- Astsubay Ömer Halisdemir'in öldürdüğü darbeci hain General Semih Terzi hakkında Malatya'dan bir detay..
Darbe girişiminin Malatya’daki davasının dosyasında tanık olarak ifade veren ve darbe girişimi gecesi 7. Ana Jet Üssü Uçuş Kulesinde Nöbetçi Hava Trafik Subayı olarak görev yapan Teğmen Hasan Çağrı Özağar, darbe girişimi gecesi Malatya 7. Ana Jet Üssü’nde izinsiz olarak kalkış yapmak isteyen 4 adet F4 uçağı için Eskişehir’de bulunan Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi’nden (BHHM), “Bu uçaklar kalkarlarsa, Meclis'i vuracaklar, kesinlikle kaldırmayın.” şeklinde talimat aldıklarını, ancak uçak pilotlarının verilmiş olan emri dinlemeyerek kalkış yapmak istediklerini söyledi. Bu arada, daha sonra darbeciler tarafından şehit edilen Astsubay Ömer Halisdemir (soldaki fotoğrafta) tarafından öldürülen darbeci hain general Semih Terzi'nin (sağdaki fotoğrafta) bulunduğu uçağın Malatya üzerinden geçerken yaşananlar da Teğmen Özağar'ın ifadesinde yeraldı.
Malatya’daki darbe girişimi davasının dosyasında Cumhuriyet Başsavcılığına tanık olarak ifade veren ve darbe girişimi gecesi 7. Ana Jet Üssü Uçuş Kulesinde Nöbetçi Hava Trafik Subayı olarak görev yapan Teğmen Hasan Çağrı Özağar, vermiş olduğu ifadesinde o geceye ilişkin yeni ayrıntılar ortaya çıktı.
“DİYARBAKIR’DAN KALKAN 6-8 UÇAK, İZİNSİZ OLARAK BİZİM HAVA SAHAMIZDAN GEÇTİLER”
Hava Trafik Subayı Teğmen Hasan Çağrı Özağar; “Ben, 7. Ana Jet Üssü Meydan Harekat Tabur Komutanlığı Uçuş Kulesinde Hava Trafik Subayı (Teğmen) olarak görev yapmaktayım. 15.07.2016 tarihinde ben 7. Ana Jet Üssü Askeri Havaalanında kulede görevli trafik subayıydım. Mesai bittikten sonra normal uçuşlar oldu. Onlarda bittikten sonra biz oradan ayrılıp istirahata gidiyorduk. Yolda bizi telefonla aradılar. Bir görev olabileceği söylenerek tekrar geri çağırdılar. Bunun üzerine bizde, uçuş ekibimiz ile birlikte geri döndük. Ben ilk önce odama geçtim. Kuledeki nöbetçi arkadaşı arayarak geldiğimi söyledim. O da bana bir sıkıntı olduğunu, Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezinin (BHHM ) bütün uçuşların yasaklandığına dair emir verdiğini söyledi. Bende bunun üzerine pilotların bulunduğu filoyu aradım. Filoda Pilot Üsteğmen Ahmet Gökmen'i arayarak o'na BHHM'nin talimatını söyledim. Filo komutanı ile görüşmesini ve filo komutanının BHMM ile irtibat kurmasını söyledim. Sonra ben kuleye gittim ve beklemeye başladım. Kulede beklerken televizyondan haberleri açtım ve darbeye ilişkin haberleri izlemeye başladım. Diyarbakır'dan saat 22.00 ile 00.00 arası kalkan 6 ya da 8 civarında uçağı karşımdaki RAPCON ekranında gördüm. Buna bizde "RAPCON SKOBU" diye bilinen ekrandan gördüm. Bizim kulede Malatya'nın askeri kontrol sahasını gösterir bir sistem vardır. Birde bu kuleye bağlı olan fakat farklı bir yerde bulunan RAPCON cihazı ve personeli bulunur. Bu RAPCON bizim askeri kontrol sahamıza yaklaşan, giren ve çıkan tüm hava araçları ile temas eder. Bu RAPCON'un ekranı da kuleden görülür. Bu uçakları gördükten sonra RAPCON operatörleri söz konusu uçaklara "Gart" denen kanaldan "Şuan da bizim kontrol sahamıza girdiklerini, izinsiz olduklarını, geri dönüşle Diyarbakır'a dönmeleri" hususunda uyarı yaptı. Aynı zamanda radarda aynı şekilde uyarı da bulundu. Normalde bizden telsizle uçaklarla temas sağlayamayacağımız ve frekanslarımız örtüşmediği takdirde Gart denilen kanaldan diğer tüm frekanslar baskı altına alınır ve Gart kanalındaki ifadeler bütün uçaklar tarafından duyulur. Yani bu kalkan uçakların bu mesajları duymamaları söz konusu değildir. Ancak tüm telsizler kapatılmış ise o zaman duymayabilir. Ancak bu uyarılara cevap vermediler ve batı istikametine doğru devam ettiler.” dedi.
