SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Kayısıya Elazığ'dan Destek

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:03:35
Kayısıya Elazığ'dan Destek
A- A+ PAYLAŞ

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Elazığ Ziraat Odası Meclis Başkanı Bekir Şinasi Özdemir, kayısıya da fındık gibi destek sağlanması gerektiğini belirterek, “Kayısı milli ürünler statüsünde değerlendirilmeli ve önemsenmelidir” dedi.

Özdemir, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin dünya kuru kayısı üretiminin yaklaşık yüzde 75’ini gerçekleştirdiğini vurgulayarak, bölge ve ülke için değeri çok büyük olan kayısının mutlak surette desteklenmesi ve kilogram bazında prim verilmesi gerektiğini vurguladı. 

Bekir Şinasi Özdemir, şöyle devam etti:

“Kayısı üreticisi çok zor durumdadır. Son yıllarda maliyetinin de çok altında satılan kayısı, bazen hiç satılamamaktadır. Bu yüzden ağaçlar kurumaya terk edilmek üzeredir. Sonbahar ve bahar ilaçlamaları yapılamaz hale gelmiştir. Geçen yıllardan kalan işçi alacaklarını ödeyemeyen üreticilerimiz perişan haldedir. 

Dünya kuru kayısı üretiminin yaklaşık yüzde 75’ini üreten ülkemizde kayısı da fındık gibi desteklenmeli ve milli ürünler statüsünde değerlendirilmeli ve önemsenmelidir.”

-En fazla üretim yüzde 63 ile Malatya’da-

Türkiye’de 2011 yılı verilerine göre kayısı üretiminin yüzde 63’ünün Malatya’da gerçekleştirildiği bilgisini veren Özdemir, “Bu ilimizi Mersin (yüzde 8), Elazığ (yüzde 5), Antalya (yüzde 3), Kahramanmaraş (yüzde 2), Isparta (yüzde 2), Iğdır (yüzde 2) ve Kayseri (yüzde 2) illerimiz izlemektedir. Ülkemizde yetiştirilen kayısılar sofralık ve kurutmalık olarak değerlendirilmektedir. Malatya ilimizde üretilen kayısının yüzde 90’ı kurutmalık olarak pazarlanmaktadır. Sofralık kayısı üretimi ise genellikle Mersin, Hatay, Adana, İzmir, Kars ve Antalya’da yapılmaktadır” dedi.

Kayısının, kuru, dondurulmuş, konserve, pulp, nektar, konsantre, reçel, marmelat, pestil gibi çok çeşitli ürünlere işlenebilen bir meyve olduğunun altını çizen Bekir Şinasi Özdemir, bu meyvenin çekirdeğinden de badem yağı ve esans üretilebildiği gibi yakacak olarak da faydalanıldığını belirtti.

-İnsan sağlığı için faydaları sayılamayacak kadar çok- 

Yaş ya da kurutulmuş kayısının insanlar üzerindeki faydalarının sayılamayacak kadar çok olduğunu, tüketilmesi yönünde mutlaka faaliyetler yürütülmesi gerektiğini bildiren Özdemir, şunları kaydetti:

“Kayısının, içerdiği mineral maddeler ve vitaminler bakımından beslenmedeki önemi büyüktür. Uzmanlara göre, kayısı sinir sistemine etki ederek zihinsel faaliyetlerin düzenlenmesinde, stresin azaltılmasında, sinirlerin düzenli çalışmasında, çocuklarda diş ve kemik gelişiminde, mide ve bağırsak sisteminin düzenli çalışmasında, kabızlığın önlenmesinde, kan yapımının artırılmasında oldukça faydalıdır. Kalp kaslarını kuvvetlendirerek daha düzenli çalışmasını sağladığı gibi kansere karşı da koruyucu bir etkiye sahip olduğu vurgulanmaktadır.”

-Sorunlar ve çözüm önerileri…-

Kayısının, dünyada sınırlı sayıda ülkede üretimi yapıldığını, buna bağlı olarak kuru kayısı üreten ülke sayısının da oldukça az olduğunu vurgulayan Özdemir, dünya kuru kayısı üretimi ve ticaretinin yaklaşık yüzde 75’inin Türkiye tarafından yapıldığını belirtti. 

