Malatya Demokratik Kadın Platformu, Kent Konseyi tarafından şehrin çeşitli yerlerine asılan ve yaygın medyada da eleştirel haberlere konu olan ‘Kadına köle olma ailene reis ol!’ yazılı afişe tepki gösterdi. Eğitim Sen’de bir basın toplantısı düzenleyen Malatya Kadın Platformu, söz konusu afiş için “Kadın ve insan haklarını ayaklar altına alan son derece ırkçı bir söylemdir” dedi.
‘Köle de olmak istemiyoruz, kendimize köle de istemiyoruz”
Genel Sekreterliği’ni aynı zamanda Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın kişisel avukatı da olan Av. Ali Yıldırım’ın yaptığı Kent Konseyi’nin, geçtiğimiz hafta sözde ‘aile bağlarını kuvvetlendirmek’ amacıyla başlattığı ‘Hazinemiz Ailemiz’ projesi kapsamında, kentin çeşitli yerlerine astığı afişlerden biri olan ve yaygın basında Malatya’nın isminin olumsuz bir durumla gündeme gelmesine neden olan ‘Kadına köle olma ailene reis ol!’ afişi, Malatya Demokratik Kadın Platformu tarafından kınandı.
Eğitim Sen binasında bir basın toplantısı düzenleyen Demokratik Kadın Platformu adına konuşan Songül Tunçdemir, Kent Konseyi’nin bu söyleminin, insan ve kadın haklarını ayaklar altına alan son derece ırkçı bir söylem olduğunu ifade etti. Kent Konseyi’nin bu tavrıyla nefret suçu işlediğini kaydeden Tunçdemir “Biz kadınlar, kendimize köle istemediğimiz gibi kimsenin de kölesi olmak istemiyoruz. Ev ve aile yaşamında eşit, paylaşımcı, kadının erkeği, erkeğin kadını ezmediği, tüm sorumlulukların eşit olarak paylaşıldığı bir aile yaşamını savunuyoruz” dedi.
“Gerekçesi de akıllara durgunluk verecek cinsten”
Kent Konseyi’nin ‘Hazinemiz Ailemiz’ projesiyle kadını dört duvar arasında sıkıştırarak, evdeki tüm sorumluluğu kadının üzerine yıkarak farkındalık yaratmaya çalışmasının da akıllara durgunluk verecek cinsten olduğuna dikkat çeken Tunçdemir “Kent Konseyi nasıl bir farkındalık uyandırmaya çalışıyor, öğrenmek istiyoruz. Erkeğin evin reisi olduğunu, kadına değer vermemesi gerektiğinin mi farkındalığı? Sosyal devletin küçüldüğü bir süreçte, tüm bakım hizmetlerini ev içine devrederek, evdeki tüm yükün de toplumsal rolleri çerçevesinde kadınların sırtına yükleyecek bir farkındalık mı? Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini arttıracak söylemleri kullanarak mı bir farkındalık yaratılacak?” diye sordu.
“Kent Konseyi nefret suçu işlemiştir”
Songül Tunçdemir, Kent Konseyi’nin, kadına yönelik şiddeti körükleyecek, kadını biraz daha toplumun dışına öteleyecek bu afişle ‘nefret suçu’ işlediğini de dikkat çekerek, bu söylemin gerek Anayasa’nın 10. Maddesine gerekse Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne ve Avrupa Birliği direktiflerine aykırı olduğunu söyledi.
Kadınların kimseye köle olmak istemediği gibi kimseden de kendilerine köle olmasını beklemediklerini ifade eden Tunçdemir, kadınlar olarak şehrin çeşitli yerlerine asılan bu afişlerin bir an önce kaldırılmasını talep ettiklerini ifade etti.