“ANKARA’DAN EMİR ALINMAYACAK, EMİRLER ESKİŞEHİR’DEN GELECEK”
Hava Trafik Subayı Teğmen Hasan Çağrı Özağar şöyle devam etti:
“Sonra tekrar beklemeye başladık. Direk BHHM ile görüşebildiğimiz bir hat vardır. Bundan sonra BHHM'den Recep Ünal General ve bir Binbaşı, bir Yüzbaşı ve bir de Üsteğmen'in ismini verip, talimatların bu kişilerden alınacağını, diğer kişilerce verilen talimatların yerine getirilmemesi söylendi. Ben diğer subayların isimlerini şuan hatırlamıyorum. Ancak bu isimlerin hepsini Harekat Komutanı Tayfun Tuna Albay'a ilettim. Bu saate kadar, bu görüşmelere ilişkin ‘ceride’ tabir ettiğimiz notları tutmadık. Ancak 00.00 itibariyle, söz konusu görüşmeleri kayda alabilme adına kiminle ne konuştuğumuzu belgeleme adına kendi insiyatifimle ceride tutmaya başladık. Bu saatten sonra saat 00.00 'da BHHM'den Fatih Bakkal isimli bir Başçavuş aradı. ‘Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinin talimatlarının kesinlikle uygulanmayacağını, emri verenin Korgeneral Mehmet Şanver olduğunu ve Albay Üner'in bu emri ilettiğini.’ bildirdi. Bizde bu bilgileri gene Harekat Komutanı Tayfun Tuna'ya ilettik. Saat 00.36 civarlarında BHHM'den Yarbay Dakkur ismi ile bir Yarbay aradı. ‘Meydana iniş kalkış yapılmaması için gerekli tedbirleri almamızı emretti.’ Bizde bunu harekat komutanına ilettik. İlettikten sonra da bize bağlı araçların sayısını tespit ettik. Ana ve Emercensi piste nasıl yerleştirebileceğimizi kendi aramızda değerlendirdik. Ancak yerleştirmedik. Kenarda hazır tuttuk. Hepsine piste girme talimatı verdiğimizde nerelerde olmaları gerektiğini anlattık. Bunu Ufuk Telsizi dediğimiz telsizden yaptık. Takiben tekrar beklemeye başladık. Saat 01.15'te Harekat Komutanı Tayfun Tuna arayarak ‘Araçları piste almamızı’ emretti. Bizde emri uygulayarak 2 pistte birer tane yangın aracı, bir tane takibet aracı, bir tane kırım kurtarma kamyonunu uçakların iniş teker koyacakları yerlere yerleştirdik. Tekrar beklemeye başladık.”
“ŞIRNAK’A GİTMEK İSTEYEN KARGO UÇAĞININ İNİŞİNE İZİN VERMEDİK”
Takiben bizim hava sahamıza batıdan Mavi 3-5 isimli bir kargo uçağı girdi. Rotasının Şırnak olduğunu, Şırnak ile alakalı bilgileri istedi. Biz bunları yine Harekat Komutanı Tayfun Tuna'ya bildirdik. Daha sonra uçağın içerisinde kimlerin olduğunu, manifestosunun ne olduğunu sorduk. 4-5 dakika bekledikten sonra uçağın boş olduğunu bildirdiler. Kuledeki üç kişilik ekip olarak cevabın 4-5 dakika geçtikten sonra bildirilmesi sebebiyle inanmadık. Daha sonra Ankara'dan ACC isimli Merkezden bize Şırnak'ın pistinin kapatıldığını, araçların piste konduğunu, kulenin de indirildiğini, Mavi 3-5 isimli askeri kargo uçağına bildirmemiz söylendi. Bizde bunu kendilerine ilettik. Daha sonra uçak tekrar bize çağrı yaptı. Şırnak'la alakalı çok karışık, kesin olmayan bilgiler aldığını, bilgiler kesinleşinceye kadar bizim kontrolümüzdeki hava sahasında bizim belirlediğimiz bir kısımda havada beklemek için izin istediler. Biz bunu tekrar Hava Harekat Komutanı Tayfun Tuna'ya bildirdik. Oda bize ‘ Tamam beklesinler.’ dedi. Biz bunu uçağa ilettik. Ancak uçak daha sonra bizi dinlemeyerek Diyarbakır'a doğru uçuşa devam etti. Bizim kontrol sahamızdan çıktıktan sonra tekrar bize doğru dönüşe başladı. RAPCON ile temas edip, bizim Malatya'ya iniş yapmak istediğini söyledi. Biz bu durumu BHHM'yle görüştük. BHHM uçak indiği takdirde bizim meydanı işgal edeceğini, uçağın inmesine kesinlikle engel olmamızı söyledi. Saat 02.20'de bu durumu Devlet Hava Meydanları İşletme Müdürüne söyleyerek ikazda bulunduk. Kendilerinin kontrolünde olan Seyrüsefer Yaklaşma sistemini kapatmalarını söyledik. Bizde kendi RAPCON ve TACAN cihazlarımızı kapatma talimatını ekiplere söyledik. Takiben pistin ışıklarını önce kapattık sonra tekrar açtık. Bu da eğer uçaklarda paraşütle hava indirmesi yaparlarsa bunu görebilelim diye yaptık. Pist içindeki araçların şoförlerine ikazda bulunup, araçtan inip arazide beklemelerini söyledim. Bir yandan da gözlerini açıp etrafı izlemelerini, herhangi bir hareketlilik olursa bize acilen bilgi vermelerini söyledim. Sonra uçak batıya doğru devam etti. “
“UÇAKTA SEMİH TERZİ VARMIŞ DEDİK, 'KİM LAN BU ADAM' CEVABINI ALDIK"
Darbe girişimi gecesi Özel Kuvvetler Komutanlığı girişinde Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen darbeci Tuğgeneral Semi Terzi’nin içinde bulunduğu uçağın Malatya askeri hava sahasında izinsiz olarak geçişi ile ilgili olarak detayı da anlatan - Hava Trafik Subayı Teğmen Hasan Çağrı Özağar, “Murat 5-6 isimli bir tane kargo uçağı doğudan batı istikametine gelerek Etimesgut Hava Meydanı ile alakalı bilgileri bizden istedi. Biz uçağa, içinde kimlerin olduğunu sorduk. Uçağın içerisinde Semih Terzi isimli generalin olduğunu ve emirleri ondan aldığını söyledi ve tekrar Etimesgut Hava Meydanını, hava durumunu ve emniyetli olup olmadığını sormamızı istedi ve kendisine aktarmamızı istedi. Biz bu durumu Tayfun Albay'a (7. Ana Jet Üssü’nde dönemin Harekat komutanı Hava Pilot Kurmay Albay Tayfun Tuna) sorduk. Kendisi sinirlenerek "Kim lan bu adam, bilgi milgi vermeyin" şeklinde söyledi. Biz bilgi vermedik. Bunun üzerine uçak batıya doğru devam etti.” şeklindeki ifadesi ile Terzi’nin içinde bulunduğu uçağın Malatya askeri sahasında izinsiz olarak geçtiğini belirtti.
