Malatya Sebze ve Meyve Halinde bazı komisyoncuların bir araya gelerek oluşturdukları tekele karşı çıkan komisyoncu tehdit edildiğini ve dövüldüğünü polise bildirince, polis müdahale etti, 7 kişiyi gözaltına aldı, 2 kişi de aranıyor.
Malatyahaber.comun 25 Ocak Pazar günü Halde Tekel başlığıyla yayınladığı, ancak Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Şevket Keskinin, böyle bir durum olmadığı iddiasıyla yalanmamaya çalıştığı haberin doğruluğu, bir kavgayla polis kayıtlarına da geçti.
53 yaşındaki M.Ç. adlı komisyoncunun şikayeti üzerine 32 yaşındaki C.D., 47 yaşındaki A.A., 35 yaşındaki M.G., 53 yaşındaki M.A., 57 yaşındaki İ.A., 58 yaşındaki Ş.E. ve 39 yaşındaki H.C. adlı kişilerin şüpheli olarak haklarında işlem yapıldığı, M.Ö. ve M.D. isimli şahısların da arandığı olay, Polis Vukuat Raporunda Fiyatları Etkileme, Tehdit- Hakaret ve Kasten Yaralama İddiası suç başlığıyla şöyle yeraldı:
Müşteki, C.Başsavcılığına vermiş olduğu 30/01/2009 tarihli şikayet dilekçesine istinaden alınan ifadesinde, yukarıda belirtilen adreste komisyonevi sahibi olduğunu, 45 gün kadar önce 50 kadar komisyonevi sahibi olarak birlikte toplantı yaptıklarını, toplantıda mevsimlik para kazanacak sebze ve meyvelerin 5 iş yeri tarafından kendi belirleyecekleri fiyatlarla satmaları ve elde edilecek karın bütün hal esnafına paylaştırılması kararı alınmış, bu karara çoğunluğun karşı olmasına rağmen sesini çıkarmadığını, 05.01.2009 tarihinden itibaren belirledikleri sebze ve meyvelerin 5 iş yeri tarafından satılmaya başladığını, kendisinin de bu karar uymayarak bu meyve ve sebzelerden satmak istemesi üzerine 29.01.2009 günü komisyonevi sahipleri olan yukarıda adı geçen şüpheliler tarafından tartaklanarak tehdit ve hakarete maruz kaldığını beyanla şikayette bulunmuş, şüphelilerden temin edilemeyen M.Ö. ve M.D. hariç diğer şüphelilerin konu ile ilgili ifadeleri alınmış olup, tahkikata devam edilmektedir.
KESKİN'İN AÇIKLAMASI..
Üstteki haberin yayına girmesinin ardından Esnaf Odaları Birliği Başkanı Şevket Keskin, şu açıklamayı yaptı:
"Yayımladığınız; Keskin Peki Bu Ne? başlıklı haber doğruları ve gerçekleri yansıtmamaktadır.
Olay şudur, bir önceki haberinizde de benim adıma vermiş olduğunuz bir cümle olmadığı gibi, o haberi yapan gazetecide ifadelerimi habere yansıtmamıştır.
Bu olayla ilgili iddiaları duyar duymaz, komisyoncular derneğini arayarak, böyle bir oluşumun olup olmadığını sorduk. Dernek başkanı da bize, Böyle bir oluşum yoktur dedi. Böyle bir oluşum yoktur iddiası bana değil, görüştüğüm dernek başkanına aittir.
Benim o görüşme esnasında, böyle bir oluşum varsa karşı çıktığımızı, böylesi bir durumda avukatlarımız vasıtasıyla konuyu Cumhuriyet Başsavcılığına taşıyarak yasal haklarımızı kullanacağımızı, hatta ikinci bir alternatif hal binası bile talep edeceğimizi belirtmiştim.
Bu ifadelerimiz hem sitenizdeki 25 Ocak 2008 tarihli Halde Tekel başlıklı haberde yayımlanmamıştır, hem de o gün söylemeğim ve bana ait olmayan bir cümle, bugünkü haberinizde kullanılmıştır."
TELEFON GÖRÜŞMESİ..
Keskin'in, malatyahaber.com'da çıkan habere 3 gün sonra tepkisini, önce Görüş Gazetesi Yazıişleri Müdürü Bülent Yalvaç'a iletmesi üzerine, haberi derleyen arkadaşlarımızdan Gazeteci Yaşar Karaaslan, kendisiyle bir telefon görüşmesi yapmıştı.
Karaaslan, konuyu şöyle anlattı:
"ESOB başkanı Şevket Keskinin haber merkezimizi arayıp yetkili arkadaşımıza Bu haberin aslı yoktur ifadesini kullandığını öğrendiğimde kendisini 27.01.2009 Perşembe günü öğleden sonra saat 16.00 sularında haber merkezimizden aradım. Hoş-beşten sonra başkana Hayırdır başkan, öyle bir şey yok, haber asılsız diye söylemişsiniz, haberi ben yaptım, halde ki komisyoncularla, marketlerle, manav ve seyyar satıcı arkadaşlarla da konuştum. Gerek komisyoncu gerekse de market-manav ve seyyar satıcı arkadaşlardan Bir dokun bir ah işit söylemlerine maruz kaldım. Ama, siz böyle bir şey yok diyorsunuz, İsterseniz komisyoncular ve üyelerinizle görüşün deyince Ben görüştüm, Yaş sebze ve meyve komisyoncuları derneği başkanı Böyle bir şey olmadığını söylüyor, niye onunla görüşmedin? deyince, Başkanım iki tarafla da görüştüm, her iki tarafta sorunlarını anlattı, dernek başkanı ile niye görüşeyim ki Olur mu? diye araya girdi ve devamla Bizimle ilgili haber yapıyorsun, bize haber vermiyorsun, haberimiz olsaydı gerekli müdahaleleri yapar gerekirse savcılığı suç duyurusunda bulunurdum, dedi. Bende Sizinle ilgili sadece üyelerinizin şikayeti var, Odalarımız bize sahip çıkmıyor diye ben onu habere eklemiştim ki biraz daha duyarlı yaklaşılsın deyince. Yok arkadaş, kalem elinizde, ben silahtan da korkmam- kalemden de (aynen Pazar günü günü belediye binası yıkımıyla ilgili yaptığı açıklamada da tekrarladığı gibi) deyince Sayın başkan, burada yalan yanlış bi şey yok. Olan bir olguyu haber sütunlarımıza taşıdık. Bizleri de iyi tanıyorsunuz. Ama buna rağmen bu ifadeleriniz beni yaraladı ifadelerini kullandım ve devamla Haberi dikkatle okursanız, esnaflarımızın lehine bir ana tema var. Odalarla ilgili şikayetlerde üyeleriniz şikayetidir. Bizim değil. dedikten sonra karşılıklı olarak iyi dileklerle vedalaştık ve telefonu kapattık. Ona göre bizim haberimiz asılsızdı. Halde Tekel haberinin servise girdiğinden 3 gün sonra gelen ve benim açıklama olarak değerlendirmediğim (Çünkü, açıklamalar genellikle yazılı olur) ama yeri geldiğinde kullanacağım bir bilgi olarak defterimin bir köşesine kaydettim. O habere asılsız haber dediği için, konu polise intikal edince, bu tavrı haberde yeralmış. Olay budur."