2012 yılı itibarıyla kuru kayısı ihracatından 296,6 milyon dolar gelir elde edildiği bilgisini de veren Bekir Şinasi Özdemir, üreticilerin sorunları ve bu sorunlarla ilgili önerileri şöyle sıraladı:

“İlkbahar geç donları üretimi etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Üretimde meydana gelen dalgalanmalar fiyatları doğrudan etkilemektedir. Fiyat dalgalanmalarından en fazla etkilenen kesim üreticilerimiz olmaktadır. Rekolte artışı yaşanan yıllarda fiyat düşerken, rekoltenin düşük olduğu zamanda tüccarın elinde ürün olduğu gerekçesiyle az alım yapması, yine üreticiyi mağdur etmektedir. Kuru kayısının değerinden pazarlanması bakımından ürünün bir kısmının taze olarak pazarlanması sağlanmalıdır. Bu amaçla taze kayısı ihracatına destek verilerek kuru kayısıda fiyat düşüşleri önlenmelidir.

Bölgemiz üreticileri için en önemli risk ilkbahar geç donları olup, zaman zaman üretimde önemli kayıplara yol açmaktadır. Çiftçilerimiz tarım sigortası konusunda  bilgilendirilmeli, donu önleyici tedbirlerin alınmasında desteklenmeli ve kendilerine bilgi aktarılmalıdır. Bunun yanında üretim planlaması yapılarak, kayısının uygun yerlerde yetiştirilmesi sağlanmalı, bölgenin ekonomik konumuna, ekolojisine göre çeşitler belirlenmelidir. Hangi bölgelerde sofralık, hangi bölgelerde kurutmalık veya sanayiye uygun çeşitlerin yetiştirileceği tespit edilmelidir.”

-Yanlış ve fazla kükürtlemeden sorunlar çıkabiliyor-

Yanlış ve fazla kükürtlemeden dolayı zaman zaman sorunlar çıkabildiğine de değinen Özdemir, şu bilgileri verdi:

“Kükürt kullanımı konusunda üretici bilinçlendirilmeli, bu amaçla gerekli eğitim faaliyetleri yapılmalıdır. 

Dünya ticaretinde gıda güvenliği ve kalitesi gibi unsurların önemi gün geçtikçe artmakta, hatta ticaret yapabilmenin ön koşulu haline gelmektedir. Ülkemizin sahip olduğu potansiyelin en iyi şekilde değerlendirilmesi bakımından İyi Tarımsal Uygulamalar (GLOBAL-GAP), HACCP gibi gıda güvenliğini sağlamaya yönelik araçlar ile ISO 9000 gibi hem gıda güvenliğini hem de kalite yönetim sistemleri yaygınlaştırılmalı, bu standartlar kapsamında üretim yapılması teşvik edilmelidir. 

Ürün çeşidi artırılmalı, organik tarım ürünlerine olan talebin giderek arttığı günümüz koşullarında alternatif üretim şekillerine gidilmelidir.

Büyük paketler halinde ihraç edilen kayısı, yurt dışında değişik ürünlere işlenerek veya küçük paketler halinde ambalajlanarak yüksek değere satılmaktadır. Ambalajlamaya gereken önem verilmeli, markalı ürün ihracatı teşvik edilmelidir. Ayrıca depolama koşulları iyileştirilmelidir.

Üreticilerin hak ve menfaatlerinin korunması, alıcılar karşısında mağdur edilmemesi bakımından örgütlenme son derece önemlidir. Örgütler, açıkladıkları fiyatlarla piyasaya yön verdikleri bir geçektir. Ancak bugün gelinen noktada Kayısıbirlik kapanmıştır. Örgütlenmeye gereken önem verilmeli, örgütlenme bilinci oluşturulmalıdır.

Ülke insanımızın yeterli ve dengeli beslenmesi, piyasa dengelerinin sağlanması bakımından gerekli tanıtım faaliyetleri yapılarak gerek kuru, gerekse taze kayısı iç tüketim miktarı artırılmalıdır. Ürün çeşitlemesine gidilerek, gıda sanayicilerimizin bu ürüne ilgi göstermesi ve bu ürüne yatırım yapması sağlanmalıdır.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız