niyet ve çabalarını böylesi ucuz ifadelerle gölgelemeye çalışmak kimsenin haddine değildir.

Şu da bir gerçektir ki, kulübümüzün teknik ekibe ve tek bir futbolcusuna maç başı ayrıca prim borcu bulunmamaktadır. Kastamonuspor 1966 futbolcularına sezon başında taahhüt ettiği rakamların çok üstünde prim ödemesi yapmış, emeklerini hiçbir zaman karşılıksız bırakmamıştır. Yönetimiz ’kol kırılır yen içeride kalır’ düsturundan hareketle Ziya Doğan ve ekibinin her türlü isteğini sualsiz kabul etmiş, tüm kaprislere göz yummuş, tüm imkanları kendisi için seferber etmiştir. Teknik heyetin hatalı deplasman seyahatleri nedeniyle kulübün zararı sineye çekilmiş, takımımız deplasmanlara istenildiğinde hava yolu ile götürülmüş, istenildiğinde ise en lüks otellerde kampa alınmıştır. Ziya Doğan’ın özel şahsi işleri nedeniyle Play-Off çeyrek final turunda takımımızın bir gece İstanbul’da konaklamasına oradan da tekrar havayoluyla Hatay’a gitmesine bile tahammül edilmiş, sadece başarı beklenmiştir. Hatayspor’un rövanş maçı için Kastamonu’ya otobüsle gelmesi Kastamonuspor 1966’nın ne büyük zorluklara göğüs gerdiğinin en açık ispatıdır. Hedefe giden kulüpler bu yolda her zaman çeşitli engeller ve sorunlarla karşılaşabilir.

Tokatspor ve Hatayspor maçlarında puan kaybedilmesini maçın seyircisiz olmasına bağlayan bir teknik ekip görevini layıkıyla yaptığını nasıl iddia edebilir? Bunun tek bir adı vardır, o da algı değiştirmektir. Kastamonuspor 1966’yı yakından takip eden spor kamuoyu iddiasız Kayseri Erciyesspor maçında takımın önemli isimlerinin neden riske edildiğine, başarılı savunma oyuncumuz Erkan Sekman’ın bu maçta sakatlanmasına neden izin verildiğine halen cevap aramaktadır. En önemlisi ise Gümüşhanespor ile Gümüşhane’de oynadığımız Play-Off yarı final maçında tecrübeli oyuncumuz Mehmet Çakır’ın teknik heyet kararıyla neden oynatılmadığı, söz konusu maçta oynamak istediğini teknik ekibe ileten savunma oyuncumuz İbrahim Kaş’ın kadroya alınmaması başka bir muammadır. Hatta futbolcularımızın birçoğu Gümüşhanespor kadrosunu gördüklerinde şaşkınlıklarını gizleyememişlerdir. Sezon sonu yaklaşırken Ziya Doğan’ın Kastamonu’ya kendi getirdiği futbolcular dahi kendisinden duydukları hakaretler nedeniyle isyan etme noktasına gelmiş, yönetim kurulumuzun telkinleriyle sabredip sezon sonunu getirmişlerdir. İlk devrenin 19 puanla tamamlanmasında da Ziya Doğan’ın futbolcuları aşağılayan ifadelerinin payı büyük olmuştur. Çalıştığı süre zarfında başarı için kendisine tüm imkanları sunduğumuz Ziya Doğan’ın Gümüşhanespor maçını kendi hataları nedeniyle kaybetmenin hezeyanı ile Kastamonu’yu ve Kastamonuspor 1966’yı karalama çabası gülünçtür, kendini aklama çırpınışıdır.

Trabzon basının iddialarını ’flaş’ görmediğini dile getiren Ziya Doğan, bu ifadeyle ilerleyen günlerde Gümüşhanespor’un başına geçmesinin normal olduğunu mu ima etmektedir? Bunu Türkiye ve Kastamonu spor kamuoyu en iyi şekilde tahlil edecektir. Yönetimimiz, 4 değil 14 yılda sözleşmesi olsa kimsenin bu kulübe zarar vermesine müsaade etmeyecektir. Kastamonuspor 1966 Süper Lig hedefinden asla vazgeçmeyecek, bu kapsamda çalışmalarına kararlılıkla devam edecektir. Bu nedenle kişilerin kulübümüz üzerinden kendilerine prim kazandırma adına yarattıkları spekülasyonlara ayıracak zamanımız yoktur. Türkiye ve Kastamonu spor kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

iha- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

4 yorum yapılmış

  • Codi44 (7 yıl önce)
    Boş haber bunlar.ziya doğan in takıma zerre katkısı yoktu.
    0
    0
    Yanıtla
  • ALİ (7 yıl önce)
    Adam 2 sene malatyaspor'u çalıştırdı diye her yaptığı şeyide haberleştirmeyin.Klasik Ziya DOĞAN davranışı.Real Madrid in başına getirseniz de memnun olmayacağı birşeyler illaki olur.
    0
    0
    Yanıtla
  • cem can (7 yıl önce)
    Bu sayfada neden böyle haber olur ki
    0
    0
    Yanıtla
  • Drejanli (7 yıl önce)
    Eyyy ziya doğan sen Malatya'nın ahini çok alacaksın daha. Sen değilmiydin bizi istemeyen.ben alt liglerde teknik adam olmak istemiyorum diyen.ne oldu da başkan sana ne dedi de sen gittin kastamonuya.kusura bakma ama hızlı atın pisliği seyrek düşer.
    0
    0
    Yanıtla