“F4 UÇAĞI BİZDEN İZİN ALMAKSIZIN RULEYE ÇIKTILAR”
Teğmen Özağar, “Saat 03.50'de BHHM'den Üner Albay ve Recep Ünal General, 2-3 dakika arayla arayarak pistlerin durumunu sordu. Kayseri üzerinde bekleyen uçakların bizim piste inebileceklerini söylediler. Üs komutana durumu aktardık. Emri ile birlikte biz kendimize bağlı bütün seyrüsefer cihazlarını açtık. Ancak sivil ekiplerin cihazları açılmadı. Saat 03.56 'da emir kesinleşti. Bu kesinleşmeden sonra BHHM'den Akı Yarbay bizi aradı. İnecek tüm kurye uçaklarının emniyete alınarak içinden inen tüm personelin gözaltına alınmasını, bu emrin Ziya Cemal Kadıoğlu isimli Korgeneral tarafından verildiğini söyledi. Bizde bu durumu üs komutanı Tuğgeneral Emin Ayık ve Harekat Komutanı Tayfun Albay'a ilettik. Takiben bizim güvenlik Tabur Komutanlığından Murat Yüzbaşı'ya bilgisini verdik. Bu arada sivil terminalle de görüştük. Bizim bu uçakları terminaldeki hangi park yerlerine alabileceğimizi sorduk. Saat 04.18'de meydan müdürü telsizden Malatya Valisinin talimatı ile hiçbir uçağın terminal bölgesine alınmayacağı, terminali kapattıklarını söyledi. Bu sırada çok fazla telsizle bize çağrı yaptı. Ancak biz BHHM ve diğer birimlerle sürekli telefon ve telsiz görüşmesi yaptığımız için kendisine cevap vermeye fırsat bulamadık. Saat 04.28'de çağrı adı Esen 2-6 olan uçak inişe geçti. Ardından da diğerleri inişe geçtiler. Henüz 5. uçak inişteyken 2 adet F4 uçağı bizden izin almaksızın ruleye çıktılar. Bunlar ruleye çıkarken de bizden izin istediler, bizde izin vermedik. İzin vermeyince iki F4'ten ‘Anlaşıldı, biz ruleye devam ediyoruz.‘ dediler. Ancak biz kesinlikle rule izni de vermediğimizi bildirdik. İnişe gelen 5. Uçağı inişini yaptırmayarak pas geçirttik. 5. uçak en son uçak olarak piste indi. Diğer uçaklar arada iniş yaptılar. Yedek pist dediğimiz emercensi pistine park ettiler. F4'ler inen 4. ve 5. uçak arasına sıkıştılar. Bu arada Devlet Hava Meydanlarının araçları da ana piste çıkış yaparak pisti tamamen kapattılar. Bu sırada iki F4 daha ruleye bizimle temas kurmaksızın çıktılar. Ancak onlarda diğer uçaklar gibi kargo uçaklarının arasında kaldılar. Aslında oradan ana piste geçiş yapmaları mümkündü. Bu esnada inen uçakların da güvenliği sağlanmaya çalışılıyordu. Sivil ekibinde askeri ekibinde gözü kargo uçaklarındaydı.” diye ifadesini sürdürdü.
“4 ADET F4 UÇAĞI KALKSAYDI, HAVADA VURULACAKTI"
Hava Trafik Subayı Teğmen Hasan Çağrı Özağar ifadesini şu sözlerle tamamladı:
“Güvenlik Tabur Komutanı Murat Yüzbaşı telsizden bir kaç kez anons yaptı. Bizim ona ilettiğimiz talimatı üst komutanını telsizden arayarak teyit etmek istedi. Ancak üs komutanına ulaşmadı. Rule de olan dört tane F4 uçakta duruyorlardı. Bizi BHHM'den tekrar arayarak ‘Bu uçaklar kalkarlarsa, Meclis'i vuracaklar, kesinlikle kaldırmayın.’ dediler. Ayrıca yine arayarak ‘Şuan hava savunma uçakları havada, sizin meydana doğru geliyorlar, F4'ler kalkarlarsa kesinlikle vurulacaklar.’ dedi. Biz bunu üç farklı frekanstan yayın yaptık. Uçaklar bize kesinlikle cevap vermediler. Hatta bir tanesi motor sesini yükseltti. Ancak sonra geri kapattı. Bu sırada ben telsizden harekat komutanı Albay Tayfun Tuna'ya çağrı yaptım. Dört tane F4'ün izinsiz olarak ruleye çıktığını bildirdim. Kendisi bana ‘ BHHM'nin haberi vardır, tamam.’ şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine biz tekrar BHHM'yi aradık. Bu durumu kendilerine ilettik. Onlarda ‘Kesinlikle kaldırılmayacak’ şeklinde talimat verdiler. Ben bunu tekrar Tayfun Albay'a ilettim. O da telsizden bana bağırarak ‘Siz geri zekalı mısınız, ben BHHM ile görüştüm zaten, siz neden tekrar BHHM'yi arıyorsunuz’ şeklinde sözler sarfetti. Tekrar telsizden bize, ‘F4 uçaklarının kalkmasına yetebilecek, manevra yapabilecekleri bir alan var mı, kalkabilirler mi’ diye sordu. Bizde ona normal durumu değil, kargo uçakları arasında sıkıştılar şeklinde bilgi verdik. Ana pistin içinde de sivil ekiplerin araçlarının olduğunu, kalkmalarının şuan imkansız olduğunu söyledik. Yani yalan söyledik. Zira ana piste geçiş yapsalardı, kalkabilecekleri mesafe vardı. Ben harekat komutanı Tayfun Albay'a BHHM ile görüşmesini söyledim. Ancak kendisi bana ulaşamadığını ifade etti. Aslında istediği takdirde ulaşabilirdi. Ben BHHM'den arayanlara Tayfun Albay'ın cep numarasını verdim. Bir an önce ulaşmalarını talep ettim. Biraz zaman geçtikten sonra üs komutanı Emin Ayık telsizden Harekat Komutanı Tayfun Albay'a çağrı yaptı. Panter 1, üst komutanının çağrı kodudur. Panter 2 ise Harekat Komutanı Tayfun Albay'ın çağrı kodudur. Bağırarak ‘Telefonuna bak, telefonuna’ şeklinde söyledi. Takiben Tayfun Albay, Filo Komutanının odasından dahili numarası 4250 olan telefondan kuleyi aradı. Ben kendisine durumu tekrar anlattım. BHHM ile görüşmesini istedim. Bana da ‘Ben bir türlü ulaşamıyorum ki.’ şeklinde karşılık verdi. Tamam deyip telefonu kapattı. Takiben BHMM'den tekrar beni aradılar. Harekat Komutanının 4250 nolu dahili hatta bulunduğunu, bir an önce buradan arayabileceklerini söyledim. Takiben üst komutanı panter telsizinden ‘Ufuk 1, Panter 1’ diye çağrı yaparak ‘F4'ler geri dönsün’ diye çağrı yaptı. Bu bizi rahatlatan hamle oldu. Uçakları tekrardan U-1, U-18 ve U-Guart kanallarından üs komutanının emri ile bütün uçakların filoya geri dönmesini söyledik. Uçaklarda geri döndüler. Takiben biz tekrar kargo uçakları ile ilgilenmeye geri döndük. Güvenlik personeli uçakların içerisindeki personeli çıkartıyordu. Bu sırada Devlet Hava Meydanlarının araçları da pistin ortasına geldiler. Bu bizi en son rahatlatan hamle oldu. Artık oradan veya yedek pistten uçakların kalkması mümkün değildi. Daha sonra Albay İhsan Kaplan isimli biri ‘Kargo uçakları kesinlikle Malatya'dan kalkış yapmayacak ve bunun pilotlara da bildirilmesini’ istedi. Benim olay hakkındaki bilgim bundan ibarettir.
Şunu da ifade etmek isterim; F4'ler kalkış için ruleye çıktılarında, BHHM'nin ikazında belirttiği üzere hava savunma uçaklarının bu uçakları vuracağına dair emir verildiğinde ve bu bilgi bize aktarıldıktan sonra gerçekten kuzey istikametinden 50-60 mil arasında iki tane savaş uçağının bizim hava sahamıza doğru geldiğini takip ettik. Biz F4'lerin geri döndüklerini BHHM'ye bildirince, bu uçaklar geri dönüş yaptı. Şu hususu da belirtmek isterim; 7 adet kargo uçağının bizim hava sahamıza gelişleri sırasında, radar (BİKİM) RAPCON operatörlerini arayıp, bu uçakların yakıt durumunun kritik seviyede olduğunu uçakların bildirdiğini bizim görevlilere bildirmişler.”
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com